• BIST 9738.13
  • Altın 2945.307
  • Dolar 34.6343
  • Euro 36.3565
  • Gümüşhane : -1 °C
  • Trabzon : 8 °C

OLAY RÖPORTAJ: CUMA FAHRİ KARA

24.02.2016 14:30
OLAY RÖPORTAJ: CUMA FAHRİ KARA
OLAY RÖPORTAJ: CUMA FAHRİ KARA

Sokakta futbol oynayarak futbol hayatına başlayan ve döneme damga vuran Gümüşhane’nin efsane futbolcularından Cuma Fahri Kara, anılarını gazetemize anlattı.

Cuma Fahri Kara kimdir kısaca tanıyabilir miyiz?

1949 Gümüşhane doğumluyum. İlkokul ve ortaokulu Gümüşhane’de okudum. O zamanlar öğretmen okulları vardı. Bu okuldan mezun olanlar direk olarak öğretmen olarak atanıyordu. Ben de okul bittikten sonra direk öğretmen olarak Sivas’a atandım. Daha sonra öğretmenliği bırakıp yüksek okula devam ettim. 1980’li yıllarda da Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğüne atandım. (Emeklilik)

Futbola ilginiz ilk olarak ne zaman başladı?

Futbola, çocukluk yıllarımda sokak futboluyla başladım. Hem Lisedeyken okul takımında hem de 15 Şubat Kulübünde oynamaya devam ettim. Biz futbolu amatör olarak oynadık. Bizim zamanımızda profesyonellik yoktu. Biz ekmek helva ile top oynardık. Bize kazanmanın en büyük primi o zamanlar Kemal Akçay’ın sineması vardı. Onun sinemasına gitmek bizim için en büyük ödüldü. Toprak sahalarda oynadık. Şimdiki gibi özel ayakkabı falan yoktu. Ayakkabılarımız yıprandığı zaman tamirci bir Temel Amcamız vardı. Ona tamir ettirir tekrar futbol oynamaya devam ederdik. İmkanlarımız kısıtlıydı. Her şeye rağmen birlik ve beraberliğimiz vardı. Çok mutlu günler geçirdik.

Gümüşhanespor’un renkleri…

Oynadığım 15 Şubat takımının renkleri kırmızı-beyazdı. Diğer takım ise Vadispor’du. Onların renkleri ise kırmızı-siyahtı. O zamanki takım renkleri bugün Gümüşhanespor’un renklerini oluşturdu.

Kaç yaşına kadar futbol hayatınız devam etti?

Yaş olarak hatırlamıyorum ama 1975 yılına kadar futbol oynamaya devam ettim. Yaklaşık 1000 civarında gol attım. Kuruma geçince futbolu bırakmak zorunda kaldım. Birçok bölge takımından da transfer teklifi almıştım. Tabi yatılı okuyan öğrenci olmam, o zamanlar futbolda para olmadığı ve destek vereni de olmadığı için gidemedim. Ayrıca ailemin ısrarla ‘memur ol’ baskısı beni sahalardan kopardı.

O dönemin Türkiye futbolunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

O zaman birinci ve ikinci lig vardı. Bizler de sadece grup maçlarına giderdik. Taraftar sakindi. Saygınlık vardı. Şimdi futbol çok paralarla dönüyor ama bizim dönemimizde futbol ahlakı ve hoşgörüsü daha fazlaydı.

Gümüşhane’de futbolun kilometre taşı olduğunuz söyleniyor? O dönemde çok takip ediliyor muydunuz?

Attığım gollerle Gümüşhane’de futbola damga vurduğum doğrudur. Gönülleri fethetmiştim. Vadi Spor’un da çok iyi futbolcuları vardı. Çok iyi bir takımdı. Mevlüt, Hacı Bekir bunlardan sadece bazıları. Hepsi çok iyi oynuyordu. Ama ben attığım gollerle hep gündeydim, hiç yedek de kalmadım.

O dönem kendinden en çok söz ettiren futbolcuları kimdi?

Benim hatırladığım kadarıyla Metin Oktay ve Lefter’di. Tabi çok fazla takip edemiyorduk. Televizyon çok yaygın değildi. O dönemlerde biz de gazete ve radyolardan takip edebiliyorduk.

O zamanlar taraftar nasıldı?

Holiganizmin aşırı uç noktalara ulaştığı günümüzde futboldan çok taraftarların yarattığı sıkıntılar gündeme gelir oldu. O dönemde de olaylar ister istemez oluyordu fakat taraftarların bugüne nazaran daha sakin ve hoşgörülüydü. O zamanların taraftarı şimdikiler gibi hırçın değildi. Gönül bağı vardı ve her esnaf tuttuğu takımın bayrağını dükkanının camına asardı. O zaman asayiş de yoktu. Bu zamanki gibi sıkıntılar olsaydı işimiz çok zor olurdu.

Oynadığınız futbol maçlarıyla ilgili hiç unutamadığınız bir anınız var mı?

Vadi Spor ile oynuyoruz. Sahamız toprak sahaydı. Vadi Sporlu Klas Kemal arkadaşımızın kız kardeşi de maçı izliyordu.  Harşit Çayı’nın üstüne doğru bahçeler vardı. Şu anki mevcut köprü yoktu. Bahçelerden söğüt ağaçları Harşit Çayı’nın yarısına kadar geliyordu. Maçın öyle enteresan bir anı oldu ki, o kızcağız o ağaca tırmanarak, bizi daha iyi görsün, daha iyi bağırsın diye Çay’ın yarısına kadar geldi. Tabi karşı takımın taraftarı olduğu için bize başka türlü bağırıyor. Tezahürat anında heyecanlandı kızcağız. Söğüdün dalının kırılmasıyla Çay’a düştü.  Çocuk düştü dediler, maç yarıda kaldı. O arkadaşımız maçı bırakarak dereye atladı. Diğer arkadaşlar da ardından atladı. 20 metre sonra kızcağızı kurtardılar. O dönem gündem olmuştu. Taraftar Çay’a düştü, futbolcu maçı bıraktı, bacısını kurtardı şeklinde yazılar yazıldı.

Avni Aker’i görebilmek için…

11 yaşındayım. Bir gün Trabzon’a ‘Deniz Bayramı’na gittim. Ben arkadaşlardan ayrıldım. Avni Aker’in yeşil alanın görmek istedim. Ne yazık ki kapı kapalı olduğu için göremedim. Nasıl görebilirim diye düşündüm. Boztepe’ye çıktım. Kemik Hastanesi’ne giderek oradan sahayı en az 2 kilometreden görebildim. Kaderin cilvesi yıllar sonra Trabzon Gençlik Spor İl Müdürlüğüne Şube Müdürü olarak atandım ve Avni Aker’in sorumlusu ben oldum.

Türkiye’de beğendiğiniz futbolcu var mı?

“Arda Turan, Mesut Özil, Salih Uçan ve Hakan Çalhanoğlu” diyebilirim.

Alime Çelik: Teşekkür ederim.

Cuma Fahri Kara: Ben de teşekkür ederim.

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim