“HER ŞEHİT HABERİNDE YÜREĞİME KOR DÜŞÜYOR”
Oğlu şehit olduktan sonra aradan geçen 23 yıla rağmen acısının hiçbir zaman hafiflemediğini, her terör olayında, şehit haberinde o acıyı yeniden yüreğinde hissettiğini ve üzüldüğünü söyleyen Emine Cengiz, “Artık dursun. Bizim ciğerlerimiz yandı, başkalarının ki yanmasın. Bir çare bulsunlar. O şundan, bu bundan yana, bu diğer tarafa, şu öbür tarafa olmasın, birlik olsun. Üzülüyoruz. Her şehit haberi duyduğumda, yüreğime kor düşüyor. Bugünlerde olan olaylardan dolayı, şehit olanların haberini duyduğum zaman üzülüyorum, ağlıyorum. Birinin daha içi yandı çocuğu yetim kaldı diye” dedi.
“Ben ağladım, başkaları ağlamasın”
Birkaç yıldır şehit haberi duyulmadığını belirten Cengiz, “Bir kaç yıldır en azından böyle kötü haberler duymuyorduk ama yine başladı. Artık içimize sızdılar zaten. Kapıyı çalıyorlar ama açmaya korkuyorsun. Bir imkan bulunmuyor ancak münakaşa ediliyor. Allah ülkemize iyilik, huzur, başımızdakilere merhamet versin. Bunları bir an önce önlesinler. Ben ağladım, başkaları ağlamasın” şeklinde konuştu.
“Ciğerlerimiz yanmış bir kere”
Oğlunun kendisine çok düşkün olduğunu ifade eden Cengiz, “Çok iyiydi, bana da çok düşkündü. Merhametliydi, bir tavuğu incitmek istemezdi. 6 çocuğum arasında o ikinciydi. Onun yeri bambaşkaydı. Ne kadar da gülsek, ciğerlerimiz yanmış bir kere” cümleleri ile duygularını aktardı.
“Hiç demedi ki annemde aynı acıyı tadacak”
“Oğlumu 27 yaşında şehit verdim” diyen Cengiz, “İstanbul ilk görev yeriydi. 2 yıllık evliydi. Şehit olduğunda eşi 19, oğlu ise 1 buçuk yaşındaydı. Aslında 1 kız, 1 erkek ikiz çocukları olmuştu. Kız çocuğunu bir hastalıktan dolayı 8 aylıkken kaybetti. Kendisi de yaşıyordu. O zaman benim ablamın oğlu da polisti ve trafik kazasında şehit olmuştu. Telefon açtı bana dedi ki “Anne teyzem nasıl dayandı bu acıya. Ben 8 aylık çocuğa dayanamıyorum. Hiç demedi ki annem de aynı acıyı tadacak.”
“Bir Salı günüydü…”
Emine Cengiz, 1992 yılında aldığı acı haberi şu cümlelerle anlatıyor: “Bir Salı günüydü. Komsular geldi, ben de iş yapıyordum. ‘Bugün keşke iş yapmasaydın’ dediler. Neden dedim. İşte şöyle, böyle geçiştirdiler. Sonra başka biri aradı. Cengiz’den haber alıyor musun diye. Ben de şüphelendim. Eşine telefon açtım, dedi ki ‘Tarama oldu, yanındakilerin hepsi ölmüş ama Cengiz’in bir kurşun yarası varmış o hastaneye kaldırıldı’ İşte hastane kapısında onu da kaybettiler.”
“4 kişi şehit oldu o saldırıda”
Oğlunun yine aynı saldırıda şehit olan Torullu komiser Yavuz Selim Şahin’le birlikte çalıştığını anlatan Cengiz, “Torullu bir komiser, kendisi ve 2 arkadaşı ile birlikte 4 kişi şehit oldu o saldırıda. Komiser yavrumu çok seviyordu, tayin istedi ama “Sen benim hemşerimsin, sana çok alıştım, birlikte çalışalım” dedi. Onunla birlikte çalışıyorlardı” ifadelerini kullandı.
“Zaten tehdit ediliyorlardı”
Şu an 24 yaşında olan torununun doğumunda, İstanbul’a gittiğini dile getiren Cengiz, “Komiserden dolayı zaten tehdit ediliyorlardı. Selim komiser şarkta çalışmıştı. Herhalde orda güzel çalıştı, etti. Ona düşman oldular. Ben torunumun doğumu için oradayken kapılarına bildiri bıraktılar. Komiserle çalışmayın, onun canı tehlikede sizinki de girer diye ama önemsemediler.”
“Mezarlığa gelirsen teyzemlere gitmeden, bana uğra”
Anne Cengiz, 6 yıllık polisken Şehit olan oğlunun, şehit olmadan önce kendisi telefonla aradığını belirterek, şunları kaydetti: “Telefonda konuşuyorduk. Vefat eden eniştemin senesi vardı. Ben de mevlide gidiyordum. Tam dışarı çıktım, telefon çaldı. Döndüm baktım yavrum. Dedi ki “Anne niye nefes nefesesin” dedim bu yüzden. Dedi “Allah rahmet etsin” falan. Anne dedi “Bak ölürsem benim de mevlidimi hiç aksatma okut ama sakın kadınlara okutma. Erkek hafıza okut. Çünkü kadınlar okur, peşinden dedikodu yapar o geçersiz olur.” Benim de eniştem hafız. Dedim yavrum Allah korusun, Allah göstermesin. Ben öleyim ama her zamanda erkek hafızı nerden bulayım. Dedi ki “Bak Allah’a sana enişte verdi işte hafız. Mezarlığa gelirsen teyzemlere gitmeden, bana uğra” dedi. Bu konuşma oğlumla son konuşmamız oldu.”
“Şehit anası olmaktan da çok gurur duyuyorum”
73 yaşında olan Emine Cengiz 10 yıl öncede eşini kaybettiğini ve 10 yıldır yalnız yaşadığını söyleyerek, “Ondan sonra beyim öldü. Başımın tacı, evimin direğiydi. Ona da üzüldüm, çok zor elbette ama onun acısı başka. En büyük acı. Ne anneye, ne babaya, hiçbir acıya benzemiyor. Allah kimseye vermesin, düşmanıma bile böyle bir acı yaşatmasın. Ama tabi ki bir şehit anası olmaktan da çok gurur, onur duyuyorum.”
“Allah devletten razı olsun”
Şehit annesi Cengiz, devletin her zaman yanlarında olduğunu ve kendilerine destek olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Allah devletten razı olsun. Her zaman, 23 senedir bizi hiç unutmadılar. Ne polisler, ne valiler. Şu an ki valimiz de çok iyi, her zaman kendisi geliyor, eşi geliyor. Polisler hiç aksatmadan geliyor. Şehit olduğu zaman da hemen ev aldılar ailesine, her ihtiyacına yardım ettiler. Allah razı olsun.”
İbrahim Özdemir-Figen Tok
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim