İLKLERE İMZA ATIYOR

Avrasya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi son sınıf öğrencisi olan 23 yaşındaki genç girişimci Abdullah Karabulut, 18 yaşında işletmeye başladığı Livasan Organize Reklam ve Kopyalama Merkezi’nde son teknolojiyi takip ederek yaptığı yatırımların meyvesini alıyor.

Gümüşhane’ye bir şeyler katmanın peşinde olan Karabulut, şehrin en büyük gıda sektörü olan pestil-köme firmalarına ahşap kutular üretmek istiyor. Baskı tekniklerinde dışa bağımlı olan pestil-köme sektörünün isteklerine cevap vermeye çalışan Karabulut, Gümüşhane’de dışa bağımlılığın azalması için tüm çabasını gösteriyor.

İlkleri Başardık

Gazetemize açıklamalarda bulunan genç girişimci Abdullah Karabulut, Gümüşhane’de birçok ilki başardıklarını belirterek, “Billboard baskılarını Gümüşhane’de gerçekleştiren ilk firmayız. Her şeyi dışarda yapıyorduk. Buna inanırsak biz yapabiliriz. Allaha şükür şu an bölgeye hizmet veriyoruz. Birçok özel hastanenin çalışmasını yaptık. Avrupa ülkelerine Gürcistan’a  ve daha birçok ülkeye de iş yaptık” dedi.

Türkiye’deki Nadir Firmalardan Birisiyiz

Türkiye’nin en büyük online çiçek sitesi Çiçek Sepeti ile protokol imzaladıklarını kaydeden Karabulut, “Çiçeksepeti ile bir protokol imzaladık. Çiçeksepeti hediyelik gurubunda tekiz. Çiçek Sepeti kişiye özel ürünlere girmeye başladı. Bu konsepte de seri üretimden çok kişiye özelde daha avantajlı üretim yapıyoruz. Hatta ve hatta Türkiye’deki nadir firmalardan birisiyiz diyebilirim. Sektör olarak genelde makinanın tamamı bir fabrikaya bağlanır ve markalama yapar. Ama biz tamamen kişiye özel çalışıyoruz. Kişiye özel birçok ürün çıkartabiliyoruz” şeklinde konuştu.

Yeni Teknolojileri Getirmeye Çalışıyoruz

Gümüşhane’ye çok yeni teknolojileri getirmeye çalıştıklarını ifade eden Karabulut, “Gümüşhane’ye 3D Trade Printer makinasını getirdik. Şu anda taslak aşamasındayız ve henüz piyasaya açılmadık. Makine ile ilgili ön çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz ve zamanla bu konuda çalışacağız. Bu konuda da Gümüşhane Üniversitesi’nden öğrenci ve akademisyenlerimizden destek alarak çalışmak istiyoruz” diye konuştu.

Türkiye’de Bir İlk   

Ultraviyole baskı teknolojinde Türkiye’deki ilk baskı makinesinin sahibi olduklarını vurgulayan Karabulut, “Bölgede bu makinenin çok faydasını gördük. Yurt dışı işlerinin çoğu buradan geliyor. Ultraviyole baskı ile dünyadaki tüm maddelerin üzerine baskı yapabiliyoruz. Su üzerine bile baskı yapabiliyoruz. Su üzerine katman oluşturup baskı yapabiliyoruz. İlk olduğumuz için Trabzon’da pek çok fabrikaya metal etiket ve özel hastane isimliği gibi işleri yaptık. Trabzon’da pek çok firmanın partneri olarak çalışıyoruz. Bu konuda Gümüşhane’deki nadir sektörlerden birisiyiz. Trabzon’a iş yapma konusunda da sayılı firmalardan birisiyiz” ifadelerini kullandı.

Kendi Kendimize Yetebilir Olmalıyız

“Gümüşhane olarak kendi kendimize yetebilir olmayız” diyen Karabulut, “Billboard konusunda büyük segment baskıda Gümüşhane’de bir ilktik. Acil bir iş oluyor hemen dışarıya gidiyorduk. Ama artık Gümüşhane’de bu olaylar çözülebiliyor. Kendi kendimize yetebilir bir olmak için bütün yatırımı yaptık. Ultraviyole dışındaki lazerimiz var. Lazerimiz Gümüşhane’de tek. Hediyelik ürünlerin yapılması konusunda kullanıyoruz. Yöresel hediyelik ürünleri bizzat burada üretiyoruz. Turizm diyoruz ama turizm konusunda üretimimiz yok. Karaca Mağarasına gelen turist gidiyor. Bize bir artısı yok” açıklamalarında bulundu.

Zarar Da Ettim

Babasının yurt dışına gitmesi ile ticarete atıldığını söyleyen Karabulut, açıklamasına şöyle devam etti:

“İnsanın içinde bir duygu var ve bu duygu sürekli seni bir şeyler üretmeye itiyor. Birçok alanda da zarar ettim. 40 bin liraya makine aldım baktım işlemiyor 25 bin liraya iki ay sonra geri sattım. Sektörü tanımıyorsun çünkü yeni bir sektör. Usta çırak ilişkisinde büyümüyor. Bilişim sektöründe sürekli yenilikleri takip etmeniz gerekir. Fuarlara katılıyoruz sürekli. Renkli baskıyı Gümüşhane’de ilk babam yapmıştı. Küçük bir dükkânımız vardı. O zamanlarda grafik tasarımları yapmaya başladık fakat dışarı bağımlıydık. Biz sadece küçük işleri yapıyorduk. Biz neden bu işi yapmayalım diyerek ticarete atıldım. Babam ticarete girmemi çok istemedi. Babamın yurt dışına gitmesiyle önüm açıldı ve sektöre girdim. Allaha şükür şu anda da kendimizi yeterli görüyoruz.”