• BIST 9298.29
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • Gümüşhane : 13 °C
  • Trabzon : 19 °C

GRİP DEYİP GEÇMEYİN

20.10.2015 13:08
GRİP DEYİP GEÇMEYİN
Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde görevli Kulak, Burun Boğaz Uzmanı(KBB) Doktor Bengül Altaş Çoğalan, havaların soğumaya başlamasıyla gribin kendini göstermeye başladığını, gribin geçiştirilecek bir rahatsızlık olmadığını, ciddi sağlık problemlerine yol açab

Çoğalan, herkesin gribal enfeksiyonla sıklıkla karşılaşabileceğini belirterek, “Gribal enfeksiyon toplumun yaklaşık yüzde 1’inde görülen, salgınlar döneminde de yaklaşık yüzde 10’unda görülen viral bir hastalıktır. Özellikle solunum yoluna girerek vücuda yayılır. Kış aylarında, mevsim geçişlerinde sonbahar, ilkbahar dönemlerinde, sıcaklık değerlerinde çok fazla değişiklik yaşandığı dönemlerde biz daha çok bu hastalığa maruz kalırız” dedi.

Grip Belirtileri

Gribin, üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde başladığını,  burunda akıntı, hapşırma, aksırma, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, yüksek ateşle beraber devam ettiğini, eklemlerde yaygın ağrı, halsizlik, yorgunluk, bitkinlik şeklinde kendini gösterdiğini dile getiren Çoğalan, “Genellikle ilaç kullanmadan bir hafta süresinde kendiliğinden iyileşebilir ama yardımcı tedavilerde alınabilir. Viral bir hastalık olduğu, virüslerle geçtiği için biz antibiyotik tedavisini önermiyoruz başlangıçta ancak hastalığın ilerleyen devrelerinde ateş yüksekliği hala devam eder ve şikayetler gerilemezse antibiyotik tedavisini öneriyorum” şeklinde konuştu.

Giribe yaz aylarında da yakalanılabileceğini belirten Uzman Doktor Çoğalan, “Bu virüsler aslında her zaman çevremizde var ama kışın burunda ki savunma sistemini sağlayan, lokal olarak o bölgeyi koruyan bölgenin ısısının düşmesiyle, vücut ısısının düşmesiyle ve soğuk dengesinin değişmesiyle hastalığa daha çabuk yatkınlaştığını söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.

Bulaşıcı Bir Hastalık

Gribin bulaşıcı olduğunun altını çizen Çoğalan, “Öncelikle bulunduğunuz ortam önemli. Kapalı bir ortamdaysanız özellikle o ortamı havalandırmanız gerekir. O ortamın güneş alması gerekir. Solunum yoluyla, damlacık enfeksiyonuyla bulaşabildiği gibi el temas, öpüşme, tokalaşma gibi temaslarla da bulaşır, bundan da mümkün olduğunca kaçınmak gerekir” ifadelerini kullandı.

“Nezleyle, gribi karıştırmayalım”

Nezleyle, gribin halk arasında karıştığını ve bu iki hastalığın aynı olmadığını ifade eden Çoğalan, “Nezleyle, gribi karıştırmamak lazım. Nezle biraz daha hafif seyreder, vücut, eklem ağrıları çok fazla gözükmez, sadece burunda hapşırık, aksırık, geniz akıntısı, burun akıntısı, gözlerde sulanma o tarz şikayetler olur. O da virüslerle geçer, onda da semptomatik tedavi yani burun damlaları, bol sıvı tüketimi yeterlidir, gribal enfeksiyon kadar yüksek ateş ve vücut ağrıları görmeyiz nezlede” dedi.

Gribe yakalanmamak için ne yapmalıyız?

Gribe yakalanmamak için çeşitli tavsiyelerde bulunan Çoğalan, “Gribe yakalanmamak için öncelikle düzenli beslenme, düzenli uyku, el yıkama özellikle çok önemli. Kapalı ortamlarda çok fazla bulunuyorsak ortamın havalandırması, el temasından, diğer temaslardan kaçınmak gerekir. Düzenli beslenme derken, hepimizin bildiği yeterli protein, kalori alımı, taze sebze, meyve tüketimi. Özellikle kış aylarının bu mevsim geçişlerinde C vitamini veya diğer vitamin desteklerinin uygulanması olabilir. Uyku çok önemli, alkol, sigara kullanımının hastalık döneminde ters etki yaptığını biliyoruz. İyileştirmeyi geciktirme etkisinin olduğunu biliyoruz” diye konuştu.

Hastalık Tedavi Sürecinde İstirahat Şart

Hastaların dikkat etmesi gerekenler noktasında da bilgi paylaşan Çoğalan, şu açıklamalarda bulundu;

“Hastalanınca mümkünse istirahat etmeliyiz, hatta çocuğumuz okula gidiyorsa okula göndermemeliyiz. İlk günler bulaştırıcılığın en yüksek olduğu günlerdir, ilk iki, üç gün göndermemekte fayda var çocuğu ki zaten bir çocuk hasta olduğu zaman bütün sınıfın, bütün okulun hasta olmasına yol açabilir. Burunda virüsler etki edeceği için mukus aracılığıyla virüsleri dışarı atmaya çalışacak vücut, atamadığı zamanda daha çok virüs üremeye başlayacak bunun en kolay atılım yolu da o mukusu arttırmaktır. Bu da bol sıvı tüketimiyle olur, hem yüksek ateşte bol sıvı tüketimi yapar, o yüzden bol sıvı alınması gereklidir. Bitki çayları olabilir, su olabilir, bal, zencefil öneriyorum ben hastalara,  bir takım bitki çayları da ada çayı onunla gargara yapılabilir. Burun akıntısını azaltmak için burun spreyleri var, serum fizyolojik dediğimiz içerisinde belirli bir miktarda tuz oranı olan ve burunda ki mukusu azaltan, burunu açan ve virüslerinde çoğalmasına engel olan hem okyanus suyu hem deniz suyu onlarda olabilir.

Çok ateş yüksekliği varsa, ateş düşürücü, ağrı kesici ama sonrasında baktık yüksek ateş devam ediyor, boğaz ağrısı farenjit ve bademcik enfeksiyonuna da çevirebilir, o zaman antibiyotik kullanılması gerekir. O devrede eğer geçmeyen bir grip enfeksiyonu varsa dört-beş gün içerisinde o zaman antibiyotik kullanılmasını öneriyoruz ama hekime başvurarak.

Risk Grupları Dikkatli Olmalı

Özellikle 65 yaş üstü hastalar, küçük çocuklar, bebekler 2 ile 4 yaş arasındakiler, kronik akciğer, karaciğer hastalığı böbrek yetmezliği, diyaliz hastaları, şeker hastaları onlar için biraz daha riskli o yüzden daha temkinli olmalılar. Ateşleri düşmediğinde iki,  üç gün içerisinde hatta ilk başından itibaren hekime başvurup en azından takip altında olmaları daha doğru olur. Çünkü grip sonrasında başka hastalıklara da neden olabiliyor. Sinüzit gelişebiliyor, çocuklarda özellikle kulakla boğaz arasında kulağı havalandıran östaki tüpü dediğimiz tüpler var o tüplerinde ödeme bağlı tıkanmasıyla orta kulak iltihaplarını da görüyoruz. Onlarda da tabi ki temkinli olmak, hekime başvurmak lazım.

Aşı Risk Gruplarına Öneriliyor

Grip aşısı bir sene önce ki virüslerin tüm dünyada toplanmasıyla Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu sistemle üretiliyor. Grip aşısı yüksek risk grubu hastalar, 65 yaş üstü olanlar, kronik akciğer hastalıkları olanlar, astım, bronşit hastalığınız varsa, toplu yerlerde çalışıyorsanız, huzurevlerinde yaşlılarla bir arada çalışanlar, onlarla çok fazla iletişime geçen,  kişileri risk grubu olarak değerlendirip aşı öneriyoruz. Özellikle alerjik bünyesi olan hastalar için de alerjik astım çok yaygın olarak görülen bir hastalık, onlarda da gribal hastalıklar zatürreye neden olabiliyor. Grip aşısı yüzde yüz koruyucu değil, çünkü virüsler her yıl değişiyor, aşının koruyuculuğu için yaklaşık yüzde 60-70 diyebiliriz.

Antibiyotik önemli

Antibiyotik kullanımını vurgulamamız gerekiyor, çünkü hastalar bizden çok fazla antibiyotik talep ediyorlar. Hemen antibiyotiğe başlanılıyor ve bir ya da iki tabletten sonra antibiyotik kullanımı bırakılıyor. Bu çok yanlış, böyle bir uygulamayı hiçbir zaman önermiyoruz. Çünkü o zaman siz vücudunuz da antibiyotik alarak direncinizi baskılamış oluyorsunuz, bu sefer virüsler farklı bir şekilde daha çok ortaya çıkıyor. Doktora gidilmeli bir takım semptomatik tedaviler, sıvı alımı, burun spreyleri, burun yıkama, burun lavajı bazı birtakım grip ilaçları da var, tabi herkeste kullanmasını çok tavsiye etmiyoruz. Özellikle yaşlı ve yüksek tansiyonu, kalp hastalığı onlarda grip ilaçlarını çok dikkatli şekilde kullanmalılar”.

İbrahim Özdemir Figen Tok

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim