BU MEMLEKET HEPİMİZİN

Demir, mesajında, “Milletimiz maalesef bir kutuplaşma içine düşürülmüş durumda. Halbuki hava kadar, su kadar huzura muhtacız. Sadece bugün değil, bir çok vakit büyük badireler atlattık. Alevi-Sünni denerek, şu partili bu partili denerek, Kürt-Türk denerek muhafazakar-liberal, sağcı-solcu denerek kardeş kardeşe düşman edilmeye çalışılmıştır. Mevcut yönetim de malesef iktidar da kalmak için her yolu mubah görür hale gelmiştir. Usule erkana pek riayet edilmediğinden huzursuzluk,  güvensizlik, verimsizlik artıyor. “İtibardan tasarruf olmaz’’ denerek bu milletin alın teri, yetimin hakkı israf ediliyor. Acısını, derdini anlatmaya çalışan insanlarımızı yerlerde tekmelemekten, meramını anlatmaya çalışan çiftçimizi kovmaktan kaçınmadılar. İnsanlarımız arasında yıllardır ayrım yapıldı. Kimileri kayrılıp baş  tacı edildi, kimileri hor görülüp dışlandı. Tabi böyle olunca adaletin ayarı bozuldu” dedi.

Söylenen ve yapılanların birbirini tutmadığını kaydeden Demir, açıklamasına şu sözlerle devam etti:

“Son yıllar da söylenenlerle yapılanlar birbirini pek tutmamaktadır. Çocuklarımız, gençlerimiz bin bir umutla okudular. Bir işe girebilmek için iktidara yalvarır hale getirildiler. Ne yazık ki yöneticiler, bakanlar, “Her üniversite mezunu iş bulur, diye bir kural yok” diyerek kapıları gençlerimizin yüzüne kapattılar. Çiftçimiz, köylümüz, tohuma, mazota muhtaç hale getirildi. Kendi toprağını işleyemez kendi yurdunda geçinemez hale düşürüldü.100 yıldır bu milletin dişinden, tırnağından keserek, canını dişine takarak yaptığı fabrikalar, tesisler gözlerini kıpmadan yabancılara üç-beş kuruşa satıldı. Milletin malı mülkü heba oldu. Devletin çalışanı, memuru, işçisi birbirine kem gözle bakar hale geldi.

Ekonomi Ortada 

Eğitim sistemimizin, ekonomimizin, sanayimizin görüyorsunuz hali ortada. Adeta sanayimiz çökmüş, tarımımız bitmiş durumda. Ülkemizin değerli neyi var, neyi yoksa işlenemez, üretim yapamaz hale gelmiş durumda. Maalesef her seçim dönemin de “Araba yapıyoruz, uçak yapıyoruz’’ denerek hayali vaatlerle halkımız oyalandı, kandırıldı. Dış politika da düşman olmadığımız, taviz vermediğimiz, çıkarlarına hizmet etmediğimiz neredeyse bir tek ülke kalmadı. İç ve dış politika da yaşanan olayların, yapılan büyük hataların sonucunda ülkemiz Allah korusun ayrışmanın, parçalanmanın eşiğine geldi. Terör örgütleri ülkemiz de cirit atar hale geldi.15 Temmuz darbe teşebbüsü ise milletimizin cesaret ve basiretiyle atlatılabildi.

 Bizim Mücadelemiz…

Benim derdim, içine düşürüldüğümüz bu perişan halden kavgasız, gürültüsüz nasıl çıkacağız, birbirimizi kırmadan üzmeden, el ele verip tüm bu yaşananları nasıl geride bırakacağız işte bu. Biz hep doğru olana talip olduk. Bizim mücadelemiz milletvekili sayısıyla, bakanlık pazarlığı ile ölçülebilecek bir mücadele değildir. Bizim mücadelemiz hak yiyenlere karşı hakkı yenenlerin mücadelesidir. Biz üniversite mezunu işsizlerin hakkını arıyoruz. Açlığa mahkum edilen emeklinin, asgari ücretlinin hakkını arıyoruz. Sadece seçim öncesi hatırlanan esnafın hakkını arıyoruz. Bir gece ansızın bir kararname ile işinden, eşinden, aşından edilenlerin hakkını arıyoruz. Eli nasırlı, yüreği hüzünlü çiftçinin hakkını arıyoruz. Fabrikasını haraç mezat elden çıkarılan şeker işçisinin, üretime kota konan pancar üreticisinin hakkını arıyoruz. Hukuksuzluğa karşı hukukun, kararnameye karşı kanunun mücadelesini veriyoruz. Siyasetin de, ekonominin de, eğitimin de nihai hedefi insanımızın mutluluğudur. İnsanlar işi ve aşı varsa, insanlık onuruna yaraşır bir hayat seviyesine sahipse mutlu olurlar. Eğer ekonomik uygulamalar yatırım ve üretim, harekete geçirmiyorsa, işsizliği çözmüyorsa, milletin ekonomik refahını arttırmıyorsa o ekonomi politikaların da bir yanlışlık var demektir. Son 10 yılda en fazla kar eden kuruluşlar bankalar ise ve faiz lobisine son 10 yılda 700 milyar ödenmişse uygulanan politikalarda çok ciddi bir sıkıntı var demektir.

Derdimiz Makam Değil 

Şuan da emin olumuz ki bizim derdimiz makam derdi değil, vatan derdidir. Hiçbir kimseye, hiçbir partiye, hiçbir görüşe karşı bir tutum içinde değilim. Benim davam, Aşık Veysel’in dediği gibi ‘’insanlık davası’’dır. Başka bir beklentim de yoktur. Şu fani dünyadan göçüp gittiğimde, “vatanı için, ülkesi için elinden geleni yaptı. Allah şahittir. Bizler de şahidiz.” Denirse benim için dünyanın en büyük onuru, şerefi bu olacaktır. Onun için çocuklarımıza sesleniyorum, annelerimizi sesleniyorum, çiftçilerimize sesleniyorum, sanayicilerimize, mühendislerimize sesleniyorum, işçilerimize, ustalarımıza, çıraklarımıza sesleniyorum, öğretmenlerimize öğrencilerimize sesleniyorum, hastalarımıza, hekimlerimize sesleniyorum, kadınlarımıza, erkeklerimize sesleniyorum, gençlerimize, yaşlılarımıza sesleniyorum. Gün bugündür. Gün birlik olma günü. Gün birbirimize saygı ile sevgi ile yaklaşma, birbirimizin göz bebeğinin içine bakıp tebessüm etme günüdür. Gün hiçbir parti arasında ayrım yapmadan, her bir insanımızın değerli olduğunu hatırlama, bunu birbirimize söyleme günüdür. Gün insanımızın içine düşürüldüğü bu tükenmişlik, değersizlik, bıkkınlık, halinden kurtulma günüdür. 7’den 70’e tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum. Senlik benlik demeden, gelin bir olalım. El ele verelim. İçine düşürülmüş olduğumuz bataklıktan birbirimize el atarak, birbirimize umut olarak çıkalım. Gelin el ele verelim. Çocuklarımız, gençlerimiz geleceğe umutla baksın. Annelerimiz, çocuklarının geleceğinden emin olsun. Çalışanlarımız korkusuz bir şekilde, endişe duymadan yastığa başını koysun. Bu memleket bizim, bu memleket hepimizin. Gelin hep birlikte sahip çıkalım. Gelin bu gidişi değiştirelim. Korkmadan, endişe duymadan, ürkmeden, huzur, barış, kardeşlik içinde yaşanan bir ülkeyi hep birlikte inşa edelim.

Gelin Birlikte Yürüyelim

Ben de Gümüşhane’liyim ve içinizden biriyim. Sizleri asla kandırmayacağım, aldatmayacağım, istek ve arzularınızı en güzel şekilde Allah’ın izniyle mecliste dile getireceğim ve gerçekleşmesi içinde elimden geleni yapacağıma dair söz veriyorum. Sizlerden ricam şudur ki. Gelin bu yolda hep birlikte yürüyelim. Yeniden Gümüşhane’mizi ve Türkiye’mizi hep birlikte en güzel şekilde inşa edelim. Son olarak şunları söylemek istiyorum. Ben Avukat Akın Demir Saadet Partisi Gümüşhane Milletvekili adayıyım. Allah’ın izniyle çıkmış olduğumuz bu yolda hep birlikte başaracağımıza inanıyor hepinizi sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.”