TURİZMDE HEMŞEHRİ YATIRIMI ÇAĞRISI
TURİZMDE HEMŞEHRİ YATIRIMI ÇAĞRISI
İlim Yayma Cemiyeti'nin düzenlediği Şehir Sohbetleri'nde Doç. Dr. İsmail Çalık, Gümüşhane'de turizmin potansiyelini ve sürdürülebilirliğini değerlendirdi. Çalık, şehrin turizmde atılım yapabileceğini ancak paydaş yönetiminin ve planlamanın önemli olduğunu vurgulayarak Erzurum örneğiyle "hemşehri yatırımı"nın Gümüşhane turizmi için kritik önem taşıdığına değindi.
İlim Yayma Cemiyeti Gümüşhane Şubesi tarafından her hafta Salı günleri düzenlenen "Şehir Sohbetleri" programının bu haftaki konusu “Gümüşhane'de turizm”, konuşmacısı ise Doç.Dr. İsmail Çalık oldu.
Gümüşhane Belediye Başkanlığına ait olan Hüseyin Nihal Atsız Kültür Evinde gerçekleştirilen programın moderatörlüğünü Gümüşhane Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Bülent Bal gerçekleştirdi.
Her hafta salı günü farklı konu ve konuklarla düzenlenen şehir sohbetleri programının bu haftaki konuğu şehrin uzun yıllardır gündeminde olan ama sorunlarıyla ilgili somut adımların atılamadığı “turizm” oldu.
Gümüşhane Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. İsmail Çalık, burada yaptığı konuşmada turizmin birçok sektörün sonucu ortaya çıkan bir olgu olduğunu ve kolay bir konu olmadığını belirterek, “Turizmin hem olumlu hem de olumsuz birçok etkisi var. Gümüşhane için çok da umutsuzluğa kapılacak bir durum olmadığını düşünüyorum. Çünkü Gümüşhane'de hala bakir bir coğrafya var. Çocuklarımıza, torunlarımıza ayıracağımız, dünyanın ve Türkiye'nin diğer bilinen turizm alanlarından farklı, özgün özellikleri hala korunuyor” dedi.
Kendisinin sürdürülebilir turizm üzerine çalıştığını hatırlatarak, turizmde ekonomik durum, refah düzeyi ve benzeri durumlar iyiyse sosyal etki ve çevresel etkinin çok görülmek istenmediğini kaydeden Çalık, “Bu ikisine de odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Ekonomik etki güzel ama kültürün de metalaşmaması, çevrenin de her şeye rağmen tahrip edilmemesi gerekli. Bu iki konu ekonomiden daha önemlidir diye düşünüyorum” diye konuştu.
“Nasıl Trabzon'la Gümüşhane'yi zor kıyaslayabiliyorsak, Trabzon'la Antalya'yı da İstanbul'u da kıyaslayamayız”
Dünyada en fazla turist gelen yılın pandemi öncesi 2019 yılı olduğunu ifade eden Çalık, “Pandemi döneminde bir durağanlık oldu. Dünyada yaklaşık 1,6-1,7 milyar insan her yıl bir yerden bir yere turizm amaçlı seyahat ediyor, ekonomik bir harcama yapıyorlar. Kendi memleketlerinde kazandıkları parayı başka yerlerde harcama dürtüsü, merak, farklı insanları tanıma, farklı kültürleri tanıma turizmin temel unsurları. Dünyada insanlar en çok Avrupa ülkelerine gidiyorlar. Fransa birinci sırada yaklaşık 100 milyon turistle. İkinci sırada İspanya var, 87 milyon kişiyle. İspanya'dan sonra Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Sonra İtalya, sonra da biz geliyoruz. Biz 2023 yılı itibariyle yaklaşık 56 milyon turistler dünya sıralamasında 5. sıradayız. Ama gelir sıralamasında 1-2 sıra gerideyiz. Türkiye'de ise Akdeniz bölgesi turizmin en fazla yoğun olduğu bölge. Karadeniz bölgesi son yıllarda önemli bir atak yaptı. Son 10 yılda altyapısını geliştirdi özellikle Trabzon, Ordu, Rize. Nasıl Trabzon'la Gümüşhane'yi zor kıyaslayabiliyorsak, Trabzon'la Antalya'yı da İstanbul'u da kıyaslayamayız” ifadelerini kullandı.
“Turizm 48 farklı sektörü çarpan etkisiyle harekete geçiren bir sektör”
Gümüşhane’nin 2023 istatistiklerinde konaklayan kişi sayısının yerli-yabancı yaklaşık 50- 60 bin kişi olduğunu kaydeden Çalık, “Ziyaretçiler konaklama istatistiklerine girmiyor. Sayı düşük seviyelerde. Bunun oldukça fazla nedeni var. Birincisi arz kapasitemiz yeterli değil. Nüfusumuz yeterli değil. Köylerimiz boş. Genç nüfusumuz burada değil. Yani biz burada yaşıyoruz ama genç nüfus köylerde yaşamıyor, şehirde durmuyor. Bütün sektörler kötüyken turizm iyi olamaz. Çünkü turizm 48 farklı sektörü çarpan etkisiyle harekete geçiren bir sektör. O nedenle biraz zor da bir sektör. Bütüncül bir sektör çünkü. Yani her bir alandan bir parça olması gerekiyor. Tarih, coğrafya, kültür işin içerisinde, deniz, kum, güneş işin içerisinde. Bir sürü farklı sektöründeki bilgiyi birleştirip bir helva haline getirmeniz lazım. Bu da kolay bir iş değil. Ve hemen pat diye olacak bir iş değil. Paydaş yönetimi çok önemli turizmde. Paydaşları toplamak, periyodik toplantılarla paydaşları bir araya getirip onlardan fikir almak çok önemli ama bu paydaş görüşmelerinin de sürdürülebilir olması gerekiyor. Yani sadece görüş almak değil, uygulamayla ilgili paydaşların görüşlerini dikkate almak, bir toplantı değil, o herhangi projeyle ilgili iki toplantı, üç toplantı yerel yönetimlerin bu şekilde bir proje odaklı proje odaklı bir takip mekanizmasını hayata geçirmeleri gerekiyor. Günü birlik toplantılar ısıtmak ve gündemde tutmak için konuyu iyi, güzel ama burada temel problem iş takibi ve proje takibi” dedi.
“Diğer sektörlere oranla turizm çok çabuk da toparlanan bir sektör”
Gümüşhane'deki arz kapasitesinin önemli bir sorun olduğuna değinen Doç.Dr. Çalık, “Bu arz kapasitesi artırılır ve bu rakamlara ulaşır, en azından biraz yaklaşırız. Çok fazla turistin gelmesi Gümüşhane'ye çok uygun mudur? Taşıma kapasitesi dediğimiz bir kavram var. Bu kavram öncülüğünde planlanırsa turizm hareketleri, sürdürülebilirlik ölçüsünde planlanırsa, yani turizmin olumsuz etkilerini minimum görürüz. Olumlu etkileriyle ilgili hepimiz hemfikiriz. Nedir turizmin olumlu etkileri? Bir, ekonomik. Ekonomik olarak önemli bir gelir etkisi yaratıp insanların refah düzeyine olumlu katkı sağlıyor. İki, ödemeler dengesi. Türkiye'nin genel ekonomik sistemi açısından da çok önemli bir rolü var. Niye? Çünkü siz bir mal satmadan, hizmet satarak döviz girdisi sağlıyorsunuz ve dolayısıyla cari açığı kapatıyorsunuz. İhracat etkisi nedeniyle yaklaşık Türkiye'deki toplam ihracatın yüzde 30-40’ı turizm geliriyle kapatılıyor cari açık. Özellikle pandemi döneminden sonra Türkiye'nin ekonomik krizde ayakta kalmasının bir nedeni de turizm gelirlerinin fazlalığıdır. Yani diğer sektörlere oranla turizm çok çabuk da toparlanan bir sektör. Yatırımların arttırılması, yerel halkın hizmete daha çabuk ulaşması faydaları arasında. Bu gibi ekonomik anlamda bir sürü olumlu sayabileceğimiz tarafı var” ifadelerini kullandı.
“Gümüşhane olarak turizmin olumlu da olumsuz da etkileri görmedik”
Gümüşhane’de kitle turizmi olmadığı için henüz turizmin olumsuz etkilerinin bilinmediğini kaydeden Çalık, “Kitle turizminin olumsuz etkileri Trabzon'da yeni yeni başladı. Orada da insanlar turizmin bazı etkilerinden oldukça muzdarip. Mesela pahalılık. Önemli bir pahalılık oluşturuyor bir yerde turizm. Trafik. Ciddi bir trafik akışı oluşuyor çok fazla turist geldiğinde bir yere. Gümüşhane olarak olumlu da olumsuz da etkileri görmedik. Eğer bizim sosyal dokumuza zarar verecekse, geleneklerimiz değişecekse, çevremiz kirlenecekse, bu kadar fazla turistin gelmesi taraftarı değilim kendi adıma. Biz turizm faaliyetlerini planlarken ekonomik, sosyo-kültürel ve çevresel kriterleri göz önüne bulundurarak planlama yapmalıyız. Sadece ekonomik isteklerle, ekonomik refah artışıyla yapılacak planlamalar kitle turizmi mantığıdır. Ve o, o bölgeyi uzun vadede bozar. Biz oturup bütün paydaşlara sorarak bir planlama yapıp kültürel kriterlere, çevresel kriterlere dikkat edilirse bu daha sürdürülebilir bir hal alıyor” diye konuştu.
“Gümüşhane doğa turizmi, kültür turizmi cenneti”
Gümüşhane'de birçok turizm çeşidi yapılabileceğini ifade eden Çalık, “Turizmde doğal kaynaklar, bir de yapay kaynaklar dediğimiz insan eliyle üretilen kaynaklar olmak üzere çevresel unsurlar ikiye ayrılır. Turistik çekicilik unsurlarının doğal tarafında bizde oldukça fazla malzeme var. Bir kültürel ve arkeolojik zenginlik durumumuz var. Satala, Süleymaniye başta olmak üzere ayakta duran yapılar var. Kültür turizmiyle ilgili o kadar zengin ki Gümüşhane, Türkiye'deki kilise sayısına göre 3. il olduğu biliniyor. Birçoğu tahrip edilmiştir ama yine de İstanbul, Nevşehir ve Gümüşhane kilise sayısının en fazla olduğu iller arasında. Demek ki bu kültürel açıdan bir zenginlik var. Doğal alanlarımız da çok fazla. Doğal çekicilik unsurlarımız çok fazla” diye konuştu.
Doğal kaynakların tek başına yetmediğini, bunun arz kapasitenin biraz daha artırılması gerektiğini vurgulayan Çalık, “Tur güzergahları üzerinde Gümüşhane niye eklenemiyor? Samsun'dan başlayan Karadeniz turları Batum'a giden Karadeniz turlarına Gümüşhane niye eklenemiyor? Temel nedeni ulaşılabilirlik. Firmalar maliyetleri artırmak istemiyorlar. Dolayısıyla buraya girmek istemiyorlar. İnsanların yarım saat içerisinde zaman getireceği alanlara da ihtiyaç var” dedi.
“Hemşehri yatırımını Gümüşhane’ye getirmek gerekiyor”
Markalaşma ve tesisleşme konusunda “hemşehri yatırımı” yatırım şeklinin Gümüşhane’de uygulanması gerektiğinin altını çizen Çalık, buna örnek olarak Erzurum’da Polat ailesinin ilk kış turizm merkezi yapmasını anlattı. Erzurum’da çok sayıda sermaye sahibinin hemşeri yatırımı yaparak başka yerde kazandıkları parayı oraya harcadılar ve kaliteli bir şekilde otellerini yaptıklarını ifade eden Çalık, “Hemşeri yatırımını buraya getirmek de gerekiyor. Trabzon'la ilgili bir günah keçisi durumu var ama biz de bir şeyler yapalım, biz de paydaşlarla bir araya gelelim, bürokratik engelleri aştırmaya çalışalım. Bürokratik engelleri de bu şehirde bir zahmet kaldıralım. Bürokratik olarak turizm yatırımlarının önündeki engelleri kaldıralım. Birbirimizin ayağına basmaktan, birbirimizi görmezden gelmekten, bir araya gelememekten bir zahmet kurtulalım. Yoksa olmuyor yani. Herkesin düşünsene birbirine farklı baktığı bir yerde, paydaşların bir araya rahatlıkla gelemediği bir yerde iyi bir paydaş birliği de olmuyor” ifadelerini kullandı.
“Gümüşhane'deki birçok farklı alandaki problem turizme de sirayet ediyor”
Doç.Dr. Çalık, Gümüşhane’de oldukça fazla sayıda turizm çekicilik unsuru olduğunu belirterek, “Bununla ilgili insan kaynağı ile ilgili problemlerimiz var. Gümüşhane'deki köylerde insanlar durmuyorlar. Gümüşhane'deki birçok farklı alandaki problem turizme de sirayet ediyor. Sanayi ile ilgili aynı problemlerden bahsedebiliriz. Tarımla ilgili problemlerden bahsedebiliriz. Tarım yoksa bir yerde turizmde olmayacak. Çünkü turizme gıda girdiği sağlayacak ufak da olsa bir tarımsal faaliyetin olması gerekiyor. Gastronomide yöresel yemek üretecek, yöresel yemeklerle ilgili bir restorana periyodik ürün vermeniz gerekiyor. Bunların hepsi zincir gibi birbirine bağlı. Bütün sektörler birbirine bağlı. Turizmde bunun bir sonucu. Ben yine de ümitsiz değilim. Gümüşhane'de belki istatistikler biraz düşük günümüzde ama gelecekte bu Gümüşhane için bir fırsata dönüşecek. İklim krizi sonucu kıyılarda insanlar turizm faaliyetlerine katılmayacaklar. Küresel ısınma nedeniyle farklı sıkıntılar baş gösterecek. Dolayısıyla turizm faaliyetleri yaylalara, daha yüksek yerlere kayacak. Burası için de bir avantaj oluşabilir. Gümüşhane 430’dan fazla kayıtlı yaylasıyla Türkiye'nin en fazla yaylaya sahip ili ama yayla turizminin de en az yapılan illerinin başında gelir. Yaylalarda bir psikolojik ikilik var. Onu herkes biliyor ama maalesef bunun çözümü yok. Yaylaların önemli bir kısmında Gümüşhaneliler yok. Yaylacılık ekonomik bir faaliyet. Tek başına ekonomik bir faaliyet değil. Yaylacılık kültürel de bir faaliyet. Yayla işi, gönül işi. Bu iş Gümüşhane'nin diğer konularından bağımsız değil” diye konuştu.
Program Çalık’ın dinleyicilerden gelen soruları cevaplandırmasıyla son buldu.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim