• BIST 9639.77
  • Altın 2938.015
  • Dolar 34.6322
  • Euro 36.5915
  • Gümüşhane : -3 °C
  • Trabzon : 10 °C

YUSUF ORAL'DAN AÇIKLAMA

07.06.2015 16:15
YUSUF ORAL'DAN AÇIKLAMA
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Gümüşhane Temsilcisi Yusuf Oral, hayallerin gerçekleşebildiği bir gelecekten emin olmak için en umut verici stratejinin, gezegenin sınırlarını ve yeniden üretme kapasitesini

Oral, Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nün temasını "7 milyar hayal, Bir gezegen, Sorumlu tüketim" olarak belirlediğini, ana temanın sürdürülebilir üretim ve tüketim olan Dünya Çevre Günü'nde TEMA Vakfı, tüm üretim sürecinde gezegenin sınırlarını bilmenin ve yapılan her tüketimin doğurduğu çevresel sonuçların farkında olunmasının önemine dikkat çektiğini belirtti.

Geleceğe ilişkin hayallerin, insanlığın esenliği, doğanın sunduklarına ve doğal varlıkların sürdürülebilir yönetimine bağlı olduğunu, sürdürülebilir yönetim ilkelerinin başında ise doğanın kendini yenileyebilme kapasitesinin üzerinde tüketim yapılmaması gerektiğini dile getiren Oral, “Oysa bugün insanoğlu dünyadaki doğal ekosistemlerin yenilenme kapasitesinin 1,5 katını tüketmektedir. Eğer tüketim anlayışı hiç değişmeksizin devam ederse 2030 yılında ihtiyaçların karşılanması için iki, 2050 yılında ise üç dünyaya ihtiyacımız olacak. Daha az doğal varlık kullanmayı sağlayacak sürdürülebilir üretim ve tüketim anlayışı yerleşmeksizin hayallerimizin gerçekleşmesi çok zor gözüküyor” ifadelerini kullandı.

Her yıl 1,3 milyar ton gıda boşa harcanıyor

Oral, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bugün yoğun teknoloji ve tarımsal girdi kullanarak yapılan tarımsal uygulamalar toprağın üretim kapasitesinin azalması, su kirliliği, biyolojik çeşitliliğin azalması ve iklim değişikliği gibi sorunlara neden olmaktadır.  Son 50 yılda tropik ormanların ve doğal otlak alanlarının yok olması pahasına tarım alanları 1.365 milyon hektardan 1.548 milyon hektara ulaşmıştır. Yapılan tahminlere göre Dünya nüfusu 2050 yılında 9.6 milyara ulaşacak ve bu nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için 100 milyon hektar daha tarım alanına ihtiyaç duyulacak. Oysa her yıl Costa Rica büyüklüğünde toprak erozyonla kaybediliyor ve artan kentleşme nedeniyle sadece Avrupa’da her bir saatte 11 hektar tarım alanı binalarla örtülerek kullanılamaz hale getiriliyor.  Giderek artan gübre, pestisit ve herbisitlerin kullanımı toprak ve suların kirlenmesine neden oluyor ve insan sağlığını tehdit ediyor. Tarım, küresel sera gazı salımlarının üçte birinden sorumlu tutuluyor. Ormanların ve otlakların tarım alanlarına dönüştürülmesi ve iklim değişikliği nedeniyle biyolojik çeşitlilik azalıyor. Tüm bu olumsuzluklarla üretilen gıdanın 1/3’ü israf ediliyor, çöp oluyor. Çöpe atılan gıda miktarı Çin, Moğolistan ve Kazakistan ülkelerinin toplam arazilerinden yapılan üretime denk gelmektedir. Çöp olan gıdanın çevresel maliyetleri üretici fiyatları ile 750 milyar Amerikan dolarına, tüketici fiyatları ile 1 trilyon dolara, yani Türkiye ve İsviçre’nin 2011 yılındaki gayri safi yurtiçi hasılalarının toplamına ulaşıyor. Üstelik buna sosyal maliyetler dahil değil. Gelişmiş ülkelerde gıda israfı gelişmemiş ülkelerden daha fazladır. Tüketilen gıdanın yüzde 50’si olan 300 milyon ton gıda maddesi çöpe atılmaktadır. Çöpe atılan gıda bugün dünya çapında yetersiz beslenen 842 milyon insana yetecek miktardadır. “

 

Dünya'da 1 milyardan fazla insan tatlı suya erişemiyor

“Dünya'daki toplam tatlı su varlığı, toplam su kütlesinin yüzde 3’ünü oluşturmasına rağmen yüzde 2,5’i Antartika, Kuzey Kutbu’nda ve buzullarda donmuş bir halde bulunmaktadır. İnsanların ihtiyaçları ve tatlı su ekosistemlerin sürekliliği için geriye sadece dünya toplam su varlığının binde 5’i kalmaktadır ve bunun dağılımı da bölgeler arasında büyük farklılık göstermektedir. Buna bağlı olarak 1 milyardan fazla insan yeterli içme suyuna erişememekte, 2,6 milyar insan yetersiz su nedeniyle hijyen olmayan koşullarda yaşamakta ve 1,4 milyon çocuk yeterli temiz su ve hijyen koşullarının olmaması nedeniyle ölmektedir.”  

“Toprak ile beraber su, tarımsal üretim için gerekli doğal varlıkların başında geliyor. Dünya'da kullanılabilir suyun yüzde 70’i tarım alanlarının sulanması için kullanılıyor. Çöpe giden 1,3 milyar ton gıda için kullanılan su, konutlarda kullanılan 125 milyon km3 suya denktir ve bu miktarda suyun israfı anlamına gelmektedir. Gıda sektörü toplam enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 30'unun ve sera gazı salımının yaklaşık yüzde 22'sinin sebebi olarak gösterilmektedir. Çöp olan ve israf edilen gıdaların önlenmesi ile tarımsal kökenli sera gazı salımında 1/3 oranında azalma sağlanabilir. “

Enerji kullanımında artış

“Enerji verimliliği konusunda teknolojik gelişmeler üst seviyeye gelmesine rağmen 2020’ye kadar OECD ülkelerinde enerji kullanımı diğer ülkelere göre yüzde 35 artarak ilerleyecek. Küresel enerji tüketimine bakıldığında ulaşım sektörü, endüstri  ve konutlardaki enerji kullanımı ilk sıralarda yer alıyor.  2002’de OECD ülkelerinde yüzde 75’i kişisel otomobiller olmak üzere toplam 550 milyon motorlu taşıt bulunuyordu. 2020’ye kadar araç sahipliğinde yüzde 32 artış tahmin ediliyor. Aynı zamanda motorlu taşıtların kat ettikleri kilometrenin yüzde 40 oranında yükseleceği ve hava taşımacılığının da aynı dönemde 3 kat artacağı öne sürülüyor.”

“Ürün ve hizmetlere yönelik tüketim modellerimizi daha az enerji ve malzeme yoğunluğuyla, hayat kalitesinde değişim olmaksızın değiştirebiliriz. Yenilenebilir enerji maliyetleri fosil yakıtlardan üretilen enerji ile rekabet edilmesine olanak sağlıyor. Nitekim, 2013 yılında dünya toplam enerji tüketiminin beşte biri yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmıştır ve aynı yıl yenilenebilir enerji yatırımları toplam enerji yatrımlarının %43,6’sını oluşturmuştur.”

Sorumlu tüketim

“Dünya ölçeğinde yaptığımız tüketim, doğanın kapasitesinden %50 daha fazladır. Bunun sonucunda toprak varlığı kaybı, kirlenen toprak ve su, azalan orman ve otlak alanları, kaybolan biyolojik çeşitlilik  ve iklim değişikliği kaynaklı sorunlar küresel ölçekte yaşanmaktadır. Tüketim şekillerimiz değişmezse 2050 yılında artan nüfusla birlikte tüketim üç kat artacaktır. Sürdürülebilir olmayan bu üretim ve tüketim anlayışını ortadan kaldırmak için ekonomik büyüme oranı ile doğal varlıkların kullanım oranını birbirinden farklılaştırmak gerekmektedir. Çözüm, daha etkili yöntemlerle daha az doğal varlık kullanarak toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar üretim yapmak ve sürdürülebilir tüketim anlayışıyla kullanılan kaynakları doğanın sınırları içinde tutmaktan geçmektedir.”

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim