SEVİYE TURHAN
Röportajımıza sizi tanıyarak başlayalım, Seviye Turhan kimdir?
1958 yılında Gümüşhane'nin Dörtkonak (Edire) köyünde dünyaya geldim. İlkokulu Gümüşhane Gazipaşa İlkokulunda, ortaokulu Kız Meslek Lisesin’ de okudum. Ortaokuldan sonra iki ayrı illerde[Gümüşhane-Erzincan] Öğretmen Okulları Sınavlarına girerek Samsun Yatılı Kız Öğretmen Okulu'nu kazandım, orada okumaya başladım, 2 yıl orada okuduktan sonra naklen Gümüşhane Öğretmen Okuluna geldim. Öğretmen okulları 4 yıllıktı, daha sonra süresi 3 yıla indirildi. O dönemde Gümüşhane'de Mareşal Çakmak Eğitim Enstitüsü açıldı. Öğretmen Lisesi mezunlarına öncelik tanındığından mülakatla Mareşal Çakmak Eğitim Enstitüsü'ne girmeye hak kazandım. 1976-77 yılları sağ sol çatışmalarının olduğu dönemlerdi. Okulumuz bir yıl kapalı kaldı. 1978 yılında mezun oldum, 1979 yılında göreve başladım.
Nerelerde görev yaptınız?
İlk görev yerim Çorum'un Osmancık ilçesine bağlı Dodurga Kasabasıydı. Şanslıydım, Okulumda kıdemli tecrübeli öğretmenler vardı. Yardımcı oldular. Kendilerini hala güzel anar yâd ederim. Ben öğretmenliği orada bu arkadaşlarımdan öğrendim diyebilirim. Daha sonra[1981] Gümüşhane'nin Godil Bahçesine şimdi ki ismi Dibekli Köyüne atandım. Öğretmen arkadaşlarla birlikte köye gidiş geliş yapıyorduk. Yolculuğumuz genelde maceralı geçerdi. Hepsi tanıdık ve en önemlisi çocukluk arkadaşımla aynı yerde çalışıyoruz. Bundan güzel başka ne olabilir ki. Fakat nasıl olduysa aynı okuldan üç arkadaşımızla tayinimiz Bayburt' un Aydıntepe’ ye çıktı. Üzülmüştük ama orda da çok güzellikler yaşadık halkı çok iyiydi. Unutamadığım çok güzel anılarım olmuştur. O dönemde evlenmiştim eşim ile birlikte gittik. Daha sonra, Gümüşhane'nin Boyluca köyüne (Devrenci) geldim. Köylerde henüz elektrik yoktu. Düşünsene tek iletişim aracın radyo. Çok şeyler anlatmak isterim fakat çok zaman alır. Onun için kısadan gitmeye çalışıyorum. Benim gibi köy okullarında çalışan bir çok meslektaşım aynı şeyleri yaşamıştır. Her bir köy öğretmeni bir hikayedir. Devrenci Köyü benim için bir dönüm noktasıydı.1986 Yılında Gümüşhane Merkez Fevzipaşa İlk okuluna geldim, bu okulda sınıf öğretmenliği yanı sıra vekaleten yöneticilik te yaptım, daha sonra Fevzipaşa İlkokulu bir dönem kapatıldı. Dolayısıyla biz öğretmenler merkezdeki okullara dağıtıldık. Beni de Yusuf Çiftçioğlu İlkokulu'na verdiler. Yusuf Çiftçioğlu okulundayken yetenek sınavları açıldı. Sınava girerek 06.07.1992 tarihinde Ordu Lisesinde açılan İlkokul öğretmenlerine formasyon kazandırma (müzik) Kursu almaya hak kazandım. O dönemde ek branş yapabiliyorduk. Kurstan sonra Gazipaşa İlkokulu'na müzik öğretmeni olarak atandım. Bir kaç yıl müzik öğretmenliği yaptıktan sonra sınıf öğretmenliğini çok istediğim için tekrar sınıf öğretmenliğine geri döndüm. Toplamda 30 yıl öğretmen olarak çalıştım. Buradan gerek müzik öğretmenliğim döneminde gerekse sınıf öğretmenliğim döneminde tüm velilerimi, öğrencilerimi sevgiyle anıyorum. Ayrıca gazeteniz aracılığıyla göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ediyorum.
Emekli olduktan sonra Gümüşhane Kültür Eğitim ve Dayanışma derneğimizi kurduk.
Çok aktif bir öğretmendiniz…
Çocuklarımı gezilere götürürdüm. Dördüncü sınıf öğrencilerimi anneleriyle birlikte Ankara ve Çanakkale gezisine götürmüştüm. Gezi 7 gece 8 gün sürmüştü. Bir de GAP gezimiz olmuştu. GAP gezisinde Elazığ ve Diyarbakır arasında gidiyorduk. Yolda sadece bizim otobüs vardı. Bir an kendimi çok suçlu hissettim. Çünkü o zamanda çatışmalar vardı. Başımıza bir iş gelmesin diye dua ediyordum. Gümüşhane' nin komşu illerini öğrencilerime hep gezdirmişimdir. Son dersten sonra öğrencilerimin sorunlarını dinlerdim. Velilerimi evlerinde ziyaret ederdim. Yetiştirdiğim çocukların hepsinin kendine özgüvenleri var, onları gördükçe gurur duyuyorum.
Tekrar öğretmenlik yapın deseler yapar mısınız?
Seve seve yaparım. Emekli olduğum ilk yıl, okulun birine gidip o atmosferi soludum. Kolay değil hemen bırakmak.
GÜKED-DER’ i (Gümüşhane Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği) kurarken amacınız neydi?
Derneğimizin kurucu üyeleri, çoğunlukla öğretmendi. 01.06.2015 tarihinde derneğimizi kurduk.
Bizim amacımız; ilimizde ikamet eden vatandaşlarımız arasında yardımlaşma ve iletişim ortamını hazırlamak, kültür eğitim ve dayanışma faaliyetleri, eğitimleri ve seminerler düzenlemek. Toplum yararına uygun organizasyonları yapmak, insanların hayatlarına devam sürecinde bilinçlendirme, eğitim çalışmaları yürütmek, özellikle kadınların, yaşlıların ve gençlerin; sağlık, ğitim, kültür alanında gönüllü olma ve sorumluluk alma bilinci kazanmasını sağlamaktır.
Burada yaşayan insanların günlerini bilinçli olarak yaşamasını istiyorum. Gümüşhane halkı her şeye layık bir toplumdur. Çok sevecendir, yardımseverdir, özverilidir, duygusaldır bende burada doğdum burada yaşadım hemen hemen herkesi tanır bilirim. Bunu dernek çalışmalarında da gördüm.
Geçen yıl hayata geçirdiğiniz “Anne Üniversitesi” projeniz vardı. Böyle bir proje fikri nasıl doğdu?
Bir gün internette gezinirken yabancı bir üniversitenin sitesinde yaşlı bir kadının başında kep vardı. Ne olduğunu merak edip araştırdığımda Türkiye'de de bazı üniversitelerde bunun yapıldığını gördüm. Hatta bunu ilk olarak Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan gerçekleştirmiş. Dernek proje koordinatörümüz ile bu konuyu görüştük. Kendisi Avrasya Üniversitesi'nde okuduğu için önce kendi okulunda yapıp denemek istedi. Dernek Yönetim Kurulu ve üyelerimizle toplantılar yapıp kararlar aldık. Bu arada derneğimiz ve üyelerimiz bu konuda çok çaba harcadılar, biliyorsunuz dernek çalışmaları bir gönüllülük işidir bu da bizim derneğimizde var. Gümüşhane’ de neden olmasın diye düşünüp bizde hayata geçirdik. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay Bey bize destek oldu. O da kendisini Gümüşhane iline adamış bir insan. Bir gün sohbet ederken projemizden söz ettim. Kendisi Ticaret Odası'nın toplantı salonunu açtı bize, derslere girecek olan hocaları ayarladı. Maddi manevi destek gördük. Buradan derslere giren hocalara da çok çok teşekkür ediyorum. Bir aylık sürede annelerimize anne-çocuk sağlığı ve iletişimi gibi birçok alanda eğitimler verildi. Eğitim sonrasında mezuniyet töreni düzenleyerek 74 kişilik katılımcı ile birlikte üniversitenin eğitim salonunda kep attık. Derneği kurduğumuzda sloganımız “Kadını eğitmek” ti. Bir kadını eğitirseniz bir anneyi eğitirsiniz, bir öğretmeni eğitirsiniz, bir çocuğu eğitirsiniz, bir kocayı eğitirsiniz. Devamında başka eğitim ve kültürel programlarımız da oldu. Basında hemen hemen hepsine yer verildi. Yeni kurulmamıza rağmen bir senemizi dolu dolu geçirdiğimizi düşünüyorum. Şehit annelerini ziyaret ettik. STK ları, yerel basını ziyaret ettik. Yaşlılarımızla buluştuk. Kapadokya Kültür gezimizi gerçekleştirdik. Şu an projemiz var onu hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Okullara ve sivil halka yardımlar götürdük.
Halk Eğitim Merkezi'nde verilen kurslara katılıyorsunuz? Bu merakınızın nedeni nedir?
Kız Sanat Okulu benim içimde bir ukte kalmıştır. Oraya gidip yapamadığım şeyleri kurslarda yapıyorum. Kurslarda yaptığım el işlerini özenle saklıyorum. Birkaç tanesini göstereyim.
Öğretmenlik yaptığımız dönemden bir anınızı paylaşır mısınız?
23 Nisan bayramları eskiden festival şeklinde geçerdi. Çevre köylerden izlemeye gelirlerdi. Boyluca(Devrenci) köyünde 23 Nisan’ da kıyafet bulamadığımız için evlerdeki İpek yorgan yüzlerini toplattırdım. Onları katlayıp beline lastik takarak çocuklara şalvar yapıyorduk. Uzun yastık yüzlerinden etek yaptık.
Yeni öğretmenlere ve velilere ne gibi tavsiyede bulunursunuz?
Yeni öğretmenleri tavsiyem şudur; öğrencilerini sevsinler, onlara karşı önyargılı olmasınlar, sabırlı olsunlar, sorunlarını veli-okul- öğretmen ile beraber çözsünler.
Velilere tavsiyem; öğrencinin yanında öğretmenini asla eleştirmesinler, çocukları onların resim defteri değildir. İstedikleri renge boyamaya kalkışmasınlar.
Elif Öktem: Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Seviye Turhan: Ben teşekkür ederim.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim