Tarihin Sessiz Tanıkları “Gümüşhane Kaleleri”
Geçmişten günümüze Karadeniz’in medeniyet ve efsane elçileri olan Gümüşhane kaleleri, tarihin zafer çığlıklarını burçlarından esen rüzgâra fısıldamakta, geçmişin gizemini geleceğe taşımaktadırlar.
Canca Kalesi
Gümüş şehirde, gümüş şehrinde; tarih, masal, hikâye ve geçim hep gümüş üzerine kurulmuş; savaşlar, kaleler, haddehaneler ve darphaneler hep gümüş için yapılmıştır.
Şehrin, tarihiyle bütünleşen efsaneleri dahi, bu durumu özetler gibidir. Kalenin hikâyesindeki Gümüş, her ne kadar şehrin değerli madeni olan gümüş olmasa da, babasının en değerli varlığıymış.
Yörede herkesçe bilinen efsaneye göre; “Canca Kal'ası komutanı, Gümüş Dağ'da gümüş bir sarayda otururmuş. Bu komutanın dünya güzeli bir tek kızı varmış. Güldükçe güller açılır, ağladıkça gümüşler saçılırmış. Adı da zaten "Gümüş Kız"mış. Gümüş kız her gün gümüş nalınlar giyer, gümüş testisini eline alır, Gümüş Dağ’dan iner, gümüş tasla, gümüş testisine su doldurur, dönermiş. Bu gidiş gelişlerde, bıyıkları yeni terleyen bir çobana âşık olmuş. Oysa babası onu, kendi komutanlarından birine verecekmiş. Öyle ya, koca komutan, bir çobana dünya güzeli kızını nasıl versin? Eller ne der sonra! Vermemiş. Kız deli-divane dağlara vurmuş kendini. Babası ne dediyse, ne ettiyse yola getirememiş kızını, ona "he" dedirtememiş. Ne yapayım, ne edeyim derken, tutmuş bir yerde kızına gümüşten bir saray yaptırmış, yüreğine taş basarak dünya güzeli kızını bu saraya hapsetmiş. Derler ki, bugünkü Musalla Deresi, bu Gümüş Kız'ın gözyaşlarıymış. Gümüşhane adı da oradan kalmış.
Gümüşhane için anlatılan bir başka efsane daha vardır. Bu efsaneye göre ise, Canca Kalesi’nin eteklerinde bir mahallede oturan yedi yakışıklı delikanlı yedi kırata biner, şehirdeki işlerine gider gelirlermiş. Bu gidiş gelişlerinde şehrin kızları, pencerelere dökülür, kafes arkalarından bu güzel delikanlıları seyrederlermiş. Onun için bu delikanlıların oturduğu mahalleye Güzeller Mahallesi derlermiş. Bugünkü Güzeller Mahallesi isminin de bu efsane kaynaklı olduğu söylenir.
Geçmişten günümüze efsanelerde varlığını sürdüren, Evliya Çelebi’nin ünlü eseri Seyahatname’sinde de yerini bulan Canca Kalesi, Vank Köyü (Süleymaniye Mahallesi) yakınında, Kale Deresi denilen vadiye hâkim bir dağın üzerinde bulunmaktadır. Kalenin ne zaman yapıldığı konusunda kaynaklarda yeterli bilgiye rastlanmamaktadır. Bununla birlikte yörenin Hitit, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun bir yerleşime sahip olduğu bilinmektedir.
Kale, doğu-batı yönünde art arda üç bölümden meydana gelmiştir. Kaleyi çeviren duvarlar kesme ve moloz taşların oluşturduğu 1.50 m kalınlığında burçlarla takviyeli duvarlar ile çevrelenmiştir. Kale girişi batıdaki bir kapıdan sağlanmaktadır. Buradan küçük bir avluya geçilmektedir. Bu avludan kalenin doğu bölümüne ulaşılan ikinci bir kapı daha bulunmaktadır.
Kalenin içerisinde kare planlı 4.10x4.10 m ölçüsünde bir sarnıç ile karşılaşılmaktadır. Günümüze kadar gelebilen sarnıcın içi ve dışı tamamen sıvalıdır. Ancak üst örüsünün bazı bölümleri yıkılmıştır. Kalenin içerisinde bir şapel bulunmaktadır. Kuzeydeki kayaların kısmen oyulmasıyla meydana getirilen şapelin sağlam kalabilen duvarlarında, İncil’den alınma sahnelerin tasvir edildiği fresk izleri görülmektedir. Ayrıca burada Hristiyan azizlerinin resimleri de bulunmaktadır.
Kov Kalesi
Tarih boyunca birçok önemli medeniyete ev sahipliği yapan Gümüşhane, stratejik olarak önemli bir coğrafi kesişim noktasında bulunmaktadır. Doğu Anadolu ile Karadeniz'i bağlayan tarihî İpek Yolu Gümüşhane’den geçmektedir. Kentin yüzyıllardır önemli bir kesişim noktası olması, şehrin hâkim yerlerinde güvenlik amacıyla kalelerin yapılmasına neden olmuştur.
Bunlardan biri olan Kov Kalesi’ne ulaşmak için, Gümüşhane–Erzincan karayolu güzergahının 21. km’sindeki Esenyurt Köyü yol ayırımından 7 km stabilize yolun izlenmesi gerekmektedir. 1361 yılında III. Alexios tarafından Bayburt bölgesinden gelen akınlara karşı koymak gayesiyle yapılmış olduğu rivayet edilen Kov Kalesi, 130 metre yükseklikteki bir ana kaya üzerine kuruludur. En yüksek noktası ise 1760 metredir. Kalenin kuzey cephesinin doğu-batı uzantısı yaklaşık 70 metredir. Kale dikdörtgen planlı ve duvarları köşeli yuvarlak ve üçgen burçlarla desteklidir.
Tarih araştırmacılarının tespitine göre Kov Kalesi, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin halen ayakta duran en görkemli kalesidir.
Keçi Kalesi
Gümüşhane il merkezinin 20 km doğusunda, Gümüşhane-Bayburt anayolunun sağında yer alan bu kalenin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Kalenin büyük ihtimalle bölgedeki önemli askeri bir üs konumunda olduğu ve Gümüşhane, Bayburt, Kelkit yol güvenliğini sağladığı düşünülmektedir.
Düzgün bir kaya kütlesi üzerinde 800 metre yükseltide yer alan kale, deniz seviyesinden 1.560 metre yüksekliğinde büyük bir kaya bloğunun üzerine inşa edilmiştir. Kalenin, biri batı, diğeri de doğu yönünden iki ayrı girişi vardır. Bunlardan asıl giriş olduğu tahmin edilen batı girişinin yanında, 15 metre uzunluğunda doğal bir kayadan sığınak bulunmaktadır.
Kalenin kuzey ve güney kesimlerinde su sarnıçları ile depo oldukları sanılan bazı mekânlar yer almaktadır. Kalenin batısında, hapishane olarak yaptırıldığı düşünülen iki katlı burç yer almakta olup, üst katında doğuya açılan penceresi bulunmaktadır. Kaleden vadiye inen ve kayaların içerisine gizlenmiş birtakım yollar da bulunmaktadır.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim