MİGREN TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK
Migren kişinin günlük yaşam aktivitesini, iş hayatını ve konsantrasyonunu önemli ölçüde bozacak şiddette olabilen şiddetli bir baş ağrısı tipidir. Türkiye’de yapılan bir çalışmada her 100 kişiden 16’sının migren baş ağrısı çektiği ve kadınlarda hormonal değişikliklere bağlı olarak erkeklerden 3 kat fazla görüldüğü biliniyor.
Medical Park Samsun Hastanesi Nöroloji Kliniğinden Uzm. Dr. Ufuk Sandıkçı “migren” hakkında bilgi verdi. Dr. Sandıkçı “Migren şiddetli baş ağrısının izlendiği nörolojik bir hastalık olup sıklıkla ağrı tek taraflı ve zonklayıcı tarzdadır. Pek çok baş ağrısı çeşidi içinden migreni ayırmak önemlidir. Migren ağrısı tipik olarak nöbetler halinde gelir, başlangıcında tedavi edilmezse 1-2 saat içinde en şiddetli halini alır, 4 ila 72 saat kadar sürer ve biter. Migren tipi baş ağrıları günün her saatinde başlayabilirse de sıklıkla sabahları başlar. Hastada aynı zamanda görme bulguları oluşmakta ve bulantı, ses ve ışık duyarlılığı ve kol bacaklarda karıncalanma ve diğer semptomlar ortaya çıkmaktadır. Migren baş ağrıları özellikle başın bir tarafında toplanarak başlar. Zonklayıcı tarzda olabilir, giderek genişleyip kafa yarısından daha fazlası alanı da etkileyebilir. Atak sıklığı haftada birkaç kez olacak sıklıkta vakalar söz konusu olabildiği gibi ayda birkaç atak şeklinde de olabilmektedir. Beraberinde ve öncesinde bulantı, kusma ışık, gürültü ve sesten rahatsız olma şeklinde rahatsızlık verebilir. Bu durumda hastalar sessiz, hafif loş, ortamda dinlenmekten fayda görürler” dedi.
Migrenin birçok tipi olmasına rağmen en sık görülen iki tipi olduğunu vurgulayan Dr. Ufuk Sandıkçı “Auralı migren; başarısından önce aura safhası (başlangıç belirtileri) vardır. Kişi aura dediğimiz 20-30 dakika ila 1 saat kadar süren bu belirtileri hissedince migren krizi geleceğini anlar. Bunlar genellikle görmeyle ilgilidir, nadiren sinir sistemi belirtileri vardır. Gözlerinin önünde sinek uçuşu gibi siyah lekeler, parlak zikzak çizgiler, yanıp sönen ışık gibi parlaklıklar, küçük veya büyük görme, olmayan şeyleri görme, göz belirtilerinin en çok görülenleridir. Sinir sistemiyle ilgili belirtilerse, denge bozukluğu, baş dönmesi, baygınlık, aşırı koku alma, kol ve bacaklarda uyuşukluk nadiren vücut yarısı felçleridir” açıklamasında bulundu.
Aurasız (yaygın) migren hakkında da bilgi veren Uzm. Dr. Sandıkçı “Auralı migrende görülen öncü bulgular bu tipte görülmez. Baş ağrısına eşlik eden belirtiler her iki tipte de görülür. Bunlar sıklık sırasına göre: Bulantı, ışıktan rahatsız olma, baş dönmesine bağlı sersemleme, kafa derisinde hassasiyet, kusma, göz belirtileri, uyuşukluk, huzursuzluk, konuşma bozuklukları, iştahsızlık, göz yaşarması, aşırı terleme, burun akması, sık idrara çıkma, karında gerilme ve ishaldir” diye konuştu.
Migren krizini tetikleyen faktörlere de değinen Uzm. Dr. Ufuk Sandıkçı “Bunlar stres (sıkıntı), aşırı heyecanlar, uykusuzluk, açlık, ani iklim değişikliği, bazı görme-ses-koku uyaranları (mesela televizyon seyretme, yanıp sönen ışıklar, aşırı gürültü, aşırı kokular), adet zamanı, doğum kontrol hapları, aşırı yorgunluk, kafa travmaları, bazı yiyecekler ve ilaçlar. Yiyecekler arasında; alkollü içkiler (bira dahil), çikolata-kakao-kahve, peynirler, turunçgiller (portakal, mandalina, limon, greyfrut) sayılabilir” şeklinde konuştu.
Uzm. Dr. Ufuk Sandıkçı şu bilgileri verdi: “Migren testi, tanıya yardımcı ve hastanın kendisinin uygulayabileceği bir testtir. Eğer son üç ay içinde iki veya daha fazla baş ağrısı çektiyseniz bu testi uygulayabilirsiniz. Sorulardan iki veya üçüne evet diyorsanız migren olma olasılığınız yüzde 90'ının üzerinde kabul edilebilir. Baş ağrınız sırasında hiç midenizde bulantı hissettiniz mi? Baş ağrısı sırasında ışık sizi rahatsız etti mi? Son 3 ay içinde baş ağrısından dolayı günlük hayatınızı sürdüremediğiniz oldu mu? (işe gidememek, ders dinleyememek vb). Migren tarama testi denen ve ülkemizde de geçerliliği birkaç çalışma ile ortaya konulan bu test pozitif olduğu halde tanı hâlâ migren olmayabilir ama bu düşük bir olasılıktır. Veya test negatif, yani tüm yanıtlar hayır veya sadece bir yanıt evet olduğunda, kişi yine de migrenli olabilir ama olasılık yine düşüktür. Hemen hepimiz başımız ağrıdığında çözümü ağrı kesicilerde buluyoruz. Bilinçsiz ağrı kesici kullanımı migren ağrılarının daha da şiddetlenmesinin yanı sıra atak sıklığını da arttırarak inatçı bir baş ağrısına dönüştürmektedir. Bu nedenle yapılması gereken gelişigüzel ağrı kesici kullanmak yerine hastalığımızı ciddiye alarak bir Nöroloji uzmanına başvurmalarıdır.”
Migrenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Sandıkçı açıklamasını şöyle tamamladı: “Migren tedavisinde 3 temel prensip söz konusudur. Atak oluşumuna sebep olacak etkenlerden uzak durmak, ağrının ortadan kaldırılması ve yeni atak oluşumunu engellemektir. Akut migren dediğimiz aşamada yani hasta ayda 1 veya 2 kez çeşitli nedenlerle migren atağı geçiriyorsa genellikle profilaktik dediğimiz koruyucu tedavi yerine migren ilaçları ile atakları önlemeye çalışılmaktadır. Ancak migren atakları ayda 4-5 kez olarak ortaya çıkıyorsa profilaktik (koruyucu) tedavi uygulanmaktadır. Tedavi her hastaya göre farklılık gösterir. Burada önemli olan kişisel özellikler, örneğin kişinin tansiyonu veya şekeri varsa bu doğrultuda tedavi uygulanır, aynı şekilde obez ya da çok zayıf ise; gergin ya da panik bir yapısı varsa, yoğun günlük programı varsa gibi kriterler doğrultusunda tedavi planlanır. Standart bir tedavi söz konusu değil kişinin metabolizmasına ve kişisel özelliklerine göre tedavi uygulanmaktadır. Profilaktif tedaviye rağmen hastanın atakları devam ediyorsa ve sıklaşıyorsa kronik migren tedavisine geçilir. Kronik migren tedavisinin etkili ve güncel tedaviler kliniğimizde de uygulanan oksipital sinir blokajı ve botoks tedavisidir.”
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim