• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Gümüşhane : 9 °C
  • Trabzon : 23 °C

MİLLETVEKİLİ KÜÇÜK, TBMM’DE KONUŞTU

26.12.2023 12:14
MİLLETVEKİLİ KÜÇÜK, TBMM’DE KONUŞTU
Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük TBMM Genel Kurulunda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile ilgili bir konuşma yaptı.

MİLLETVEKİLİ KÜÇÜK, TBMM’DE KONUŞTU

Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük TBMM Genel Kurulunda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile ilgili bir konuşma yaptı.

MHP gurubu adına konuşan Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük “2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin 4’üncü maddesi “Kullanılmayan ödenek ve tamamlayıcı ödenek” üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.” dedi.

Milletvekili Küçük konuşmasına şunları kaydetti:

 “Irak’ın kuzeyinde hain teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve silah arkadaşlarına sabırlar, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Şehitlerimizin ruhları şad olsun, aziz milletimizin başı sağ olsun.

Merkezî yönetim bütçesi hazırlanırken ne kadar çaba gösterilse de mali yıl içerisinde çeşitli sebeplerle tamamlayıcı ödenek uygulamasına başvurulması kaçınılmaz olur. Zira tamamlayıcı ödenek uygulamasına başvurulmasının sebeplerinden biri, mali yıl içerisinde karşılanan ödenek yetersizliği sorunundan dolayı ortaya çıkmasıdır. Bu noktada, uygulamanın doğru çalışabilmesinin yolu ise kesin hesap kanunu ve tamamlayıcı destek ödenek, gerekli harcamalar üzerinde gerekli incelemelerin ve denetimlerin yapılmasıdır. Çünkü bütçe hakkı, içeriğiyle izin verme ve sınırlama özellikleri kadar denetim özelliğini de barındırmaktadır. Uygulamada yalnızca izin verme ve sınırlamaya öncelik verip denetim aşamasında pasif kalınmaması gerekmektedir. Dolayısıyla bu iki uygulama aşamasında sebep olunan olumsuzlukların giderilmesi gerekmektedir. Bu konularla alakalı gerekli düzenlemeler yapılarak Türkiye’de bütçe hakkının gelişimine ve tamamlayıcı ödenek uygulamalarının azalmasına katkı sağlayacağına inanıyor, kanun teklifini olumlu değerlendiriyor ve desteklerimizi belirtmek istiyorum.

Hepinizin bildiği üzere, Türk tarihinin ve aziz milletimizin şeref nişanesi olan cumhuriyetimizin 100’üncü yılını geride bıraktık. Asırları aşan, şerefli ve tertemiz bir maziye sahip Türk milleti, emperyalizme karşı kazanmış olduğu Kurtuluş Savaşı ve sonrasında kurmuş olduğu modern cumhuriyetiyle tüm dünyaya örnek olmuştur. Bu bilinçle, her şeyden önce belirtmek isterim ki cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının emaneti emin ellerdedir. Cumhuriyetimiz kurucu değerleri ve milletimizin tarihsel müktesebatından güç alarak ilelebet payidar kalacaktır. Aradan geçen yüz yıl iyisiyle kötüsüyle Türkiye'yi bugünlere getiren hizmetlerle doludur. Kalkınma ve modernleşme sürecimize katkı sunmuş, güçlü ve büyük Türkiye için mücadele etmiş herkesi minnetle anmak istiyorum.

Elbette bu noktada varlığını Türk milleti ve devletin bekasına adamış ülkücü harekete de bir hassasiyetle değinmek gerekmektedir. Demokrasiyle ikiz bir gelişim sürecine sahip milliyetçilik Türk siyasal hayatında da oldukça belirleyici olmuş ve bunun da yegâne temsilcisi Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur. Türk milliyetçileri tarih boyunca necip Türk milletinin her daim yanında olmuş, bu milletin daima güçlü bir devlete sahip olması için çalışmıştır. Ziya Gökalp’ten Akçura’ya, Mümtaz Turhan ve Dündar Taşer’den Erol Güngör’e varana kadar pek çok önemli fikir adamı kökümüzü unutmadan ve yok saymadan Türk milletinin çağdaş olabilmesinin öneminden bahsetmiştir. Bu fikir sistemini Türk siyasal hayatında bir pratiğe dönüştürüp milletiyle buluşturan da Milliyetçi Hareket Partisi ve ülkücü harekettir. Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey’in liderliğinde yola çıkan milliyetçi, ülkücü hareket Türk milleti ve devleti darboğaza düştüğü her durumda millî duruşun adı olmuştur. Bu misyon ve anlayışı benimseyen ülkücü, milliyetçi hareket Türklüğün çağları aşan kudretinin en büyük temsilcisidir.

Cumhuriyetimizin 2’inci yüzyılına girerken Cumhur İttifakı tarafından ortaya koyulan Türkiye vizyonu bu anlamda ayrıca kıymetlidir. Bilge liderimiz Devlet Bahçeli Bey’in, çok partili siyasi hayata geçişimizin ardından, Türk siyasal ve kamu hayatında adalet ve üretimde istikrarı dengeleyecek bir evreye geçildiğini vurguladğı Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ayrı bir ehemmiyeti haizdir. Bu sistem Mecliste daha çok partinin temsilini sağladığı gibi, etkin cumhurbaşkanı ve kabine sayesinde yönetimde istikrar açısından da işlevseldir.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve bilge liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendilerin kararlı duruşları ve millî hassasiyetleri temelinde kurulan ve yoluna devam eden Cumhur İttifakı Türkiye’de pek çok alanda çok büyük atılımlarla millî ve manevi hassasiyetleri haiz herkesin takdirle karşılayacağı tarihî hamleler yapmaktadır. Bu anlamda, inananların kalbinde önemli yeri olan Ayasofya yeniden ibadete açılmıştır. Türk dünyasının içini acıtan, işgal altındaki Karabağ’ın işgalden kurtarılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan ve kırk altı yıldır kapalı olan Maraş bölgesinin kullanıma açılması, ülkemizin bölgesinde oynadığı tarihî role kadar pek çok adım Türk tarihinin şerefli sayfalarında yerini almıştır. Türkiye’nin terör örgütlerine karşı tavizsiz mücadelesi ve operasyonları ülkemizde güven ortamının güçlenmesine ve yıllardır enerjimizi sömüren emperyalist bir proje olan terör sorununun çözümüne yönelik önemli mesafe katedilmesini beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki petrol keşfinden Karadeniz’deki doğal gaz keşfine kadar Türkiye’nin ikinci yüzyılda enerji alanında da üretici ve kendine yetme noktasında büyük mesafe katetmiş bir ülke olmasını sağlayacak adımlar ümit vericidir.

Savunma sanayisinde başlatılan büyük teknolojik hamleler artık sonuç vermeye başlamıştır. Devletimizin en önemli mihenk taşlarından birisi de şüphesiz ekonomik bağımsızlık ve büyük Türk milletinin müreffeh bir hayat yaşamasıdır.

Türkiye’nin özellikle son günlerde en yoğun mücadele alanlarından biri de şüphesiz ki dış baskılardır. Türkiye’nin gerek Doğu Akdeniz'deki egemenlik haklarını korumaya yönelik olumlu ve dirayetli çalışmaları gerekse Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan terör yönetimine karşı somut mücadelesi tarihe birer not olarak düşmüştür. Yalnızca askerî ve diplomatik mücadele değil Türkiye Cumhur İttifakı dirayetli birlikteliğiyle beraber dış politikadaki bağımsız çizgisini, Türk dünyasıyla olan ilişkilerini katbekat artırarak planlı ve diplomatik atılımlar da yapmaktadır.

Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’in aktif siyasete taşıdığı esir Türklere özgürlük şiarının önce gerçek olduğunu gördük, şimdi de Türk Devletleri Teşkilatıyla bir birliktelik sağladığını ve bu birlikteliğin her geçen gün biraz daha güçlendiğini görmekteyiz. Türk Hükûmetinin eksiklerini görerek eleştirmek ayrı bir şey, bu eksikleri görüp düzeltmek yerine var olan kazanımlarımızı hafife alıp inkâr etmek, yok saymak, hatta eksiklerinin arkasına saklanıp ülkemizin yürüdüğü bu kutlu yolculuğa pusu kurmak ayrı bir şeydir; var olanı korumak, kollamak, sahip çıkmak bu noktada boynumuzun borcudur. Yüzyıllar öncesinden büyük devlet adamı Bilge Tonyukuk’un bugünümüze yönelik söylediği tarihî sözlerini buradan sizlere hatırlatmak istiyorum: “Tanrı korusun. Bu Türk milletinin içinde silahlı düşman dolaştırmadım, damgalı at koşturmadım. İlteriş Kağan kazanmasaydı, onun ardından ben kazanmasaydım; il yine, millet yine yok olacaktı. O kazandığı için, ardından ben kazandığım için il yine il oldu, millet yine millet oldu.” Aynı coğrafyada yaşayıp hayat bulduğumuz bu topraklarda, hiçbir insanımızı ayrıştırmadan bu milletin şerefli bir ferdi kabul edip, bizden koparılmasına asla müsaade etmeyeceğiz, üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanımızın, değil bir parçasını, tozunu bile kimseyle tartışmaya açmayacağız. Büyük fikir adamı Dündar Taşer'in dediği gibi “Ne hürriyet, ne demokrasi, ne insan hakları... Hiç bir şey ülke bütünlüğünden daha aziz, ülke bağımsızlığından daha değerli değildir. Türk milletinin mukaddesatı için, hiçbir zaman saklamadığı güç, kanıdır.”

Bu his ve düşüncelerle, Türk yüzyılının inşası için oldukça önemli olan bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, bütçenin hazırlanmasına katkı sunan herkese, özellikle de Sayın Cumhurbaşkanımız ve kabinenin kıymetli üyelerine teşekkürlerimi iletiyorum.

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim