• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Gümüşhane : 6 °C
  • Trabzon : 15 °C

MAZERET KABUL ETMİYORUZ

13.07.2015 18:30
MAZERET KABUL ETMİYORUZ
Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı İsmail Akçay, “21’inci yüzyıl Türkiye’sinde bürokrasimizdeki hantal yapıyı kabullenmemiz mümkün değildir. Bürokrasi, yatırımcı ve özel sektörü engelleyici değil, yatırımcı ve özel sektörün önündeki engelleri

Akçay, gazetemize yaptığı açıklamada, bütün kurumların asli görevinin çözüm üretmek olduğunu belirterek, “Bahane bulmak, bana göre işin kolaycılığıdır. Dolayısıyla mazeret kabul etmiyoruz. Bütün işler yapılacak, bütün sorulara olumlu cevap alınacak ve olumlu cevap verilecek diye bir şartta tabi ki yok. Kamu ve özel sektör karşılıklı anlayış içerisinde olmalıdır.  Hizmet etmeyi birinci öncelik olarak alırsak, bunu hedeflersek işlerimiz daha kolaylaşır. Özel sektör kurumu veya kamu kurumu, hangisi olursa olsun her kurumun esas olan görevi insan hayatını kolaylaştırmaktır. İnsan hayatını kolaylaştırmayı bütün kurumlar olarak bir sevda haline getirmemiz lazım. Bizdeki kamu idaresi her şeyi ben bilirim mantığıyla hareket edince, işleri çözemiyoruz” dedi.

Şikayet etmek çok kolay

“Hayatta en kolay işlerden bir tanesi şikayet etmektir. Eleştirmek ve şikayet etmek hem çok kolaydır, hem de insanlara haz verir. Eleştiri toplumda prim yapar. Çok da ilgi çeker. Maalesef bu tür olumsuzluklar daha çok ilgi çekiyor toplumda.”

“Görevimiz Hizmet”

Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası olarak görevlerinin mensuplarına, üyelerine hizmet etmek, bu hizmeti de yasanın vermiş oluğu yetkiler dahilinde yapmak olduğunu dile getiren Akçay, “Bizim de bağlı olduğumuz yasa var. Üyelerimize hizmet verirken kamu işlerinin, kamu düzeninin yürümesi esnasında bize ihtiyaç duyulan noktalarla ilgili bütün kurumlarla birlikte çalışarak, onlarında işlerine yardımcı olmak, bilgi eksikliklerini, bilgi akışını sağlamaktır. Hem üyelerimizle, kamu arasında köprü vazifesi gören bir kurumuz, hem de kamu kurumlarının vatandaşımıza hizmet etme noktasında, ihtiyaç duyulan konularda, bize yapılan başvurularda onun karşılığını vererek, çözüm üreten bir kurumuz” ifadelerini kullandı.

 “Gümüşhane’nin esas gücü özel sektör”

Gümüşhane’nin esas gücünün özel sektör olduğunun altını çizen Akçay, “Bu memleketin üretime ihtiyacı var mı, var. Bu memleketin istihdama ihtiyacı var mı, var. Bunları kim yapacak, bunların tamamını yapacak olan ve yapan özel sektördür. Bu ülke büyüyecek mi büyüyecek, pastayı büyütecek miyiz, evet. Bu ülkeyi büyütecek olan özel sektördür. Bu ülkenin esas gücü, büyük harflerle söylüyorum özel sektördür. Üreten, istihdam sağlayan, ihracat yapan, ekonomiyi büyüten özel sektördür. Bu yüzden özel sektör, kamu yönetimiyle birlikte omuz omuza çalışmalı. Özel sektör olarak biz üretimi, istihdamı, ihracatı yapabilmemiz için kamunun altyapıyı hazırlaması ve bizim yolumuzu açması lazım. Eğer kamu yönetimi çözüm arayıcı bir mantık içerisinde olmazsa o zaman özel sektörün işleri tıkanıyor” ifadeleri ile düşüncelerini belirtti.

Kamu yönetiminin özel sektöre çözüm odaklı bakmasını istediklerini söyleyen Akçay cümlelerine şöyle devam etti:

“Kamu idaresi her şeyi ben bilirim mantığıyla hareket ediyor”

“Bir kere kamu yönetimi her şeyi ben bilirim anlayışından vazgeçmeli. Bu anlayış yanlış, bunu kimse söyleyemez. Bizdeki kamu idaresi her şeyi ben bilirim mantığıyla hareket edince, işleri çözemiyoruz. Bizim birbirimizi anlamaya çalışarak meselelere yaklaşmamız lazım. Kadrolu çalışma sistemi maalesef biraz kamunun hantallaşmasına sebep oluyor. Keşke bütün kamu çalışanları sözleşmeli olsa, niye kamu çalışanlarından iflas eden kimseyi bulamazsınız ama özel sektör çalışanlarından her gün iflas eden çok sayıda insanı görüyoruz.  Yani kamu sektöründe hayat garantisi vardır, iş garantisi vardır. Kamu sektöründe yapılan yanlışların bedelini ödemek yoktur. Ama özel sektörde hayat garantisi ve iş garantisi yok. Kazanç garantisi yoktur. İflas etme şansı da çok yüksektir.”

“Kamunun esas görevi vatandaşı ezmek mi ?”

“Bu gün köylerimizde, köylülerimizin yeri kalmadı, köylerimizde ki köylülerin yeri ne oldu? Buharlaşmadı hala yerinde, ama köylerin hepsi hazinenin malı oldu.  Bu bürokrasinin bir yanlışı, bu bilirkişi raporlarını veren bilirkişilerin yanlışlığı. Bu gün gidin bu konuda bir tane memnun olan köylü bulabilirseniz, ben bu söylediğim her şey için özür dileyeceğim. Bir tane memnun olan köylü bulamazsınız. Kamunun esas görevi vatandaşı ezmek mi ? Kamu çalışanı memur olduğunu bilmeli, kamu çalışanı buradaki görevinin vatandaşa hizmet etmek olduğunu da bilmeli.”

“Çifte standartlarda verilen kararlar”

Kamu kurumlarında birçok toplantı yapılıyor, ama sonuç alınmayan toplantılar. Çifte standartlarda verilen kararlar,  özel sektörün önünü tıkayan kararlar alınıyor. Gümüşhane’de de, Türkiye’nin her yerinde de böyle. İlimizde yapılan kamu kurumlarındaki toplantılarda zaman zaman toplantı adabının olmadığını da görüyoruz. Bu kamu da hep ben bilirim, hep kamu bilir, özel bilmez mantığı olunca toplantı adabı da kalmıyor. Bu memlekette özel sektör varsa diğer kurumlarda var. Bu bakımdan sadece ve sadece müşteri memnuniyeti derken, bu durumu sadece özel sektörden beklemek büyük haksızlık olur. Özel sektör temsilcisi, kamu kurumlarına da gittiği zaman oranın müşterisidir.”

“Özel sektöre haksızlık yaptığımız kararlar oluyor”

“Kamu kurumlarında ki koltuklar sohbetler yapılması için koyulan koltuklar değil, vatandaşın geldiği zaman oturacağı, dinleneceği koltuklardır. Bugün bizim kamu kurumlarında birçok kararları alırken özel sektöre haksızlık yaptığımız kararlar oluyor, bilerek ya da bilmeyerek ya da evrakın gelişinden kaynaklanan tutulan raporlardan kaynaklanan, yönetmeliklerden kaynaklanan sebeplerden dolayı vatandaşların aleyhine verdiğimiz birçok karar oluyor, ama komşu illerde bakıyorsunuz ki aynı konularla alakalı daha farklı kararlar alınıyor. Şimdi bizim  ilimizde vatandaşın köyünde tapulu yerine ev yapmasına izin vermiyoruz, ama komşu ilimizde karayolunun ortasına petrol istasyonu yapılmasına izin veriyoruz. Bunun neresinde eşitlik adalet var.”

“Bürokraside ki hantal yapı”

“Bürokraside ki hantal yapının düzelmesinin tek bir yolu var. Bütün çalışanlar sözleşmeli olmalı ve sözleşmeli olunca çalışan herkes, yaptığı güzel şeyler için ödüllendirilmeli, yaptığı kötü şeyler içinde bedelini ödemeli. Ama bu gün ki kamu yönetimin de bedel ödeyen hiçbir kimse yoktur. Kamu çalışanlarının yaptığı bütün hataların bedelini de yine özel sektör ödüyor. Peki bedel ödemediğiniz zaman siz işinize emek verir misiniz ? Ekmek, endişe olmadığı zaman işinize önem veriri misiniz, vermezsiniz. Onun için bu kadrolu olarak çalışmanın sonucunda ve kamu kurumlarının birbiriyle alakalı denetimlerinde meslektaş dayanışmasını ön plana çıkardıkları sürece, kamu hantallığının önüne geçemeyiz, bunun sonucu da kamudaki israf ekonomisi yaratılmıştır.”

“Sapla samanı da birbirine karıştırmamak lazım”

“Kamuda bir israf ekonomisi olduğunu görüyoruz. Burada en önemlisi zamanda israf. Mesaide israf, çeşitli ücret ödemelerinde israf, makam araçlarında israf ama en önemlisi de mesai saatlerinde israf. Bunların önümüzdeki aylarda ve yıllarda düzeleceğini ümit ediyoruz. Bütün bunları söylerken kamuda işini yapan işinin hakkını veren mesaisini zamanında değerlendiren orada israf konusunda müthiş hassasiyet gösteren kamu çalışanımız da var. Tabi sapla samanı da birbirine karıştırmamak lazım.”

“Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğiz”

“Bunları söylerken hiçbirimizin hedefi birilerini eleştirmek, birilerini karalamak asla değildir. Esas olan yanlışları, eksikleri birbirimize söylemektir. Yanlışları ve eksikleri söylemediğimiz müddetçe doğru yolu bulma şansımız olmaz. Sürekli birbirimizi alkışlarsak, o zaman yanlışı da alkışlamış oluyoruz doğruyu da. Biz sadece doğruyu alkışlayacağız.  O yüzden doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğiz.”

“Derdimiz üzümü yemek, bağcıyı dövmek değil”

“Kamu kurumlarında gerçekten hizmet veren, insanlarımız gittiği zaman memnuniyetle döndüğü kurumlarda vardır. Ama esnafımızın gitmek istemediği kurumlarda var. Bizim derdimiz üzümü yemek, bağcıyı dövmek değil. Bunun için esas olan vatandaşın memnuniyetidir.”

“Vatandaş kamu kurumuna keyif için gitmez”

“Bir vatandaş kamu kurumuna keyif için gitmez. İşi, derdi, problemi yoksa vatandaş kamu kurumuna neden gitsin, kamu kurumuna giden bir insanın bir derdi bir problemi vardır. Bu sıkıntısı haklı veya haksız olabilir, kesinlikle yasalara aykırı olan ve yanlış olan işlerle alakalı hiçbir talebimiz olamaz. Eleştirimiz olamaz.”

“Bu gün git, yarın gel”

“Bazı kurumlarda “Bu gün git, yarın gel” hala devam ediyor. Bahaneleri de yetkililerin raporlu ve ya meşgul olduğu. İşler engelleniyor. Ya da zaman kaybediliyor, israf ediliyor. Performansa bağlı bir ücret sistemi geliştirmemiz lazım, bu gün özel sektör performansa dayalı bir ücret sistemini getirdi ve bunu uygulayan şirketler, firmalar hem verimli hem de başarılı oluyor. Üstelik oralarda hantal bir yapı olmuyor. Dinamik bir yapı görüyoruz. Performansa göre ücret de o zaman diyorum ki ben çok çalışıyorum, çok ücret almalıyım, ama kamuda böyle bir şey yok, kamu da çok çalışsanız da almıyorsunuz. Performansı yüksek olanın ücreti yükselmiyor. Düşük olanın da ücreti düşmüyor.”

“Performansa dayalı sistem”

“Çalışanla, çalışmayanın farkı olmayınca, biraz da duyarsız insanımız olunca, kamuda verimlilik düşüyor. Bana göre verimliliğin artması, performansa dayalı sisteme geçilmesi gibi yollar denenebilir. Bu yollarla ülkemizdeki kamu hizmetleri daha verimli hale gelebilir. Kamu hizmetlerinde verimlilik olmazsa özel sektör yatırımı yapamaz, istihdam yapamaz. Özel sektörün bunları yapabilmesi için kamunun alt yapıyı hazırlaması lazım, özel sektörün hızına yetişen bir altyapı hazırlanması lazım. Bugün birçok sektörde, o sektörün gelişme hızıyla, onu düzenleyen kanunların gelişme hızı arasında fark var. Kanun ve yönetmelikler çok geriden geliyor. Özel sektörün gelişen hızına kamu sektörünün yönetmelikleri ve yasaları yetişemiyor. Engellerimizin biri de budur.”

İbrahim Özdemir-Figen Tok

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim