“AMAÇ TOPLUMA KAZANDIRMAK”
Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekimi Yavuz Çakıroğlu, Toplum Temelli Ruh Sağlığı Merkezi’nin hastaların sosyal becerilerini geliştirmek ve onları topluma tekrar kazandırmak adına önemli bir görev üstlendiğini belirtti.
Toplum ruh Sağlığı Merkezi’ne gelen hastaların tedavisinin süreklilik arz ettiğini dile getiren Çakıroğlu, “Bu hastaları sürekli takip etmek gerekiyor. Çünkü bu hasta grubu, hasta olduğunu anlayamıyor, ilaçlarını bıraktığı zaman semptomlar görülmeye başlıyor ama kendisini normal zannettiği için ilaçlarını almıyor. İlaçlarını almadıkça da semptomlar daha çok bozulmakta ve hasta olduğunu anlayamamakta, o yüzden dışarıdan bir gözün psikolog, psikiyatrist, hekimlerin sürekli bunları görerek takip etmesi ve ilaçlarının düzenli kullandırılması çok önemli” diye konuştu.
Bu insanların topluma uyum sağlayamadığını, toplumun bunları kabul etmeyip, ön yargılı olduğunu söyleyen Çakıroğlu, “Toplum Ruh Sağlığı Merkezi açıldıktan sonra bu hastaların takipleri, sadece hastanede ki doktorların personelin etkisi ile değil, ekip işi ile gerçekleşti ve gerçekleşiyor. Bu hastalar ilaçlarını aldıkları zaman sizin bizim gibi normal insanlar. Ancak bu normalliğe güvenerek ilaçlarını bırakıyorlar ve yavaş yavaş hayati ruhiye bozulmaya başladığı zaman, bunu anlayamıyorlar, ilaçlarını almadıkları zaman eski yaşam tarzlarına dönmektedirler. Bu hastaların takibinde çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bunlarda ilacı bırakma gibi bir durum olmamalı. Ateşiniz çıkar, üç gün hap alırsınız, sonra iyileşirsiniz ve bırakırsınız. Bu hastaların böyle bir şansı yok” cümlelerini kullandı.
Merkezin açılmasının amacını, hasta yataklı şekilde tedavi edilme yöntemini bir şekilde devre dışı bıraktırmak olduğunu ifade eden Çakıroğlu,” Ruh sağlığı anlamında, hastaneye yatışlar olmasın. Düzenli tedavileri sürsün, normalleşsinler, toplum içine karışsınlar, öz bakımından tutunda sosyal ilişkilerine, sorumluluklarına kadar her şeyiyle normal bir insan olsun. Toplum içersinde yer alsın. Bu hastaların hiç boş zamanlarının olmaması gerekiyor. Toplumla entegre olsunlar, gelsinler, otursunlar, kalksınlar, yesinler, sohbet etsinler, paylaşsınlar ve bir şey üretsinler” diyerek düşüncelerini aktardı.
Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nde çalışan psikolog Recep Vural, şizofren, bipolar bozukluk, piskoz diye tanımlanan ağır hastalara, sabah belirli saatlerde evlerinden alıp, akşam belirli saatlerde evlerine bırakılarak günlük hizmet verdiklerini söyledi.
Merkeze düzenli gelen hastalar dışında, günlük olarak bir de ayakta gelen hastalar olduğunu kaydeden Vural, Gümüşhane’nin ilçeleri de dahil olmak üzere toplam 370 tane kayıtlı hastaya birebir hizmet verdiklerini belirtti.
Merkezde tedavi amaçlı el becerisi kurslarına katılan hastalar tarafından, imkanlar dahilinde ahşap boyama boncuk vs gibi işler yaptıklarını vurgulayan Vural, “Burada hayatla ilgili olması gereken her şey, sporundan tutunda diyetisyenine kadar yaptığımız iş bir ekip işi” dedi.
Vural, “Şu an için Halk Eğitim’den öğretmenimiz var o geliyor. Düzenli bir şekilde boyama, boncuk, el işleri, mutfağımız var orada hastaların yemekleri, tatlıları yapılıyor öyle bir süreç. Tedavileri ayrıca yapılıyor, ilaçları kullanılıyor, takipleri yapılıyor. Burada da görüşmelerimiz, grup terapileri gibi hastalıkla ilgili bilgilendirme, sade hastaları değil aileleri de bu sürece ortak ediyoruz. Ailelerle de devamlı görüşme halindeyiz. Ailelelere hastalarla ilgili bilgiler veriyoruz, nasıl değişimler yaşanır, ne olur, nasıl bir süreç işler, komple bir bütünden bahsediyoruz” şeklinde konuşmasına devam etti.
Kayıtlı olan hasta sayısının 370 olmasına rağmen merkeze 15 tane hastanın geldiğini hatırlatan Psikolog Vural, “Buraya gelen ortalama 15 tane hastamız var. Günlük geliyorlar. Sabah evden alınıp, akşam bırakılıyorlar. Burada 4 saat kalıyorlar. Bizim hastalarımız ilaç kullandıkları için, sabah çok erken kalkamazlar. Bu hastalar kronikleşmiş artık. Halk dilinde ki tansiyon, şeker hastaları vardır ya ölene kadar kullanacaktır ilaçları. Bizim hastalarımız da öyle durumda” ifadelerini kullandı.
Hastaların ilaçları kullandıkları zaman normal hayatlarına devam ettiklerinin altını çizen Vural, dönem dönem hastalığın alevlendiğini, Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nde hastaların günlük takibinin yapıldığını, ufak bir değişiklik olduğunda ve fark edildiğinde hemen ilaç takviyesi yaptıklarını dile getirdi.
Sağlık merkezine gelmeyen hastaları da sürekli takip ettiklerini anımsatan Vural, “Telefonla, ev ziyaretleri ile devamlı takip halindeyiz. Günlük listelerimiz var. Onları belirliyoruz. İğneleri olanlar, kontrole gelmesi gerekenler var. Hepsini teker teker arayıp ya da ev ziyareti yapıp, bir şekilde bu sürecin içerisinde tutuyoruz. Kayıtlı hastaların hepsi takip edilen hastalar” şeklinde konuşmasını sürdürdü.
“Bizim amacımız yaptığımız işin reklamını falan yapmak değil” diyen Vural, konuşmasına şöyle devam etti: “Amacımız sadece topluma bilinç oluşturabilmek. Toplumda dışarıda konuşulur, deli tabiri vardır ya altını çizerek söylüyorum, bu hastalar deli değil, hasta. Toplum içerisinde deli diye adlandırılıyorlar ama hastalar. Tedavi süreçleri var. Bunları yaptıkları zaman toplum içerisinde bizim gibi yaşayabiliyorlar, aileleri var eşleri var, evli olanlar çoluk çocuğu olanlar var. Çok farklı insanlardan bahsetmiyoruz. Bu insanları topluma kazandırmaya çalışıyoruz. Ama ayrı bir yere koymak istemiyoruz siz hastasınız diye. Onlarda bizim gibi normal insanlar ama bir hastalık süreci var, biz de daha kaliteli yaşamalarını istiyoruz.”
Hastalığının oluşum sürecinden de bahseden Vural, “Bunun bir çok faktörü var. Genetik faktörler, kişilik özellikleri, bulunduğu cevre, yaşadıkları hepsi etkili olabiliyor. Bunların hepsinin bir bütünü hastalığın çıkma sebepleri” diye konuştu.
Figen Tok
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim