KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU BAŞLADI

Gümüşhane Üniversitesi Rektörü İhsan Günaydın, kültürel farklılıkların günümüz dünyasında dikkate alınması gerektiğini ifade ederek, “Kültürü, dünyayı nasıl göreceğimiz bir mercek olarak ifade etmek mümkün. Kültürün neyi göreceğimizi, gördüğümüz şeyleri nasıl ifade edeceğimizi ve kendimizi nasıl ifade edeceğimizi belirleyen önemli bir kavram olduğunu görüyoruz. Biz karşılaştığımız ve ilişkide bulunduğumuz insanları değerlendirirken, onların kültürel farklılıklarını mutlaka dikkate almamız gerekiyor. Aksi halde onların norm ve değerlerini dikkate almadan, kendi norm ve değerlerimize göre onların davranışlarını değerlendirirsek yanlış, olumsuz sonuçlara ulaşırız. Böylece onlar hakkında kalıp düşüncelere ve ön yargılara sahip olmaya başlarız. Hal bu ki insanları, onların davranışlarını onların norm ve değerlerine göre değerlendirmemiz gerekiyor” dedi.

“Kültürel Farklılıkları Dikkate Almamız Gerekiyor”

Kalıp düşüncelerin, önyargıların insanları yanlış sonuçlara götürdüğünü dile getiren Günaydın, “Bizim ilişkilerimizi, davranışlarımızı bu kalıp düşünceler ve önyargılar belirliyor. Bu kalıp düşüncelerin, önyargıların oluşmasında çeşitli faktörler etkili. Bunda ekonomik, toplumsal, politik faktörleri sayabilirsiniz ama bunların oluşmasında en önemli faktör ise Kültürel farklılıklardır. Bu kalıp düşüncelerin veya önyargıların değişime karşı dirençli olduğunu görüyoruz ve kuşaktan kuşağa aktarılmak suretiyle yayıldığını görüyoruz. Eğer biz kültürel farklılıkları göz ardı edersek o zaman kişiler, gruplar ve ülkeler hakkında ki değerlendirmelerimizde yanlış sonuçlara ulaşırız ve bunlar arasında gerginliklere neden olmak mümkün olabilmektedir. O nedenle hemen her durumda kültürel farklılıkları dikkate almamız gerekiyor” diye konuştu.

Kültürel Farklılıklar Belirleyici Oluyor

Globalleşmeyle birlikte ülkelerin ekonomik sınırlarının ortadan kalktığını hatırlatan Günaydın; “iletişim, ulaşım, hızla gelişmiş kişiler arasında ki etkileşim artmış bu ticaret, eğitim, turizm yoluyla olabilir ama bunlar bu kültürel farklılıkların belirleyiciliğini ortadan kaldırmış durumda değildir. Bu etkileşimlerle önemli mesafeler alınmış ama kültürel farklılıklar günümüzde belirleyiciliği devam etmektedir. Bunu her alanda görmeniz mümkün. Globalleşen dünyada yoğun bir rekabet yaşanıyor ve rekabette de ileri gidebilmek için, kazançlı olabilmek için kültürel farklılıklar yoğun bir biçimde dikkate alınıyor. Bir ürün üretileceği zaman o ürünün alıcıları kültürel farklılıklar dikkate alıyor. Günümüzde ülkelerin isimleri aynı zamanda ülkelerin kültürünü yansıtıyor ve değerlendirmede bulunurken bu durumu bizimde dikkate almamız gerekiyor. Bu anlamda bu sempozyumun önemli olduğunu düşünüyorum ve değerli öğrencilerimiz ve hocalarımız konu ile ilgili olarak geniş ve doyurucu bilgiler verecektir”

“Eğitilmemiş her birey o ülke için güç değil, yük oluşturur”

Ülkemizde öğrenci merkezli eğitimdense, öğretmen merkezli bir eğitim sisteminin bulunulduğunu belirten Günaydın, “ Bu tür sempozyumlar öğrenci merkezli eğitimi ön plana çıkarması anlamında büyük önem taşıyor. Üniversitemizde düzenlediğimiz ulusal ve uluslararası sempozyumların hemen hemen hepsi öğretim üyelerinin konuyu paylaşıp sunduğu sempozyumlardı. Ülkemizde çok sık rastlanmayan ve öğrenci sempozyumu olarak nitelendirilen sempozyumlar bu açıdan önem taşıyor. Ülke olarak baktığımızda en önemli varlığımız, en değerli zenginliğimiz insan kaynağımız. İnsan kaynağımızı yeterli ve etkin bir şekilde değerlendirdiğimizi söylemek mümkün değildir. Bunu değerlendirip güç haline getirmenin tek yolu var o da eğitim. Gençlerimizi ve vatandaşlarımızı mutlaka eğitmeliyiz. Onlara verebileceğimiz en temel hizmet eğitimidir. Eğitilmemiş her birey o ülke için güç değil, yük oluşturur. O nedenle bu eğitim çok önem taşıyor. Sistem de bizi belirli noktalara götürüyor ama bu sistemi de iyileştirmek bizim elimizde. Maalesef biz okuyan araştıran soran, sorgulayan bir toplum değiliz bu da eğitimin kalitesinden kaynaklanıyor. Öğretmen merkezli bir eğitim yaptığınız zaman o zaman beni dinler, sonra hatırlar bu çok kalıcı olmuyor. Halbu ki öğrencinin merkeze alındığı, öğrencinin katıldığı, benimsediği, düşündüğü bir eğitimi mutlaka ve mutlaka geçmemiz lazım. Bu tür faaliyetlerin bunu teşvik edeceği düşüncesiyle büyük değer taşıdığını düşünüyorum. Dünya’yı ve Türkiye’yi okuyabilen birer bireyler olarak yetişmemiz ve bundan sonrakileri yetiştirmemiz, ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Burada oluşacak olan fikirlerin ve sizin faaliyetinizin yaygınlaşmasını ve bundan sonra da bu tür faaliyetlerin artmasını temenni ediyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.

“Toplumsal Barışın ve Huzurun Yolu Kültürlerarası İletişim’den Geçmektedir”

Sempozyum düzenleme kurulu başkanı Prof. Dr. Muhsin Kalkışım, farklı kültürlerin bulunmasının çatışma ortamı için zemin olması gerekmediğini ifade ederek, “Farklı renkler, diller ve kültürler birer zenginlik olup, yardımlaşmanın ve dayanışmanın gerekliliğini teyit eder. Farklılıkları yok etmek yerine, keşfetme vahdeti yakalayarak ve insani değerler düzleminde buluşarak birer avantaja dönüştürmek mümkündür. Fıtrattaki zorluk ve teknik arasında ki dengeyi bulabilirsek seslerin ve renklerin ahengine ulaşabiliriz. Kendi değerlerine çağıranların vahdetlerini yok sayma ve ötekileştirme bedbahtlığına düşmesi düşündürücü bir paradokstur. Bütün insanlar hidayette varlık olmanın hasebiyle, insanoğulları haysiyetiyle kardeştirler, kaderleri aynıdır. Bu mavi gezegende birer misafirdirler, aynı gemide seyahat ederler aynı gök kubbenin altında aynı güneşten ışık alırlar, aynı ırmağın suyundan içerler aynı zamanı ve mekanı idrak ederler. İnsanlık tarihi bize şunu göstermiştir; toplumsal barışın ve huzurun yolu Kültürlerarası İletişim’den geçmektedir” dedi.

“Kültürel Farklılıkları Bilme Zorunluluğuyla Karşı Karşıyayız”

Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Celalettin Vatandaş ise, sempozyumda yaptığı Kültürlerarası İletişim sunumunda geçmiş yıllarda iletişim teknolojilerinin henüz gelişmemiş olmasından dolayı kültürlerin birbirleriyle çatışmadığını dile getirerek, “Dünya ulaşım ve iletişim teknolojisinin hem ucuzlaması, hem yaygınlaşması sonrasında dünya küçülerek, kültürler artık yan yana değil, iç içe yaşar hale geldiler. Bu iç içe yaşama durumunda karşılaşan sorunları çözmek veya yeni sorunların oluşmasını önlemek için artık yanınızda olan kültürleri tanımak ve onun değerlerini, bakış tarzını, yaşam tarzını, anlayışını bilmek durumundayız. Eskiden belirli bir coğrafya da sadece bir kültürün egemen olduğu ortamda kültürel bir çatışma çok zordu, herkes aynı kültürün öğelerini taşıyordu. Aynı kültür tarafından inşa edilmişti, aynı kültür tarafından oluşturulmuştu. Artık öyle değil yan yana oturduğumuz üç, beş arkadaşımızın birisi çok daha farklı bir kültürden, diğeri çok daha farklı bir kültürden olabiliyor. Dolayısıyla bu kültürel farklılıkları bilme zorunluluğuyla karşı karşıyayız. Doğru İletişimler kurmak istiyorsak, onunda hayat tarzını onun da anlayışını bilmek durumuyla karşı karşıyayız artık bu bir tercih olmaktan zorunluluk haline gelmiştir. Farklı kültürlerin birbirini tanıma, birbirlerini anlama zorunluluğuna dikkat çekmesi açısından bu tür toplantıların son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sempozyumun oluşmasında, sürmesinde ve sonuçlanmasında emeği geçen ve emeği geçecek olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bu sempozyumun başarılara vesile olmasını diliyorum. Bu sempozyumun birlikte yaşama kültürüne katkı sağlamasını diliyorum” diye konuştu.

Türkiye’deki 21 üniversiteden lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde 35 öğrencinin katıldığı program, sempozyum bildirisinin oluşturulmasıyla birlikte Süleymaniye yerleşkesi, Etnoğrafya Müzesi, Karaca Mağarası ziyaretleriyle bugün son bulacak.

Sempozyumun açılış programına Gümüşhane Vali Yardımcısı Şenol Turan, Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın, akademisyenler, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

MERT ZIMBA