KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ BİRÇOK ALANDA FAALİYET GÖSTERİYOR

Sağlık hizmetleri kapsamında Toplum Sağlığı Merkezinin 2007 yılından bu yana Gümüşhane halkına hizmet götürdüğünü hatırlatan Öztürk, 2007 yılından önce sağlık ocağından dağıtılan hizmetin birçoğunun artık Toplum Sağlığı Merkezi üzerinden yürütüldüğünü bildirdi.

 Bulaşıcı hastalıklar biriminin toplum sağlığı merkezi bünyesinde kurulmasıyla aktif bir şekilde çalışmaya başladıklarını belirten Öztürk sözlerini şu şekilde sürdürdü;

“ Her ne kadar sağlık değerlidir dense de insanlar sağlığın kıymetini ancak elden gittikten sonra anlamaktadır. Biz ise sağlığın elden gitmemesi adına çalışmaktayız. Sağlığın korunması ile hastalığın getirmiş olduğu yaşam kalitesindeki düşüklüğün önüne geçmek ve bu hastalıkların tedavisinin getirmiş olduğu mali külfeti azaltmak hedeflenmektedir. Sağlığı koruma deyince aklımıza öncelik eğitim gelmelidir. Her işin başı eğitimdir. İnsanları hastalıklara karşı bilinçlendirmek adına bakanlığımızın belirlemiş olduğu programlar çerçevesinde hastalıkların ne olduğu, ne gibi şikayetlere yol açtığı, nasıl tanı konduğu, ne şekilde tedavi edildiği ve hastalıklardan nasıl korunması gerektiği hakkında eğitimler düzenli olarak verilmektedir”

KKKA Bilinçlendirme Kampanyası Meyvesini Verdi

Koruyucu Sağlık Hizmetleri kapsamında yapılan çalışmalar sayesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ile mücadelede Gümüşhane de olumsuz tabloların ortaya çıkmadığını ifade eden Öztürk, “Gümüşhane kene ısırıklarının ve dolayısıyla KKKA' nın sık görüldüğü bir coğrafyadır. Bulaşıcı hastalıklar birimi olarak köy köy dolaşarak halkın tarlaya bahçeye çıkarken nelere dikkat etmeleri gerektiği belirtilmiş, kene çıkartma kartları dağıtılmış, tutunan kenenin nasıl çıkartılacağı öğretilmiş, kontrol amaçlı nerelere başvurulacağı hakkında detaylı bilgilendirmeler yapılmıştır. Muhtarlarımıza ve imamlarımıza ayrı ayrı eğitimler verilmiştir. Cuma vaazlarında kene ile mücadele konusunda eğitimler verilmiştir. Okullarımızda öğrencilerimize ve öğretmenlerimize yönelik eğitimler verilmiştir. Kene ile ilgili afişlerimiz köylerde halkın görebileceği yerlere asılmıştır”

Brucella Hastalığının Önlenmesi İçin Yapılan Çalışmalar

Gümüşhane’de hayvancılığın aktif olarak yapıldığını dile getiren Öztürk, bu nedenle Brucella( peynir hastalığı)’nın Gümüşhane’de görülebilme ihtimalinin bulunduğunu belirtti.

Öztürk, konu ile ilgili olarak “Hasta vatandaşlarımızın olduğu riskli köylere giderek bu hastalık hakkında gerekli eğitimler verilmektedir. Hastalık hayvanlardan bulaştığı için İl Gıda Tarım ve Hayvancılık müdürlüğüyle de ortak çalışmalar yapılmaktadır. Bir diğer koruma yöntemi aşılamadır. Kişi Hastalığı kendi geçirip de bağışıklık kazanırsa aktif bağışıklık adı alır. Aşılama ise pasif bağışıklık sağlar. Yani kişiyi o mikropla hastalanmak zorunda kalmadan bağışıklık kazanmasına yardımcı olur. Bulaşıcı hastalıklar birimimizde aşılama çalışmaları doğrultusunda bebek aşılamaları, okul aşılamaları, yetişkin aşıları ve umreye gidecek vatandaşlarımızı aşılama faaliyetleri rutin olarak yapılmaktadır. Bakanlığımız uygun gördükçe salgın durumlarında bize yolladığı tüm aşıları ücretsiz olarak yapmaktayız” dedi.

Aşı Konusunda Aileler Hassasiyet Göstermeli

Günümüzde doğan her bebeğe rutin olarak B, BCG, difteri, boğmaca, tetanoz, h.influenza B, kababulak, kızamık, kızamıkçık, konjuge pnömokok, polio, hepatit A, suçiçeği aşılarının yapıldığını ifade eden Öztürk, Ailelerin aşı yaptırma konusunda hassasiyet göstermeleri gerektiğini belirtti.

Zaman zaman çocuklarına aşı yaptırmak istemeyen aileler ile karşılaştıklarını bildiren Öztürk, “Bu ailelerin genel olarak aşılara karşı olan direncinin nedeni; bebeklerin ağlayıp sızlaması ya da çocukların kısırlaştırıldığının düşünülmesi, nadiren de faydasının olmadığının düşünülmesidir. Aksine birçok hastalıktan koruduğu için toplumumuzda bu hastalıkların görülme oranı gittikçe azalmaktadır. Kısırlaştırma düşünceleri ise çok yanlış bir düşüncenin ürünüdür ve bazı bölgelerimizde sırf bu yüzden aşılanmayan çocuklar mevcuttur. Biz bu aileler ile birebir iletişim kurup aşı yaptırmamalarının sebebi üzerinde yoğunlaşarak kendi bilgi ve birikimlerimiz ile ikna etmeye çalışıyoruz. Okul aşıları içerisinde ise bebeklik döneminde vurulan aşıların koruyuculuğunun devamını sağlamak için ek dozlar yapılmaktadır. Okul aşıları kızamık kızamıkçık kabakulak, difteri ve tetanosu içermektedir. Umreye giden vatandaşlarımıza yönelik olarak ise Arabistan yarımadasında yaygın görülen hastalıklara yönelik olarak aşılama yapılmaktadır. Yetişkin aşıları içerisinde ise hepatit ve tetanos bulunmaktadır. İsteyen tüm vatandaşlarımıza ücretsiz olarak yapılmaktadır” şeklinde görüş bildirdi.

Hastalıklardan korunmanın başka bir yolunun hastalıkları tespit edilip toplumda yayılmasını engellemekten geçtiğini sözlerine ekleyen Öztürk konuşmasını şu şekilde sonlandırdı;

“ Bu yüzden hastaneye başvuran vatandaşlarımızdan toplum için risk arz eden bulaşıcı hastalıktan şüphelenildiğinde ya da tespit edildiğinde toplum sağlığı merkezimize haber verilir.  Bulaşıcı hastalıklar birimimiz aile hekimlerimizin de desteğiyle birlikte bu vatandaşların bulunup gerekli tedavinin ve takibin izlenmesini sağlarlar. Çevrede benzer şikayeti olan vatandaşların ya da aile bireylerinin de tespitini yaparlar. Bu bağlamda sağlık hizmetleri tehlikeye karşı bir mücadele şeklidir. Tehlikenin önlenmesi, temelde fert ve toplum güvenliğine katkıyı ifade etmektedir. Koruyucu sağlık hizmeti ülke ekonomisi içinde çok önemlidir. Koruyucu hizmetlerin maliyeti tedavi edici hizmetlere kıyasla çok daha düşüktür. Bulaşıcı hastalıklar birimi olarak vatandaşlarımızdan koruyucu hizmetler hakkında daha duyarlı olmalarını beklemekteyiz”