OLAY RÖPORTAJ:NEDİM ARAZ
Nedim Araz kimdir? Kısaca tanıyabilir miyiz?
1950 yılında Gümüşhane Aktutan köyünde doğmuşum. İlkokulu köyde okudum. Ortaokulu bugünkü Milli Eğitim Müdürlüğü binasının yerinde ki Gazipaşa İlköğretim okulunun barakalarında okudum. Tabi o zamanlar fakirlik vardı okula devam edemedik. Köye geri döndüm. Annem şöyle dedi “Oğlum çek git buralardan köyde heba etme kendini”. Annemin o lafı üzerine Gümüşhane’ye geldim. İlk işime bulaşıkçı olarak o zamanki Lezzet Lokantasında başladım. 3 çocuk babasıyım.
Kaç yıldır lokantacılık sektöründesiniz?
41 yıldır bu işi yapıyorum. 1974’de kısa bir dönem köftecilik yaparak başladım. Esas mesleğe 1975 yılında Kızılay müessesesinde başladık. 27 yıl Kızılay Lokantasını çalıştırdım, daha sonra devrettik. Şuan ki müessesemize bulaşıkçı olarak girdim. Bir gün buranın sahibi olabilir miyim? diye düşündüğüm Lezzet Lokantasını 1995’de devraldım.
Neredeyse yarım asır bu işi yapıyorsunuz? Bu yarım asır nelere şahit oldu?
Yarım asırda hem güzel günlerimiz hem sıkıntılı günlerimiz oldu. Şükürler olsun ki çok kötü şeylerle karşılaşmadık. Mesleğe başladığım zamanlarda sıkıntılı günlerim tabi ki oldu. Daha sonra ki dönemlerde müessesemiz zamanının tüm özel yemeklerini veren, bürokratlarını ağırlayan müessese oldu. Süleyman DEMİREL’E, Turgut ÖZAL’A, Yıldırım AKBULUT’A, Bülent ECEVİT’E yemek verdim. Uzun zaman piyasada tek işletme olarak hizmet verdik. Daha sonra konaklar, öğretmen evi, oteller falan açıldı.
Lezzet lokantası o dönemden bu döneme bir marka olarak kalmış bunu nasıl sağladınız?
Benim ilk işime başladığım 1974’deki heyecanım ne ise şuan ki heyecanım da odur. İlk işi başladığımda saat 05.00’dan 23:00’a kadar işimin başındaydım şimdi de aynı. Meslek sırrım ise insana değer vermek. Sınıf ayrımı yapmadan her kesime saygımız sonsuzdur. Bu konu ile alakalı size şu anımı anlatayım: Zamanın birinde İl Defterdarı geldi bizde. Lokantamızda yemek yedi. Giderken şöyle dedi “Elinize sağlık bu yemeği bizim için özel olarak mı yaptınız?” . Bende” Hayır, sizin yediğiniz yemeği sokakları süpüren işçi de yiyor, bu yemeğin ayrımı yoktur” dedim. Bizim müessesemiz de parası olan parası kadar yemek yer. Parası olmayan ise istediği kadar yer.
Çalışanlarınız ile ilişkisiniz nasıldır?
Zaman gelir abi olurum, zaman gelir kardeş, zaman gelir patron olurum. Bir işçiyi hem işini hem onu severek çalıştırırsan o iş verimli olur. Bu da size başarıyı getirir. Benim yanımda çalışmaya başlayan da emekli olmadan ayrılmaz. Çalıştırdığım her elamanın başladığı günde sigortasını yaparım.
Neden bu meslek?
O zamanlar fakirlik var, iş yoktu. Çalışmak zorundaydık bu işe başladık. Başladıktan sonra da benimsedik, ilerledik bu işte. Bulaşıkçı olarak girdiğim yerde, kalfa ardından usta oldum. Sonrasında da bugün yarım asra dayanan kendi işletmemizi kurdum. Bulaşıkçı olarak girdiğim yerin bugün sahibiyim.
Gümüşhane de esnaf olmanın zorlukları nelerdir?
Gümüşhane’de şartlar zor. Aradığını bulamazsın, bulsan da iki katına alırsın. Biz de dışarıdan getiriyoruz malzememizi. Gümüşhane’de neden bir sebze-meyve hali olmasın. Bir hayvan pazarı niye olmasın. Bugüne kadar yapılmadı, bugünden sonra yapılsın, olmayacak şey değil. Hep bir bahane oluyordu uzun yıllar. İktidar partisinden değiliz, imkanlarımız kısıtlı ama şuan durum tam da istenildiği gibi. Bu gücü kullanarak ve bahaneler olmadan güzel çalışmalar yapılabilir. İşletmeci olarak yaşadığımız sıkıntı vasıflı eleman bulamamak. İnsanımız çalışmak için Gümüşhane’den Ankara’ya İstanbul’a gidiyor. Kendi memleketinde çalışmaya gelince nedense bir rehavete kapılıyor. Az çalışıp çok kazanalım diye düşünüyorlar. Durum böyle olunca haliyle bizde eleman sıkıntısı yaşıyoruz.
Büyümeyi düşünmediniz mi?
Büyümeyi şöyle düşündüm; Otel Gümüş’ün ihalesini aldım. Hanım olmayacak dedi. Teminatı yaktım, o işten caydım. Sonra İstanbul’da iş yapmayı düşündüm önce hanımı gönderdim bir müddet kal hoşuna giderse oraya gidelim dedim. İki ay kaldı yok dedi “biz buralarda yapamayız Gümüşhane’de kalalım” dedi. Böylece bizim Gümüşhane serüvenimizde başlamış oldu. İstanbul’a gitseydik belki çok para kazanabilirdik. Çok para kazanamadık ama çok dostumuz oldu.
En iyi yaptığınız yemek hangisi?
Mevcut bir yemek düzenimiz vardır. Fakat bizim Lahana Sarması özel yemeğimizdir. O kadar meşhurdur ki ararlar beni tarifini isterler. Ta İstanbul’lara göndeririz.
Sizin işletmenizi diğerlerinden farklı kılan ne?
İşletmemizi farklı kılan Nedim ARAZ ismidir. Nedim ARAZ bu işletmenin başında oldukça bu işletme farklı olacaktır.
Peki siz burayı açtığınız da Gümüşhane de kaç tane lokanta vardı?
9-10 tane lokanta vardı. Benim lokantayı açtığım dönemde açılan yerlerden bir tanesi bugün faal değil. İşletmeler ya kapatıldı ya da iş sahipleri vefat ettiler. Kuruluş olarak en yakın tarihli bizden sonra lokantayı açan Lale Lokantası var diyebiliriz.
Yemek kalıyor mu kalıyorsa kalan yemekleri ne yapıyorsunuz?
Kalan yemekleri köyde köpeklerim var onlara götürürüm.
Gümüşhane’nin değişimine gelişimine şahit oldunuz. Ne değişti geçmişten bu güne?
Gümüşhane eskiye nazaran genel olarak gelişmiş bir görünüm sergiliyor. Ancak sosyal yönden geriye gitti diyebiliriz. Gümüşhane’de o dönemde iki tane sinema vardı. Sürekli tiyatro getiriliyordu. Ayda bir konser yapılırdı. Şimdi vatandaş Trabzon’a gidiyor. Vatandaşın hepsi kendine uygun eğlenebileceği bir yer bulamıyor Gümüşhane’de. Gençlerin eğleneceği mekanlar yok. Halkımız genel kanı olarak sıcak bakmasa da ilimizde eğlence mekanı olarak bir bar, birahane yok. Eğlenmek isteyen, alış veriş yapmak isteyen Trabzon’a gidiyor. Cumartesi ve Pazar günleri gidin otogara bakın kaç tane araba kalkıyor Trabzon’a.
Herhangi vakıf ya da STK’ya üye misiniz?
Hayır değilim. Ticaret Odası ile Esnaf Sanatkârlar Odasına kayıtlıyız.
Peki esnafın sıkıntıları Esnaf Sanatkarlar Odası tarafından yeterince ifade ediliyor mu?
Esnaf odaları esnafla hasbihal olmuyor. Esnafa sıkıntısı nedir diye sormuyor? Esnaf iflas ediyor, arayıp soran yok. Bu kadar olumsuzluğun içerisinde görevini laikiyle yapan kendisine gıpta ettiğim ve her seçimde gönül rahatlığı ile oy verdiğim Esnaf ve Kefalet Kooperatif Başkanı Rıfat ÇİLENK’DİR.
Üniversitenin açılması sizi ve kenti nasıl etkiledi?
Gümüşhane’ye çok şey kazandırdı. Fakat Gümüşhaneli üniversiteden yeterince yararlanamıyor. Öğrencinin isteklerine cevap veremediği için bazı şeyleri kaçırılıyor. Şuan da üniversite olmasa şehir biter. Öğrenciye kıymet veren kazanır. Yağmur yağarsa her tarafa faydası olur.
Turizm açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Turistin gelmesi için alt yapının, özellikle de kültürel alt yapının sağlanması gerekli. Size bu konuyla alakalı olan bir anımı anlatayım: Ramazandı. Geldim beş tane hanımefendi yemek yiyor. Yemeklerini yediler. Hesabı istediler. Bende hesap fişine tarifede olduğu gibi yazdım işte beş tane çorba üç liradan on beş lira tarzında. Hanımefendi fişi aldı geldi. Yüzüme gülümseyerek size teşekkür ederim dedi. Biz İranlıyız, tarifede olduğu gibi yazmışsınız. Gittiğimiz yerlerde yabancı olduğumuzu anlayıp 3 ise 6 yazıyorlar. Biz bu yüzden Türkiye’ye gelmek istemiyoruz. Herkes bu şekilde yapsa biz hep Türkiye’ye geliriz. Bu olay 2012’de yaşandı. Türkiye’de turiste karşı bu felsefe var maalesef. Şu konuya da değineyim; biz adeta belediye tuvaletçiliği yapıyoruz. Vatandaşın tuvalet ihtiyacını biz karşılıyoruz. Gümüşhane’mizde bu bile sıkıntı. Buraya turla turist gelse ihtiyacını giderecek tuvalet bulamıyor.
Aklınızda kalan bir anınızı paylaşır mısınız?
Bir gün ramazan ayındayız iftar için Hamdi, Selami, Remzi ve Ahmet’i davet ettim. Ezan okundu iftarımızı açtık, Remzi orada şöyle bir cümle kullandı: “Allah bizi böyle engelli yarattı, sizi de böyle eli bol yarattı ki bize bakasınız”. Beş altı başbakana iftar yemeği verdim. Bir çok bakan ve bürokratla oturduk kalktık. Ama Hamdi, Selami, Remzi ve Ahmet’le yaptığım iftar yemeğindeki zevkini hiçbirinde alamadım.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Gümüşhane’de büyüklerimizin bu şehre bir şeyler vermesi lazım. Gençlerimize yönelik çalışmalar yapmaları lazım. Sinemasıyla, tiyatrosuyla bu manada kültürel çalışmaların yapılması lazım. Gümüşhane’de özellikle aktif olarak para harcayan öğrencinin parasının katma değerinin il dışına çıkmasına izin vermeden bu değeri kendi ilimize katmalıyız.
Alime Çelik: Teşekkür ederim.
Nedim Araz: Ben de teşekkür ederim .
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim