MHP 25. Dönem Milletvekillerinden Bildiri

İçlerinde 25. Dönem Gümüşhane Milletvekili Mustafa Canlı’nın da bulunduğu Konya Milletvekili Mustafa Sait Gönen, Elazığ Milletvekili Yavuz Temizel, Niğde Milletvekili Vedat Bayram, Balıkesir Milletvekili Recep Çetin, Çanakkale Milletvekili İbrahim Kürşat Tuna, Bayburt Milletvekili Karabey Kadri Karaoğlu, İstanbul Milletvekili Uygar Suphi Aktan, İzmir Milletvekili Aslan Savaşan, Karabük Milletvekili Durmuş Yalçın ile Kayseri Milletvekili Ali Kilci bildiri yayımladı.

“Yeni Bir Aşamaya Gelindi”

“Ülkücülerin tertemiz vicdanlarına, milliyetçi kamuoyuna, büyük Türk Milleti’ne” cümlesi ile başlayan bildirinin başlangıcında “Bu toprakların en köklü, en birikimli ve en güçlü siyasi fikir akımı olan Türk milliyetçiliğinin bugün sivilleşen, demokratik ve etnik ayrılıkçılığı dışlayan, herkesi Türk üst kimliğinde bölünme kabul etmez kutsal bir bütün halinde büyük Türkiye’yi yeniden inşa etmek üzere ortak hedeflerde bir araya getirme iradesine sahip yegane siyasi hareket olan Milliyetçi Hareket Partisi’nde 1 Kasım süreci ve sonrasındaki gelişmeler, il ve ilçe teşkilatlarının kapatılmasıyla birlikte yeni bir aşamaya gelmiştir” görüşüne yer verildi.

“Ahlaka da Ülküdaşlık Hukukuna da Aykırı”

“Türk Devleti’nin bütünlüğünün tasfiye edilmesi planları kan ve şiddet eşliğinde yürütülürken, Türklüğün bekasının teminatı olarak bildiğimiz ve bağlandığımız partimizdeki bu gelişmelerin hem partimizi,hem Türk demokrasisini hemde Türk Milletini telafisi mümkün olmayan bir çözülüşe doğru sürüklediğini üzülerek takip etmekteyiz. Ülkücülüğün asgari şartı, her hal ve şartta irade beyan edebilmek ve tavır koyabilmektir. Parti tüzüğünde tanımlanmış meşru haklarını kullanarak hukuki ve vicdani temelde irade beyan eden ve kurultay çağrısında bulunan ülküdaşlarımızın siyasi linçe maruz bırakılmaları ülkücü ahlaka da ülküdaşlık hukukuna da aykırıdır, kabul edilemez.”

“Teşkilatların Kapatılması”

“MHP teşkilatlarının kapatılması, tahammül edilmesi asla mümkün olmayan bir 12 Eylül geleneğidir. Ülkücülerin yeri geldiğinde can vererek koruduğu, yeri geldiğinde evladının rızkından keserek yaşattığı parti teşkilatlarının genel merkez eliyle kapatılması hiçbir gerekçeyle meşru görülemez. 1 Kasım sonuçlarına tahammül edebilenlerin, hatta bunun bir başarı olduğunu söyleyenlerin kendi delegelerine ve teşkilatlarına tahammül edemeyişleri manidardır. 4 ayda yaklaşık 2,5 milyon seçmenini kaybederken istişare ve meşveret müessesesini çalıştırmayıp, bölücülerin bile gerisinde kalmayı içlerine sindirebilenler, şimdi bütün hınçlarını sadece irade beyan eden ülküdaşlarımıza ve teşkilatlarımıza yöneltmişlerdir.”

“Partimize Yönelik Kumpas”

“Partimize yönelik her kumpası sessizce seyredenler, en ağır hakaretleri dahi sineye çekenler, şimdi teşkilatlarımıza kilit vurmuşlardır. Her itirazı komplo, her eleştiriyi ihanet, her değişim ve onarım talebini ajanlık olarak yaftalamakla gidilecek yol, varılacak menzil kalmamıştır. MHP’lilerin, mevcut siyasi tabloyu kabullenmelerini istemek ve beklemek gaflettir. MHP’nin geleceğine Ülkücüler karar verecektir. Kiminle yürüyeceğimize ise AK Parti medyası değil Milliyetçi Hareket Partililerin ortak aklı karar verecektir. Bütün bu ilkeler doğrultusunda, şeref ve sadakatle mensup olduğumuz partimizdeki gelişmeler karşısında sessiz kalmayı suç ortaklığı sayıyor ve kimseye diyet borcumuz bulunmamasının huzuruyla diyoruz ki: ‘Ülkücülerin, iradelerini beyan etmek için kimsenin iznine veya icazetine ihtiyacı yoktur. Hangi yönde tecelli ederse etsin her ülkücünün kararı meşru ve muteberdir. Ülküdaşlık hukukunu zedeleyen ve ülkücüleri birbirine düşürmeyi hedefleyen üslup ve söylemler terk edilmelidir. Bir 12 Eylül cunta geleneği olan teşkilat kapatma uygulamasına derhal son verilmelidir. Mahkeme kararı beklenmeden olağanüstü kurultay kararı genel merkez tarafından alınmalı, ülkücü Milliyetçi Hareketin ve Türk Milletinin geleceği mahkeme salonunda değil kurultay salonunda belirlenmelidir.”

“Parti İçi İktidar Değil”

“Hesaplaşma olmadan helalleşme olmaz diyorsak, toplanması gereken kurultayda 1 Kasım sürecinin hesabı verilmeli ve devamında helalleşilerek bir bütün halinde yola devam edilmelidir. Son olarak şunu eklemek isteriz ki, bu girişimimiz parti içi iktidar mücadelesi değil, Ülkücülerin hukukunu koruma, MHP’nin geleceğini teminat altına alma ve aziz Türk Milletinin kurtuluş ümidi olma gayretidir. Aziz Milletimiz ve Ülküdaşlarımız gönüllerini daraltmasın, inancını yitirmesin. MHP bu badireyi de atlatacak ve kutlu dava er geç muzaffer olacaktır. Allah yar ve yardımcımız olsun. Saygılarımızla.”