GÜMÜŞHANE’DE GUDUCULUK (ÇÖMLEKÇİLİK) EL SANATI
GÜMÜŞHANE’DE GUDUCULUK (ÇÖMLEKÇİLİK) EL SANATI
Gümüşhane Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyelerinden Dr. İsmail Çalık ve Dr. Murat Ödemiş’in “Gümüşhane’de Kültür ve Turizm Araştırmaları” çalışmasını, gazetemiz Torul ve Kürtün temsilcisi İbrahim Özdemir derledi.
Gümüşhane’de halk arasında gudu ya da gudi olarak isimlendirilen güveçler hem bir yemek çeşidini hem de yemeğin pişirildiği kabı ifade etmektedir. Genel olarak Gümüşhane ili merkezine bağlı Dölek Köyü’nde güveç adı altında su testisi, küp, kırıs, gudu, kıyılı ve çanak çeşitlerinin üretimi gerçekleştirilmektedir. Ayrıca çeşitli yemeklerin pişirildiği gudu ya da diğer adıyla güveçler, doğal yöntemler kullanılarak çok başarılı ve sağlıklı yemekler pişirilmesine olanak tanımaktadır.
Gümüşhane’de topraktan yapılan gudularda pişirilen yiyeceklerin tüketilmesi özellikle Ramazan aylarında kültürel bir ritüel konumundadır. İftarlarda yöresel yiyecekler gudularda hazırlanarak misafirlere sunulur. Gudular köy kadınları tarafından üretilmekte ve bu el sanatı anadan kıza öğretilerek gelecek nesillere aktarılmaktadır. Ayrıca, geçmişte Dölek Köyü’nde guduculuğu kadınların yapması nedeniyle diğer köylere kız verilmediği söylenmektedir. Guduların kadınlar tarafından elle şekil verilerek üretilmesi kadınlar arasındaki (anne/kız, gelin/kaynana) gelenek aktarımına dayanmaktadır. Gümüşhane’de meyve ticaretinden sonra, önemli bir ekonomik etkinlik olarak, çanak çömlekçilik gelirdi. Tarihsel süreç içerisinde Dölek Köyü’nde otuz- kırk bin gudunun üretildiği anlatılmaktadır. Buna karşılık, 90’lı yıllarda 30-40 kadın tarafından sürdürülen guduculuk el sanatının, günümüzde yalnızca 10 kişi tarafından icra edildiği köylüler tarafından belirtilmektedir. Dolayısıyla Dölek Köyü’nde guduculuğu devam ettiren kadınların sayısının günden güne azaldığı söylenebilir.
Sürdürülebilir Turizm ve Çömlekçilik (Guduculuk) El Sanatı
Günümüzde birçok el sanatının yok olmaya yüz tuttuğu görülmektedir. Yok olmaya başlayan el sanatları arasında Gümüşhane ili merkeze bağlı Dölek Köyü’nde üretimi gerçekleştirilmekte olan guduculuk (çömlekçilik) da bulunmaktadır. Gümüşhane ili Dölek Köyü’nde sınırlı da olsa gudu üretimi halen devam ediyor olmasına rağmen; guduculuğun üretim ve pazarlama koşullarının zorluğu, gençlerin guduculuk el sanatına ilgisizliği gibi nedenlerle bu el sanatının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu görülmektedir. Bu noktada turizmin, sürdürülebilir ilkeler çerçevesinde gudu ve diğer el sanatlarının sosyal, kültürel ve ekonomik değerinin uzun vadede çok daha geniş bir kesime yaygınlaştırılmasına katkıda bulunabilecek bir potansiyeli barındırdığı söylenebilir. Turizm etkinlikleri ile el sanatlarına gereken önem verilerek ülkenin mevcut kaynakları verimli hale getirilebilmekte ve kaybolmaya yüz tutan el sanatları canlandırılabilmektedir. Turizm ve el sanatları, bir yörenin ekonomik ve kültürel olarak kalkınabilmesi noktasında iş birliği halindedir. El sanatına ait ürünler turistlerin alışverişinde ayrı bir öneme sahiptir. Ayrıca Türkiye’de turistik değer taşıyan el sanatlarının geleneksel yönü oldukça güçlüdür. Söz konusu ürünler arasında çömlekçilik el sanatı da turistik bir değer taşımaktadır.
Guduculuk El Sanatının Eskiye Göre Durumu ve Gelecek Nesillere Aktarılmasında Yaşanan Güçlükler
Dölek Köyü’nde guduculuk el sanatı eskiden önemli bir geçim kaynağıydı. Gudu ustaları Dölek Köyü’nde ürettikleri ürünleri bölge illerine götürüp, satmaktaydılar. Geçmiş yıllarda köyün büyük bir kısmının guduculukla geçimini sağladığı söylenebilir. Dölek Köyü guduculuk el sanatı sayesinde çevresindeki köylere kıyasla ekonomik olarak daha iyi durumdaydı. Konuyu bir el sanatı ustası ise şu şekilde ifade etmektedir: “Biz eski zamanlarda 7-8 vilayete gudu götürüp, satardık. Üretim, günümüzde o kadar azaldı ki; üretilen ürünler Gümüşhane’nin ihtiyacını bile karşılayamıyor. Önceleri Dölek Köyü’nde yaklaşık 160 hane bu işle uğraşırken, şimdi sadece 10 hane bu işi yapıyor. O zamanlar köylü, neredeyse bütün gelirini bu meslekten elde ediyordu. Guduculuğun Dölek Köyü’nün ekonomik yaşamındaki önemini vurgulayan diğer bir el sanatı ustası ise konuyu şöyle açıklamaktadır: “Köyümüzün geçmiş yıllarda guduculuktan başka geçim kaynağı yoktu. Temel geçim kaynağımız bu işti. Bu işten elde ettiğimiz gelirle civar köylerin geçimlerine de katkıda bulunuyorduk. Ağrı, Iğdır, Kars, Erzurum, Van, Hakkari ve Erzincan’a kadar atlarla götürdüğümüz kendi imalatımız olan guduları bu illerde satardık. 1966 yılına kadar köyümüzün yolu yoktu. Atlarla taşıdığımız ürünlerimizi Pirahmet civarında depoluyor, oradan arabalara yükleyerek satış yapacağımız illere götürüyorduk. Kazandığımız paralarla gittiğimiz yerlerden ihtiyacımız olan kumanyamızı temin ederdik. İhtiyacımızdan fazlasını diğer köylere satardık. Bu meslek hiçbir zaman aç bırakmadı. Kendi ihtiyacımızı karşıladıktan sonra hem Trabzon yaylalarındaki vatandaşlara hem de civar köylerde yaşayanlara yardımda bulunurduk. İhtiyaç sahiplerinden ekonomik durumu olana parayla satardık, ekonomik durumu olmayana ise para almadan verirdik. En yoğun kıtlık dönemlerinde bile bu meslek sayesinde ekonomik problem yaşamadık.
El sanatının devam ettirilmesinde yaşanan güçlükler ile ilgili belirtilmesi gereken diğer hususlar ise; gudu yapımında kullanılan toprağın dağlardan getirilmesinin güçlüğü (topraklar köyün erkekleri tarafından gerek at, katır gibi hayvanlarla; gerekse kendi sırtlarına yükledikleri sepetlerle getirilmektedir), satış ve pazarlama yetersizliği, guduların sergileneceği uygun mekanların olmaması, yerel halkın birlikte karar alamaması şeklinde ifade edilebilir. Bu doğrultuda ise, guduculuk el sanatına olan ilgisizlik ve meslekte yaşanan güçlükler bir katılımcı tarafından şu şekilde anlatılmaktadır:
“Gelinlerimden kızlarımdan bu işi yapan kimse yok. Hiçbiri bu işi öğrenmek istemedi. Genellikle küçük yaşlarda öğrenilmesi gereken zor bir iş bu. Bu sadece bir kişinin tek başına yapabileceği bir iş değil. Üç veya dört kişinin birlikte yapabileceği bir iş. Köyümüzde hala geçimlerini bu işten temin eden bazı aileler var, ancak eskisi kadar çok değil.”
Guduculuk El Sanatının Üretim Süreci, Kullanım Alanları ve Özgün Nitelikleri
Dölek Köyü’nde üretilen gudular farklı yerlerden toplanan çeşitli toprakların köye getirilmesi ile başlayan bir süreçtir. Bu süreci toprağın ayıklanması, şekil verilmesi, kurutulması ve fırınlarda pişirilmesi aşamaları takip etmektedir. El sanatı ustaları guduların üretim süreçlerini şu şekilde açıklamaktadır:
“Dağdan gelen çamurlar su ile ıslatılarak, yumuşaması sağlanır. Daha sonra naylon çuvallar üzerinde çiğnenerek hamur haline getirilen çamurlar, taşlardan ayıklanır. Ayıklanan çamurlar el yapımı gurufanın (el yapımı düz tahta) üzerinde şekillendirilir. Göz kararı, el ayarı değişik boyutlarda yapılan gudular kurutulmaya bırakılır. Kurutma işleminden sonra guduların kulpları yapılır ve daha sonra “gogoçlama” (yassı bir taşla zımparalama) işlemine geçilir. Bu aşamadan sonra granzı denilen bir araçla gudunun ağız kısmına şekil verilir. Bütün bu işlemlerden sonra odun ve tezeklerle sarılan gudular tandırda pişirilip soğutulduktan sonra satış için hazır hale getirilir.”
Dölek Köyü’nde imal edilen guduların özgün nitelikleri ile ilgili bazı önemli noktalara değinmek yararlı olacaktır. Guduların toprağın kokusunu yemeğe geçirmemesi, sağlam ve dayanıklı olması, üretim sürecinde geleneksel yöntemlerin devam ettirilmesi ve makineleşmeye gidilmemesine bağlı olarak guduların doğallığını koruması Dölek Köyü’nde üretilen guduların en önemli özellikleri olarak vurgulanabilir.
Turizm Bağlamında Öneriler
Guduculuk el sanatının üretimi ve kullanımının özendirilmesine yönelik çabalar oldukça önemlidir. Guduculuğun üretiminin özendirilmesi ile birlikte, kullanımının da özendirilmesine yönelik tüketicilerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Turistlerin doğal üretim koşullarından geçmiş olan gudularda saklanmış ve pişirilmiş yiyecekleri test etmeleri sağlanmalıdır. Bu noktada illerin yöresel ürünlerinin tanıtıldığı tanıtım fuarlarının etkin bir rol üstleneceği açıktır. Ayrıca Dölek Köyü’nde üretimin yaygınlaştırılmasına yönelik Türkfiliz’in de vurguladığı gibi kooperatifleşmeye gidilmesi bir seçenek olarak görülebilir. Dölek Köyü için önemli bir ekonomik kaynak olarak değerlendirilebilecek guduculuğun pazarlama sorunlarının bulunduğu söylenebilir. Kooperatifleşme ile pazarlama sorunlarının çözüleceği düşünülmektedir. Diğer bir husus el sanatı ustalarının guduları satabilecekleri otantik tesislerin kurulmasıdır. Dölek Köyü’nde bulunan okul binasının bu amaçla kullanılması önerilmektedir.
Hediyelik eşya üretimi ve satışı desteklenmelidir. Gudular, bakır işlemeleri, ahşaptan yapılmış ürünler, zilli kilim ve ala kilim gibi ürünlerin satışları da Karaca Mağarası veya ilde turistlerin ziyaret ettiği destinasyonlarda gerçekleştirilebilir. Son olarak guduculuk el sanatının ekonomik çekiciliğini artırmaya yönelik çabalarla birlikte, gençlerin kendi kültürel birikimlerine sahip çıkabilmeleri anlamında bilinçlendirilmeleri de gerekmektedir. Bu noktada; geçmişiyle duygusal bağlarını tamamen kopararak yalnızca ekonomik bir araç olarak guduculuğu ve diğer el sanatlarını devam ettiren bir nesilden ziyade, turizm vasıtasıyla değerlerine sahip çıkan ve sahip olduğu bu değerleri koruyup geliştirerek farklı kültürlerle ve gelecek nesillerle buluşturmayı ilke edinen bilinçli bir nesil oluşturmak oldukça önemlidir.
Derleyen: İbrahim Özdemir
Kaynak: Ödemiş, M. ve Çalık, İ. (2019). Çömlekçilik (Guduculuk) El Sanatının Sürdürülebilir Turizm Kapsamında İncelenmesi: Gümüşhane Dölek Köyü Örneği, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, (3), (4), ss: 1274-1288.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim