Su Medeniyetinin Harika Eserleri
Su gerek İslam gerek İslam öncesi dinî inançlarda saflığın, anlığın ve umudun sembolüdür. Bu, ona sayısız kutsal anlam kazandırmıştır. Çok sayıda halk deyişinde, türküde, manide ve masalda, su ve çeşme motifine rastlanır. Güzel bir rüya mı gördünüz, onu önce musluğu açık bir çeşmenin şırıltısına anlatın, mutlaka gerçekleşir. Cuma namazından sonra yedi çeşme açan genç kız, kendi kısmetini de yedi koldan açmış olur ve çeyiz hazırlığına hız verebilir. Çeşme başları, yalnızca narin omuzlarında testi taşıyan güzellerin değil, ermişlerin, âşıkların da uğrak yeridir. Yeter ki o çeşme bir incir ağacının dibinde olmasın ve kalaylı tası ile kullanılmamış nalını yerli yerinde dursun. Halk hayatına ve inançlarına böylesine sinmiş bir çeşme kültürü bulunan Anadolu, sultanların, beylerin, paşaların, imar çalışmalarına da yol gösterecek, bir Selçuklu-Osmanlı su medeniyetinin doğmasına yol açacaktı.
Çeşmeler Sosyal Hizmet Eseridir
Çeşme, şehir ve kasabalarda, belediye veya şirketlerce evlere tazyikli su verilmediği devirlerde, halkın içecek ve temizlenecek su ihtiyacını sağlamak için meydana getirilmiş birer sosyal hizmet eseridir. Şehir ve kasabalarımızın çoğunda hâlâ su ihtiyacı çeşmelerden sağlanır. Bir küçük su deposu, bir musluk ve bir yalaktan ibaret görünen çeşme gerçekte büyük ve masraflı bir tesistir. Su, çeşmenin bulunduğu yere kadar bazen çok uzaklardan getirilir. Yeraltından geçirilen künk veya madeni borular en ağır masrafı teşkil eder. Bu bakımdan, hayrat olarak yaptırılan çeşmelerin değeri çok büyüktür.
Toplum hayatımızda büyük tesirleri olan çeşmeler hemen her mahallede birer, ikişer tane bulunur, hatta tenha yollarda da görülür. Gümüşhane’de bulunan tarihi 2 asra dayanan çeşmeler, ilin tarihiyle zengin su kaynaklarına sahip eşsiz doğasını ortaya koyuyor. Gümüşhane’nin çeşitli bölgelerinde karşılaşabileceğiniz çeşmeler yapıldığı dönemin sanat anlayışını yansıtıyor. İpek Yolunun üzerinde yer alan Gümüşhane’de ticaret amaçlı kullanan tacirler ve bölge insanının hem içme hem de sulama ihtiyacını karşılayan çeşmelerin özellikleri ise şu şekildedir
Daltaban Çeşmesi
Sadullah efendi Camiinin Güneybatısında yer alan Daltaban çeşmesi 1. dünya savaşı sırasında “ Cihat-ı ekber” hatırasına yapılmıştır. Sekizgen mermer zemin üzerine dört cepheli ve üç bölüm halinde yükselen bir tarzda köfeki taşıyla yapılmıştır. Çeşmenin musluklarının yer aldığı 1. katı kenarları 1 metre uzunluğunda dört kare cepheden oluşmaktadır. Her cephede yaprak motifleri arasında birer musluk vardır. İkinci katı 70 santimetre boyutlarında dört kare cepheden oluşmaktadır. Doğu-Kuzey ve Güney cephelerinde madalyon şeklinde birer mermer kitabe yer almaktadır. Batı cephesindeki yeri boştur.3 bölümü yedi cepheli bir sütundan oluşmakta, iki bölümün ortasında yükselmektedir. Doğu cephesindeki kitabede Osmanlı padişahı Mehmet Reşad’ın adı yazmaktadır.
Kabaköy Çeşmesi
Çeşme Merkez Kabaköydedir. Kuzeybatı köşesinde sokağa çıkıntılı olarak düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Sokağa bakan kuzey ve doğu cepheleri kuzeydoğu köşesinde yer alan ayak üzerine oturan yuvarlak iki kemer göz açıklığına sahiptir. Çeşmeye iki sıralı taş basamaklarla bu kemer gözlerden giriş sağlanmaktadır. Kapalı olan batı ve güney cephelerinde musluklar ile oturacaklar yer almıştır. Şadırvanı andıran çeşmeyi 19. yüzyılla tarihlendirmek mümkündür.
Mir Ahmet Raşit Çeşmesi
Yapı, Gümüşhane’nin merkez Güzeller Mahallesindedir. Kitabesinden anlaşılacağı üzere M.S. 1202 yılında Mir Ahmet Raşit tarafından yaptırılmıştır. Köfeki taşından yüksek ve geniş bir kemerle inşa edilen çeşmenin üzerinde 45x37.5 santimetre boyutlarındaki köfeki taşı üzerine süslü yazılı kitabesi vardır. Ayrıca çeşmenin sağ ve sol üst köşelerinde yazılar vardır. Çeşmenin suyu akmaktadır. Hazne duvarlarının taşları yer, yer sökülmüştür. Kitabenin anlamı: 1-Sevgili, saygı değer ve göz nuru olan (Mir Ahmed Raşid)bu Rüstem mahallesini ihya eyledi. 2-Hayırlar sahibi o kişi, yola çıkıp bu çeşmeyi yeniden yaparak konutlara su akıttı; aferin ona! 3-Kurnadan doğru bir tarih düştü;(bu) kaynak suyu Mir Ahmed Raşid’indir.
Osman Ağa Çeşmesi
Torul Soğuksu Mahallesinde yer alan bu çeşme, üzerindeki kitabesinden anlaşılacağı üzerine 1264/1848 yılında Korkudaş-zade Osman Ağa tarafından yaptırılmıştır. Köfeki taşından inşa edilen çeşme, iki sütun üzerine yükselen sivri kemer ve beşik çatıdan oluşmaktadır. Çeşmenin sütunlarının alt kısımlarında birer dinlenme taşı vardır. Üç adet demir oluktan suyu bolca akan çeşmenin aynalığında sağlı, sollu iki niş ve ortasında ise kitabesi yer almaktadır.
İmera ( Olucak ) Manastır Çeşmesi
Yapı, Merkez Olucak (İmera) Köyü Manastır Kilisesinin yanındadır. Çeşme kaynağından çıkan su fazla miktarda olup, içme suyu olarak kullanılması yanında köyün sulama suyu ihtiyacını da karşılamaktadır. Yapı iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde düzgün yontma taşlarla karşılıklı yapılmış iç bölüme geçişi sağlayan çift duvarlar mevcuttur. İkinci bölümde ise su kaynağını içine alan ve geniş sahanlığı olan mekanı vardır.
Yusuf Ağa Çeşmesi
Çeşme, Kürtün ilçe merkezine 36 kilometre mesafede olan Söğüteli köyünün Kazıkbeli Yaylasındadır. Yaklaşık 600 yüzyıllık olduğu söylenen çeşmenin taşları orijinaldir. 1,5 metre uzunluğunda ve 1 metre yüksekliğinde olan çeşme, düzgün kesme taşlar ile yapılmış, bir yalağı mevcuttur. Yapının üzerinde küçük bir kemer vardır. Çeşmeye bitişik olarak daha sonra bir yalaklı küçük bir çeşme daha ilave yapılmıştır.
Meryemana Mahallesi Kilise Çeşmesi
Yapı Kürtün İlçesi Yaylalı Köyü Meryamana Mahalle Kilisesi avlusundadır. Kilisenin güneyinde yer alan çeşmenin kemeri düzgün yontma taşla yapılmış olup, kitabesi, lülesi ve yalağı tahrip olmuştur. Tüm bu çeşmelerin yanı sıra Gümüşhane’nin tarihi çeşmeler açısından çok zengin bir il olduğu rahatça söylenilebilir.
ARAŞTIRMA: İBRAHİM ÖZDEMİR
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim