AK PARTİ’NİN GÜMÜŞHANE ŞEHİR BULUŞMALARI PROGRAMI YOĞUN KATILIMLA YAPILDI
AK PARTİ’NİN GÜMÜŞHANE ŞEHİR BULUŞMALARI PROGRAMI YOĞUN KATILIMLA YAPILDI
AK Parti’nin “Gümüşhane Şehir Buluşmaları” programı 24 Aralık 2022 Cumartesi günü Gümüşhane Ramada otelde yapıldı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Ekonomi İşleri Başkanı Nurettin Canikli “2023’e Doğru Şehir Buluşmaları” etkinliği kapsamında Gümüşhane’ye geldi.
Ramada Gümüşhane Otel’de AK Parti MKYK üyeleri, milletvekilleri, belediye başkanları, ve partililerle bir araya gelen Nurettin Canikli basın açıklaması gerçekleştirerek iç ve dış gündeme dair açıklamalarda bulundu.
AK Parti’nin “Gümüşhane Şehir Buluşmaları” etkinliğine katılan bazı isimler şunlardır:
Genel Başkan Yardımcısı, Ekonomi İşleri Başkanı Nurettin Canikli, MKYK Üyesi Ahmet Gündoğdu, MKYK Üyesi Hikmet Ayar, MKYK Üyesi Av.Metin Tarhan, MKYK Üyesi Av.Mücahit Birinci, Sivas Milletvekili Semiha Ekinci, Erzincan Milletvekili Burhan Çakır, Giresun Milletvekili Kadir Aydın, Ordu Milletvekili Ergün Taşçı, Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu, Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu, Gümüşhane Milletvekili H.Osman Akgül, Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş, Artvin Milletvekili /İl Koordinatörü Ertunç Erkan Balta.
Toplantıda Nurettin Canikli basın açıklaması yaparak gündeme dair açıklamalarda bulundu.
“Trabzon-Erzincan projesi devam ediyor. Herhangi bir sorun yok”
Basın açıklamasında Gümüşhane’den geçecek Trabzon-Erzincan demiryolu ile ilgili bilgi aktaran Canikli, “Demiryolunun başka yerlere kayması söz konusu değil. Bizim baştan beri düşüncemiz sahilden gelecek bir hattın kurulmasıydı ama ilk fizibilitede Samsun’dan Sarp’a kadar ciddi bir istimlak bedeli ortaya çıktığı için iller doğrudan içerden hatlarla bu demiryolunu alacak. Trabzon-Erzincan projesi devam ediyor. Herhangi bir sorun yok. Devlet kayıtlarında resmi olarak yer alan ve bu şekilde isimlendirilen bir proje. Dolayısıyla değiştirilmesi ya da başka bir yere kaydırılması söz konusu olamaz” dedi.
"Başarılı olmayınca yeni yöntemler Türkiye için yöntemler devreye sokuldu"
Normalde geçmiş dönemlerde Amerika’nın herhangi bir ülkede beğenmediği yönetimi iş başından uzaklaştırmak için çok daha konvansiyonel yöntemler uyguladığını ve bunları istihbarat örgütlerinin vasıtasıyla hayata geçirdiğini hatırlatan Canikli, “Dış istihbarat örgütleri başta olmak üzere ve uluslararası ekonomik tetikçileri finans kuruluşlarını da kullanarak onu gerçekleştirirdi. Yada o ülkede kendisine müzahir önceden ayarlanmış, organize edilmiş, devşirilmiş, yetiştirilmiş kişiler, yapılar ve güçler vasıtasıyla bunları sonuçlandırırdı. Ve bu yöntemlerle başarılı olurdu. Türkiye için söylemek gerekirse askerin yönetime muhtıra vermesi, bir yazılı metin göndermesi, ikaz etmesi geçmiş dönemde başarılı olmuş yöntemlerden bir tanesi. Ve diğer sıcak darbelerden tutun da sokak gösterilerine kadar her türlü yöntemi kullanarak geçmişte istediği hükümeti alaşağı etme konusunda noktasında başarılı olmuşlar. Türkiye’de kendilerinin çok önem verdiği bu projeyi akamete uğratma gibi bir Amerika ve bu projeyi destekleyenler açısından suç işlemiş bir Türkiye yönetiminin de bu çerçevede görevden uzaklaştırılması, oyun dışına itilmesi ve siyaset sahnesinden silinmesi gerekiyor. 2003 yılından beri bu amaca yönelik sayısız teşebbüsler meydana geldi. Koordinasyonu da yine başta Amerika olmak üzere onun desteklediği ülkeler tarafından yapılan bir koordinasyonla gerçekleştirilmeye çalışıldı. Bunların hiçbiri başarılı olmayınca yeni yöntemler Türkiye için yöntemler devreye sokuldu. Artık daha estetik daha gizli kapaklı yapılan bu çalışmalar son dönemde artık açıkça herkesin gözü önünde, gizlenmeden gerçekleştiriliyor” dedi.
"100 yıllık o proje akamete uğratılmıştır ve Allah’ın izniyle gerçekleştiremeyeceklerdir"
Milli Savunma Bakanlığı döneminde Amerika Savunma Bakanıyla PYD/PKK örgütüne yaptıkları silah yardımını kesmeleri noktasında sayısız görüşmeleri olduğunu ve sonuç alamadıklarını kaydeden Canikli, “Tam tersi bu terör örgütlerine Suriye’de verdikleri desteği daha da artırdılar. Şu an itibariyle 60-80 bin kişilik orduyu donatacak kadar mühimmatı ve sofistike silah sistemlerini Amerika orada terör örgütüne vermiş durumda ve aynı zamanda onları düzenli ordu durumuna getirmek için çok ciddi eğitimler verdi, vermeye de devam ediyor. O görüşmeler sırasında bize açıkça bu siyasi yapının kurulacağını, Kuzey Irak’ta başlayan bu yapının tamamlanacağını, 4 ülkeyi ilgilendiren bu yapının kurulacağını ve Türkiye’den belirli bir toprak parçası bu yapıya dahil edilecek. Bizden talepleri de buna karşı durmamız şeklinde telkinlerde bulunuyorlar. Düşünebiliyor musunuz? Bu kadar açık oynadılar. Cumhurbaşkanımıza bu kadar düşmanlık yapmalarının, kin beslemelerinin, saldırmalarının nedeni budur. Yani 100 yıllık o proje akamete uğratılmıştır ve Allah’ın izniyle gerçekleştiremeyeceklerdir” diye konuştu.
"Yunanistan'da kurulan üslerin hedefi doğrudan Türkiye'dir"
Bu geleneksel yöntemler başarılı olamayınca Amerika Başkanlarının araziye artık bizzat kendilerinin indiğini ifade eden Canikli, “Doğrudan, gizlemeksizin, saklamaksızın fütursuzca. Bizim sınırlarımıza 40 kilometre mesafede Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesinde inanılmaz bir yığınak yaptı Amerika. Hedef Rusya gerekçesini söyleyerek ama bunu biliyoruz ki orada kesinlikle Türkiye’ye yöneliktir o yığınak. Ve çok güçlü hava unsurlarından tutun kara unsurlarına asker sayılarına kadar inanılmaz bir yığınak yaptı. Tehdit doğrudan Türkiye'ye yöneliktir. Müttefikimiz Amerika düşünün. Türkiye 70 yıl NATO'nun batı blokunun Sovyet blokuna karşı güney sınırlarını koruyan, en büyük bedeli ödeyen ve NATO içerisindeki yükümlülüklerini harfiyen yerine getiren, bedel ödeyen bir ülkedir Türkiye aynı zamanda. Buna rağmen karşı karşıya kaldığımız muamele bütün dünyanın gözü önünde cereyan ediyor. Bugüne kadar uygulanan yöntemler, bu saldırılar başarılı olamayınca yenilerini devreye sokuyorlar. Türkiye artık millet olarak bu saldırıları ortadan kaldırabilecek, defedebilecek imkana, kapasiteye, şuura ve bilince sahiptir millet olarak. Milletimizin bu iradesi çok önemli bu saldırılara karşı direnme iradesi olmazsa hiçbir şey olmaz ama yetmez. Onunla birlikte o saldırılara karşı durabileceğimiz başta savunma sistemleri, silah mühimmatı olmak üzere her türlü donanıma sahip olmamız gerekiyor. Çünkü batı, başta Amerika, Almanya ihtiyacımız olan savunma ürünlerini bize vermiyorlar. Örtülü bir şekilde çok yoğun bir ambargo uyguluyorlar. Hatta parasını gönderdiğimiz birçok silah sistemini Suriye’deki saldırıları gerekçe göstererek teslim etmediler bize. Halen bu noktada teslim edilmeyen sistemler var. Yani oradan geleceğini umduğumuz veya satın alacağımız silah sistemleriyle, savunma ürünleriyle bu toprakların korunması, bu milletin özgürlüğünün sürdürülmesi kesinlikle söz konusu değil. Gücümüz oradan geliyor. Biz kendi ürünlerimizle kendi insanımızla, milli bir ruhla ve aynı zamanda kendi evlatlarımızın ürettiği bu ürünlerle bu toprakları savunuyoruz. O nedenle hedefi büyüttüler” ifadelerini kullandı.
"Muhalefetten Biden'in bu açıklamalarına yönelik olarak en ufak bir eleştiri, tekzip, ses çıkmadı"
Canikli, ABD Başkanı Biden’in Türkiye’deki muhalefetle çok daha yakın işbirliği içerisinde çalışmaları gerektiği ifadelerine atıfta bulunarak muhalefete yönelik çok ağır bir suçlama olmasına karşın muhalefetten en ufak bir ses çıkmadığını hatırlatarak, “Bir ülkede o ülkenin yönetimini devirmek amacıyla muhalefet bir başka yabancı ülke ile birlikte çalışıyorsa, onlardan destek alıyorsa bu normal bir şey değil. Burada muhalefete yönelik çok ağır bir suçlama var. Muhalefetten Biden'in bu açıklamalarına yönelik olarak en ufak bir eleştiri, tekzip, ses çıkmadı. TBMM’de de söylendi bu durum. Kabullendiler. Bunu gizlemiyorlar, birlikte çalışıyorlar zaten. En son Kılıçdaroğlu yabancı bir danışman getirmekle mesajı verdi. Kılıçdaroğlu bu şekilde bir mesaj verdi. “Ben sana tabiyim, senin hedeflerinle örtüşecek şekilde bir politika uygulayacağım eğer ben göreve gelirsem. Benim göreve gelmemi destekle” diyor. Amerika’ya, İngiltere’ye, Almanya’ya, Avrupa’ya da vermek istediği mesaj bu. “Daha doğrusu ben İmamoğlu’ndan daha sana yakınım, daha batıcıyım” diyor. Yarışıyorlar şu anda. İmamoğlu yada Kılıçdaroğlu başta Amerika olmak üzere batının desteğini almak için birbirleriyle yarışıyorlar. O nedenle o danışmanı getiriyor. Yani “Ben göreve gelirsem sizinle beraberim” diyor. “Sizin uygun görmediğimiz hiçbir politikayı hayata geçirmeyeceğim” anlamına geliyor” dedi.
"Parlamenter sistemde hiçbir zaman siyasi istikrar oluşmamıştır"
Muhalefetin en önemli hedefinin tekrar parlamenter sisteme dönmek olduğunu belirterek bu durumu da eleştiren Canikli, “Türkiye 60-70 yıl parlamenter sistemle yönetildi. Hiçbir dönemi siyasi istikrarın oluşmadığı bir yönetim biçimidir. Çünkü iki başlı. Bir Cumhurbaşkanı var ki Cumhurbaşkanı o dönem halk tarafından da seçilmiyor, TBMM seçiyordu. Ama ona rağmen bütün Cumhurbaşkanları Başbakanlarla istisnasız hep kavga etmiştir. Sistem kavgayı getiriyordu. O sistemde istikrar olmaz güçlü bir yönetim ortaya konulamaz. Birde şimdi bunların önerdiği sistemde Cumhurbaşkanını halk seçiyor. Cumhurbaşkanını halk seçtiği zaman yani etkiyi Cumhurbaşkanı doğrudan milletten aldığı zaman o yetkiyi paylaşır mı?” diye konuştu.
Konuşmasında 6’lı masayı hedef alan ve 6’lı masanın henüz iktidara gelmeden birbirine düştüğünü ifade eden Canikli, 6’lı masanın bileşenlerinin birbirinin kuyusunu kazdığını söyledi.
“Daha iktidara gelmeden birbirlerine düştüler”
6’lı masanın en önemli hedefinin parlamenter sisteme dönmek olduğunun altını çizen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Nurettin Canikli, “En önemli hedefleri tekrar parlamenter sisteme dönmek. Öyle mi? Türkiye 60-70 yıl parlamenter sistemle yönetildi. Hiçbir dönemi siyasi istikrarın oluşmadığı bir yönetim şeklidir, hiçbir dönemde. Cumhurbaşkanı var ki Cumhurbaşkanı halk tarafından da seçilmiyordu. Meclis seçiyordu. Ama buna rağmen Cumhurbaşkanları ve başbakanlar hep kavga etmiştir, istisnasız. Sistem kavgayı getiriyordu. O sistemde istikrar olmaz. Bir de bunların önerdiği sistemde Cumhurbaşkanını halk seçiyor. Cumhurbaşkanını halk seçtiği zaman bu yetkiyi paylaşır mı? Şu dönemde kendi aralarındaki ilişkilerin fotoğrafına baktığımızda önerdikleri modelin ipuçlarını da görebiliyoruz. Daha iktidara gelmediler şu anda 6’lı masa tam anlamıyla bir hile yönetim merkezi olarak çalışıyor, alavere dalavere. Baktığımız zaman birbirilerinin kuyusunu kazıyorlar. Daha iktidar yok ortada ve daha diğerleri devreye girmedi sadece Sayın Akşener ve Sayın Kılıçdaroğlu neler söylediler birbirlerine. Biri diğerine sen benim adamımı ayartıyorsun, içişlerime karışıyorsun diyor. Diğeri karışırım diyor. Daha iktidara gelmeden birbirlerine düştüler. Bu yapıyla bir yönetim ortaya koyulabilir mi? Allah korusun bu yapının göreve gelmesi demek, ertesi gün Türkiye’nin her anlamda kaotik bir ortamın ortaya çıkması anlamına gelir. Daha şimdiden birbirlerine neler söylüyorlar. Hele basına yansımayan, kapalı kapılar ardında söylemlerini duysanız kulaklarınızı tıkarsınız. Daha iktidarın ucu gözükmeden şimdiden sanki iktidara gelmiş gibi şu anda paylaşım yapamıyorlar ve inanılmaz bir şekilde kavga başladı. Göreve gelmeden önce tüm milletin gözü önünde bunun ortaya çıkması da bizim için çok önemli” ifadelerini kullandı. İHA
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim