Koza İçin 1.Kural

            15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası paralel yapı ile bağlantısı olan birçok işletmeye kayyum atanmış, sonraki süreçte ise bu işletmelerin bazıları TMSF'ye (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) devredilmiştir.

            Ülkemizin birliğine ve dirliğine kast eden paralel yapılanmaya karşı verilen mücadelede şüpheli işletmelere kayyum atanmasının devletin bekası için gerekli ve yerinde olduğu düşüncesindeyim.

            Gümüşhane’de madencilik faaliyetlerine devam eden,Koza Altın İşletmeleri'ne ait Mastra Madeni de kayyum atanan, daha sonrasında da TMSF'ye devredilen işletmelerden bir tanesidir.

            Vatandaş açısından bu süreç iyi karşılanmıştır. Çünkü artık siyanür barajları ile kuşatılan Gümüşhane'de en azından kazanan devlet, dolayısıyla da halk olacaktır.

             Şimdilerde ise TMSF'ye devredilen Mastra Madenine personel alımları gerçekleştirilmektedir.

            İşe alımlardaki ilk ve olmazsa olmaz kural iş başvurusunda bulunan personelin iktidar partisine üye olma şartının aranmasıdır.

            Emekçiler için ekmek kutsaldır. İnsanların kutsalının, menfaat veya siyasi çıkarlar için kullanılmasının kabul edilebilirliği yoktur.

            Kulağımla şahit olduğum bir diyaloğu sizlerle paylaşmak istiyorum.

            Yaklaşık otuz gün önce bir köy ziyaretindeki kahvehane toplantısında iktidar partisi il başkanı telefonla Mastra Madeni işletmesinde görevli olan Bahri Bey ismindeki birisini arıyor. Ve şu ifadeleri kullanıyor; ''Bahri Bey seçim yaklaştı bu hafta mutlaka personel alımlarını yapıyorsunuz'' diyor.

            İl başkanı süreç olarak personel alımları için erken olduğu yanıtını alınca, il başkanının yanında bulunan milletvekili aynen şu ifadeyi kullanarak; ''Bu kadar devletçi olma Bahri, artık şu adamları işe al.'' diyor.

            Bu diyalog sizlerin dünyasında nasıl bir etki oluşturur bilmem ama benim kanımı dondurmaktadır.

            Bir tarafta kamu menfaati düşünülerek TMSF'ye devredilen bir işletme, diğer tarafta ise belki de günlerce ihtiyaç duyulmayan personele sırf siyasi çıkarlar uğruna devletin parasının ödenmesi.

            Daima devletimi ve milletimi düşünen bir vatandaş olarak vicdanımın asla kabul edemeyeceği bu durum karşısında şu ifademi yinelemek istiyorum. ''Bu şehirde kim kör kim sağır bilmem ama ben dilsiz değilim''.

            İş talep eden vatandaşlara ''Koza ile ilgili bütün tasarruf il başkanımızdadır.'' denilmesini ben kabullenemiyorum.

            ''İşi Ehline Veriniz'' diyen bir peygamberin ümmeti olarak işi ehline değil, siyaseten kendilerine yakın olan hatta bunun belgelendirilmesi koşulu ile işe alımları sağlayanları Allah’a havale ediyorum.

            Amacımın asla siyaset yapmak olmadığını özellikle belirtmek isterim.  Ben devletime nasıl bir kuruş daha menfaat sağlayabilirim diye gecemi gündüzüme katarken böylesi olaylar karşısında susmam, yaşama hevesimi ve ideolojilerimi yok edeceğinden sessiz kalamayacağımı özellikle belirtmek isterim.

            Kamu menfaatini gözeten yöneticilerimiz tarafından yönetilmemiz temennisi ile,

            Sağlıcakla kalın.