HAFTANIN KONUĞU:GÜMÜŞHANELİ İŞ ADAMI VE GÜSİAD GÜMÜŞHANE TEMSİLCİSİ MURAT AKÇAY
Röportaj Tarihi: 17 Eylül 2020
Röportaj Yeri : Gümüşhane Olay Gazetesi Ofisi
Röportaj : Hasan Pir, Rüveyda Usta, Bekir Bulut, Uğur Bulut
OLAY: Sayın Murat Bey; Gümüşhane Olay Gazetesi’nin “Haftanın Konuğu “ programına hoş geldiniz. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Murat Akçay kimdir?
Murat AKÇAY: Öncelikle ben de çok teşekkür ediyorum. Böyle bir uygulama yaptığınız ve beni de davet ettiniz için çok teşekkür ediyorum. Umarım, sizlerin de vesile olması ile konuklarınızın Gümüşhane’ye bir katkıları olur.
Murat Akçay; 1963 Doğumlu, ömrünün çoğunu Gümüşhane’de geçirmiş, ticari hayatının çoğunu yine Gümüşhane’de geçirmiş, Gümüşhane sevdalısı, Gümüşhane’ye katkı sağlamaya çalışan, kendi imkânları dâhilinde yatırım yapan, istihdam oluşturmaya çalışan bir hemşeriniz.
Ben Gümüşhane merkez ilçenin Kalederesi semtinde doğdum. Gümüşhane merkez doğumluyum. Anne tarafım Kaledersi’nden, babam Yağmurdereli. 57 yaşındayım. 12 yaşında ticarete başladım. Bizim, “şehir sineması” adı altında bir sinemamız vardı. 1976 yılında kapandı. İlk önce Halkevi olarak yapılan daha sonra da İmam Hatip okulu olan binanın arka kısmı çok büyük bir salondu. 2 katlı bir sinemaydı. 1960’lı yıllarda açılıp 1976 yılında kapandı. Bu sinema ile iş hayatına girdim. Küçüktüm, boyumda yetişmezdi lambaları yakmaya, birini çağırırdım. O şekilde açardık ışıkları. Ticarete ilk orada başladım. Daha sonra 1974 yılında Aygaz bayiliğine başladık. Orada babamla çalışmaya başladım. Babam 82 yılında rahmetli olunca filen işin içine girmek zorunda kaldık. Hem ben okuyordum, hem de kardeşleri okuyordu.
Babadan kalan düzeni sağlamaya çalıştık. Yaklaşık 38 yıldır fiilen Gümüşhane’de ticaretin içerisindeyim. Çocuk yaşlardaki uğraşmamı da sayarsak 45 yıllık bir ticari hayat. Ticaret lisesinde okudum. Gümüşhane Ticaret Lisesi’nin ikinci mezunlarındanım. Daha sonrada üniversitede İşletme okudum. 1989 yılında evlendim. Biri kız, biri oğlan iki çocuğum var.
OLAY: Gümüşhane’nin köklü bir ailesinin evladısınız. Babanız Rahmetli Kemal Akçay Gümüşhane’de esnaflık yaptı. Gümüşhane’nin âkil insanlarından biri idi. Siz böyle bir ailede büyüdünüz. O günlerin Gümüşhane’si ile bugünün Gümüşhane’sinde neler değişti?
Murat AKÇAY: Birkaç mecrada ele alabiliriz. Gümüşhane’nin İnsan yapısı değişti. O günün Gümüşhane’sinde ağırlıklı olarak Gümüşhaneli vardı. 70-80 yıllardan bahsediyorum ağırlıklı olarak Gümüşhaneli vardı. Çalışanlar Gümüşhaneliydi. İkamet edenler Gümüşhaneliydi. Şehrin büyümesiyle birlikte Gümüşhane’nin nüfus yapısı da değişmeye başladı. Yani dışardan gelen memuruyla, Öğrencisi ile bugün Gümüşhane’nin insan yapısında bir değişim oldu. Dün Gümüşhanelilerin çoğunlukta olduğu şehirde, bugün Gümşhaneliler azınlıkta… Gümüşhane’de bu değişimle beraber geriye giden taraflar oldu ileriye giden taraflar oldu. Ticari manada bakarsak olaya; ticarette o gün söz senetti. İnsanlar birbirlerinden bir mal aldığında “senet yapalım” dendiğinde “ne gerek var ödersin” denilen bir dönemdi eski günler. Ama bugünkü güne geldiğimizde ülke genelinde ve Gümüşhane’de senetin ve çekin para etmediği bir döneme denk geldik. Ben bu malı alıyorum dediğinde 70-80 yıllarda senet ihtiyacı duymuyorduk, ne gerek var diyorduk. Al götür paran olduğu zaman getirirsin diyorduk. Rahmetli Babam döneminden bir örnek nakletmek isterim. Babamın il dışından çeki, senetti vardı mal almış, günü gelmiş, açığı var çeki yatıracak veya senetti yatıracak o ara başka bir esnaf babama gelip, “Kemal abi, benim ödemem var, bana bin lira, iki bin lira yardım eder misin?” dediğinde babam çıkarır verirmiş. Yanındakiler bu durumu görünce babama, “senin zaten ödemen var, neden bu parayı veriyorsun bu adama” dediklerinde “Bin lira benim işimi görmüyor ben bin lirayı bulurum, adam da işini görsün” dermiş. İşte böyle bir dönemden bugünlere geldik. Bugün ise, insanlar benden bir şey isteyen olur diye yüzüne bakmıyor, hatta yolunu değiştiriyor. O pozisyona geldik, çok büyük bir değişim var bu hiç iyi değil. Gümüşhane’deki önemli değişiklerden biri de coğrafi yapıda oldu. Gümüşhane’nin büyük bir kısmı elma bahçesiydi. O dönemde İstanbul’a Gümüşhane’den elma gönderilirdi. Bugün gelinen noktada bütün meyve bahçeleri yok oldu. Bahçeler hep betonlaştı. Betonlaşma en ücra yaylalara kadar ulaştı. Yaylarda bile koyun, kuzu ve ineğin yerinde betonlaşma ve binalaşma var. Bunların önlemin de almak artık mümkün görünmüyor. Çok acı bir şey…
OLAY: Gümüşhane’de dün ile bugün yaşanan değişimlerde sizi en çok üzen şey ve en mutlu eden şey nedir?
Murat AKÇAY: Biraz önce bahsettiğim elma bahçelerinde çocukken yaşadığımız hatıraları bugün andıkça üzülüyorum. Bahçelerden elma alan çocukları bahçe sahiplerinin kovalaması bile bir kültürdü. Elma almanıza değil, dalları kırmanıza kızarlardı. Peşimize koştukları zaman bile çok mutlu olurduk. Bugünün de elbette güzellikleri var. Eğitimli Gümüşhanelilerin bugün ülke yönetimindeki başarıları bizi gururlandırıyor. Bu da sevindirici bir durum.
OLAY: Ticareti babanızın yanında öğrendiniz. 1980’li yılların ticareti ile bugünün ticaretinde neler değişti.
Murat AKÇAY: O günkü şartlarla bugünkü şartlar çok değişti. Hem teknolojik açıdan hem de ticari açıdan, hem materyal açısından, hem bu internet üzerinden alış veriş açısından çok değişim var. Gümüşhane’de bu değişimlerden nasiplendi. O dönemde ticareti samimiyete dayalı yapıyorduk adam gelirdi, benim buzdolabım yok derdi, param da yok derdi. Akşam giderdi evine buzdolabı gelmiş ya da çamaşır makinesi gelmiş. Ya da ne istediyse onlar evine gelmiş. Bugün ise; bahsettiğim gibi mal almaya gittiğiniz zaman yedi şecerenizi araştırıyorlar, öder mi ödemez mi diye. Kefil getirir mi, kredi kartın var mı gibisinden konuşmalar bile güven olayının ne kadar kalkmış olduğunu gösteriyor. Büyük marketlerin gelmesi de Gümüşhane’de eski kültüre ait “bakkal” kültürümüzü öldürdü. Bakkal amcalar ortada kaldı Şehirde planlama yapılırken, eski kültürün yaşaması için her şey düşünülmeliydi. Adam 1 kg şeker alacaksa ulusal markete gitmemeli. 1 kg peynir alacaksa oraya gitmemeli çok ürüne ihtiyacı varsa gitmeli. Bunun için de ulusal marketler şehirlerin dışına yaptırılmalı. Planlama böyle yapılmalı.
OLAY: Hem Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesisiniz, hem de GÜSİAD Gümüşhane Şube Başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. Yani Gümüşhane’nin röntgenini hem ekonomik, hem sosyal olarak çekiyorsunuz. 2020’nin Gümüşhane’sinde neler oluyor?
Murat AKÇAY: Dediğiniz gibi hem GTSO üyeliği yapmaktayım hem de yaklaşık 10 yıldır GÜSİAD Şube başkanlığını yapmaktayım. GÜSİAD İstanbul’da merkezi olan 2000 yıllarda kurulan 2002’de Gümüşhane’de hayat bulan bir dernek, bir STK. Yaklaşık 10 yıldır bu STK’nın Şube başkanlığını yürütüyorum. Ticaret odasına da biz İsmail başkanımızla birlikte yanlış hatırlamıyorsam 96 yılında girdim. Bir dönem hariç yaklaşık 20 yıldır orada da faaliyet gösteriyorum. 2020 Gümüşhane’sinin ekonomik olarak çok büyük yatırımlar aldığını söyleyemem Gümüşhane’de şu an yapılan yollar yatırım olarak öne sürülüyor ama bunlar Gümüşhane’ye bağlı olmadan yapılması gereken mecburi yollar. Türkiye genelinde duble yollar bitmiş bir Artvin ve Gümüşhane kalmıştı. En son açılan üniversiteler arasında Gümüşhane Üniversitemiz açıldı. Açılması gerekiyordu. Devlet yatırımları başka bir şey yok bunlar başka bir şey. Torul barajının ekonomik olarak Gümüşhane’ye çok büyük bir katkısı yok ama buraya yatırım olduğu için Gümüşhane’deki insanın milli gelirini yukarı çekiyor, buraya yatırım yapılmış gibi görünüyor. Gümüşhane’nin milli gelirdeki payı yukarı çıkıyor ama reelde bu gerçek değil. Ticaret Odası’na girdiğimden de, GÜSİAD da olduğum günden beri de hep aynı şeyleri söylüyorum; maden firmaları da Gümüşhane’yi boşaltıyorlar ama gerçek anlamda Gümüşhane’ye katkı sağlamıyorlar. Bir maden yetkilisi bir zaman bana şunu demişti “bizden ne isteniyorsa onu veriyoruz.” Gümüşhane’de bugüne kadar maden firmalarından iki öğrenciye yardım 3 tane fakire koli 2 tane festivale destek istendi. Halbuki Altın madenlerinin her biri Gümüşhane’ye 500 kişinin çalışabileceği altını ziynete dönüştürecek bir atölye açılmalı. Hem istihdam sağlanmalı, hem de Gümüşhane bu sayede madenler açısından tarihteki misyonunu yakalamalı, ziynet eşyası üretmeli.
İl dışında bulunan yetkin Gümüşhanelilerin proje destek bazında da olsa Gümüşhane’ye yeterince katkı sağladıklarını düşünmüyorum. Bazı toplantılarda bu konuda bazen serzenişte de bulunuyorum. Ben ısrarla buradaki maden firmalarının, (sadece altın üreten değil diğer tüm maden firmalarının) bu işe el atmalarını işin kaymağını götürdüklerini ama yeteri kadar Gümüşhane’ye yatırım ve destek vermediklerini görüyorum.
OLAY: Sizi tanıdığımız kadarıyla projelere önem veren ve Gümüşhane’nin kalkınmasına proje bazlı bakan bir iş adamısınız. Ufuk projelerinizden bize biraz bahseder misiniz?
Murat AKÇAY: Şehirlerin değişimi sadece ekonomi üzerine olmamalı, sosyal ve kültürel değişimle ekonomik değişim paralel gitmeli. Bu manada üniversitemiz açıldı. Üniversite açıldı ama öğrenci katkısı Yüzde 50 Yüzde 50. Neden, çünkü öğrenci sosyal aktivite istiyor, kültürel aktivite istiyor, bunları sağlayamadığımız zaman öğrenci en yakın şehirlere kaçıyor. Gümüşhane Trabzon arası 1 buçuk saat. Öğrencimiz Trabzon’a kaçıyor. Çünkü; sosyal, kültürel ihtiyaçlarını orada gideriyor. Bu nedenle; öğrenciyi şehirde tutmamız için bu tür yatırımların acilen gelmesi gerekir. Çeşitli platformlarda dile getirdim; Gümüşhane’ye yakın bir gölet, yanında sosyal tesisleri, çay bahçesi, restoranı, konaklama tesisleri olan bir sosyal mekana ihtiyacımız var. Çamlı köy vadisini örnek verebilirim. Bu iş için çok uygun bir vadi. Gümüşhane’de herkesin, gençlerin, ailelerin böyle mekânlara ihtiyacı var. Su huzurdur. Göletli bir sosyal tesis bu ilin huzur alanı olur. Süleymaniye kayak merkezi özellikle bir an önce faaliyete geçirilmelidir. Bir sonrakinin bir öncekinin yaptığını yok sayması ile netice alınması mümkün değildir. Süleymaniye ile ilgili araştırmalar 2002 yılında başlanmış, 18 yıl olmuş, Bir netice yok. Samsun’un un bir ilçesi var 10 sene içinde kayak tesisini kurdular. İnisiyatif almak lazım. Yapılanları küçümsemiyoruz ama bazı şeyler var yeterli mi bir adım atılıyor ikici adım atılana kadar kurt kapıyor Gümüşhane’deki diğer turizm alanlarının da kazanabilmesinde Süleymaniye kesinlikle bir anahtardır. Bir de yeni Zigana tünelimiz ulaşımı ve turizmi etkiyecek en önemli unsurdur. Ulaşım olduğu zaman hem yatırım gelir hem de eğitim artar.
OLAY: Yeni Zigana tünelleri, yeni Köse havaalanı, Erzincan- Gümüşhane- Trabzon demiryolu Gümüşhane için ne anlama geliyor?
Murat AKÇAY: Tren hattı, Havaalanı ve Zigana tüneli demek Gümüşhane'deki insanların refah seviyesini yükseltmek demektir. Bununla birlikte dışarıdaki insanın buraya bakış açısını değiştirmek demektir. İnsanlar, Gümüşhane’de yatırım yapacaklarsa nasıl şu malı getiririm düşüncesi olmamalıdır. Bir kısım insanımız Salyazı havaalanına tepkili bakıyor. Yanlış bir bakış. Alt yapılar tamamlandığında Gümüşhane hem Köse Salyazı havaalanına, hem de Trabzon havaalanına 45 dakika uzaklıkta olacak. Yani bu kadar yakın olacak. Ayrıca Trabzon Limanı da 45 dakikaya düşecek Şunu söylemek istiyorum; Zigana tünelleri hızlı bir şekilde yapılıyor, İnşallah da bitecek. “Başlamak bitirmenin yarısıdır” atasözümüz var. Asıl soru şu; Zigana tüneli bittiği zaman bir altyapımız olması lazım, Zigana tünellerinden sonra Gümüşhanelilerin Trabzon’a gidişinden çok Trabzonlular Gümüşhane’ye gelecek. Trabzon’un nüfusu 300 binin üzerinde, yüzde 20 sini Gümüşhane çekebilsek bize yeter. Zaten bizim çekmemize gerek kalmadan onlar Gümüşhane’ye gelecekler. Şimdiden bu insan gelişini karşılayacak altyapıya hız vermemiz lazım. Belki pekçok Trabzonlu Gümüşhane’den ev alıp Trabzon’daki işine Gümüşhane’den gidip gelecek. 45 dakikalık yol. Trabzon'daki arkadaşlarıma söylüyorum ki Gümüşhane'deki organize Sanayiden yer alın çünkü bulamıyorsunuz Arsin doldu, ikincisini arıyorsunuz , yarın 45 dakikada Trabzon'dan Gümüşhane'ye Gümüşhane'den Trabzon'a istediğiniz şekilde organize sanayiden liman ya da havaalanına malzeme gönderebileceksiniz. Gümüşhane’de bu konuda, özellikle Zigana tünellerinin hizmete açılması sonrası yapılacaklarla ilgili platformlar kurulup, planlamalar yapılmalı. Yoksa çok geç kalacağız.
Gümüşhane’nin devlet yatırımlarına dahil bir il olması lazım. Örneğin Avrupa Birliğinin karşıladığı İPARD Kırsal kalkınma projesi var ama, Gümüşhane bu projeye dahil değil. Bir an önce Gümüşhane bu projeye dahil edilmeli.
Torul -Tirebolu hattının iyileştirilmesi lazım. Bizim için önemli giriş ve çıkış kapısı. bir de ilimizdeki binalar çatıları çok çirkin görüntüler bugün güneşi olmayan Almanya'da bile bütün çatılar güneş enerjisi ile donatılmış ve elektrik üretiyor. Gümüşhane’ de görüyorsunuz şu anda güneşi çok muazzam. Eylül ayının sonlarına gelmemize rağmen muazzam bir güneş var. Şu çatıyı kurana kadar devlet destek versin, çatılara güneş enerjisi panelleri konulsun. Burada ürettiğimiz Elektrik Gümüşhane’ ye yetsin, fazlasını da satalım.
OLAY: Pek çok Gümüşhaneliden zaman zaman duyduğumuz bir söz var. Siz de duymuşsunuzdur: “Gümüşhane’den zamanında çıkanlar kurtuldu (ekonomik anlamda) keşke ben de çıksaydım dediğiniz oldu mu?
Murat AKÇAY: “Doğdun yer ve doyduğun yer” diye bir kavram var böyle fırsatlarımız oldu. Özellikle 80 li yıllarda babam rahmetli olduktan sonra çok güzel fırsatlarımız oldu ama biz Gümüşhane sevdalısı bir insanız doğduğumuz yerde doymaya çalıştık. Yatırımlarımızı buraya yaptık. Daha çok para kazanabilir miydik kazanabilirdik diye düşünüyorum Sonuçta il dışına başka yerlere gitseydik yatırımlarımızı oraya yaptırsaydık ne olacaktı? Ben hep şu düşüncede bir insanım, kefenin cebi yok. Kazandıklarımız doyduğumuz kadar ve yarınımızı düşündüğümüz kadar bize yeter. Çok fazlasını kazanan da ölüyor kazanmayan da. Gümüşhane’den gidenleri Tenkit etmiyorum, bulanlarda gitti bulamayanlar da gitti. Ama ben Gümüşhane’den hiç çıkmayı düşünmedim.
OLAY: GÜSİAD’ ın uzun yıllardır Gümüşhane temsilciliğini yapıyorsunuz. GÜSİAD nedir, ne iş yapar biraz açar anlatır mısınız?
Murat AKÇAY: Hemşerimiz Aydın Doğan Bey’in başkanlığında kurulan daha sonra çeşitli başkanlarla devam eden Gümüşhane Sanayici ve İş adamları Derneği (GÜSİAD) bu derneğimizin Gümüşhane Şube başkanlığını ben yapıyorum.
GÜSİAD, zaman zaman öğrencilere veya Gümüşhane organizasyonlarına para harcıyor, burs veriyor. Derneğim yönetimine de şunu söyledim. Yardımlar bizim birinci işimiz olmamalı. İkinci planda ana hedefimiz olmamalı, bizim ana hedefimiz Gümüşhane'de proje yapıp ekonomik ve sosyal kültürel kalkınmayı sağlayacak projeler yapılmalı. Gümüşhane'de yatırım zamanı geldi ve geçiyor.
Gümüşhane ekonomisi; yazın yazlıkçılara, eylül ayından haziran ayına kadar da memur ve öğrencilere bağlı. Nüfusumuz 40 - 45 bin oldu. Artık Gümüşhane’de ekonomik çark öğrencilerle dönüyor. Bu durum sadece Gümüşhane’nin değil, Türkiye’nin gerçeği. Pandemiden dolayı Mart ayında kapatılan işletmenin bir dahaki Mart ayına kadar kapalı kalması söz konusu. İşletmeler bu şekilde nasıl ayakta kalacak esnaf ve Gümüşhane ekonomisi?. Elbette önce sağlık önlemleri alınmalı ama, işletmecilerin, esnafın da para kazanması lazım. Gümüşhane esnafını çok büyük sıkıntılar bekliyor, yerel bazda sık sık toplantılar yapılarak çareler üretilmeli ve devletin ilgili birimlerine ulaştırılmalı.
OLAY: Gümüşhaneli gençlere tavsiyeniz neler olur?
Murat AKÇAY: Benim gençlerimize genel tavsiyelerim olacak. Bir kere dürüst ve ilkel olmalılar. Yani dürüstlükte insan hiçbir zaman kaybetmiyor. İlkeli olmaktan da kaybetmiyor. Doğru olanı söylemekten çekinmeyin. Siz doğru olanı söylemezseniz insanlar yanlış yaptıklarını doğru kabul edip onu yapmaya devam edereler. Gençlerin yapması gereken bir de eğitim. Eğitim çok önemli. Son tavsiyem de Gümüşhane’den çıksanız da Gümüşhane'yi unutmayın. Hep bu ile sahip çıkın.
OLAY: Murat bey, bu güzel sohbetinizden dolayı teşekkür ederiz.
Murat AKÇAY: Bende sizlere, Gümüşhane Olay Gazetesi ailesine teşekkür eder, saygılar sunarım.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim