KUŞBURNUNUN ADI KALDI
Devlet artık doğru bir tercih yaparak ekonomik gelişmeyi hızlandırma rolünü büyük ölçüde altyapı yatırımları, eğitim ve sağlık gibi hizmetler ile sınırlandırıyor. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan ve çevre illere göre az gelişmiş olan Gümüşhane için devletten, özellikle kuşburnu başta olmak üzere bölgede özel sektörü yönlendirecek politikaların artırılarak oluşturulması bekleniyor.
ELLER TAŞIN ALTINA
Gümüşhane’de, içinde bulunduğu dar toprak parçalarında ve zor koşullar altında geçinmeyi çabalayan insanların, çevrelerinde mevcut doğal servet kaynaklarını işleyebilecek bilgilerle donatılması ve böylece ekonomik yönden kalkınmaları gerekiyor. Halka bu gibi problemlerle öncülük yapacak kuruluşlar ise elini taşın altına koyarak şehri bir adım daha ileri götürmesi gerekiyor.
YEREL DİNAMİKLER AKTİF OLMALI
Öncülük yapacak olan kuruluşların başında yerel dinamikler geliyor. Bir kentin yerel dinamiklerinin başında akil kişiler, aydınlar, fikir adamları, iş adamları, ağırlıklı olarak da sivil toplum kuruluşu olarak adlandırılan dernekler, vakıflar ve odalar yer alıyor. Şehrin dinamikleri, yöneticileri bir anlamda şehrin radarları ve yön tabelaları rolünü üstleniyor. Yerel dinamikler, şehir için tespitlerde bulunur, çözüm önerileri üretir ve bunları yöneticilerle paylaşır. Bu sistem ne kadar iyi çalışırsa o yöredeki başarı da o denli yüksek olur. Gümüşhane’nin gelecek hayali içinde yerel dinamiklerin artık yerinde saymayı bırakması ve birlik içinde hareket ederek, şehrin geleceğini planlaması bekleniyor.
AVANTAJ KULLANILMALI
Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan, gerek yerleşim alanı gerekse coğrafi konumu itibariyle Doğu Karadeniz’i, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya bağlayan karayolu üzerinde yer alan Gümüşhane, yerel dinamikler tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Yerel dinamiklerin, geçiş güzergahında yer alan şehirde, devletin yaptığı yollarla mesafelerin daha da kısalmasının avantajını kullanılması gerekiyor.
DEĞERİNİ KAYBEDİYOR
Gümüşhane denilince akla ilk gelen Kuşburnu’nun şehirde üretilmiyor olması ve marka değerinin gün geçtikçe kaybedilmesi, geleceğe yönelik yapılacak yatırımların da önüne geçmesine neden oluyor. Adına festivaller düzenlenen Kuşburnu’nun sadece adının olması, şehrin utancı olmaktan öteye gidemiyor.
GÖÇ’ÜN NEDENİ EKONOMİK
Gümüşhane ili ülkemizde en fazla göç veren iller arasında yer alıyor. Ekonomik nedenler göçün temel nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Ekonomik nedenlerle yoğun bir göç olayının yaşandığı Gümüşhane ili, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kalkınmada 1. Derece önceliğe sahip iller konumunda bulunuyor.
Gümüşhane, kuşburnu bitkisinin optimal yetişme alanı olarak gösteriliyor. Ülkemizin en önemli gen merkezi durumunda olan ve yöredeki orman köylerinde doğal olarak yetişen kuşburnu bitkisi, Gümüşhane bölgesinde çok büyük ekonomik katkılar sağlayacak özelliğe sahip olması ile dikkat çekiyor. Özellikte tarım, ormancılık ve mera amaçlarıyla kullanılmayan veya kullanılamayan atık kaynakların harekete geçirilmesi ve üretim sürecine katılması ile özelliğini ve etkisini daha da artırması bekleniyor. 1 dekar alandan yaklaşık 600 kilogram kuşburnu meyvesi alınabileceği göz önüne alındığında, kullanılmayan veya kullanılan alanların harekete geçirilmesi ile büyük bir hammadde kaynağına erişilebileceği söyleniyor.
YABANİ MEYVELERİN DOĞAL PARKI
Yabani meyveler bakımından doğal bir park olan Gümüşhane’de bunun çok iyi değerlendirilmesi, avantajının kullanılması ve iyi bir şekilde pazarlamasının yapılması gerekiyor. Şehrin kalkınmasında çok önemli bir paya sahip olacak olan turizm konusunda, yerli ve yabancı turistler Gümüşhane’ye geldiğinde bu meyveleri yerinde görecekler ama görmeleri yetmeyecek, onlara sunulması gerekecek, bu da öncelikle tesislerin kurulmasından geçiyor. Turistlerin konaklayacakları yerlerde ve geçiş noktalarında doğal park ürünlerinden sunulması gerekiyor. Kuşburnu ve diğer yabani meyveler, Gümüşhane’nin kalkınmasında büyük bir önem taşıyor.
YENİ KEMAL SAYGINERLER ARANIYOR
Merhum emekli öğretmen Kemal Saygıner, 1970’li yılların başında Gümüşhane’deki kuşburnunun değerlendirilmesi gerektiği düşüncesi ile kurulan kooperatifle birlikte kuşburnu fabrikasını kurdu. Köy Enstitüsü mezunu olan Kemal Saygıner 1973 yılında Almanya’dan hediye olarak gelen kuşburnu çayını görünce, “Memleketimin dağlarında istemediğim kadar var” diyerek köylerde kooperatif hareketi başlatır. Kurulan kooperatifle birlikte Gümüşsu Meyvesuyu Fabrikası adı altında kuşburnu üretimine başlanılmasını sağladı. Merhum emekli öğretmen Kemal Saygıner tarafından kooperatifçilik anlayışıyla Gümüşhane ekonomisine 1970’li yılların başında kazandırılan Kuşburnu fabrikası 4 milyonluk borcu nedeniyle şimdilerde ise Halk Bankası sorumluluğu altında bulunuyor. Halk Bankası, fabrikanın 4 milyon liralık borcunu kapatacak müteşebbis arıyor.
MİLYONLARCA LİRALIK YATIRIM
Siyasiler başta olmak üzere, yönetici konumundaki ilgili kişilerin ve şehrin dinamiklerinin gözü önünde kapanan, büyük kentleri mekan tutmuş, sadece eğlence toplantılarında bir araya gelen, Gümüşhane’ye milyonlarca lira yatırım yapılması ile başlayan kuşburnu fabrikasının bugünkü hali, içler acısı son görüntüsü ise yürekleri dağlıyor.
ALMANLAR TALİP OLMUŞTU
1990’lı yıllara kadar devlet-idare işbirliği ile devam ettirilen kuşburnu fabrikası daha sonra Alman firmaya satılarak özelleştirilmek istendiyse de, mevcut kamuoyu baskısı belki de fabrikanın kaderini kurtaracak hamleye mani oldu. İlgisizlik nedeniyle fabrikanın her geçen gün Gümüşhane gündeminden uzaklaştığı biliniyor. Gümüşhane Kuşburnu Festivalini her yıl uluslararası boyutta kutluyor ancak fabrikasının kapısındaki kilit ise şehrin boynunda utanç abidesi olarak duruyor.
“GÜZELLİĞİMİ KUŞBURNU ÇAYINA BORÇLUYUM”
50. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı Tansu Çiller’in Gümüşhane’yi ziyaretinde kendisine kuşburnu çayı ikram edildiğinde, “Ben, sürekli olarak Gümüşhane’nin kuşburnu çayını kullanıyorum. Güzelliğimi kuşburnu çayına borçluyum” diyerek espri yapmıştı.
ADINA KUŞBURNU BAHÇESİ KURULDU
Dönemin Başbakanı Çiller’in bu sözü gerek kuşburnu marmeladı gerekse çayı satışlarında tavan yapmıştı. Dönemin valilerinden Ayhan Çevik tarafından Gümüşhane’nin Hasanbey Mahallesi’ne “Tansu Çiller Kuşburnu Bahçesi” kurularak, bugün festivallere adı verilen kuşburnuna gereken önem gösterilmişti.
ŞEHİR BUNU DEĞERLENDİREMEDİ
O dönemde Başbakan Çiller’in açıklamasının ardından tüm Türkiye’de kuşburnu satışları arttı. Dönemin firmaları bu durumu pazarlama stratejilerine dökerek iyi şekilde kullandı ve günümüzde büyük marka dediğimiz konuma ulaştı. Gümüşhane ise şartları lehine kullanamadı ve zaman içinde mevcut fabrikasını da kaybetti.
KUŞBURNU İSTASYONU
Takip eden yıllarda dönemin Tarım Müdürlüğü bünyesinde Kuşburnu İstasyon Müdürlüğü kurularak gerek kuşburnu üretiminin artırılması gerekse yeni kuşburnu bahçeleri kurulması için uzun yıllar çalışma yapıldı. Ancak ne yazık ki, bugün kapanan fabrika gibi Kuşburnu İstasyon Müdürlüğü de birkaç yıl sonra kapatıldı. Konunun takip edilmemesi ile kuşburnu unutulmaya yüz tutmuş bir hal aldı. Şimdi ise çok geç olmadan kurtarılmayı bekliyor.
1 MİLYON HİBE VAR
Gümüşhane Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Edip Birsen, geçmiş tarihte gazetemize yaptığı bir açıklamada kuşburnu için teşviklerden bahsetti. Gıda, tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, kırsal kalkınma yatırımlarını desteklemek amacıyla yüzde 50 hibe destek verdiğini söyleyen Birsen, üst limit olarak 1 Milyon liraya kadar hibe destekleri verdiklerini vurguladı. Bu hibe desteğin tamamen “kuşburnu marmeladı ve kuşburnu suyu üretimine yöneliktir.”
ŞEHİR SEYREDİYOR
İlimizde kuşburnu hammaddesi doğada yeterli miktarda bulunuyor. Devlet ise özel teşebbüse hibe desteği vererek katkı sağlamaya çalışıyor. Devletin üzerine düşeni yaptığı açıkça görülürken, özel firmaların ve şehrin dinamiklerinin bu durumu seyretmesi, şehrin geleceğinin daha karamsar hale gelmesine neden oluyor.
İbrahim Özdemir-Figen Tok
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim