• BIST 9827.23
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • Gümüşhane : -4 °C
  • Trabzon : 8 °C

“İNSANLIĞIN EN BÜYÜK SALGINI”

03.04.2016 16:14
“İNSANLIĞIN EN BÜYÜK SALGINI”
“İNSANLIĞIN EN BÜYÜK SALGINI”

Gümüşhane Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Erer, kalp ve damar hastalıklarının, insanlığın en büyük salgını olduğunu söyledi.

Erer, gazetemize yaptığı açıklamada, insan vücudunu bir ağ gibi saran damarlardaki tıkanıklık, genişleme ve yarılma sonucu kalp ve damar hastalığı olan kardiyovaskülere neden olduğunu belirtti.

Toplum arasında bilinen kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, ayak damarlarındaki tıkanma bibi hastalıklara kardiyovasküler denildiğini kaydeden Erer, “Bu hastalığın oluşmasında en büyük risk faktörü pasif içicidir. Sigara içen bir beyin, eşinde de kardiyovasküler hastalık gelişme riski yüzde 30 oranında artmaktadır. Bu da yüksek bir orandır. Bununla mücadele ettiğimiz aşikardır. Hem hükümet bazında hem halk bazında mücadele ediliyor. Hali hazırda hastanemizde de sigara bırakma polikliniklerimiz var. Hastanemizde, hem ilaç hem psikolojik destek verilmektedir” dedi.

Vücut Ağırlığı ve Obezite

Diğer bir risk faktörünün vücut ağırlığı ve obezite olduğuna işaret eden Erer, şöyle devam etti:

“Kardiyovasküler hastalıklarda doğrudan ilişkili yani bir kişi ne kadar kilo alıyorsa kardiyovasküler gelişme riski o kadar artıyor. Bu toplumumuzda artık çok büyük bir problem. Özellikle hareketsiz yaşam, beslenme alışkanlıklarımızın bozulması düzensiz beslenmeyle birlikte bunların hepsi obezite sıklığını artıyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde bu çok daha büyük bir sıkıntı.”

20 Milyon Hipertansiyon Hastası Var

Ülkemizde 20 milyon hipertansiyon hastası olduğuna dikkat çeken Erer,”Yani her 3 kişiden 1’i hipertansiyon hastası. Ama sadece hipertansiyon hastalarının 3’te 1’i tedavi almakta. Hipertansiyonun kalbi, gözü, beyni birçok organı etkilediğini düşündüğümüzde organ hasarı gelişmiş hipertansif hastalarda kardiyovasküler hastalık riski kat ve kat artmakta. Özellikle ülkemizde tuz tüketiminin fazla olması da etkili faktör, bizim ülkemizin tuz tüketimi normalin 3 katıdır” diye konuştu.

Diyabet de Çok Önemli

Diğer bir hastalığın diyabet olduğunu belirten Erer, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bizim kitaplarımızda diyabet eşittir kardiyovasküler hastalık diye yazar. Diyabetik hastalarda özellikle birçok riskin erken dönemde değerlendirilmesi ve mücadele edilmesi gerekmektedir. Özellikle diyabet olmayıp gizli şeker dediğimiz tablolarda da kardiyovasküler hastalık riski artmaktadır. Diyabetik hastalarda biz ne olursa olsun bir hastalık olmasa dahi yıllık kontrol önermekteyiz.”

Kolesterol da Risk

Kolesterol yüksekliğin kardiyovasküler hastalığın temel risk faktörlerinden birisi olduğunu ifade eden Erer, şunları söyledi:

“Ülkemizdeki bozuk beslenme alışkanlıklarından dolayı çok fazla yüksek kolesterollü hastalarla karşılaşmıştayız. Kolesterol yüksekliği damarlarımızı tıkayan neden olan kolesterol köpükçüğünün oluşmasını tetiklemektedir. Herhangi bir hastalığı olmasa bile kişilerin kolesterol değerlerinin taranması ve yüksek kolesterol açısından tedavi edilmesi gerekmektedir. Önemli bir hastalık grubu olan ailesel kolesterol yüksekliği bakımından da özellikle ailesinde yüksek kolesterolü olan kişilerin mutlaka değerlendirilmesi ve taranması gerekmektedir.”

40 Yaşın Üzerindekiler Dikkat!

Uzman Doktor Erer, 40 yaşın üzerinde tüm erkeklerde, 50 yaşın üzerindeki tüm kadınlarda ve menopoza girmiş tüm kadınların mutlak mertebe hastaneye gelip polikliniklerde bu risk değerlendirmesinin yapılması gerektiği uyarısında bulunarak, şöyle devam etti:

“Bu risk değerlendirmesi bizim elimizde. Mevcut risk skorları vardır, kişinin yaşı, cinsiyeti, sigara içip içmediği, kolesterol düzeyi, tansiyon düzeyi. Bunun yanında damar hastalığının olup olmamasına göre kişiye bir risk değerlendirmesi yapılıp kişinin erken dönemde risk skorunun ne olduğunu ortaya koyuyoruz. Buna göre erken dönemde kullanması gerekiyorsa kolesterol ilacı, kullanması gerekiyorsa kan sulandırıcı ilaçlar veya diyet yapması gerekiyorsa diyete yönelik eğitimler, sigarayı bırakmasına yönelik eğitimler verilmektedir. Eğer  ki hastalarda yerleşik bir kardiyovasküler hastalık varsa en az 6 ayda 1 gelmesi lazım. Eğer yerleşik bir kardiyovasküler hastalık yoksa yılda 1 kez hastaneye gelmesi gerekiyor. Erken kalp hastalığı, felç, damar tıkanıklığı, kolesterol yüksekliği gibi aile öyküsü olan kişiler veya kardiyovasküler hastalıkları düşündüren belirtiler varsa göğüs ağrısı, erken yorulma, çarpıntı, merdiven, yokuş yürüyememe gibi belirtileri varsa bu hastaların erken dönemde polikliniğe uğramaları gerekmektedir.”

“Temel Amacımız Hastalığın Önüne Geçmek”

Erer, temel amaçlarının hastalığın önüne geçmek olduğunu kaydederek, şöyle dedi:

“Yani hastalık gelişmeden önce hastalığı teşhis etmemiz veya yerleşik bir hastalık gelişmeden önüne geçmek için bunları yapmamız azami gayret etmemiz gerekmektedir. Bizim hastalıklar aslında çok geniş yelpazede bir hastalık grubu. Ben birçok hastalıkları tedavi ediyorum burada. Yani bizim burada ki amacımız hastaların ağır bir hastalık geçirmeden önce önüne geçmek. Felç geçirmeden, kalp krizi geçirmeden, kalp yetersizliği oturmadan, görme kaybı gelişmeden, böbrek yetersizliği gelişmeden bu hastaları tanımak ve erken dönemde tedavi etmek.”

“Çocukluktan Ölüme Kadar Bilinçlendirmek”

Gümüşhane Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Erer, açıklamasının sonunda şunları kaydetti:

“Buradaki bizim amacımız hastaların, kişilerin toplumun genel olarak tüm bireylerin çocukluktan başlayarak, yaşlılığa kadar, ölüme kadar bilinçlendirmektir. Hem hayat tarzlarını değiştirmesi ve yeme içme, alışkanlıklar, sigara içme, alkol alma alışkanlığı gibi alışkanlıkların mümkün mertebe düzenlenmesi ve tedavi edilmesi bunun yanında varsa bir risk faktörü bu risk faktörlerinin fark edilip önüne geçilmesi ve tedavi edilmesi. Ve bu şekilde kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümleri yüzde 50 oranında azaltabiliyoruz. Yani kalp krizinden iki kişi ölecekse 1 kişi ölüyor. Bu çok önemli bir rakam. Örneğin sizin kardeşiniz hasta 50 yaşında kalp krizi geçirdi. Siz bize gelecekseniz. Çünkü erken yaşta kalp krizi geçiren bir yakınınız var veya siz sigara içiyorsunuz siz bize geleceksiniz. Veya sizin şeker hastalığınız var. Siz dahiliye polikliniğinden kaçmayacaksınız, geleceksiniz. Bunların hepsi bir risk faktörü. Veya tansiyon hastalığınız var adam 3 yıl rapor çıkarmış 3 yıldır hastaneye uğramıyor, şeker hastalığında organ hasarı var mı yok mu taranması ve  tedavi tetkik edilmesi gerekmektedir. Yani büyük bir çınar düşünün temelde bir hastalık var onu tetikleyen çok fazla dallar var bu dalları mümkün mertebe kesip o çınarın gövdesini korumak lazım. Hani derler ya budamak ağacı güçlendirir. Bizim de budama yapmamız lazım. “

İbrahim Özdemir-Figen Tok

 

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim