SAĞLIK SEN’DEN TÜRKİYE SAĞLIK ÇALIŞANLARI RAPORU
SAĞLIK SEN’DEN TÜRKİYE SAĞLIK ÇALIŞANLARI RAPORU
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık Sen) Gümüşhane İl Temsilcisi Engin Karabulut Sağlık Sen tarafından hazırlanan Ocak 2021 Türkiye Sağlık Çalışanları Raporunu açıkladı.
Sağlık Sen Gümüşhane İl Temsilcisi Engin Karabulut yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
“Sendikamızın hazırlamış olduğu “Ocak 2021 Türkiye Sağlık Çalışanları Raporu”nu kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Fedakar sağlık çalışanlarımızla ilgili, doğrudan ve dolaylı her türlü gelişmenin konu edildiği aylık rapor çalışması ülkemizde bir ilktir. Bundan böyle her ay bu raporu sizlerle paylaşacağız.
Sağlık-Sen, bu alandaki en büyük sendikal hareket olmanın bilinci ve sorumluluğuyla bu ilke imza atmaktadır.
En temel amacımız; sağlık çalışanlarının durum, sorun ve talepleri hususunda referans belge ortaya koyarak, kamuoyunda ve karar vericilerde duyarlılık oluşturmaktır.
Biz istiyoruz ki sağlık çalışanlarının sorunları yerine fedakarlıklarını konuşalım, alın terleriyle hayata tutunan hastalarının yaşama sevincine ortak olalım. Ancak bu çok da mümkün olmuyor.
Çünkü sağlık çalışanları, can yakıcı pek çok soruna sahip.
Ve bu sorunlar, bir türlü çözüme kavuşturulmuyor, haklı beklentiler karşılanmıyor.… sadece zamana bırakılıyor.
Şayet bu faydalı bir yöntem olsaydı, yıllara sari sorunların bir kısmını bugün konuşuyor olmazdık.
Zamana bırakılması, zamanın geçmesi sağlık çalışanlarının sorununu çözmediği gibi belini büküyor, sorunları kangrene dönüştürüyor, ümitsizliğe sevk ediyor.
O nedenle, Sağlık-Sen olarak buradan bir defa daha çağrıda bulunuyoruz; değerli yetkililer, sağlık emekçilerinin sorunlarını görmezden gelmeyin, ötelemeyin, yok saymayın. Çözün!!!
Çözün ki moral ve motivasyonları artsın. Çözün ki tükenmişlik sendromu yaşamasınlar. Çözün ki mesai arkadaşları arasında ve iş yerlerinde çalışma barışı sağlansın. Ve çözün ki aile saadetleri artsın, yüzleri gülsün.
Peki, Ocak ayında bu yönde bir adım gördük mü? Maalesef hayır…
Sizlere dağıtılan raporu baştan sona okuduğunuzda, muhtemeldir ki sizler de bu tespite katılacaksınız.
Bakanlık verilerine göre ülkemizde Ocak 2021 itibarıyla kamu adına 722 bin 273 sağlık çalışanı görev yapmaktadır.
Bu emekçilerin tamamının amacı; insanımızın sıhhati, mutluluğu ve yaşam kalitesi standartlarını artırmaktır.
Olağan koşulların yanında savaş, afet, salgın gibi her türlü olağanüstü koşulda da insanımıza yardım eli uzatmak amacıyla en ön saflarda mücadele eden sağlık çalışanlarımız, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplum nezdinde saygın bir yere sahiptir. Bu saygınlık salgın sürecinde adeta tavan yapmıştır.
Ancak şöyle de bir gerçek var ki bu süreçte sağlık çalışanlarının sorunlarına yeni sorunlar eklendi ve yükleri de aşırı düzeyde arttı. Bunun yanında mali ve özlük haklarındaki eksiklikler ile haklı talep ve beklentilerinde ise her hangi bir iyileştirmeye gidilmedi.
Sağlık çalışanları yeni yıla; ücret adaletsizliği, istihdam yetersizliği, ağır iş yükü, şiddet, kreş, icap nöbeti ücretleri, 4b’lilerin, vekil-ebe-hemşirelerin ve kamu dışı ASÇ’lerin kadro durumu, hizmetlilerin kadro durumu, üniversite hastanelerinde çalışanların tayin hakkı, tıbbi uygulama hatası yani malpraktis, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının düzenli yapılmaması gibi sorunlarla giriş yaptı.
Elbette alınan maaşların enflasyon karşısında erimesini de unutmamak gerekiyor.
Bahse konu sorunların boyutunu anlatmak adına sadece birinin detayını sizlerle burada paylaşmak istiyorum.
Bu sorun, ücret adaletsizliğine temel teşkil eden hakkaniyetsiz döner sermaye sistemine dayanıyor.
Bu sistem nedeniyle aynı tarihte ve aynı statüde işe başlayıp da aynı işi yapan hekim dışı sağlık emekçilerinin bazılarının payına 1 TL düşerken bazılarının payına 2000 TL düşmektedir.
İki bin TL alanların oranı ise yüzde 3’ü bulmamaktadır.
Alın teri ise alın teri ama paylaşım hak getire. Böyle bir sistem olur mu?
Çalışma barışı başta olmak üzere pek çok soruna kapı aralayan bu sistem, sağlık çalışanlarının hakkaniyetli kazanç paylaşımlarının önündeki en büyük engeldir.
Sürekli sorun üreten bu sistem rötuşla düzelecek gibi değil, neşter vurmak lazım.
Bunun da yolu sağlık çalışanları merkezli yeni bir sistemin inşasıdır. Bunun için de köklü bakış açısı değişikliğine ihtiyaç vardır.
Bakış açısı değişikliği neden önemli, Ocak ayında yaşanan bir hadise bu durumu çok güzel anlatmaktadır.
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), yapılan bir başvuru üzerine Covid-19 salgını ile mücadele çalışmalarında görev yapan sağlık emekçilerine ek ödeme yapılması yönünde tavsiye kararı verdi.
Güzel bir gelişme bu… Ancak KDK tavsiye kararında, “salgınla mücadelede fiilen görev yaptıklarını kanıtlama” şartını ise bizzat sağlık çalışanlarına yükledi.
Bu kabul edilebilir bir durum olabilir mi? Çalışana çalıştığını ispat yükümlülüğü yüklenir mi? İdare ne güne duruyor. İdare kimin çalışıp kimin çalışmadığını bilmiyor mu?
İşte bu nedenle, çalışan merkezli köklü bakış açısı değişikliği elzemdir diyoruz. Hem de tüm kurumlarda.
Tabi bunun için de hakkaniyet de var. Alın teri söz konusu olduğunda hakkaniyetli olmayı asla elden bırakmamak lazım. Ama öyle olunmuyor maalesef.
Bu konuda pek çok şey söylenebilir. Burada Ocak ayında yaşanan bir gelişmeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
TÜİK’in açıkladığı 2020 Aralık ayı enflasyon verileri ile memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılacak zam oranları yüzde 7.36, SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına da yüzde 8.36 olarak belirlendi.
Tüm kamu çalışanları gibi sağlık çalışanları da bu duruma haklı olarak tepki gösterdi.
Bu tepkiler karşılık bulmadı ama bir şey oldu.
Olan şu; TÜİK’in açıklamasından bir hafta sonra, başta sağlık çalışanları olmak üzere kamu görevlilerini doğrudan ilgilendiren eğitim, dinlenme tesisleri, misafirhaneler, kreş ve çocuk bakım evlerine Hazine ve Maliye Bakanlığı yüzde 14 oranında zam yaptı.
Olacak iş değil ama oldu. Her konuda hakkaniyetli olmak neden bu kadar önemli, sanırım bu çelişkili durumla çok daha iyi anlaşılmıştır.
Ocak ayında yaşanan bir önemli gelişmeye daha vurgu yapıp konuşmamı bitirmek istiyorum.
Salgınla mücadele sürecinin ilk haftalarında Sağlık Bakanlığı, kovitle mücadele eden sağlık çalışanlarına üçer aylık periyotlarla tavandan yüzde yüz ilave ek ödeme yapılacağını açıklamıştı.
Kamuoyu zannetti ki sağlık çalışanlarının tamamı tavandan yüzde yüz ilave ek ücret alacak.
Keşke açıklandığı gibi olsaydı ama olmadı. Gerek kapsam açısından gerek adil paylaşım açısından ve gerekse ödemenin zamanında yapılması noktasında pek çok sorun yaşandı. Tüm bunlara hep itiraz ettik.
Geçmiş bir yana, bari Kasım ve Aralık aylarına ilişkin ödemeler hususunda “geçmişten ders alınsın, adaletsizlik, hakkaniyetsizlik yapılmasın, zamanında ödeme yapılsın” çağrısında bulunduk.
Ne yazık ki çağrımız karşılık bulmadı. Bakanlık, Kasım ve Aralık ayları ilave ek ödemeleri hususunda yine saha gerçekliğinden uzak, hakkaniyetsiz uygulama modelinde ısrar etti. Yani sağlık çalışanlarına “bu kadar da olmaz” dedirtti.
Dahası, pandemiyle mücadele süreci devam etmesine rağmen ilave ek ödeme uygulaması yeni yılla birlikte askıya alındı.
Daha vahimini ise üniversite hastanelerinde görev yapan sağlık çalışanları yaşadı. 2020 Ağustosundan beri ilave ek ödeme alamayan üniversite hastanesi çalışanlarına, Ocak 2021’de, sadece Kasım ve Aralık aylarına ait tavan ek ödeme yapılması öngörüldü. Yani Ağustos, Eylül, Ekim aylarına dönük ödemelerin üstü çizildi.
Tüm bunlar olurken, yetkililerden her hangi bir açıklamanın gelmemesi ise ayrıca düşündürücüdür.
Sağlık-Sen olarak bu durumu hiçbir zaman kabul etmedik, kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz de.
Bu yaklaşım tarzı; pandemiyle korakor mücadele eden ve bu nedenle sadece Ocak ayında 39 kayıp veren sağlık ordusuna haksızlıktır, kabul edilebilir bir muamele asla değildir. Tek kelimeyle; reddediyoruz.
Tüm bunların yanı sıra Ocak ayında yüzleri güldüren en önemli gelişme sağlık çalışanlarının aşılanması olmuştur.
Sayın Bakanın ifadesiyle sağlık çalışanları salgın karşısında daha “korunaklı” olmuşlardır.
Keşke sağlık çalışanları, mali ve özlük hakları noktasında da bir an önce “korunaklı” hale gelseler.
Sağlık-Sen olarak çabamız, gayretimiz ve mücadelemiz bunun içindir.
Aylık rapor çalışmamızın bu duruşumuza güç katacağı inancındayım.”
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim