“FETÖ TEMİZLİĞİ SÜRÜYOR”

Gümüşhane İl Emniyet Müdürü Orhan Kar, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, İl Emniyet Müdürlüğü’nde 116 personel hakkında işlem yaptıklarını, Gümüşhane’de ise bugüne kadar toplam 128 kişinin tutuklandığını söyledi.

“Teşkilat içerisinde de, dışarıda da mücadelemiz sürüyor”

Kar, gazetemize yaptığı açıklamada, 17-25 Aralık tarihinden sonra ülkemizde yaşanan sıkıntıların ardından valiliklerde, il emniyet müdürlüklerinde ve bazı birimlerde değişiklikler yaşanmaya başladığını, il emniyet müdürlüğü olarak kendilerinin de gereken adımları attıklarını belirterek, “Biz aslında FETÖ ile mücadeleye, 2014 yılında Gümüşhane’ye göreve geldiğimiz tarihle birlikte başladık.  Hem teşkilatımız içerisinde hem de dışarda bu yapılanmaya karşı mücadelemizi aralıksız olarak o günden beri yürütüyoruz. Yani 15 Temmuz olayı olmadan önce de il yapılanmasına yönelik zaten bizim çalışmamız vardı. Öncesinde başlatmıştık. Halen de bu çalışmamız sürüyor. 2014-2015 yılında hazırlığını, 2016 yılının başında da ilk operasyonumuzu yaptık. O zamandan bu güne mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor. Delillendirdikçe de savcılığımıza sevk ediyoruz” diye konuştu.

“Emniyette 69 kişi ihraç edildi”

İl genelinde şu ana kadar, FETÖ’den toplam 272 kişi hakkında işlem yapıldığını, bu kişilerden 128 kişinin tutuklu, 112 kişinin de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını kaydeden Kar, “Tabi bu süreç devam ediyor, edecek. Teşkilatımıza yönelik baktığımızda toplamda 116 kişi hakkında işlem yapmışız. Bunlardan 69’u meslekten ihraç edilmiş, geri kalanların bir kısmı ile ilgili adli kontrol var, bir kısmı serbest bırakılmış, bir kısmı açıkta. Bu şekilde süreç devam ediyor” dedi.

“15 Temmuz FETÖ’nün ülkemiz için bir tehdit olduğunu gösterdi”

Türkiye’nin bu tür tehditlerden arınması gerektiğini vurgulayan Emniyet Müdürü Kar, “FETÖ’nün gerçekten ülkemiz için bir tehdit olduğunu 15 Temmuz olayı zaten gösterdi.  Belki o zamana kadar halen inanmayanlar vardı.  ‘Bunlar dini bütün insanlar, bunlardan zarar gelmez’ deniliyordu. İnsanların dış görünüşü öyle ama içlerinde neler besledikleri bilinmiyordu. Ancak 15 Temmuz olayı neler beslediklerini gösterdi. Halen tabi ki Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi bitmiş değil.  Devletin birçok kurumlarında hala varlar. Çünkü gerçekten çok gizli hücre tipi yapılanması var. Azami 5 kişilik bunların yapılanması. Bir hücre, öbür hücreyi tanımıyor. Kimse kimseyi tanımıyor. Bunun için bunların tespit edilmesi de kolay olmuyor. Ama edilmez diye bir şey yok. Çalışacağız, edeceğiz, ediyoruz.  Zaman içerisinde inşallah tamamen bitmiş olacak” ifadelerini kullandı.

“Devletimiz titizlikle çalışıyor”

Bundan sonra bu tür durumlar olmaması için devletin konu üzerinde titizlikle çalıştığını dile getiren Kar, “Ne tür önlemler alınmalı konusunda, Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hükümetimizle beraber bu konu üzerinde çalışılıyor. Devlet olarak hain terör örgütü FETÖ'yle mücadelede olduğu gibi diğer örgütlerle mücadele konusunda da kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yapılabilecek şeyler şu anda yapılıyor. Gereken adımlar atılıyor. Çalışmalar süratli bir şekilde devam ediyor.  Tabi yerelde bize gelen emirler doğrultusunda biz de gerekli çalışmaları yapıyoruz” ifadeleriyle, devletin FETÖ’yle mücadelede gereken tüm adımları attığını belirtti.

“Ailelerimizi bilinçlendirmeliyiz, eğitim seviyemizi artırmalıyız”

Terör örgütleri ile mücadele konusunda ailelerin bilinçlendirilmesinden ve eğitim seviyesinin öneminden bahseden Kar, şöyle devam etti:

“Toplumumuzda ailenin önemli bir yeri var. Aile bizim için çok önemli. Ailelerimizi bilinçlendirmeliyiz. Eğitim seviyemizi artırmalıyız. Bunun başkada bir çaresi yok. Bilinçlendirmeden, eğitim seviyesini artırmadan bu işlerin önüne geçemeyiz,  FETÖ ve diğer terör örgütlerinde eğitim durumu daha alt seviyelerde olan, ekonomik durumu iyi olmayan aile çocuklar kandırılıyor. Ekonomik durumu iyi olan bir terörist bulamazsanız. Benim şu ana kadar gördüğüm de böyle bir aileden gelen yok. Hep ekonomik durumu iyi olmayan, eğitim seviyesi düşük. Çocukları bir şekilde kandırıyorlar. Onlar da kandırıldıktan sonra artık çıkamıyorlar. Bazıları bunu bir hayat tarzı olarak benimsiyor.  Bizim toplumumuzun kendisi de gayret göstermesi lazım. Türk toplumu olarak geçmişte dünyada nerde olduğumuz belli zaten. Dünya ölçeğinde de, Türk dünyası olarak da baktığımızda nüfusumuz az değil. İnşallah gelecek günler daha iyi olur.  Refah seviyemiz daha da yükselir. Bunun inancını ve ümidini taşıyoruz.”

“Durup dururken kimse kimseye bir işlem yapamaz”

Kar, gerek meslekten ihraçlar gerekse görevden uzaklaştırmalar nedeniyle personel konusunda herhangi bir sıkıntı yaşadınız mı? sorusuna da şu cevabı verdi:

“Tabi gerek ihraçlar gerekse görevden uzaklaştırmalar nedeniyle belli sıkıntılar yaşanmıyor demek uygun olmaz, yaşanıyor. Ancak onun yerini doldurabiliyoruz. Onda bir sıkıntımız olmuyor. Öbür türlü de kendinizi güvende hissetmiyorsunuz. Yani kişinin ne yapacağı belli değil. Onların güvensiz olarak içinizde bulunması yerine, devletin kadrolarında olmamaları daha iyi.  Bu konuda geçmişe göre daha iyiyiz. Önemli olan insanların inançlı bir şekilde mesleklerine sahip olmaları, düzgün bir şekilde çalışmaları. Şu an asayiş olarak da baktığınızda onlar gitti diye ilin asayişi hiç değişmedi. Hatta daha iyi olduk. Bunu bazıları olumsuz propaganda yapıyor. ‘Şu kadar gitti’ diye.  Durup dururken kimse kimseye bir işlem yapamaz. Elinizde bir şeyler olması lazım. Elimizde zaten gerekli doneler var. İddianamesi de hazırlanıyor başsavcılığımız tarafından. Sonuç itibari ile o konu üzerinde çok titiz çalıştığımızı söyleyebiliriz. Zaten devletimizde,  şu anda eldeki verilerden yanlış şeyler olmuşsa tekrar geri görevine iade edilenler de var. Bizde de 2 kişi iade edildi. Süreç böyle devam edecek.”

“Vatandaşın desteği önemli”

FETÖ soruşturmalarında vatandaşın desteğinin önemine de değinen Kar, “Bunlarla mücadele edebilmemiz için vatandaşımızın desteği çok önemli. Bizim toplumuzda insanlar bildiklerini de paylaşmak istemiyorlar. İhbar edin dediğimizde ‘biz ispiyoncu muyuz’ olayını tam yıkamadık daha. Eksiye oranla iyiyiz ama. Burada aslında bir vatandaşlık görevi olarak istiyorsunuz bunu. Otonom bir kontrol sistemi olması lazım. Çünkü her yerde polisi dikemezsiniz ya da güvenlik gücünü her yerde bulunduramazsınız ama insanlar her yerde var. Bu denetim sistemi toplumun kendi arasında olduğu zaman daha düzgün bir işleyiş ortaya çıkar” dedi.