ÖĞ-DER BAŞKANI DR. YAKUP TOPAL: TÜRKİYE, İSRAİL’E İHRACATI DURDURSUN!

ÖĞ-DER BAŞKANI DR. YAKUP TOPAL: TÜRKİYE, İSRAİL’E İHRACATI DURDURSUN!

Gümüşhane Direniş Çadırı Platformu üyesi ÖĞ-DER Başkanı Dr. Yakup Topal, Hamasın Aksa Tufanıyla İsrail’e başlatmış olduğu operasyonun 422. Günü münasebetiyle basın açıklaması yaptı.

ÖĞ-DER Başkanı Dr. Yakup Topal, Türkiye’den İsrail’e ihracatın ve Azerbaycan- İsrail arasında doğal gaz petrol anlaşmasının durdurulması gerektiğini belirterek, orada şehit edilen her bireyin ahı tüm Müslüman ülkelerinin sorumluluğu altında olduğunu ifade etti.

Gazzeli mücahitleri ezemeyen Siyonist İsrail ve ortağı ABD, sivillere karşı soykırım gerçekleştirmeyi seçti diyen Topal, “Bugün, 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan, İsrail’e ve siyonistlere ağır bir hezimet yaşatan Aksa Tufanı Operasyonu’nun 422. günündeyiz. Gazzeli mücahitleri ezemeyen Siyonist İsrail ve ortağı ABD, sivillere karşı soykırım gerçekleştirmeyi seçti. Gazze’yi yakıp yıktılar. Vicdan adına, hukuk adına, insaniyet adına ne varsa ayaklar altına aldılar. Gazze’de yaptıkları yetmezmiş gibi İsrail ve ABD, soykırım çemberine Lübnan’ı da dahil etmişti. Fakat Lübnan halkı ve direnişi, İsrail’e hak ettiği dilden konuşarak Siyonistleri ateşkes imzalamak mecburiyetinde bıraktı. Siyonist-emperyalist cepheyle mücadelenin tek yolunun direniş olduğunu direnen halklardan her gün yeniden öğreniyoruz” diye aktardı.

Soykırımın Filistinliler üzerinde normalleştiren İsrail’i hedef gösteren Topal, “Soykırım suçu artık kritik bir aşamadadır. Gelinen noktada Gazze’deki insani durum, felaket boyutuna çoktan ulaşmıştır. Yerlerinden edilmiş 2 milyondan fazla Filistinli, ateş altında çadırlarda hayata tutunmaya çalışıyor. Çünkü İsrail, Gazzelilerin sığındığı okulların neredeyse tamamını yıktı. Kış mevsimi, durumu daha da vahim bir evreye taşımaktadır. Gazzeli çocukların %30’u akut yetersiz beslenme sorunuyla, yani açlıktan ölümle yüzleşmektedir. 2.500 çocuğun ise çok acil tıbbi tahliyeye ihtiyacı vardır. Maalesef bu rakamlar, felaket tablosunun küçük bir kısmıdır. Soruyoruz: Tablo ortadayken, İslam ümmeti ve ülkeleri İsrail’e baskıyı artırmak için neyi beklemektedir? Türkiye’deki siyasi iktidar, İsrail’i köşeye sıkıştırmak ve Gazze’de geri adım atmasını sağlamak amacıyla harekete geçmek için daha ne olmasını beklemektedir” diye konuştu.

“Siyonist Sermayeye Kayıtsız-Şartsız Bir Şekilde Açılmaktadır”

Türkiye-İsrail arasındaki ticaretin tamamen durdurulma diyen Topal, “Türkiye 2 Mayıs 2024 tarihinde İsrail’le ticareti durdurma kararı aldı. Bu kararla İsrail’i ateşkese zorlamanın amaçlandığı söylendi. Fakat eldeki veriler, Türkiye-İsrail arasındaki ticaretin tamamen durdurulmadığını gösteriyor. Türkiye’den, Filistin’e diye çıkan malların İsrailli tüccarların eline geçtiği bir sır değil. Birçok gazete bu durumu haberleştirdi. Ayrıca dolaylı yollarla da bu ticaretin sürdüğü acı bir gerçek olarak ortada duruyor. Tüm bunlardan siyasi iktidarın haberinin olmaması mümkün değildir. Ticaret durdurulmadığı gibi Türkiye’nin limanları, Siyonist sermayeye kayıtsız-şartsız bir şekilde açılmaktadır. Bunlardan biri de Siyonist ZIM taşımacılık firmasıdır. ZIM, açık şekilde İsrail ordusunun lojistik destekçisidir. Malezya’ya girişi yasaklanan ZIM, dünyanın birçok limanında işçi protestolarına maruz kalmıştır. Yemen, ZIM gemilerinin Kızıldeniz’den geçişini engellemiştir. Eski bir Siyonist deniz komandosu olan ZIM CEO’su, savaşın başında İsrail ordusuna destek için ellerinden ne gelirse yapacaklarını açıklamıştır. Üstelik Türkiye limanlarından kalkıp İsrail limanlarına varışlı seferler de düzenlemektedir. İstanbul’da ZIM’in uğrak noktası olan Mardaş limanı ise İsrail’le çelik sattığı tescillenmiş İÇDAŞ’a aittir. Bütün bu gerçekler ortadayken sermayenin Siyonistlerle büyüyen işbirliğine sessiz kalmak ancak Filistin’e ihanet olacaktır. Maalesef İsrail’e petrol akışında da hala rol almaya devam ediyoruz. Malumunuz İsrail’in petrol ihtiyacının önemli bir kısmı Azerbaycan tarafından karşılanıyor. Bu petrol Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı üzerinden Ceyhan limanına getiriliyor ve buradan tankerlerle İsrail’e taşınıyor. İsrail bu ham petrolü işleyerek, Gazze’yi Lübnan’ı bombalayan uçaklarına-tanklarına yakıt yapıyor. Türkiye de bu petrolün İsrail’e taşınması sürecinde rol alıyor. Ülkemizdeki bazı yetkililer bu sevkiyatları yalanlamaya çalışsa da gemi trafik verileri ve uydu görüntüleri sevkiyatların devam ettiğini gösteriyor. Gerçeklerle günlerdir BOTAŞ’ın Ceyhan limanında gece gündüz nöbet tutan kardeşlerimiz kirli işbirliğini görünür kılmaya çalışıyorlar. Tek bir yetkilinin açıklama yapmadığı, yapamadığı eylemimizde bir avuç Müslüman bu topraklardan Siyonistlere geçen petrolün şahitliğini yapmaya halen devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

“Siyonist sermaye neden limanlarda”

Topal, Azerbaycan’ın devlet şirketi Socar uyararak, “Bu hafta, İsrail’in tescilli petrol tedarikçisi olan Azerbaycan’ın devlet şirketi Socar’ın CEO’su TRT World forum programına davet edilmişti. Bu duruma karşı vicdanlı yürekler harekete geçtiler ve bu yüzsüzlüğü olabilecek en barışçıl biçimde ifşa ettiler. Yapılan haklı eylemler sayesinde Socar Ceo’sunun konuşması iptal edildi. Bu, dostlarımızın kazanımıdır, selam ediyoruz.  Ancak forum kapsamındaki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında, Filistin dostları sadece “Azerbaycan petrolü neden İsrail’e gidiyor?” “Siyonist sermaye neden limanlarda?” diye sormalarına rağmen tartaklanarak gözaltına alındılar. Bu 9 cesur kardeşimiz 29 Kasım’dan bu yana tek bir delili olmayan “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla gözaltında tutuluyorlar. Bu hukuksuzluğu kesinlikle kabul etmiyoruz. Kardeşlerimizin yanında dayanışma içinde olacağımızı açıkça ilan ediyoruz. “Kıyamette hesaplaşacağız” diye feryad eden Gazze’li annenin ahını almayacağız, sessiz kalıp zulme seyirci olmayacağız! Büyük bir cesaret örneği sergileyerek hakikati egemenlerin yüzüne haykıran 9 kardeşimizin derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Aylardır siyasi iktidarın, emperyalizme ve Siyonizm’e karşı gerçekçi bir duruş ortaya koymak istiyorsa yapması gerekenleri bütün açıklığı ile anlatıyoruz. İsrail’le ticarete yönelik aldıkları durdurma kararını göstermelik değil tam olarak uygulamalıdırlar. Yasağı delen firmaları sert yaptırımlarla cezalandırmalıdırlar. Türkiye üzerinden İsrail’e gönderilen petrolü tamamen kesmelidirler. ABD ve Siyonizm’e hizmet eden NATO üslerini derhal kapatmalıdırlar. Hem Türkiye hem İsrail vatandaşı olup, Filistin’de savaşmış olan Siyonistleri Türkiye’den sürmelidirler. Siyonist İsrail’le ilişkileri geçici ve süreli değil tamamen kesmelidirler. Siyasi iktidar bu hususlarda samimi ve gerçekçi adımlar attığı ölçüde Filistin meselesinde konuşma hakkına sahiptir. Bunları yapmadığı taktirde yapılan konuşmalar hamasetten öteye gitmemektedir, gitmeyecektir. Bizler Filistin dostları olarak herkesi hamaseti bırakmaya ve vazifesini yapmaya davet ediyor, direnen halkların yanında olduğumuzu ve olmaya da devam edeceğimiz ilan ediyoruz” diye vurguladı.