SORUNLU SÖZLEŞME İPTAL EDİLDİ

SORUNLU SÖZLEŞME

İPTAL EDİLDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan; kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ni iptal etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanarak 20 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan fesih kararında şu ifadeler yer aldı: "Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3'üncü maddesi gereğince karar verilmiştir."

İstanbul Sözleşmesi Avrupa Konseyi Projesi İdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından feshedilen Sözleşme, İstanbul'da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 121. toplantısında kabul edildi. 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılmış olması nedeniyle kısaca "İstanbul Sözleşmesi" olarak biliniyordu. Sözleşme, Türkiye tarafından  11 Mayıs 2011'de imzaladı  24 Kasım 2011'de TBMM’de onaylandı.

Tük Milleti Baştan Beri Hep Karşı Oldu

8 Mart 2012'de Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan ve 12 bölüm 81 maddeden oluşan İstanbul Sözleşmesi’nin içinde taşıdığı çeşitli sorunlar nedeniyle uzun süredir Türk Milleti tarafından iptal edilmesi isteniyordu.

Bir Dizi Sorunlar Yumağı

Sözleşmede geçen “cinsel yönelim” ve “toplumsal cinsiyet kimliği” ifadelerinin Türk milletinin yapısına aykırı olduğu; LGBTİ ve bazı marjinal grupların bu anlaşmayı kalkan yaptığı,  bu anlaşma ile gelecek kuşakların tehdit altında olduğu sözleşmedeki en önemli sorunlardan biri idi..

Gümüşhaneliler Ne Dedi?

İstanbul Sözleşmesi’nin iptali sonrasında görüşlerine başvurduğumuz Gümüşhanelilerin ortak düşüncesi şu oldu: “Kadına yönelik şiddet her şeyden önce bir insanlık suçudur ve bu suçla mücadele bir insan hakları meselesidir. Bizim hem anayasamızda, hem kanunlarımızda, hem de gerek dini, gerekse milli kültürümüzün temelinde kadına saygı en üst düzeyde yer aldığı gibi, kadına karşı şiddet olayı da en ağır yaptırımları içermektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden önce de biz zaten başımızın tacı olan kadınlarımızı her zaman koruduk, bundan sonra da koruyacağız. Kadınlarımızı korumak bizim milli, dini ve devlet vazifemizdir. Ama, bu sözleşmede; kadınlarımızın korunması bahane edilerek, aile bütünlüğümüz bozuluyor, çocuklarımız ise  sapık ve sapkın yollara yönlendiriyordu. Sözleşmeyi feshederek, düşüncelerimize tercüman olan Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz.”