MUSTAFA AKBULUT İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI
GÜMÜŞHANE DAĞCILIK KULÜBÜ (GÜDAK) BAŞKANI MUSTAFA AKBULUT İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI
Röportaj : Hasan Pir, Bekir Bulut, Rüveyda Usta
OLAY GAZETESİ: Sayın Akbulut bize kendinizi tanıtır mısınız, Mustafa Akbulut kimdir?
MUSTAFA AKBULUT: Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü, Çiçekli (Loriya) mahallesinde dünyaya geldim. 1962 doğumluyum. İlkokulu köyümde, ortaokulu Kayseri Dedeman, Ankara Ayrancı Ortaokulunda bitirdikten sonra Gümüşhane Lisesi’ni bitirdim. İş hayatına erken yaşta başladığımdan dolayı üniversite hayatıma 2.sınıfta veda etmek zorunda kaldım. Evliyim. 1 oğlum 3 kızım var.
OLAY GAZETESİ: Çeşitli meslekler icra ettiğinizi biliyoruz. Şu anda meslek olarak hangi işle meşgul oluyorsunuz?
MUSTAFA AKBULUT: 1980 yılında aile işletmemiz olan otelcilikle başladığım ticaret hayatıma 1995’ten sonra market işletmeciliği ile devam ettim. 2012 yılından sonra ortağımla birlikte Varyant Vinç Ltd.Şti.firmasını kurduk. Şu an bu işim ve oğlumun ve ortağının kurduğu www.gumushaneden.com isimli firmanın internet üzerinden yaptığı satış işlerini takiple uğraşmaktayım.
OLAY GAZETESİ: Gümüşhane’nin saygın ve sevilen ailelerinden birinin evladısınız. Bize çocukluğunuzun Gümüşhane’si ile günümüzün Gümüşhane’sini karşılaştırır mısınız? Neler değişti dün ile bugün arasında.
MUSTAFA AKBULUT: Gençlik yıllarında aile işletmemiz olan “Otel Nur”da babamla birlikte ticarete atıldım. Çok güzel, çileli ama huzurlu, düzgün yıllardı. Şöyle ki bir komşumuzun bankadan senedi gelse ve o da o gün işyerinde olmazsa durumu iyi olan esnaflardan birisi onun senedini öder, akşam borç sahibi gelince borcunu öder senedini alırdı. Yani, eski Gümüşhane’de komşumuza borç vermekten keyif alırdık, borç isterken de hiç sıkıntı çekmezdik. İnsanların birbirine güveni vardı. Şimdiyle karşılaştırmak mümkün mü? O günlerle bugünün Gümüşhane’sini karşılaştırmak hadsizliğini yapamıyorum. Şirin bir Gümüşhane’den kat ve beton yığınlarının taksim edildiği bir Gümüşhane’de yaşıyoruz. Ben artık yaşayamıyorum. Köyüme çekildim. Orada yaşıyorum. Sabah gelip işimi takip ediyor, akşam köyüme dönüyorum. Dağlar beni ben de dağları seviyorum.
OLAY GAZETESİ: Sayın Akbulut, siz, adı dağlarla anılan Gümüşhane’nin dağlarını yaşıyorsunuz. Dağlara âşıksınız. Dağ ve gezme sevdası nasıl başladı?
MUSTAFA AKBULUT: Köyümün doğası itibariyle çocukluğumda çobanlık yaparak dağları keşfettim. İş hayatına başlayınca hafta sonları kayak yaparak dağları keşfetmeye çalıştım. Daha sonra bir grup arkadaşla hafta sonları dağ gezilerini başlattık. Dönemin Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu (Allah selamet versin hayırlı uzun ömür versin) bizim bu faaliyetlerimizden haberdar olmuş, kendisine de haber vermemizi istemişti. Biz de yıllardır hayalini kurduğumuz fakat şehrin kokuşmuş siyasetine kurban olan Süleymaniye Kayak Merkezine ilk yürüyüşümüzü düzenledik. Araçlarımızla Çamlıköy köyünün Koyunoğlu Mahallesine, oradan Kanlıdüze’e, Musalla Vadisinden Süleymaniye Mahallesine parkur yaptık. Bundan sonra bir grup arkadaşlar 2008’in Aralık ayında GÜDAK (Gümüşhane Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü) resmen kurulmuş oldu. GÜDAK hiçbir fark gözetmeksizin Gümüşhane’ye ve Gümüşhane’de yaşayan herkese kapılarını açmış, 15 günde bir doğa ve doğa yürüyüşleri düzenlemektedir.
OLAY GAZETESİ: Gümüşhane’de çok ciddi bir iş yapıyorsunuz. Her 15 günde bir güzergâhı geziyorsunuz. Gezme size nasıl bir haz veriyor? Bu etkinlikleriniz yıllardır devam ediyor, yorulmuyor musunuz?
MUSTAFA AKBULUT: 15 günde bir güzergâh belirleyip yapıyoruz bunu. Yaparken de yöre insanlarından ve yöreyi bilen arkadaşlarımızdan destek alıyoruz. Dolayısıyla ciddi bir zorluk yaşamıyoruz. Bu işi gönüllü yaptığımız için de yorgunluğumuz olmuyor, tam aksine yorgunluklarımızı bu gezilerle atıyoruz.
OLAY GAZETESİ: Bugüne kadar Gümüşhane dağlarında kaç lokasyon gezdiniz? Daha doğrusu Gümüşhane dağlarında ayak basmadığınız yer kaldı mı?
MUSTAFA AKBULUT: Bugüne kadar 200’e yakın rota tespit ettik. Bunların 150’ye yakınını kayıt altına aldık. 38 rotamız da Gümüşhane Valiliği’nin desteğiyle “Gümüşhane Yürüyüş Rotaları” adı altında kitaplaştırıldı. Bu rotaları yürürken kesinlikle yorulmadan –aksine- her yürüyüşte yeni bir bölgemizi tanıyıp tanıtmak anlamında keyif alıyoruz.
OLAY GAZETESİ: Bildiğimiz kadarıyla sadece Gümüşhane’nin değil, diğer illerin dağlarını da geziyorsunuz. Nereleri gezdiniz?
MUSTAFA AKBULUT: Gümüşhane dışında Rize Kaçkar, Artvin Karaböl, Ağrı ve Süphan dağına hemen hemen her yıl gezi ve tırmanışlar düzenledik.
OLAY GAZETESİ: Yurt dışı gezi programlarınız da oldu mu?
MUSTAFA AKBULUT: Yurt dışında yalnızca ABD’nin Colarado bölgesindeki Elbert dağına tırmandım.
OLAY GAZETESİ: Siz, dağcılık ve gezi sporunun gönüllü alaylısısınız. Mektepli değilsiniz ama, zannediyorum bir rekora koşuyorsunuz. Bugüne kadar toplam kaç kilometre yol kat ettiniz?
MUSTAFA AKBULUT: Evet bu işi gönüllü yapıyorum. Çünkü dağları seviyorum. GÜDAK kurulalı 11 yıl oldu. Ayda 2 yürüyüş planlayıp yapıyoruz. Yani yılda 24 parkur, 11 yılda 264 parkur eder. Ortalama her bir parkur 14 kilometre uzunluğunda olsa yaklaşık 400 kilometre yürüdük Gümüşhane dağlarında.
OLAY GAZETESİ: Gümüşhane gezilerinizde en sevdiğiniz ve hayran olduğunuz lokasyon neresidir?
MUSTAFA AKBULUT: Gümüşhane’nin her dağına parkuruna hayranım. Severek geziyorum. Ama Altınpınar Limni Gölü, Abdalmusa Zirvesi, Artabel Gölleri, Çakırgöl, Taşköprü, Tomara Şelalesi, Örümcek Ormanları başta olmak üzere ilimizin her bir noktasında henüz keşfedilmemiş onlarca güzelliğimiz var.
OLAY GAZETESİ: Ülke içinde hayran kaldığınız yerler nereleridir?
MUSTAFA AKBULUT: Kaçkar göz bebeğim, Ağrı dağı aşkım, Everest hayalimdir. Ağrı dağına 7 kez tırmandım.
OLAY GAZETESİ: Gezilerinizde yaşadığınız ilginç anılardan bahseder misiniz?
MUSTAFA AKBULUT: Zaman zaman yüksek zirvelerde sporcularımızın yaşadığı kazaların yanında en ilginç olaylardan birisi Artvin Karagöl’de çadırları kurup kampa başladıktan sonra gece gerçekleşen yağışın ardından sel geldi. Bazı çadır ve bazı arkadaşlarımızın ayakkabıları sele gitti. Selin ardından köprünün yıkılması nedeniyle küçük bir balta ve hızar yardımıyla ağaçtan köprü yaparak bölgede kamp yapan 80 sporcumuzu kurtardık.
OLAY GAZETESİ: Her sporda olduğu gibi dağcılık sporunda da lidere güven çok önemli bir unsur. Mustafa Akbulut adı, Gümüşhanelilerde bir güven oluşturmuş. Adınız geçtiğinde gençler, aileler sizin olduğunuz gezilere koşarak katılıyorlar. Bu güveni nasıl sağladınız?
MUSTAFA AKBULUT: Uzun yıllardan beri bu etkinliği yapıyoruz. Bugüne kadar çok sayıda sporcu bizimle bu etkinliklere katıldı. Dağa gittiğinizde arkadaşınız çok önemli. Eğer güven olmazsa bu kadar insan sizinle dağlara gelmez. Samimiyetimiz, ilgi ve alakamız ve yılların verdiği aşinalıkla insanlarda hem bize hem de kulübümüze karşı ciddi bir güven ortamı oluştu. Kadınından erkeğine çok sayıda insan bir aile ortamına dönen GÜDAK’ta gönül rahatlığıyla etkinliklere katılıyor.
OLAY GAZETESİ: Gezi organizasyonları, yeme, içmeler zor olmuyor mu? Giderler ortak mı karşılanıyor.
MUSTAFA AKBULUT: Gezi planlarında araç kiralanır. Gezi biter masraflar eşit bir şekilde katılanlar arasında bölüşülür, buna başkan da dahildir.
OLAY GAZETESİ: Gezilerinizi güvenlik açısından kolluk kuvvetlerine önceden haber veriyor musunuz?
MUSTAFA AKBULUT: Güvenlik sorunu olduğu dönemlerde kolluk kuvvetlerine haber veriyoruz.
OLAY GAZETESİ: Mustafa Bey, aileden başka bir dağcı var mı?
MUSTAFA AKBULUT: Çocuklarımın hepsini ara ara dağlara götürüyorum. Benim kadar olmasa da onlarda biraz dağcıdırlar.
OLAY GAZETESİ: Sizin programlarınıza vatandaşlarımız da katılabilir mi?
MUSTAFA AKBULUT: Programlarımıza yürüyüşe uygun kıyafeti, botu, spor ayakkabısı olup sağlığı elverişli olan herkes katılabilir. Ağrı, Kaçkar, Süphan gibi tırmanışlara uygun teçhizatı, becerisi olan arkadaşlarımızla gidiyoruz.
MUSTAFA AKBULUT: Her halde son sorudayız. Sizin sorularınızdan sonra üniversitede okuyan kızım Büşra’nın portfolyo ödevinde İngilizce olarak yazıya döktüğü “Kızımın gözünden babası?” nı da sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Benim babam dağcıdır. Çocukluğundan beri dağlara ilgi duyar. Dağlar benim tek dostumdur der. Dağlara çıkarken doğayı keşfederken, o kadar zevk alır ki doğa bu kadar cömertken kendinin bu hisleri tek başına hissetmek istemez ve bir dağcılık kulübü kurar ve bu kulüp için çok çalışır. Her hafta sonu Gümüşhane dağlarında yürüyüş parkurları düzenler. Gümüşhane doğasını tanıtmak ve onu tüm Türkiye’deki birçok kitleye tanıtmak ister. Bunun üzerine Gümüşhane’deki tüm yürüyüş ve gezi parkurlarının olduğu bir kitap çıkartır. Gümüşhane doğasının basında yer alması için uğraşır. Ağrı dağına 7 kez tırmanmıştır. Birçok ünlü dağcıyla tanışmıştır. Örneğin Tunç Fındık. Bu yaptıkları onun azmi sayesinde gerçekleşmiştir ve hâlâ çalışmaya devam etmektedir.”
OLAY GAZETESİ: Teşekkür ederiz.
MUSTAFA AKBULUT: Ben de size teşekkür ediyorum. Gümüşhane Olay Gazetesi’ne yayın hayatında başarılar diliyorum.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim