GÜMÜŞHANE TABİAT PARKLARI
Bir Zümrüdün Parlayan Yansıması: Limni
Gümüşhane’nin önemli turizm alanlarından biri olan Limni Gölü, 2011 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tabiat parkı olarak ilan edilmiştir. 2025 m yükseklikteki bu doğa harikası, 720 dekarlık bir zümrüt vadisinin tam orta yerinde, şehrin gürültüsünden kaçıp kendini dinlemek isteyen misafirlerine kapılarını açmaktadır. Sarıçam ve ladin ağaçlarının süslediği patikalarda dilediğinizce yürüyüş yapabilir ve doğanın cömertçe sunduğu temiz havadan istifade edebilirsiniz. A tipi mesire yeri olarak tescillenen Limni Gölü’nde orman köşkleri veya arzu edenler için çadırlı kamp alanları bulunmaktadır.
Biyoçeşitlilik açısından Doğu Karadeniz’in en zengin alanlarından biri olan Limni, bölgeye özgü 200’ün üzerinde bitki türü ve yemyeşil doğasıyla şirin atmosferi, kır lokantası, çok sayıda piknik masası, kamelyaları, çatılı seyir terasları ve çocuk oyun parklarıyla konuklarını beklemektedir.
Saklı Cennetin Gür Sesi: Tomara
70 dekarlık bir alana saltanatını kurup Gümüşhane’ye 1380 metre yükseklikten bakan Tomara Şelâlesi, 2011 yılında tabiat parkı olarak kabul edilmiştir. Kaynağını yer altı sularından alan şelâle, 15 metre yükseklikten gür ve görkemli bir şekilde çağlayıp, yolculuğuna dar ve derin bir vadide kıvrılarak devam etmektedir. Dağın eteğindeki çok sayıda farklı kaynaktan fışkıran bu doğa harikası, yöre halkı tarafından “Kırk Gözeler” olarak da adlandırılmakta, manzarası kadar efsaneleriyle de dikkat çekmektedir. Rivayete göre; “Seydibaba Köyü çobanı, öğle saatlerinde sürüsünü ıssız bir yerde yatırıp abdestini alır, namazını kılarmış. Sürüyü susuz bırakıyor diye çobanı dava eden köylüler, bir gün çobanı takip etmişler. Tam öğle zamanı çoban yine sürüyü aynı ıssız yere indirmiş. Elindeki değneğini toprağa vurmuş. Çıkan suyla kendisi abdest alıp namazını kılmış, sürü de suyunu içmiş. Çoban namazını kıldıktan sonra köylünün kendisini seyrettiğini fark etmiş. Buna çok kızmış ve kavalını bir tarafa, bıçağının kılıfını diğer tarafa savurmuş. Biri Tomara Şelâlesi’ne, diğeri ise Çamoluk ilçesinin Mindaval Köyü’ne düşmüş. Kaval ile bıçak kınının düştüğü yerden sular fışkırmış.”
Sosyal ve kültürel aktivite tutkunları için halk oyunları, bayrak tepe yürüyüşü, kros ve bisiklet yarışmaları, konser, müzik ve eğlence programlarını bünyesinde barındıran ve genellikle temmuz ayının ilk haftası gerçekleştirilen “Geleneksel Tomara Şelâlesi Kültür ve Turizm Festivali’ne günün birinde yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederiz.
Ulu Dağlar Kartalı: Artabel
1998 yılında tabiat parkı olarak ilan edilen bu kartal yuvası, 3331 metre yükseklikten şehri selamlamaktadır. Bölgenin yüksek noktası olan Abdal Musa Tepesi eteklerine kurulan göller, 58590 dekarlık bir alana serpilmiştir ve Gülaçar Köyü’nden Gülaçar Yaylası’na kadar düzenlenmiş olan stabilize yol, Artabel ziyaretçilerine kılavuzluk etmektedir. Parka ulaşmak için Gülaçar Yaylası’ndan Artabel Gölleri’ne doğru giden yürüyüş yolunda ilerlemeye başladığınızda, üç kilometreden itibaren çağlayan dereler ve zengin bitki örtüsü gözlerinizin önüne serilmeye başlar. Artabel Deresi etrafında başta Yıldız Gölleri, Beş Göller, Karanlık Göller olmak üzere 18 buzul gölü kümelenmiştir. Bu göller arasındaki yolculuk ise sadece 10 dakika sürmektedir. Bölgede konaklamak isteyenler için hazırlanmış olan orman köşkleri, Artabel’in tadını çıkarmak için muhteşem bir fırsat sunmaktadır.
Göller hakkında ilginç bilgi ve efsaneler de vardır. Yöre halkı tarafından, Karanlık Göl’e dalgıçların girdiği ancak tabanı göremeden döndükleri, bu sebepten ötürü gölün epey derin olduğunun düşünüldüğü söylenir. Diğer göllerin, karanlıkta az da olsa belli olduğu ama bu gölün karanlıkta hiç fark edilmediği ifade edilmekte, karanlıkta görünmediğinden bir tabur askerin buraya düşerek şehit oldukları ve yörenin eski adının da “Ahtabur” olduğu yine yöre halkından derlenen rivayetler arasında yer almaktadır.
Doğal Seyir Terası: Karşıyaka
2015 yılında tabiat parkı olarak ilan edilen Karşıyaka Tabiat Parkı, 840 dekarlık bir alana yayılmış olup, 300 dekarı kontrollü olarak hizmete sunulmuştur. 200 dekarlık bir kısmı ise peyzaj için hazır bulunan Karşıyaka’ya ulaşmak için mesire alanı güzergahından gidildiğinde 2 km’lik stabilize bir yol sizi beklemektedir.
İnsanların piknik alanı olarak tercih ettiği önemli yerlerden biri olan bu parkta, ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamaya hazır konak tipi bir tesis de bulunmakta, semaver ve ızgara keyfine muhteşem bir manzara eşlik etmektedir. Eski Gümüşhane’ye 10-15 km uzaklıktaki Karşıyaka’ya sadece piknik için değil, Eski Gümüşhane ziyareti dönüşünde dinlenmek ve nefes almak için de gelebilirsiniz.
Nazende Gelin Duvağı: Çağlayan Dibi
2014 yılında tabiat parkı ilan edilen Çağlayandibi Şelâlesi, ardına gür ve kudretli bir ordu alarak Kürtün’e konuşlanmıştır. Örümcek Ormanları’na 4 km uzaklıkta Güvende, Çıkrıkdüzü ve Kazıkbeli Yaylaları güzergâhında 170 dekarlık bir alana karargâhını kuran Çağlayandibi Şelâlesi, sularını 15 metreden aşağı umarsızca savurmaktadır. Güvende yoluna sadece 100 metre mesafede olan Çağlayandibi Şelâlesi, daha geniş kitleler tarafından keşfedilmeyi beklemektedir.
Avrupa ve Türkiye’nin en yüksek ladin ve göknar ağaçlarını barındıran Örümcek Ormanları’nda bulunan bu şelâle, Gümüşhane’nin görülmeye değer güzelliklerindendir.
Canlı Ağaç Müzesi: Örümcek Ormanları
Kürtün’e 17 km uzaklıkta, Avrupa ve Kafkaslar’ın en boylu ve çaplı ladin ve göknarlarını 2630 dekarlık alanında barındıran Örümcek Ormanları, 1998 yılında koruma alanı ilan edilmiştir. Ortalama 417 yaşına varan ağaçlar, 4 asra şahitlik etmenin verdiği gururla dimdik yükselir. Doğal kaynak değerleri yüksek ağaçların belirlenmesi, benzerleri ile karşılaştırılması ve bu tür ormanların kendilerini yenileyebilmesi, güçlerinin dış etmenler ile bozulmamasına bağlıdır. Bu nedenle, benzersiz ve olağanüstü doğal güzelliğe sahip olduğu bilimsel verilerle kanıtlanan bu alan, Tabiatı Koruma Alanı statüsü ile yasal koruma altına alınmış, kendi türünün sınırları içinde eşine ender rastlanır ladin ve göknar ağaçlarından dörder adedi Tabiat Anıtı olarak tescillenmiştir.
Örümcek Ormanları; cılga yolları, göğe tırmanan ağaçları, hırçın yamaçları, dereleri ve şelâleleriyle Gümüşhane’nin yeşil örtüsü gibidir.
Keçiler Seyrangâhı: Kulaca
Yukarı Kulaca Köyü sınırları içinde yer alan bölge, 2006’da Yaban Keçisi Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak tescil edilmiştir. Sahaya, Şiran’dan 18,5 kilometrelik bir rota takip edilerek ulaşılır.
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan çengel boynuzlu dağ keçisi, bölgede 6-10 adetlik bir iki sürü halinde yaşamlarını sürdürmektedir. Bölgede düzensiz akan gözeler iyileştirilerek hayvanlar için suyolları düzenlenmiş, Böylece yaşanabilir hayvan alanları oluşturulmuştur.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim