• BIST 9291.32
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • Gümüşhane : 13 °C
  • Trabzon : 19 °C

SESSİZ ÖLÜM! TANSİYON HASTALIĞI

01.02.2016 11:38
SESSİZ ÖLÜM! TANSİYON HASTALIĞI
Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hülya Acet, yüksek tansiyonla ilgili bilgilendirmede bulunarak, yüksek tansiyonun ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.

Hipertansiyonu yani yüksek tansiyonu, vücutta normalde dolaşım için gerekli olan basıncın olması gerekenden yüksek olması diyerek tanımlayan Acet, “120/80 milimetre/civanın altında olması gerekirken, 140/90’nın üzerinde olursa hipertansiyon olarak kabul ediliyor” dedi.

Her 3 kişiden biri

Yüksek tansiyonun ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Acet, tedavi edilmediğinde, kalp yetmezliği, kalp büyümesi, damarlarda daralma, felç, böbrek yetmezliği ve körlük gibi ciddi sorunlara neden olabileceğini, bu nedenle mutlaka erken dönemde teşhis edilmesi gerektiğini ifade etti.

Yüksek tansiyonun belirtileri

Yüksek tansiyonun en sık rastlanan belirtilerinin, baş dönmesi, baş ağrısı, kalp ağrısı, kulak çınlaması, nefes darlığı, çift veya bulanık görme, göz içinde kanama, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışları olduğunu belirten Acet, şöyle devam etti:

“Tansiyonunuz, 180/110 milimetre/cıva (mmHG) gibi çok yüksek düzeye erişmediği sürece kolay kolay herhangi bir belirti vermez. Yüksek tansiyonun dışarıdan alınan ilaçlar, kalpten çıkan damarların daralması, böbreklere giden damarlarda darlık, börek üstü bezlerinde tümör gibi birçok nedene de bağlı olabilir.  Bu değerlendirmeye baktığımızda hipertansiyonun nedenlerini primer ve sekonder olmak üzere iki ana başlık altında toplanır. Hipertansiyon gösterilebilir bir nedene bağlı ise sekonder hipertansiyondan söz edilir. Nedenin saptanarak ilaç ya da cerrahi yolla tedavi edilmesi ile hipertansiyonun düzeltilebilir olması etiyolojiyi ortaya koyabilme çabalarına özel bir önem kazandırır. Yaş, cinsiyet, ırk, fiziksel durum kan basıncını etkileyen bir çok değişken mevcutken yaşa ve cinsiyette göre tansiyonun değerleri yüksek tansiyon olarak kabul edilmektedir.”

“Tansiyonunuz gün içinde inip çıkar”

Tansiyonunun bir kez yüksek çıkmasının kişide yüksek tansiyon olduğu anlamına gelmeyeceğini kaydeden Acet, “Tansiyonunuz gün içinde inip çıkar. Ölçümü sırasında endişeli veya gergin hissediyorsanız bu da tansiyonunuzda yükselmeye neden olur. Bu nedenle, tansiyonunuzun yüksek olup olmadığını görmek için düzenli aralıklarla, genellikle ayda bir ölçülmesi gerekir” diye konuştu.

Tuz tüketimine dikkat!

Tansiyonun beslenmeden de etkilenebileceğini söyleyen Acet, “Türk toplumu olarak çok fazla tuz tüketiyoruz. Normalde alınması gereken tuz miktarı 6 gramken, biz ortalama 18 gram tuz tüketiyoruz. Yani normalin üç katı kadar tuz tüketmiş oluyoruz. O nedenle hipertansiyon hasta sayısı bizde fazla oluyor” dedi.

Halk arasında uygulanan yöntemler

Tansiyonu düşürmek için halk arasında uygulanan bazı yöntemler olduğunu vurgulayan Acet “Limon suyu içmek ya da sarımsak yemek gibi bunlar uygulanabilir. Ancak tansiyonu yükselen hastaların acil servise gelmelerinde fayda var. Yüksek tansiyonda oluşacak sorunlar öngörülemeyeceği için servise gelinmelidir. Ayrıca 40 yaşın üzerindeysek, kiloluysak, ailede genetik olarak tansiyon hastalığı varsa, gebeysek tansiyonumuzu en az ayda bir kere ölçtürmemiz gerekiyor. Ölçümler kaydedilmeli ve takip edilmelidir.  Genetiği değiştiremediğimize göre yüksek tansiyonun oluşmaması için en azından çevresel faktörleri ve beslenme alışkanlığımızı değiştirebiliriz. Daha çok potasyum kalsiyumdan zengin sebze ve meyveler tüketilirse, daha az yağlı beslenilirse, tuz tüketiminden kaçınılırsa, tüm bunların dışında egzersiz mutlaka yapılmalıdır. Bunlarla birlikte hipertansiyonun önüne geçilebilir. Ancak bu uygulamadan sonuç alınamazsa daha sonra ilaç tedavisini geçilebiliyor” ifadelerini kullandı.

İlaç kullanımı

İlaç kullanılmaya başlanıldığında yüksek tansiyonun ancak bir-iki hafta içerisinde düzenli duruma geldiğine işaret eden Acet,  “Eğer tansiyonumuz 14-9’un üzerinde ise takip ettiği evrelere göre tedavi yöntemi uygulanıyor. Bize hipertansiyon tanısı konulmuşsa verilen tansiyon ilacını düzenli olarak her gün aynı saatte almamız gerekiyor. Yani tansiyonumuz yükseldikçe alınacak ilaç grubu değil kullanılacak olan ilaçlar. Zaten ilaç kullanılmaya başlanıldığında yüksek tansiyon ancak bir-iki hafta içerisinde düzenli duruma geliyor. Bu düzenin korunması için ilacın her gün aynı saatte alınması gerekiyor. Dil altı ya da damardan verilen tansiyon düşürücü ilaçlar var ama onların hastanede hekimler tarafından uygulanması daha uygundur. Bize hekim tarafından tansiyon ilacı verilmişse onu her gün düzenli olarak kullanmamız gerekiyor.  Tansiyon ilacı kullandığımızda vücuttaki yarar ve zarar oranına baktığımızda, eğer hipertansiyon hastası isek, hipertansiyonun vücudumuza vereceği zarar daha fazla olacaktır. Gözlerimizden, beynimizden, kalp damarları ya da diğer ana damarlar, bacak damarlarına hipertansiyon çok daha fazla zarar vereceğinden, tansiyonumuzu düşürmek için verilen ilacın zararından fazla olacağından, ilacın kullanılmasında fayda vardır.”

“Düşük tansiyon daha çok genç kızlarda görülüyor”

Düşük tansiyonun ise daha çok genç kızlarda görüldüğünü, nedenlerinin çok çeşitli olduğunu dile getiren Acet, “Tıpta hipotansiyon olarak adlandırılan düşük tansiyon, henüz su yüzüne çıkmamış bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Ancak önemli bir nokta, tansiyonu genel olarak düşük kabul edilen değerlerde seyreden ve bununla ilgili hiçbir problem yaşamadan, sağlıklı şekilde hayatına devam eden kişiler de vardır. Dolayısıyla tansiyonun vücut için bir sorun olup oluşturmadığını ancak yine vücudun verdiği sinyallerden anlayabiliriz. Baş dönmesi, sersemlik hissi, bulantı, göz kararması, nefes almakta güçlük, halsizlik, yüz renginin solması gibi belirtiler tansiyonun sorun oluşturacak şekilde düştüğüne işaret edebilir. Bazı hallerde örneğin çok terlediğinizde, kötü bir haber aldığınızda ya da uzun süre aç kaldığınızda neden tansiyonunuzun düştüğünü tahmin edebilirsiniz. Bu tip tansiyon oynamaları herkesin başına gelmiştir. Ancak tansiyonunuz sık sık düşüyor ve belirtiler sık tekrarlıyorsa, mutlaka buna neyin sebep olduğu araştırılmalıdır ” açıklamasında bulundu.

Düşük tansiyonun nedenleri

“Düşük tansiyon, bir doktor muayenesi ile nedeni tespit edildiği takdirde genellikle geçici ve tedavi edilebilirdir” diyen Acet daha sonra şu cümleleri kullandı:

“Düşük tansiyonun nedenleri bazı kalp hastalıklarından, vücudun susuz kalmasına, vitamin eksikliğine veya kansızlığa dek uzanabilir. Sağlığınız adına tehdit oluşturması için tansiyonun tehlikeli biçimde düşmüş olması gerekir. Tansiyonun düşmesi mutlaka tehlike habercisi olmamakla birlikte çok ciddi bir düşüş, vücudu oksijensiz bırakıp hayati organların zarar görmesine neden olabilir. Bu bakımdan sersemlik hissi, bilinç bulanıklığı, baş dönmesi ya da baygınlık gibi belirtilere dikkat edilmelidir.”

“Su oranı yüksek tutulmalı”

Düşük tansiyonun en önemli nedenlerinden birinin vücuttaki kan miktarının az olması, kansızlık ve vücutta olması gereken sıvının düşük olması olduğunu belirten Acet, “Tedavisinde kişinin uygulayacağı yöntem ise ağır hareketler önlenmeli, yavaş yavaş hareket etmelidir. Özellikle bazı hastalar namaz kılarken bu durumla karşılaşabiliyorlar. Bu nedenle daha yavaş hareket edilmeli gerekiyor. Bu tür hastalar damar içersindeki su oranını yüksek tutmalıdırlar. Düşük tansiyonu olanlar, hipertansiyonun tersi olarak daha tuzlu beslenmelidirler. Bazı vitamin ve beslenme eksiklikleri gibi nedenler de tansiyon düşüklüğüne neden olabilir. Tansiyon düşüklüğü de önemli, araştırılması gerekir” ifadeleri ile sözlerini noktaladı.

 

İbrahim Özdemir-Figen Tok

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim