VEKİL İLGİ GÖRMEDİ
Gazetemiz muhabirlerinin katıldığı “adaylık açıklaması mahiyetindeki” toplantıya İl ve ilçeler yönetimlerinden neredeyse hiçbir yetkili tarafından katılım sağlanmadı. Ağırlıklı olarak ulusal gündeme dair bilinen açıklamaları yeniden dile getiren Aydın, yerel manada merak edilen adaylık konusuna da açıklık getirdi.
OLAY GAZETESİ OLARAK HER DAVETE İCABET EDERİZ
Gümüşhane AK Parti teşkilatından gelen basın toplantısı davetine Olay Gazetesi olarak icabet ettik. Bizler her kesimin her partinin ve her bireyin davetine basın mensubu olarak katılırız. Görevimiz icabı ve gazetecilik gereği icabet ettiğimiz bu davetlerin her makam ve mevkiideki insanlara da örnek olmasını temenni ederiz. Ahlaki ve ilkeli gazetecilik anlayışımız gereği ve kendisinin talebi üzerine yaptığı açıklama ile dile getirdiği konuları yayınlıyoruz.
DÖRDÜNCÜ DEFA “ADAYIM” DEDİ
Aydın, AK Parti Gümüşhane İl Başkanı Hakkı Gündüz ile Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen’in il dışında olmaları nedeniyle basın toplantısına katılamadıklarını, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Ömer Zor ile Kadın Kolları Başkanı Şükriye Karabulut Orhan katılımıyla basın toplantısı düzenlediğini söyledi. Bu toplantıda şehre yaptığını iddia ettiği hizmetlerin devamını getirmek için dördüncü defa aday olduğunu da dile getiren Aydın’ın adaylık açıklamasında bu kadar yalnız kalması dedikoduları da beraberinde getirdi. Parti il yönetimi ve yetkili mercilerinden hemen hemen kimsenin olmaması, “Kemalettin Aydın artık yalnız kaldı” yorumlarına neden oldu.
TÜZÜK BİZİM İÇİN DEĞİŞİYOR
Üç dönem kuralı için yapılacak tüzük değişikliği konusunda açıklamada bulunan Aydın, şunları söyledi: “ Tüzük değişikli partimizin MKYK ve MYK almış olduğu kararlar doğrultusunda olacak. MKYK’da tüzük değişikliği için kurulan komisyon, üçüncü dönem kuralının bu döneme ait olarak kaldırılma kararını aldı. Komisyon çalışmalarını tamamladı.12 Eylül’deki kongrede 1 maddelik bir oylamayla tüzük değişikliği yapılarak hem geçen dönem müracaat edemeyen üç dönemliklerimizin bu dönem benim gibi olan arkadaşlarımın da yeniden aday olmaları konusunda değişiklik yapılacak. Ben de Allah’ın izniyle başvurumu genel merkeze yapacağım. 8 seçim geçirmiş kişi olarak Gümüşhane’deyim. Bu çalışmalarım doğrultusunda başvurumu yapacağım. Bize neyin nasip olup olmayacağını yüce Rabbim tayin edeceği için 18 Eylül akşamında milletvekili aday listesinde olup olmamamız konusu ise nasip kısmet meselesidir.”
Ulusal gündeme dair bilinen açıklamaları tekrarlayan Aydın’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
ÜÇ DÖNEM MİLLETVEKİLLİĞİ
Aydın, milletvekili olarak kendisine üçüncü dönem milletvekilliğinin nasip olduğunu, Gümüşhane’ye sekiz yılı aşkın bir süre içerisinde onur duyduğu AK Dava içerisinde hizmet vermekten büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek, “Ben hayatımı insana hizmet olarak adamış bir kişiyim. Bir kişiyi yaşatarak, dünyada 7.5 milyar insanı yaşatmış kadar mutlu olan olmuş bir insanım. Bu şehre hizmet etme görevini de millet verdi, partimiz de onayladı ve 8 yılın üzerinde Gümüşhane’ye hizmet vermeye çalıştım. Gümüşhane’mizin ne kadar yatırım aldığını, diğer çevre illerden geçen vatandaşlar kendi illerine döndüklerinde anlatıyorlar. Kendi illerinin hizmet almadıklarını kendi siyasileriyle tartışıyorlar. AK Parti iktidarlarının Gümüşhane’ye ne kadar yatırım aldıklarını gerek çevre illerden gelip geçenler gerekse vatandaşlarımız görüyorlar. 13 yılda 6 milyar lirayı aşkın yatırım ilimize geldi ve hala yatırımlarımız devam ediyor. 7 Haziran seçimlerine giderken Gümüşhane’nin necip insanlarına 7 Haziran sürecini belirli bir şekilde anlatmaya çalıştık. Tek başına iktidarın güven ve istikrarı, ülkenin dışarıya ödediği borçların bu 13 yıllık dönemde ülkemizde nasıl yatırıma dönüştüğünü anlattık. Ancak bu anlatımlarda bir eksiklik oldu ki biz tek başına iktidar olamadık” ifadelerini kullandı.
KOALİSYON HÜKÜMETİNİ İSTEDİK
Aydın, 7 Haziran sonrası Türkiye’de güven ve istikrarın bozulmaması için AK Parti olarak milletin vermiş olduğu yetkiyi dikkate alarak, koalisyon kurulma çalışmalarına görev alınan günden itibaren çalışmaya başladıklarına işaret ederek, şöyle devam etti:
“Millet 7 Haziran’da tek başına hükümet değil, koalisyon kurulmasını söyledi. Biz, milletin sesi, milletin partisi ve milletin içinden olan ve milletle birleşen bir parti olarak milletin sesi olarak koalisyon kurmanın dışında bir şansımız yoktu ve onun için de koalisyon kurmada birinci parti olarak bu görev, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Sayın Davutoğlu’na verdiği andan itibaren tüm metotları denedik. Biz, tüm metotları denerken, MHP Genel Başkanı daha sandıkların kesin sonuçları açıklanmadan 7 Haziran akşamı Türk toplumuna ‘biz koalisyon kurmuyoruz, erken seçim istiyoruz’ diye arka arkaya gelen beyanatları olmuştur. Koalisyon görüşmelerinde görev aldığımız andan itibaren Sayın Davutoğlu bütün siyasi partilerin kapısını çalmıştır. Bu kapı çalışta ‘Biz AK Parti olarak Türkiye’de terörist olduğunu, terör olayları olduğunda teröristlerin terörist olduğunu söylemeyen, polislerimizi, askerlerimizin şehit olmasında bir kınama açıklamayan HDP ile koalisyon kurmayacağımızı baştan ilan etmiş bir siyasi partiyiz. HDP ile bir koalisyon kurmayacak olan siyasi parti MHP ve CHP ile görüşmelere başlamıştır. Bir grup arkadaşımız MHP ile bir grup arkadaşımız da CHP ile görüşmelerini sürdürmüştür. Siyasal farklılıkları olan 100 yıldır ayrı görüşte olan bir ayrı iki ucun arasında büyük farklılıkların olduğunun görülmesi üzerine CHP ile koalisyon kurulamayacağı anlaşılmıştır. CHP ile anlaşılamayacağı ön görüşmelerde anlaşılmıştır. AK Parti tabanı da CHP ile hükümet kurulmamasını arzu etmiştir, bu anketlerle de ispatlanmıştır. Tabanın ve milletin sesi olduğunu söyleyen bir siyasi parti, tabanın sesini dinlerken de bu ülkenin geleceği için ülke çıkarları göz önüne alınarak CHP ile hükümet kurulabilecekse kurma çalışmasını sürdürmüştür. Kurulamayacağı anlaşılınca da görüşmeler sonlandırılmış MHP ile tekrar görüşülerek HDP’li bakanların kurulacak bir seçim hükümetinde yer almasını istemiyoruz, gelin sizlerle beraber seçim hükümeti, isterseniz proje hükümeti, isterseniz 4 yıllık hükümet kuralım diye ziyaret edildi. Ancak MHP ‘biz sizlerle koalisyon kurmayacağız’ denildi ve 114. Maddeye göre de seçim hükümeti kurulsun isteğini dile getirmiştir. Bugün seçim hükümetinde iki HDP’li bakan vardır. Biz, Ak Parti olarak HDP’ye oy veren tüm seçmenleri saygıyla karşılıyoruz. Terörün, şehitlerin olduğu bir ortamda PKK’yi terörist olarak kabul etmeyen, KCK’nın yapılanmasında, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne karşı bir hareket olduğunu söylemeyen HDP’li bakanların hükümette olmasından da gönlümüz razı değildir. Bunun tek nedeni 7 Haziran akşamı ve daha sonraki görüşmelerde reddeden MHP’dir.
MHP ŞARK KURNAZLIĞI YAPIYOR
MHP seçim sonrası gerek koalisyon gerekse erken seçim hükümeti kurmayıp, erken seçimi AK Parti istiyor demek şark kurnazlığıdır. Biz, bu şark kurnazlığını milletin, toplumun takdirlerine bırakıyoruz. Bütün görüşmeler ve bütün görüşmelerden sonra siyasi partilerin yaptığı açıklamalar da ortadadır. Parti olarak Türkiye’nin istikrara ihtiyacı olduğunu ve bu istikrar için de erken seçime hazır olduğumuzu söyledik. Doların euronun yükseldiği, enflasyonun ve krizlerin olabileceği ülkeden kaçınmak istedik. Türkiye 13 yıl o kadar güzel yönetildi ki, bugün boşluk gibi algılanan bir süreçte ülkemiz büyük krizlere girmedi. Bu da Türkiye’nin 13 yıldır ekonominin iyi yönetildiğinin bir kanıtıdır.
CUMHURBAŞKANINA SAYGISIZLIK
Gümüşhane halkının her makama saygılı olduğunu, milletin oyu ile Cumhurbaşkanı seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan’ın meclise geldiğinde benim Gümüşhane karakterimdeki her kişinin ayağa kalkacağı kanaati ben de yüzde 100’dür. Ayağa kalkmayan Gümüşhaneli ve diğer illerden olan siyasileri kınadığımı paylaşmak istiyorum. Milletin devlet, vatan ve bayrak duygusuyla, siyasi imgelerini buna dayayarak milletin duygularını yok sayanları hep kınadık. Siyasi bir hareketseniz önce devleti, milleti, vatanı ve bayrağı önemseyeceksiniz. . Eğer sizpartimin amblemini önemseyeceğim derseniz siz bu millete hizmetten kaçmış olursunuz. Yine biz bu siyasi partilere koalisyon için teklifte bulunduk. Ama ne MHP ne de CHP, ülkenin bu kaostan çıkışına katkı vermemişler ve seçim hükümetinde yer almamışlardır.
TUĞRUL TÜRKEŞ’İN TEKLİFİ KABUL ETMESİ
Kendisinin adını takdirle zikredeceğim kişi MHP’nin kurucusu, başbuğun oğlu Tuğrul Türkeş’tir. Türkeş, ‘eğer bugün benim babam sağ olsaydı bu hükümete yapılan daveti kabul ederdi’ dedi. Tuğrul Türkeş, kendisine yapılan teklifi kabul etmiş ve bugün başbakan yardımcısıdır. Bu gerçek bir milliyetçilik ve gerçek bir vatansever davranıştır. Türkeş’in böyle bir koalisyonda yer almasını “rezillik’ diye nitelendirenlerin rezil olduğunu vurgulamak istiyorum. Tuğrul Türkeş’e rezil demenin bir rezillik olduğunu söylüyorum. MHP Milletvekili, Genel başkana ‘hükümetten kaçan parti, topluma kendini anlatamaz’ sözlerini söylediğini anlatan kişiye ben de aynısını söylüyorum. Hükümet kurmaktan hangi partinin kaçtığını bu millet an ve an görüyor. Kendi genel başkanına bunu söyleyip gelip Gümüşhane toplumuna, ‘AK Parti algı yönetiyor’ demesi, kendilerinin algı yönetiminde ne kadar profesyonel olduklarını gösteriyor. AK Parti hiçbir zaman algı yönetmemiş, toplum mühendisliği yapmamıştır. Biz, Gümüşhane’de AK parti olarak hiç algı yönetmedik. Algı hizmet yapmadan insanları ikna etmektir. Biz algı yönetmedik, hizmet yaptık. Biz algılarla değil, olgularla uğraşan siyasi partiyiz. Olgu da bizim hizmetlerimizdir. Hiçbir hizmetimiz yarım kalmayacaktır, planladığımız bütün hizmetler adım adım gelecektir. Türkiye’de AK parti’siz bir siyasi yönetimin söz konusu olmadığını gördü. MHP Gümüşhane Milletvekilinin Meclise verdiği soru önergelerinin mahiyetine bakarsak, 2002 de 17 uzaman doktor bulunan Gümüşhane’de bugün 70 uzman doktor olduğunu görmemezlikten gelemezsiniz. MHP’li sağlık bakanının hükümette bulunduğu yıllar ile bugün arasında ulaşılamayacak derecede çok büyük farklılıklar olduğunu görmemezlikten gelemezsiniz.”
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim