MUTLAKA GEZELİM GÖRELİM - Karaca Mağarası
Karaca’ya dair az bilinen bir hikâyedir. Bir aşk hikâyesi… Birbirine deli gibi sevdalı ama bir türlü kavuşamayan iki genç… Nedeni ise kulağa hiç yabancı gelmiyor. Biri Müslüman, diğeri Hıristiyan… Gençlerin ailesi bu ateşin söneceğini sanıyor. Gönül ferman dinler mi? Ateş bacayı sarmış. Alev alev bir çift yürek, yangın yerine dönmüş. Ve aşk… Bütün duyguların efendisi… Kudretine ve asaletine yakışan neyse onu yapmış. Rum güzeli ile garip çobanı, ziyaret ettiğiniz bu mağarada buluşturmuş. Sadece onların bildiği bu mağarada… Onlar mağarayı saklı tutmuş, mağara da onların sevdasını… Söz vermişler; ne zaman ki aileler merhamet edecek, o vakit mağarayı gün ışığına çıkartacaklar. Sabırla beklemişler lâkin o dilek bir türlü gerçekleşmemiş. Bunun üzerine iki genç, kavuşamayan bütün sevgililer için kendilerine feda etmiş. Bu hadiseye tanık olan tek canlının, sahibinin çok sevdiği çoban köpeği olduğu söylenir. Zira büyük bir sadakat örneği gösterecek ve efsaneye göre, hiç kimse onları rahatsız etmesin diye bir daha mağaraya dönmeyecektir.
Mağaranın, keşfedildikten sonra, dillere destan olmuş bu KARA sevdaya hürmeten ‘Karaca’ ismini aldığı rivayet edilir. Neden sırt sırta vermiş iki sevgili? Akan su damlalarının, üzerlerinin kireçle kaplanmasına neden olduğu ve sonsuza dek bu şekilde kaldıkları söylenir. Ve yine derler ki; sevdiğine kavuşamayan herkes Karaca’yı bir gün mutlaka ziyaret etsin. O iki gencin duası onları bekliyor.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim