UNUTULMAYA YÜZ TUTAN FOLKLORİK DEĞERLERİN KİŞİLERARASI İLETİŞİME KATKISI -1-
UNUTULMAYA YÜZ TUTAN FOLKLORİK DEĞERLERİN KİŞİLERARASI İLETİŞİME KATKISI -1-
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülsüm Çalışır’ın Gümüşhane’ne unutulmaya yüz tutan folklorik değerlerin kişilerarası iletişine katkısı ile ilgili araştırmasını gazetemiz muhabiri İbrahim Özdemir derledi.
İletişimde bağları güçlendiren ve iletişimin devamını sağlayan birtakım unsurlar bulunmaktadır. Bu unsurlardan birisi de geçmişten günümüze miras bırakılan ve en özel hazinelerimizden olan folklorik değerlerimizdir. Bir annenin ağlayan çocuğunu uyutmak için mırıldandığı ninnilerden, her biri ayrı bir mesaj yüklü olan türkülere, içinde sevinçleri, üzüntüleri, nükteli sözleri barındıran manilere kadar pek çok folklorik değer, etkili bir kişilerarası iletişimin gerçekleştirilmesi için bir araç olarak kullanılmıştır. Ancak geçmişte insanları bir araya getirme, kaynaştırma, aynı dili konuşma, bir duygu etrafında toplanma gibi kültürel mirasa sahip olan folklorik değerlerimiz, modern yaşam şartlarının insanı tutsak ettiği günümüzde zamana yenik düşerek ne yazık ki unutulmaya yüz tutmuştur. Bu bağlamda kişileri birbirine kaynaştıran folklorik değerlerde ne tür mesajlar verildiği, neler anlatıldığı ve hepsinden önemlisi de kişilerarası iletişime sağladığı katkıları araştırmak amacıyla böyle bir çalışma gerçekleştirilmiştir.
Çalışmada Gümüşhane merkezinde, ilçelerinde ve köylerinde yaşayan 65 yaşının üzerinde olan on iki kişi ile yüz yüze görüşmeler yapılarak, geçmişte folklorik değerlerin kişilerarası iletişimde ne şekilde kullanıldığı araştırılmıştır. Görüşmeler sırasında söz konusu folklorik değerlerin geçmişte insanlar arasında bir bağ kurmak, onları bilgilendirmek, eğitmek ve eğlendirmek amacıyla kullanıldığı bilgisine ulaşılmıştır. Görüşmeye katılanların, kişilerarası iletişimde bir araç olarak türkü ve maniyi daha çok kullandığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra görüşmede, folklorik değerlerin duygu ve düşünce aktarımını kolaylaştırarak iletişimi zenginleştirdiği, insanları birbirine kaynaştırmada etkili olduğu; fakat modern hayatla birlikte bu değerlerin unutulmaya başladığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada ayrıca katılımcıların kişilerarası iletişimde kullandıkları yöresel folklorik değerlerin örneklerine de yer verilmiştir.
Giriş
Ninniler, türküler, maniler vb. gibi folklorik değerler, toplumsal kültürün yansıtılmasına ve kişilerarası iletişimin etkili şekilde sürmesine yardımcı olan önemli unsurlardır. Geçmişte sağlıklı bir iletişimi gerçekleştirmek için sıklıkla kullanılan bu değerler, zamanla teknolojinin bizleri rehin almasıyla birlikte daha az kullanılır olmuştur. Hatta öyle ki çoğu unutulmaya yüz tutmuştur. Eskiden sıkıntısını, acısını, sevincini vb. duygularını türkülerle, manilerle dile getirmek yaygın bir davranış modeli iken, bugün daha az sözcükle iletişim kurulduğu bilinmektedir. İletişimi sadece kaynak ve alıcı arasında geçen bilgi alışverişi olarak tanımlamak eksik kalacaktır. Çünkü içinde bir mesaj barındıran her durum iletişim olarak tanımlanabilir. Eskiden askere giden yavuklusunu özleyen kızın kilime işlediği motif, annenin çocuğunu uyutmak için söylediği ninni, bir ölünün ardından yakılan ağıt iletişim örneği olarak kabul edilebilir. Duyguları aktarmak için söylenen türküler, Anadolu’da kadınların başını örtmek için kullandığı yazmaların kenarına işlediği oyalar, düğünlerde giyilen gelinliğin beyaz olması, ölü evinde giyilen kıyafetlerin siyah olması da iletişimdir. Nitekim her biri farklı bir mesaj verir. Bu mesajların anlamları yüzyıllar boyunca kişilerarası iletişimin bir yansıması olarak günümüze kadar gelmiştir. Bugüne kadar adı geçen folklorik değerlerin kişilerarası iletişime katkısını doğrudan araştıran bir çalışmaya rastlanmaması, bu çalışmanın gerçekleştirilme amacını oluşturmuştur. Çalışmada Gümüşhane merkezinde, köylerinde ve ilçelerinde yaşayanlarla yüz yüze görüşmeler yapılarak, folklorik değerlerin kişilerarası iletişimde nasıl kullanıldığına ilişkin bilgilere ulaşmak hedeflenmiştir. Bu düşünceden hareketle Gümüşhane yöresinde dünden bugüne aktarılan ninni, türkü ve mani gibi folklorik değerlerin kişilerarası iletişimde ne şekilde kullanıldığı araştırılmıştır. Kavramsal Çerçeve ve
Literatüre Bir Bakış
İletişim kavramı, İngilizcedeki “communication” sözcüğünün karşılığı olarak kullanılmaktadır. 1972 yılında Amerikan bilim adamları, 126 farklı iletişim tanımı yapıldığını ortaya çıkartmışlardır (Mutlu, 1998: 98). İletişimin bu denli çok tanımının yapılması, ilgili kavramın bireysel ve toplumsal boyutlara sahip olması ve çok çeşitli bilim alanlarını ilgilendiren bir yanının olmasından ileri gelmektedir. Cüceloğlu (1992: 13) iletişimi, “insanlar arasındaki her türlü bilgi, duygu, düşünce alışverişi” olarak tanımlamaktadır. İletişimin “iki birim arasındaki mesaj alışverişi” olmasından hareketle, üç şekilde olabileceğinden söz etmektedir. İletişimin var olabilmesi için ilk olarak kaynak ve alıcıdan oluşan en az iki kişinin olması gerekmektedir. İkinci olarak tek yönlü değil, çift yönlü bir mesaj alışverişi gerçekleşmelidir. Bu durum her iki tarafın da söz hakkı olması anlamına gelmektedir. Üçüncü ve son olarak da iletişime girenlerin aynı konu veya olay üzerinde fikir alışverişi yapmaları gerekmektedir. Bir başka deyişle sağlıklı bir iletişimin olabilmesi için iki kişi arasındaki mesaj alışverişinin birbirine ilişkin olması zorunludur.
İletişim kurma isteği, insanoğlunun doğuşundan gelen bir özelliğidir. Bu açıdan bakıldığında iletişim, “paylaşmak”tır. Sevinçlerimizi, acılarımızı; kısacası bize ait olan tüm duygularımızı yanımızdakilerle, sevdiklerimizle paylaşmak isteriz. Sevince, mutluluğa, acıya ve üzüntüye dair ne varsa ancak paylaşılarak anlam kazandığını biliriz. Böylesi bir düşünceye sahip olmak da bizleri iletişim kurma konusunda istekli kılar. İnsanoğlu dünden bugüne söz konusu duygularını sadece konuşarak paylaşmamıştır. Paylaşımın yapılmasında, kişilerin birbirleriyle iletişim kurmasında başkaca unsurlar da olmuştur. Bu unsurlar arasında dünden bugüne aktarılarak gelen folklorik değerlerimiz dikkat çekmektedir. Kişilerarasında bir iletişim ortamının kurulmasında, iletişimin zenginleştirilmesinde ve kalıcı kılınmasında bu tür folklorik değerler etkili olmuştur. Ninniler, türküler, maniler vb. folklorik değerler, bir toplumun kültürel birikimlerinin dünü ve bugünü arasında kurduğu paha biçilemez bir köprü görevi görmektedir. Bu öğeler, nesilden nesile pek çok kültürel değerin, ananenin ve sözün aktarılmasına yardımcı olmuş ve kişilerarası iletişimde etkili şekilde kullanılmıştır. Annelerin çocuklarını uyutmak için söyledikleri ninniler, sözlü kültürün aktarıcısı olarak görülmektedir. Özellikle kadınlar tarafından söylenen ezgili ninniler, söyleyenin duygu ve düşüncesini aktarırken, içinde yaşanılan toplumun kültürel değerlerini de yansıtmaktadır. Bunun yanı sıra anne ile çocuğu arasındaki iletişimin güçlenmesine katkı sağlayarak, kişilerarası iletişimin sağlıklı şekilde sürdürülmesine yardımcı olmaktadır. Ninniler hem bebek uyutmak için söylenirler hem de toplumun kültürel değerlerinin kuşaklar arasında aktarılarak, kültürel devamlılığın sağlanmasına yol açarlar. Böylelikle ninniler; kültürel değerlerin ve geleneklerin iletişimle beslenerek sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. Bir bebeği sakinleştirerek uyutmak niyetiyle onunla baş başa kalan, bir kadının bazen de bir erkeğin duygu, algı ve düşüncelerini, içinde yaşadığı toplumun şiir ezgi anlayışı ve kültürel birikimi çerçevesinde sevgi ve şefkatle yoğurup, manzum olarak dile getirdiği bir iletişim yoludur.” diyerek, ninninin iletişimdeki yerine dikkat çekmiştir. Ninninin bebeği uyutmak için söylenen dörtlükler olduğunu ve her söylendiğinde yeniden üretildiğini dile getirmişlerdir. Ninnilerin Türk toplumunun bütün ihtiyaçlarının temelini, bebeklere/çocuklara daha beşikte iken sunmakta, öğretmekte ve belli bir noktaya kadar getirmekte başvurulan yollardan birisi olduğunu dile getirmektedir. Ezgili söylenen ninnilerde; cinsiyet kültürü, bebek büyütme, toplumların gelenek görenekleri, yaşam tarzları, inançları, kişilerarası iletişim ve davranış modelleri, eğlence ve müzik beğenileri, doğum ve ölüm olaylarına ilişkin ritüellere dair bilgilere de ulaşmak mümkündür. Bu özellikleriyle ninni, bir toplumun kültürel ve iletişim değerleri ile kültürel belleğini kuşaklar arasında aktarma görevi görmektedir.
Derleyen: İbrahim Özdemir
Kaynak: Doç. Dr. Gülsüm Çalışır Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim