Son 14 Yılda Ülkemizde Neler Değişti?

Binlerce kilometreye ulaşan ve yapımı devam eden bölünmüş yol çalışmaları, sağlık alanında yapılan reformlar, enerji yatırımları, eğitimde gerçekleştirilen değişiklikler gibi onlarca madde sıralayabiliriz.

Toplumu gözlemlediğimizde büyük bir kesim son 14 yılda ülkemizin şahlandığından, dünya ülkeleri arasında belirli bir saygınlığa ulaştığından bahsetmektedir.

Son 14 yılki hükümetler ile öncesinde olan hükümetlerin kıyaslanmasına hepimiz şahit oluyoruz.

Tüp kuyrukları, su kesintileri, cumhuriyet tarihi boyunca ve son 14 yılda yapılan yollar diye maddelerce uzayıp giden kıyaslamalar.

İnsanımızın bilgiye ulaşmak için tercih ettiği birinci iletişim kanalı televizyon. Maalesef halkın büyük bir kesimi sorgulamadan, okumadan ve araştırmadan sadece televizyonların aktardığı ile yetinmekte.

Televizyon kanallarına baktığımızda tamamına yakını ülkemize son 14 yılda sihirli bir dokunuş olduğunu hissettiren yayınlar yapmaktadır.

Pekâlâ, işler gerçektende yazılıp çizildiği gibimi?

Son 14 yılda ülkemize bir sihirli dokunuş mu oldu?

Bana sorarsanız son 14 yılda tek başına iktidarın getirdiği avantajlar ile ülke sadece iyi idare edildi.

Teknolojinin gelişmesi, internet çağı, internet altyapısına bağlı olarak gelişen sistemler ile ülkenin son 14 yılında yukarı doğru bir ivme olduğu doğrudur.

Bir çocuk doğar, gelişir ve büyür. Çocuğun büyümesini engelleyemezsiniz. Ülkemiz, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ün önderliğinde küllerinden doğmuş, sonraki dönemlerde gelişmiş ve şu an büyüme çağındadır.

Bir diyalogu sizlerle paylaşmak isterim. Bir sohbetimizde son yıllarda sıçrama olduğunu savunan yaşlı bir amcaya ne değişti diye sordum.

Mevcut Zigana tünelinin yapımının bilmem kaç yılda tamamlandığını, şimdilerde ise aynı boydaki tünellerin bir yılda yapıldığını, eskiden tıka basa dolu hastaneler varken, şimdilerde ise rahatlıkla gidip muayene olduğu hastanelerin olduğunu söyleyerek uzayıp giden savunmalara devam etti.

Amcaya Zigana tünelinin kazma kürekle ve en gelişmemiş makinelerle yapıldığını, şimdilerde ise devasa tünel açma makineleri olduğunu söylediğimde ‘’o makineleri kim getirdi’’ cevabını aldım.

Toplum tam bu noktada şu an. Elektriğin, internetin, dizel motorların, elektronik sistemlerin ortada olmadığı on yıllar öncesi ile bu gün kıyaslanmaktadır. 

Ülkemizde olağanüstü bir gelişme olduğu doğrudur. Lakin bu gelişme tamamen çağın gereksinimidir.

Örneğin sağlık sektörünün tamamen paraya dayandığı bu günlerde hangi sağlık reformlarından söz edebiliriz. 10 yıl öncesine gidersek evet, çok büyük sağlık devrimleri yapıldı ama ya sonrası?

Şu anda para harcamadan, özel hastaneye gitmeden şifa bulabilen kaç insan var?

Bunları derken elbette ülkemizde iyi işlerde oluyor. Ama dediğim gibi sadece çağın gerektirdiği şekilde ve iyi idare eden yönetimlerle.

Ülkemizin boyama değil de gerçek sıçramalar yapabilmesi için köklü değişimlere ihtiyacı var. Öncelikle toplumun ahlak yapısı ile ilgili sorunun çözülmesi gerekmektedir. Aile ile başlayan sonrasında okul hayatında devam eden daha doğrusu ömür boyu süren eğitimin ele alınması gerekmektedir.

Ülkemizde sistemin değişmesi gerekmektedir. Değişecek sisteme siz ister yarı başkanlık diyin, ister başkanlık değin isterseniz eyalet yönetimi deyin. Ne derseniz değin ama unutmayın ki ülkemizde değişmesi gereken birinci sistem ahlaki sistemidir.

Gelişen, büyüyen, adalete önem veren, özgürlüklerin hâkim olduğu bir ülkeye kavuşmamız dileği ile.

Sağlıcakla kalın…