TERÖR KÖKÜNDEN KAZINACAK
“Hükümet gereğini yapıyor”
Türkiye’de 40 yıldır terör olaylarının yaşandığını, terörü bitirmek için AK Parti iktidarının şefkat yönünü göstererek, çözüm süreci altında bir süreç başlattığını anımsatan Üstün, şu ifadeleri kullandı: “Devlet olarak bu işi çözme iradesi gösterdik. Son dört yıldır sakin bir dönem geçti. Ancak Ortadoğu’daki kaos ve etrafımızdaki bütün ülkelerin terör ortamında olması PKK’yı cesaretlendirdi. Seçim sonrası istikrarlı bir hükümetin kurulamaması da onlar için avantajlı bir durum yarattı. Ancak, geçici de olsa bir hükümet var, gereğini yapıyor ve yapacaktır. Maalesef güvenlik güçlerimiz şehit oluyor. Vatan olmak böyle bir şey. Şehitlerimize Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin.”
“Terör ağır darbe aldı”
Güneydoğulu vekillerle sürekli irtibat halinde olduklarını belirten Üstün, “Onlarda bu operasyonların sürmesini istiyorlar. Biraz canımız yansa da devletin bu işin kökünü kazımalarını istiyorlar. İlk defa kendi silahlarımız ve kendi istihbaratımızla operasyonlar yapıyoruz. Son gelinen noktada terör örgütü çok ağır darbeler aldı. Terör örgütü tamamen çılgınca eylemler yapmaya başladı. Güneydoğulu vatandaşlarımızın bu olaylara katılmaması çok olumlu ve beni sevindiriyor. HDP yüzde 95 oy aldığı yerlerde vatandaşı sokağa çağırıyor ama vatandaş sokağa çıkmıyor. 10-15 kişiyle özerklik ilan ediyorlar. Çocukça oyunlar yapmaya devam etsinler. Herkes rahat olsun bu terörün kökü kazınacaktır” ifadelerini kullandı.
CHP’nin Eli Mahkumdu
Üstün, 7 Haziran’da yapılan milletvekili genel seçimlerinden sonra yaşanan süreç ile ilgili de değerlendirmede bulundu.
AK Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasında yüzde 95’e varan bir uyumsuzluk olduğunu, CHP ile kurulacak bir hükümetin bu ülkeye hayır getirmeyeceğini vurgulayarak, “Kurulacak bir hükümet bile altı aydan fazla gitmezdi. Taban tabana zıt iki parti. Bu iki partinin hükümet kurma ihtimali zaten yoktu. Kurulsa bile sağlıklı olmayacaktı. Bu görüntüyü veriyordu. CHP, koalisyona niyetli değildi ama eli mahkumdu. İstekliymiş gibi görünüyordu” ifadesini kullandı.
Bahçeli, sorumluluk almak istemedi
Seçim sonrası oluşan tablodan en iyi koalisyon hükümetinin AK Parti ile MHP arasında olması gerektiğini ifade eden Üstün, şunları söyledi:
“Çünkü bu iki partinin tabanı birbirine çok yakındı. Dört sene gidebilecek bir hükümet kurulabilirdi. Bu memleketin birikmiş bir sürü sıkıntısını çözecek bir hükümet olacaktı. Sayın Bahçeli de ilk günden itibaren en iyi hükümetin AK Parti-MHP koalisyonu olacağını biliyordu. Bahçeli, hükümet olmanın zorluluğunu da biliyordu. Hükümet olmak zor geldi. Elini taşın altına sokmak istemedi. Sorumluluk almak istemedi. Muhalefet olmak Bahçeli’ye daha kolay geldi. Muhalefet kolay tabi, sorumluluk alanları, yönetenleri eleştirirsiniz. Bahçeli’nin koalisyona girmeyeceği de ilk açıklamasından belliydi.”
Üst akıl operasyonu
Seçimden başka alternatifin kalmadığını belirten Üstün, “En son gelinen nokta kurulacak bir seçim hükümeti ile seçime gitmektir. Anayasa gereği kurulacak olan seçim hükümetinde mecliste grubu bulunan partilerden bakan almak zorundasınız. Cumhuriyet Halk Partisi üst akıl oyununun içerisine girdi. Seçim hükümeti içerisinde yer almak istemiyor. Milliyetçi Hareket Partisi de aynı şekilde. Seçim hükümetinde yer almama aşamasına getiren de zaten Milliyetçi Hareket Partisi’dir”
HDP ile hükümet kuruyor görüntüsü vermek
Üst akıl oyununun ortaya çıktığını, gerek CHP gerekse MHP’nin amaçlarının AK Parti ile HDP’nin hükümet kurduğu algısını kamuoyunda yaratmak istediklerini ifade eden Üstün, “Bizim milletimiz bu üst akıl oyununu yemez. Biz, seçime giderken en kısa zamanda toparlanarak tek başına iktidara geleceğiz. Seçim sonrası meydana gelen açıkları en kısa zamanda kapatacağız. Her zaman tek başına iktidara vurgu yapmıştım. Şu anda gelinen durum belli. Tek başına bir partinin iktidarı her zaman istikrardır. Dolar aldı başını gidiyor. Hep fakir fukara kaybediyor. Yapılacak olan erken tek başına iktidara gelerek yeniden bozulan istikrarı sağlayacağız” diye konuştu.
Bize gel denirse gelirim
Yangın yerine dönmüş olan Türkiye’de bu yangını söndürecek olanın bir erken seçim olduğunu dile getiren Üstün, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hiç birimizin makamlarının kıymeti yok. Önemli olan huzur ortamının sağlanmasıdır. En önemlisi çocuklarımız şehit olurken şunun, bunun milletvekili olması önemli değil. Halk kimi istiyorsa, anketlerden kim çıkıyorsa, halkla kim kucaklaşıyorsa onun aday gösterilmesinden yanayım. Seçime çok kısa bir süre var. Aday adaylarının yarışma şansı olmayacak. Süreç hızlı ilerleyecek. Bize de ‘gel’ denilirse gelirim. Geçen seçimde yapılan hataları parti olarak dikkate aldık. Gerek Gümüşhane’de gerekse Türkiye’de aday hatalarının seçmene etkisi görüldü. Partimiz, kamuoyu yoklamalarından bunu çok iyi anladı. Yapılan hatalar hızlı bir şekilde kenara bırakılacak, toplumun her kesimini kucaklayan adaylar bu seçimden rahatlıkla çıkabilecektir.”
Türkiye’nin genelinde pişmanlık var
Yapılan milletvekili genel seçimlerinden sonra Türkiye’nin birçok iline gittiğini anlatan Üstün, “AK Parti’ye oy vermiş olan seçmenimiz genelde ya o ilin valisine kızmış ya da milletvekiline kızmış. Durum böyle olunca da ‘Bu sefer de böyle yapacağım’ demiş ve partimize oy vermemiş izlenimin, edindim. Ancak, seçimden sora yaşanan süreci halkımız çok iyi anladı. Onlar da pişmanlık hissettim. Özellikle Doğu Karadeniz’de yapılacak olan bir genel seçimde partimiz eski gücüne yeniden kavuşacaktır. Gördüğüm, Türkiye’nin genelinde bir pişmanlık var” diye konuştu.
Kilitlenme dönemi yaşıyoruz
“Gelinen süreçte bir kilitlenme süreci yaşıyoruz” ifadelerini kullanan Üstün, şöyle devam etti: “En sağcısında en solcusuna kadar insanlar bir çaresizlik içerisinde. Belirsizliğin getirdiği bir kaos var. İnsanlar para harcamadan çekiniyorlar. Böyle durumlarda da kriz beklentisi içerisine giriliyor. Beklenti içerisine de girmek bir krizdir. 1 Kasım’da yapılacak bir erken seçim önümüze bakmamızı sağlayacaktır. AK Parti çok rahatlıkla tek başına iktidara gelecektir. 300 hatta daha fazla milletvekili ile tek başına iktidar olacağız. 7 Haziran seçimleri gerek milletimiz gerekse partimiz için bir ders oldu. Milletvekilliği çok şerefli bir görev ama milletvekilliğinizi aynı şekilde devam ettirdiğiniz takdirde hiçbir anlamı olmaz. Milletvekilliğini üç-beş dönem de yapsanız üzerine ekstra bir şey katmadığınız takdirde hezimete uğrarsınız, bunun da zararı milletinize ve partinize olur.”
İbrahim Özdemir-Figen Tok
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim