- BIST 9310.48
- Altın 2940.718
- Dolar 34.4659
- Euro 36.3751
- Gümüşhane : 13 °C
- Trabzon : 19 °C
- GÜDEF YÖNETİMİ, YEREL BASINLA BULUŞTU
- 21-23 KASIM TARİHLERİNDE PROGRAMLI ELEKTRİK KESİNTİSİ UYGULANACAK
- VALİ BARUŞ’TAN KELKİT’TE YOĞUN PROGRAM
- MECLİS'İN KASIM MARATONU DEVAM EDİYOR
- KELKİT’TE TARIM MAKİNELERİ DAĞITIM TÖRENİ YAPILDI
- 10 YILDIR GÜMÜŞHANE’DE OLAY VAR
- MİLLETVEKİLİ KÜÇÜK ÜNİVERSİTEYİ KUTLADI
- TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARI ALARM VERİYOR: İYİ PARTİ’DEN ACİL EYLEM ÇAĞRISI
- "SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TALEPLERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ"
- KAYMAKAM ALGIN’DAN NENE HATUN MTAL’YE ZİYARET
- GÜMÜŞHANE DAHİL 66 İLDE İCRA EDİLEN OPERASYONDA 459 ŞÜPHELİ YAKALANDI
- CHP ‘BİR ÇARESİ VAR’ DEDİ
- KOCAELİ GÜDEF ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİYLE TANIŞMA PROGRAMINDA BULUŞTU
- YRP MERKEZ İLÇEDE ÇİMEN GÜVEN TAZELEDİ
- GÜMÜŞHANE’DE KONUŞAN GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜKÜMETE SERT ÇIKTI “DEVLET Mİ KALDI, AKLI KALSIN”
ŞEHİR VE MEDENİYET
ENGİN DOĞRU / YAZAR
Genceli Nizamî 1203 yılında yazdığı İskendername adlı eserinde Büyük İskender’in Doğu seferinden dönerken bir şehre rastladığını ve o şehrin ve şehirde yaşayan insanların İskender’e olağanüstü ilginç geldiğini anlatırken, kentin sahip olduğu değerlerden kesitler verir.
Kuzey seferinden dönen İskender, daha önce hiç kimsenin bilmediği, çok güzel bir şehre rastlar. Her tarafı yemyeşil verimli tarlalarla dolu, akarsuları bol, muhteşem meyveli bahçeleri, sayısız koyun, inek ve at sürüleri bulunmaktadır. Fakat bahçelerin etrafında herhangi bir çit bulunmaz, tarlalarında bekçi bulunmaz ve hayvan sürülerinin yanında çoban yoktur.
İskender’in ordusunda askerlerden biri ağacın dalından meyve koparırken yere düşer ve felç olur. Bir koyunu yakalamaya çalışan diğer bir asker sıtmaya tutmuş gibi hastalanır. Bunun üzerine İskender hiçbir şeye dokunulmamasını emrederek,” bu size bir ders olsun, hiç kimse başkasının malına dokunamaz” der. Birkaç bilginini yanına alan İskender uzaktan görünen şehre doğru ilerler. Fakat daha da ilginci, zamanın bütün şehirlerinin kapıları varken bu şehrin kapıları yoktur. İskender şehirden içeri girer, daha da şaşırır çünkü türlü türlü nimetlerle dolu olan dükkânlar işyerleri de kilitsizdir, kapıları açıktır.
Şehir halkı İskender’i karşılar ve onu saraya getirirler, sofra kurarak hizmet ederler. Yemekten sonra İskender bu şehirde gördüklerinin sebebini sorduğunda, şehrin yaşlıları ona şöyle açıklama yaparlar “Bizler çok önceki zamanlardan beri burayı yurt edinmiş bir halkız. En önem verdiğimiz değer; doğruluktur.” derler. Şehir halkının huzur içinde oluşu da doğruluklarından kaynaklanmaktadır. Yaşlı insanlar “Biz kesinlikle yalan söylemez, hiçbir şeyi sorgulamayız. Allah’tan gelen her şeye şükrederiz. Zor durumdakilere yardım eder, zarara uğrayanların zararını cebimizden karşılarız.” derler.
Nizamî’nin anlattığı bu “ İdeal kentte “ bir huzur, güven ve emniyet ortamı mevcuttur. Yaşlılar anlatmaya devam eder. “İnsanlarımız hırsızlık yapmadığı için kapılarımızda kilit, bahçelerimizde bekçi, sürülerimizin yanında çoban bulunmaz” der. Nizamî bu şehrin “ilâhi bir güçle korunduğunu ifade eder. Yaşlı insan anlatmaya devam eder, “Eğer bir yabancı şehrin ‘değer’lerine saldırırsa kalbine bir ok saplanır ve olduğu yerde ölür. Vahşi hayvanlar bile sürülerimize bir zarar veremezler” der. “Bizler tohumu tarlaya eker ve bir de hasat zamanı yanına uğrarız. Bütün işlerimizde Allah’a tevekkül ettiğimiz için tarlalarımız da bire yedi yüz ürün verir.”
“Bizlerden hiç kimse ispiyonculuk etmez, başkasının kusuruna ise göz yumarız. Hiç kimseyi kötü yola çekmez, araya fitne sokmaz, kan dökmeyiz. Birisini öfkeli, sinirli görsek ona öğütlerimizle yardım ederiz. Acısı olanın acısını paylaşır, mutlu birisiyle seviniriz.”
Yaşlı insanlar bu kentte ayırt edici bir özelliğin daha olduğunu söylerler. O da paranın hiçbir değer taşımayışıdır. “Altının, gümüşün bizim için hiçbir değeri yoktur. Bu yüzden cimriliğin ne olduğunu bilmez, birisinden zorla hiçbir şey almayız.”
Nizamî, bu kentte halkın doğa sevgisine dikkat çekerek, “Gereksiz yere avlanmayız, ihtiyacımız olduğunda av hayvanları kendileri gelir ve biz de gerektiği kadar avlarız” der.
Nizami yine anlatısında “Şehrimizde ancak yaşlılar ölür ve biz onlar için yas tutmayız. Çünkü bunun bir işe yaramadığını biliriz. Birisinin yüzüne karşı söylenmeyecek şeyi onun arkasından söylemez, hiç kimsenin işine karışmayız” diyerek ilâhi kadere inançlarını dile getirir. “Aramızda yaşayacak kişi de bizim gibi doğru, temiz ve kanaatkâr olmalıdır” diyen Nizamî, bu değerlerin kentliler için vazgeçilmez nitelikte olduğunu belirtir.
Nizamî’nin “ İdeal kent”inde gördükleri ve duydukları İskender’i öylesine şaşırtır ki artık dünyayı dolaşmaktan vazgeçer. İskender o zamana kadar böyle bir şehir ve şehir halkını ne işitmiş ne de kitaplarda okumuştur. Hayatı boyunca aradığı şeyin böyle bir şehir, halk ve değerler olduğunu anlar ve şehir halkına hazineler bağışlayarak kendi vatanına doğru tekrar yola çıkar.
Nizamî, yüzyıllarca önce yazdığı bu eserde “değer”le “ahlâk”ın bütünleştiği bir ideal kent tasarımı ortaya koymaktadır. Nizamî’nin bu kent tasavvuru, şehir ve ahlâk, şehir ve değer, şehir ve geçicilik gibi varoluşa ilişkin konu ve sorulara da ışık tutuyor. Böyle bir şehir gerçekten var mıydı, olurmuydu demeyin. Çünkü olması gereken her şey öncelikle “tasavvur”a muhtaçtır. Batı ve doğu edebiyatında “İdeal kent” veya “kent ütopyaları”nın çok fazla olmadığı göz önüne alındığında Nizamî’nin İskendername’sinin önemi daha da anlaşılır.
Azerbaycan Edebiyatının ve düşünce tarihinin en önemli temsilcilerinden biri olan Genceli Nizami’nin oluşturduğu ütopya, yaşadığı çağın bilge görüş ve anlayışlarını aşan yönleriyle dikkat çekmektedir. Nizami oluşturduğu ütopya ile bir toplumun nasıl mükemmel olabileceğini ortaya koyarken bir yandan da çağın politikacılarına da mesaj vermektedir. Bu noktada en fazla göze çarpan mesaj ise kesinlikle ahlaki değerlere ilişkin duyarlılık, doğruluk ve kanaatkârlık gibi erdemler ön plana çıkmaktadır. Bu değerlerle kişilerin ideal bir toplum oluşturabileceğini ve böyle bir kamil toplumun da kamil bireyler yetiştireceğini öne süren Nizami, 12. yüzyıldan günümüz toplumsal yaşamı için de önemli mesajlar vermektedir.
Ütopya hiçbir zaman “gerçekleştirilmesi mümkün olmayan”, sadece hayale konu olan değildir. Hayalden hakikate akan bir ‘tasavvur’dur. Şehrimiz de yapıların toplamından ibaret değildir. Değişik mekânların bir coğrafyada düzenli veya düzensiz sergilenişi şehri oluşturmuyor. Medeniyet ve şehir idraki, öncelikle şehre dair hayalle başlar. Şehre dair hayali olmayanın şehre dair hakikati de olamaz.
Kaynak: İdeal Kent Dergisi
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
- SÜLEYMANİYE’DE KIYAM27 Ağustos 2020 Perşembe 11:17
- GÜMÜŞHANEDE ZİRVELER25 Ağustos 2020 Salı 14:48
- ŞEHRİN BİZE BIRAKTIKLARI04 Ağustos 2020 Salı 16:26
- GÖNÜL AHBAB İSTER KAHVE BAHANE26 Mayıs 2016 Perşembe 16:55
- GÖNÜL AHBAB İSTER KAHVE BAHANE26 Mayıs 2016 Perşembe 16:53
- EL SANATLARI18 Mayıs 2016 Çarşamba 15:28
- SABRIN DOKUNDUĞU SANAT04 Mayıs 2016 Çarşamba 13:00
- EL SANATLARI27 Nisan 2016 Çarşamba 12:34
- KÖPRÜ20 Nisan 2016 Çarşamba 15:57
- CANCA KALESİ ANLATIYOR13 Nisan 2016 Çarşamba 15:41
- SON 8 SEZONUN EN İYİSİ
- GÜMÜŞ SERİYE DEVAM EDEMEDİ
- YEMEKLERE TUZ KOYMAYIN
- TORUL MALATYA ENGELİNİ AŞTI
- CHP KÜRTÜN ADAYI BELLİ OLDU
- GÜMÜŞ, SESSİZLİĞİNİ TEKİN ADAR’LA MI? BOZACAK
- SÜVARİ GURUBUNDAN ÖRNEK DAVRANIŞ
- İLK YARI KÖTÜ BİTTİ
- DUYARLI DAVRANIŞA TEŞEKKÜR
- SAĞLIK- SEN DAYANIŞMA GECESİ
- GÜMÜŞHANE'YE BAĞLANMAK İSTİYORLAR
- BU ÇAM FARKLI BİR ÇAM
- GÜMÜŞ 10 NUMARASINI BULDU
- SOYDAŞ KİTABINI ANLATTI
- GÜMÜŞ SEZONU AÇTI
- GENÇ ÇİFTÇİ DOĞAL ÇİLEK ÜRETİMİNE BAŞLADI
- OKUL MÜDÜRLERİ BİR ARAYA GELDİ
- BEDELLİ ASKERLİK DETAYLARI
- VURANDAN,VURDURANDAN ALLAH RAZI OLSUN
- KAÇAN PKK’LILAR: “HER YERDE ASKER VAR, ÖLÜYORUZ”
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim