ÇOK ŞANSLI ÜLKEYİZ
Tüfekçi, yaptığı açıklamada, tüm bu zenginliklerin yanı sıra Gümüşhane’nin sahip olduğu endemik bitki örtüsü açısından Türkiye’nin en zengin illerinin başında geldiğini belirtti.
BİYOLOJİK ve ÇEŞİTLİLİK ENVANTERİ
Tüfekçi, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan “Ulusal Biyolojik ve Çeşitlilik Envanteri” üzerinde çalıştıklarını kaydederek, “Bu projemiz 2014 yılında başladı. Önümüzdeki ay vereceğimiz sonuç raporu ile tamamlanacaktır. Verilerin şu ana kadar yüzde 95’ini tamamladık.” Dedi.
DOĞANIN BİLİNÇSİZCE KULLANILMASI
Doğanın insanlar tarafından bilinçsizce kullanması çok sayıda endemik bitkiyi yok etme ile karşı karşıya bıraktığını dile getiren Tüfekçi, şöyle devam etti:
“Gerek türlere gerekse türlerin yaşam ortamları olan habitatlar çok büyük bir baskı altındadır. Hayata geçirdiğimiz proje, ülkemizde yer alan bütün tür çeşitliliği, türlerin yaşam ortamları olan habitatların ortaya konması onlar üzerindeki bu büyük baskının bir nebze olsun azaltmasına çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Onların korunmasına, izlenmesine ve onların bu korunmasıyla ilgili gerekli önlemlerin alınması çok büyük bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Bizler de bu alanda Gümüşhane ilini gerek karasal gerekse iş su eko sistemlerinde olan biyolojik çeşitliliği tanımladık. Onlarla ilgili gösterge türleri, yani izlenecek olan türleri belirledik ve bunları etkin bir etkin bir şekilde korumak için metotlarımızı bir rapor haline getirdik. “
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
Biyolojik çeşitliliğin de tanımını yapan Tüfekçi, “Biyolojik çeşitlilik, er ekosistemin kendine özgü bir biyolojik çeşitliliği vardır ve biyolojik çeşitlilik bir doğal zenginliktir. Bir ülkedeki bitki ve hayvan türleri, hem o ülkenin, hem de dünyanın biyolojik zenginliği olarak kabul edilir. Bir ekosistemdeki biyolojik çeşitliliğin fazla olması o ekosistemin diğer ekosistemlere göre üstün olması anlamına gelmez. Biyolojik çeşitlilik sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yardımcı olur ve üç farklı kavramdan oluşur. Bunlar genetik çeşitlilik, tür çeşitliliği ve ekosistem çeşitliliğidir. Bir tür içindeki bireylerin sahip olduğu kalıtsal özelliklerin yani bireylerin genetik yapılarının farklı genetik çeşitliliği oluşturur. Bir ekosistemde yaşayan ve genetik olarak birbirlerine benzerlik gösteren türlerin sayısı tür çeşitliliğini oluşturur. Belli bir bölgede yaşayan bitkiler ve hayvanlar gibi canlı varlıklarla toprak, su, hava ve mineraller gibi cansız varlıkların çeşitliliği, ekosistem çeşitliliğini oluşturur. Ekosistemlerin görevi, canlıların yaşamlarını ve nesillerini sürdürebilmek için uygun ortamın hazırlanmasını sağlamaktır. Ekosistemler, canlı ve cansız varlıklardan oluşur ve bir ekosistemin özelliğini, o ekosistemi oluşturan su, sıcaklık, ışık, nem, toprak, hava, rüzgâr, iklim gibi cansız varlıklar belirler. Bu cansız varlıkların canlılarla olan etkileşimi, ekosistemlerin çeşitliliğini belirler. Ekosistemlerin orman, göl, çöl, dağ, sazlık, akarsu, okyanus gibi çeşitleri vardır. Bu çeşitlilik arttıkça, ekosistemde yer alan habitat ve tür çeşitliliği de artar. Kısacası, bir bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin ve çeşitlerinin sayıca zenginliğine biyolojik çeşitlilik denir” dedi.
ENDEMİK BİTKİ
Endemik bitkilerle ilgili bilgi veren Tüfekçi şunları kaydetti:
“Endemik bitki, bulunduğu bölgenin ekolojik şartlarından dolayı yalnızca belirli bölgede yetişebilen, dünyanın başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki türüdür. Türkiye’de bulunan yaklaşık 10 bin bitki türünden yaklaşık 3 bini endemik bitki kategorisindedir. Yurdumuzun siyasi hudutları dâhilinde natural olarak yetiştiği halde farklı hiçbir yerde yetişmeyen, başka bir deyişle dünyada yalnız ülkemizde yetişen bitkiler Türkiye endemikleri olarak adlandırılır. Yurdumuz endemiklerinin sayısı 3 bin dolaylarında olup endemizim oranı yüzde 33 etrafındadır. Ülkemizde endemik tür sayısı başka Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemizin bu varlığı daha iyi anlaşılır. Avrupa ülkeleri arasında en çok türe sahip oluşan ülke Yunanistan olup 800 etrafındadır. Özdeş biçimde endemik türlerce varlıklı İspanya ve Sırbistan’da is bu sayı 400-500 arasındadır.”
GÜMÜŞHANE BİTKİ ZENGİNİ
Öte yandan, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Gümüşhane, Karadeniz iklimi ile bozkır iklimi arasındaki geçiş bölgesindedir. Bunu en iyi Trabzon’dan Gümüşhane’ye karayolu ile giderken Zigana Tüneli’nde gözleyebilirsiniz. Tünelin kuzeyindeki Trabzon’da sisli, yağmurlu bir Karadeniz havası var iken, Gümüşhane tarafında güneşli ve kuru hava sizi bekliyor olabilir. Bu kadar değişken iklimin olduğu bir nokta endemik bitkisiz olmaz. Endemik bitki çeşitliliğini keşfeden botanikçiler en önemlisi Gümüşhane Lalesi’ni keşfettiler. Zigana Dağı’na özgü lokal endemik ve sarı çiçekli olan lale Gümüşhane Lalesi olarak bilim dünyasına geçmiştir.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim