“VERSEN NE OLUR VERMESEN NE OLUR?”
Nazır, gazetemize yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bu krizden gerekli çıkarımları yapıp enerjide tek devlete bağımlı olmak yerine birçok ülke ile işbirliği yapması gerektiğini belirtti.
ANGAJMAN KURALLARI UYGULANDI
Rus savaş uçağının düşürülmesine de değinen Nazır,” Rus savaş uçakları tüm ikazlara rağmen Türk hava sahasını ihlal etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’ya gerekli uyarıları yapmış bu ihlallerin uluslararası hukuk kurallarına aykırı olduğunu bir çok kere hatırlatmışlardı. Fakat Rus savaş uçakları Esed’e destek maksadıyla Türk hava sahasını ihlale devam etmişlerdir. Türkiye de uluslararası angajman kuralları gereği Rus uçağını düşürmüştür” dedi.
SON ÇEYREK ASIR
Türkiye ile Rusya arasında son çeyrek asırdır iki ülke arasında artan çok boyutlu ticaret hacmi ve enerji anlaşmalarıyla doruk noktasına ulaşan ilişkilerde büyük bir kırılmanın yaşandığı uçak kriziyle gözlemlendiğini vurgulayan Nazır, şöyle devam etti:
“Rusya’nın doğalgazı keseceğini kanaatini taşımıyorum. Biz ülke olarak bu krizi fırsata dönüştürebiliriz. Bu konuda da gerekli adımlar atılıyor. Bunu müşahede ediyoruz. Doğalgaz konusunda tek bir ülkeye bağımlı kalmaktan kurtulmuş olacağız. Bunların başında da Azerbaycan, Türkmenistan ve Katar gibi ülkeler vardır. Bu ülkelerle gerekli anlaşmaları yaptığımızda Rusya doğalgazı verse ne olur, vermese ne olur?”
İŞBİRLİĞİ YAKLAŞIMI SINIRLI OLDU
Rusya ile Türkiye’nin gerek Osmanlı döneminde gerekse cumhuriyetten sonra işbirliği yaklaşımlarının sınırlı olduğunu dile getiren Nazır, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Şunu söyleyebilirim, 1917 yılında Rusya’da Çarlık rejimi yıkılmış ve Rusya I. Dünya Savaşı’ndan çekilmişti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti arasında başlangıçta iyi ilişkiler tesis edilmişti. 1950’li yıllarda soğuk savaş döneminde Stalin’in Boğazlar üzerinde hak iddia etmesiyle iki ülke arasındaki ilişkilerde büyük kırılmalar yaşandı. Stalin’in ölümünde sonra yerine geçen Kruşçev her ne kadar Stalin dönemi politikalarının uygulanmayacağını ilan etmişse de Türkiye, Sovyetler Birliği’nin bu politikalarına hep ihtiyatlı yaklaşmış ve Soğuk Savaş süresi boyunca ikili ilişkilerdeki işbirliği yaklaşımı oldukça sınırlı kalmıştır. 1991 yılından sonra Rus dış politikası ve mali stratejilerini birinci derecede enerji şekillendirmiştir. Çünkü Rusya’nın devasa enerji rezervleri ona böylesi bir imkanı cömertçe sağlamıştı.”
YOĞUN TİCARİ İLİŞKİLERİMİZ VARDI,
Nazır, bugün olduğu gibi geçmişte de Rusya ile yoğun ticari ilişkilerin olduğunu belirterek, “Osmanlı Devletiyle Rusya arasında yaşanan savaşlarda iki ülke arasındaki ticaretin sekteye uğramaması için dikkat edildiğini belgelerden öğreniyoruz. Örneğin elimizde bulunan ve Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden aldığımız bir belgeye göre 1849 yılında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında diplomatik ilişkilerin kesilmesine rağmen Osmanlı Hükümeti, ilişkilerin kesilmesinden dolayı hem Osmanlı hem de Rusya vatandaşlarının zarara uğramamaları için vilayet ve sancaklara gizli bir talimat gönderdi. Osmanlı hükümetinin Rusya ile yoğun ticari ilişkilerin yaşandığı 25 vilayet valiliklerine gönderdiği talimatta diplomatik ilişkilerin kesilmesine rağmen, ticari faaliyetlerin önceki gibi devam edeceği ifade ediliyordu. Gerçekten de Rusya’nın Osmanlı Devleti ile diplomatik ilişkilerini kesmesi politik saha ile sınırlı kalmıştı” diye konuştu.
Alime Çelik
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim