KALE TURİZMİNDE YOKUZ

Tarihi kalelerin bulunduğu Gümüşhane’de, kale turizmini geliştirmek amacıyla restore edilen Kov Kalesi ile Keçikalesi, sadece restore edilmesiyle kaldı. Kültür ve Turizm Müdürlüğünün bu güne kadar kale turizmi ile ilgili olarak adım atmamasının turizmin bir kolu olan bu alanda gerekli çalışmanın yapılmadığı gerçeğini gözler önüne seriyor.

Tarihe tanık etmiş bu tür yapıların sadece restore edilerek bırakılmasının bir anlam taşımadığının altını çizen turizm acenteleri, “Tarihi eserlerin restore edilmesinin yanı sıra tanıtım da büyük önem taşıyor” ifadesini kullandı.

İhtişamı İle Göz Kamaştırıyor

Gümüşhane’nin Merkeze bağlı Kale köyünde 220 metrelik sarp bir kayanın üzerine kurulu, zindanları, su sarnıçları ve ibadethanesinin ayakta olduğu ve içerisinde gizli bir geçidin olduğu ifade edilen Keçikale kalesi ihtişamıyla göz kamaştırıyor.

“Tanıtılmayı bekliyor”

11 yıl önce restore edilen ve Gümüşhane il merkezine 28 kilometre uzaklıkta bulunan kaleye karayolundan ayrılarak Gümüşhane istikametinden 2,4 kilometre, Bayburt istikametinden ise 1,1 kilometrelik yolla ulaşılabiliyor.

Her yıl 1,5 milyon aracın geçtiği Erzurum-Bayburt-Gümüşhane-Trabzon karayolu üzerinde yer alan ve yolu kullanan hemen herkesin yol kenarında olması nedeniyle dikkatini çeken kale restore ettirildiği 2006 yılından beri turizme kazandırılacağı günü bekliyor.

Tanıtım Tabelası Bile Yok

Özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen kale için vatandaşlar özellikle kale girişinde bilgilendirici tabela olmamasından muzdarip.

Kaleyi ziyaret eden Oğuzhan Bayır, sürekli gördüğü kalenin, dikkatini çekmesine karşın bir türlü ziyaret edemediğini belirterek, “Bugün görmek nasip oldu. Manzarası, içindeki yapılarıyla çok güzel ve geniş bir kale. Herkesin gelip, gezip görmesini tavsiye edebileceğim bir yer” dedi.

“İlgisiz Kalınmış”

Kaleye çıkışın 1,1 kilometrelik toprak yoldan olduğunu, ardından patika yolda yürüyüş gerektiğini ifade eden Bayır, “Kale çok yükseğe yapılmış. Dolayısıyla çevredeki birçok köyü görebiliyorsunuz. Ayrıca muhteşem günbatımı manzarası var. Tüm bunlara rağmen ilgisiz kalınmış. Bakımı yapıldığında turistlerin uğrak yeri olabileceğine eminim” diye konuştu.

Kayıtlara göre kalenin Cenevizliler dönemini gördüğünü ifade eden köy muhtarı Aslan Tokmak ise su sarnıçları, zindanları ve ibadet yerleri halen sağlam olan kalenin kurulu olduğu kayanın en alt noktasında ise deprem nedeniyle kayaların çöktüğü söylenen bir de gizli bir giriş noktası yer aldığını söyledi.

“Güzel Dinlenme Yeri Olabilir”  

220 metre yüksekliğinde 600 metre çapında olan kalenin 2006 yılında restorasyon gördüğünü fakat o tarihten sonra hiçbirşey yapılmadığını dile getiren Tokmak, “Erzurum-Trabzon karayolu üzerinde olan kale ziyaret etmeye değer bir yerdir. Özel kuruluşlardan yardım almak şartıyla ilgili kurumların ilgilenmesi ve güzel bir ışıklandırma ve yolunun tadilatıyla güzel bir dinlenme yeri olacağına inanıyorum” dedi.

“Yetkililerin İlgi Göstermeleri Gerekiyor”

Muhtar Tokmak, açıklamasında daha sonra şunları söyledi:

“Kalemizin çok güzel ışıklandırılması gerekiyor. Bunu özel kuruluşlarımız da yapabilirler. Kireç fabrikamız ile çimento fabrikamızın bu ışıklandırmayı yapabilir. İlgi kurumlar köyümüzdeki bu kaleyle ilgilenirse çok güzel şeyler olacağına inanıyorum. Sosyal tesisler, dinlenme yeri, seyir yeri olması gerekiyor. Kalemizi ziyaret edenler bizden bilgi alıyorlar. Kalemizle ilgili bilgilerin yer aldığı bir levha olmalı. Kalemize özellikle il dışında yaşayan gurbetçilerimiz daha çok ilgi gösteriyorlar. Eksiklerimiz giderilirse çok yeri ve yabancı turistlerin kalemizi ziyaret edeceğine inanıyorum.”

“Yoğun İlgi Görüyor”

Kalenin yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gördüğüne vurgu yapan Tokmak, “Kale büyük ihtimalle gözetleme maksadıyla kuruldu. Kale birçok noktayı görüyor. Yaşlılarımızın söylediğine göre dumanla birbirleriyle haberleşiyorlardı” ifadelerini kullandı.

İbrahim Özdemir-Figen Tok