1 KASIM’DA KOALİSYON ÇIKACAK”
Canlı, 1 Kasım seçimleri için yerelde umutlu olduklarını dile getirerek, genelde de koalisyon beklediklerini ifade etti.
“Toplumun her kesimi beni tanıyor”
7 Haziran süreci içerisinde yaşadıklarını anlatarak değerlendirmesine başlayan Milletvekili Canlı, “15 yıldır Belediye Başkanlığı görevi yapmış bir kişi olarak, çocuğundan, ihtiyarına toplumun her kesimi beni tanıyor. Dolasıyla söylenen ifade şu şekildeydi: “Efendim sizi seviyoruz ama siz vekil olsanız da AK Parti tek başına iktidar olacak. Dolasıyla muhalefet partisi olarak siz ne yapabilirsiniz?” En çok karşılaştığımız soru buydu. Doğrusunu söylemek gerekirse bizde AK Parti’nin iktidardan gideceğini tahmin etmiyorduk. Biz ilimizin ve ülkemizin temel sorunları noktasında çözüm önerimizi ortaya koyacağız deyip, vatandaşla bir diyalog içerisinde oluyorduk. Bu çerçevede 7 Haziran seçimleri geçti. 7 Haziran seçimleri sonuçlanınca da kimsenin beklemediği fakat Türkiye gündeminin nabzını tutanın beklediği bir sonuç oldu” diye konuştu.
“Perşembenin gelişi, Çarşambadan belli”
Canlı, ülkemizde 7 Haziran’dan sonra başlayan ve artan terör olaylarının bir koalisyon hükümetinin kurulamamasından kaynaklanmadığını ifade ederek, “Oluşturulmak istenen algı şu olabilir, ‘istikrarsızlık var, istikrarsızlık olduğundan dolayı terör hadiseleri oluyor, millet bunu görün’ diye iktidar partisi tarafından yine bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Oysaki Perşembenin gelişi, Çarşambadan belli. Siz istihbaratınızı yapmalısınız. Siz gerekli tedbirleri almalısınız. Terör örgütlerinin amacı toplumda kargaşa ortamı oluşturmak. Bu kargaşadan kendi payına düşeni almak. 13 yıldır Türkiye’yi yürüten bir irade var. Siz 13 yıldır bu Türkiye’nin sorunlarını çözememişseniz, Türkiye’nin sorunlarını belli bir raya oturtamamışsanız, bundan sonra bu durumu nasıl oturtabileceksiniz ki. Toplum öyle bir ayrışmaya gidiyor ki. Bu ayrışan Türkiye’de, dün sorunları çözemeyen siyasal idare, bugün bu sorunları çözme şansına sahip olabilir mi? Bugün AK Parti’nin yüzde 70’ de oy alsa dünden çok daha güçsüz olduğunu düşünüyorum. O yüzden akla, mantığa ihtiyaç var” diye konuştu.
“MİT ne güne duruyor”
Cumartesi günü Ankara’da yaşanan patlama ile ilgili konuşan Canlı, “Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ne güne duruyor. MİT denilen bir kuruluş var. MİT’in bu bağlantıları çözmesi lazım. Bu terör hadisesi bir güne mahsus bir olay değil. Neticede bu istihbaratı sağlamanız lazım. Siz bu tedbirleri alamıyorsanız suçlu o iradedir. İçimiz yanıyor. Bu insanların ne suçu vardı? Hangi siyasi görüşten olursa olsun. Amansız bir şekilde bu terörü lanetlemek lazım. Türkiye huzur içerisinde olsun, terör olayı olmasın, biz vekil de olmayalım, MHP de olmasın, kim bu ülkeyi yönetirse yönetsin, bizim böyle bir derdimiz yok. Bu terörün mutlak suretle kökünün kazınması lazım. Devletin emniyeti, askeri, istihbarat teşkilatlarının sağlıklı çalışması lazım. Devletin ağırlığını eften püften meselelere vereceğine, bu tip olaylara daha çok ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Çözüm süreci ihanet sürecidir”
Parti olarak çözüm sürecine en başından itibaren karşı olduklarını dile getiren Canlı, “7 Haziran’da da Genel Başkan Devlet Bahçeli farklı bir düşünceye sahip değildi. Devlet Bahçeli’nin üzerinde durduğu hassas bir konu vardı. O da Çözüm Süreci.İlk günden bu yana Bahçeli, ‘bu çözüm süreci ihanet sürecidir, bunun Türk toplumuna katacağı bir şey yoktur, bu bizi ayrıştırmaya götürür’ diye düşüncesini ortaya koydu. Bu Devlet Bahçeli’nin bir öngörüsüdür. Devlet adamlarının en temel kavramlarından bir tanesi günlük olayları yorumlamak değil, 5 sene sonrasını görebilmektir. Herkesin Bahçeli’nin buradaki hakkını teslim etmesi lazım. Bugün çözüm süreci sonuca ulaşamamışsa, bunda Sayın Bahçeli’nin müthiş bir katkısı vardır. Daha çok verilecek tavizlerin verilmemesini sağladı. Bir muhalefet varsa işler daha sağlıklı yürür. MHP çözüm sürecine karşı olduğundan dolayı, siz çözüm sürecine devam edecekseniz, bizim çözüm sürecinde olma şansımız yok. Asıl püf nokta burasıdır. Sayın Bahçeli ‘biz muhalefette kalacağız’ demedi. Bunlar olmayınca Bahçelinin dediği şu da vardı, ‘biz en kötü şartlarda devleti, milleti hükümetsiz bırakmaz, gövdemizi taşın altına kor ve hükümet oluruz” şeklinde konuştu.
Canlı’nın gündeme dair açıklamasından diğer satırbaşları
Türk kelimesi anayasadan çıkamaz
“Biz yolsuzluklardan hesap soracağız demedik mi, biz Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içerisine çekilsin demedik mi, biz anayasanın ilk 4 maddesi değişsin demedik mi. Biz bunları secim meydanlarında dedik ve toplumdan bu şekilde oy aldık. Hemen seçim gecesi, “Biz bunların hepsini kenara atıyoruz, set çekiyoruz, hükümet olmak için her şeye varız” desek o zamanda çok daha farklı eleştiriler, çok daha farklı sözler ortaya çıkar. Devlet Bahçeli dört madde değişmesin diyor. Ben inanıyorum ki, bu dört maddeye karşı koyacak Türk vatandaşı yok. Toplumun gözünden bir şey kaçıyor, buna dikkat çekmek istiyorum. Şu anda AK Parti’nin seçim beyannamesinde anayasanın değiştirilmesi noktasında bir talebi var. Diyor ki “Etnik temele dayalı ifadeler kesinlikle anayasadan çıkartılacak.”Bu ne demek. Bu Türk kelimesi orada kalamayacak demek. Biz Türk kelimesinin anayasadan çıkmasına karşıyız. Ama bugün seçim beyannamesinde var. Onlar zaten Türk kelimesini etnik temekle dayalı bir anlayış olarak görmüyorlar mı.”
“Algı oluşturma nereye kadar gidecek”
“Önce tabi ilkelerinizi zorlayacaksınız. Ama bu ilkelerinizde olmadığı aman en azından bir ortak paydada buluşmanın yollarını arayacaksınız. O zaman toplumda sizi kabul eder. MHP en son geldiği noktada hükümet olmak istedi. Ama ne oldu AK Parti’nin hepsi de şunu kabul ediyor ki, seçim hükümetini, azınlık hükümetini dayattı. Koalisyon olmak için bir iradeyi ortaya koymadı. Ama algı oluşturmaya da gelince, müthiş bir şekilde algı oluşturmanın yollarını aradı. Ya bu algı oluşturma nereye kadar gidecek. Bu ülkede huzursuzluk olursa, bu ülkede şunlar bunlar olursa, siz algı oluşturarak bu devleti, milleti yönetseniz ne olur. Önemli olan insanların huzur içinde olması.”
“1 Kasım’da koalisyon çıkacak”
Şu süreçte, 1 Kasım’da görünen o ki bir koalisyon çıkacak. Bugün tüm kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyor. Bu koalisyonda AKP-MHP, AKP-CHP, CHP-MHP olabilir. Netice itibari ile hepsi olabilir amaMHP -HDP ile bir araya gelmez. HDP’nin bu söylemleri devam ettiği sürece MHP’nin, HDP ilebir araya gelme şansı yok. Ama yarın şartlar değişir. HDPüniter yapıdan taviz vermez, Türk kimliğini tanır. Kandil’den bağımsız olursa, neden olmasın ki? Aramızda bir sürü Kürt vatandaşımız var. Biz bunlara saygılıyız. Ama bu anlayış ve bu fikri yapıyla bir araya gelemeyiz. Türkiye öyle bir ülke ki, içimiz kan ağlıyor. Başbakan geçen gün Maraş mitingin de bizi HDP ile yan yana koyuyor. Bunu önce vicdanlar kabul etmez.
“Çözüm sürecinin gittiği adres özerklik”
Devleti yöneten insanlar,“PKK Güneydoğu’da silah yığınağı yapmış,bizi aldatmış” diyor. Böyle bir söylemin denildiği yerde istifa denilen birmüessese olması lazım. Batı toplumlarında küçük bir olay oluyor. Adam çıkıp istifa ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız geçen gün “Çözüm süreci buzdolabında, zamanı gelince biz çıkarırız” diyor. Hani sen mücadele diyordun. Bu çözüm süreci devam ettiği sürece, bunun gittiği adres özerklik. Çözüm sürecinin gittiği adres bu toplumu ayrıştırmak.MHP durup dururken ilk dört madde neden değişmesin diyor. Biliyor ki çözüm süreci denilen illet başarıya ulaştığı an, bu dört madde gündeme gelecek. İşte etnik yapıya dayalı olmayan bir anayasa. Etnik yapıya dayalı olmayan bir anayasayı sen hedef seçtiğin an bu dört madde kalmaz.”
“Biz kendimize güveniyoruz”
“Durumumuzu iyi görüyoruz, çalışıyoruz da mücadelede veriyoruz. Bizim duruşumuz belli, söylemlerimiz belli, halkla kurduğumuz iletişimimiz belli, Türkiye’nin yapısı belli, gelinen noktada belli. Ben 1 Kasım’da kendimizi daha şanslı gördüğümüzü çok net olarak söyleyebilirim. Biz kendimize güveniyoruz. Biz toplumun içerisindeyiz, dünde halkın içindeydik, bugünde halkın içindeyiz, yarında bu halkın içerisinde olacağız. Yüce Mevla’m ne eyler, ne eylerse güzel eyler. Biz kendimizi daha iyi hissediyoruz. Toplum bize bu görevi verirse, ilk günkü aşkla, sade temiz aşkla yerine getiririz. Bizim aşkımız öyle başkasının aşkına benzemez.”
“Bu hangi demokraside var”
“Milletvekili adaylarının gidip bir kamu kuruluşunda toplanıp da, bir siyasi partiyi hedef alan konuşma yapması hangi demokraside var. Sayın Vali’yi de göreve davet ediyorum. Ben kamu kuruluşuna gittiğim zaman, nezaketen siyasi konulara bile girmiyorum. Bir sıfatları yok, milletvekili adayı gidiyor müdüre baskı yapıyorlar, müdür organizasyon yapıyor. Bu hangi demokraside var? Baskının daniskası var bütün kamu görevlilerinin üzerinde. Yeterli olmayan kamu görevlileri de korkuyorlar, demesi lazım ki bizim böyle bir organizasyon düzenleme şansımız yok. Acaba ben milletvekili olarak bu talebi iletsem, ne diyecekler. Gün ola harman döne.”
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim