• BIST 9671.04
  • Altın 2924.471
  • Dolar 34.5992
  • Euro 36.2611
  • Gümüşhane : 0 °C
  • Trabzon : 10 °C

TARİHİ DEĞİRMENLER ZAMANA DİRENİYOR

30.05.2017 11:53
TARİHİ DEĞİRMENLER ZAMANA DİRENİYOR
Anadolu’da su değirmenleri 20. yüzyılın son çeyreğine kadar işlevsel olarak varlığını sürdürdü. Ancak gelişen teknik şartlar içerisinde artan nüfusla birlikte varlıklarını yitiren ve yerlerini modern fabrikalara bırakan su değirmenleri bugün yok olmaya yü

Anadolu’da su değirmenleri 20. yüzyılın son çeyreğine kadar işlevsel olarak varlığını sürdürdü. Ancak gelişen teknik şartlar içerisinde artan nüfusla birlikte varlıklarını yitiren ve yerlerini modern fabrikalara bırakan su değirmenleri bugün yok olmaya yüz tutmuş vaziyette.

Arazi şartları ve diğer coğrafi nedenlerden dolayı su değirmenlerinin Anadolu’da nadir de olsa hayatını sürdürdüğü bölgeler bulunmaktadır. Ancak, gelişen teknik şartlar içerisinde su değirmenlerinin sayısı her geçen gün azalmaktadır.

Sayıları Gittikçe Azalıyor

İşlevsel değerini yitiren ve bu nedenle sayısı gittikçe azalan su değirmenleri, temelde besin kaynaklarından buğdayın, mısırın una dönüştürüldüğü önemli bir üretim yeridir. Değirmenler aynı zamanda günlük hayatın içinde yer alan at, eşek, koyun kuzu, inek vb. hayvanların beslenmesinde kullanılan arpa, yulaf gibi ürünlerin işlenmesinde de önemli bir yere sahip oldu.

Çeşitli Unsurlardan Oluşuyor

Su değirmenleri, değirmen taşı, çark, oluk ve tekne gibi çeşitli unsurlardan oluşmaktadır. Su değirmeni kültürü içinde; kile (32 kilo ağırlığında), yarım (16 kilo ağırlığında) şinik (8 kilo ağırlığında) ölçek (4 kilo ağırlığında) hakla (1,5 kilo ağırlığında) gibi ölçü birimleri de yer almaktadır. Değirmenlerin Anadolu’da önemli bir yere sahip olduğunu, değirmenle ilgili söz varlığından ve bu kültüre ait unsurların deyim ve atasözlerine yansıyışlarından daha kolay anlayabiliriz.

Zamana Direniyorlar

Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Gümüştuğ köyünde bulunan tescilli 3 adet tarihi su değirmeni, yüzyıllardır ilk günkü gibi hizmet veriyor. Denizden bin 800 metre yükseklikte kurulu köyde bulunan 3 adet tarihi değirmen zamana direniyor.

Ne zaman yapıldığı bilinmeyen değirmenlerin bakımını köyde son dönemde sayısı iyice azalan bir iki usta yaparken, köy muhtarı Bekir Çubukçu değirmenlerde un öğütmek için Torul ilçe merkezinden ve köyün kurulu olduğu Çit deresindeki köylerden insanların halen geldiğini söyledi.

“Çok Eski tarihe Sahipler”

Köyde daha önce Rumların yaşadığını, mübadeleyle onların Yunanistan’a göç etmesinden sonra 1938 yılında Kirazlık köyünden burayı satın alarak geldiklerini kaydeden Çubukçu, “Bu köyü biz 1938 yılında satın aldık. Burada daha önce Rumlar duruyordu. Onlar mübadele sonucu Yunanistan’a gidince bizde Kirazlık köyünden gelerek burayı satın aldık. Burada kalan tüm varlıklar da bizim oldu. Bu değirmenlerde o zamandan bu zamana kadar geldi” dedi.

“KendimizÖğütüyoruz”

Köyde 3 adet tarihi değirmen olduğunu, üçünün de Trabzon Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescillendiğini dile getiren Çubukçu, “Değirmenlerimiz eski yapıya sahiptir. Su değirmeni, kara değirmen diyoruz. Köydeki yetiştirdiğimiz buğdayı, tarımsal ürünleri kendi isteğimize göre ince-kalın veya ununa göre ayarlayıp öğütebiliyoruz. Ayrıca Torul’dan veya Çit deresindeki köylerden de buraya gelip buğday öğütenler de oluyor” diye konuştu.

“Tarihi Bir Zenginlik”

Bu değirmenlerin köyün zenginlikleri, aynı zamanda da ülkenin zenginliği olduğunu ifade eden Çubukçu, “Ama sadece köy muhtarlığı olarak bunları elde tutmak, çaba sarf etmek yetmiyor. Devletin de bu konularda bize destek olmasını istiyorum. Bazen gücümüz onarım ve bakımına yetmiyor. Veya biz onarınca aslına uygun yapamıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Değirmen Ustaları Yapıyor”

Değirmenleri çalıştırmak için su konusunda bir sorunları olmadığını, dereden suyun her zaman bol miktarda aktığını kaydeden Çubukçu, “Değirmenlerin ustaları vardır. Herkes değirmende taşı taraklayamaz, çarkını ayarlayamaz. Köyde 1-2 usta kaldı. Onlar gelip o taşları ayarlar” dedi.

Çubukçu, bu değirmenlerde yapılan unun farkını şu şekilde açıkladı: “Kepeği de içinde kalıyor. Değirmen unu yakmıyor. Yani doğal olarak buğday unu bize geliyor. Köyümüzde gübre olayı da yok. Organikten ziyade köyümüzdeki her şey doğal olarak yetişiyor. Fabrikada kepeğinin fazlasını alıyor. Ama burada kepekli olduğu için ekmeği de lezzetli oluyor.”

İbrahim Özdemir-Figen Tok

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim