ESKİSİ KADAR OLMASA DA VEREM HALA ARAMIZDA
Halk arasında “İnce Hastalık”, tıpta “Tüberküloz” olarak da bilinen Verem hastalığı, en sık mycobacterium tuberculosis isimli verem mikrobunun solunum yolu ile alınmasıyla oluşan, günümüzde hala dünyanın bütün uluslarından insanlarda, zengin-yoksul, genç-yaşlı ayırt etmeksizin herkeste görülebilen bulaşıcı bir hastalıktır. Verem ilaçları devlet tarafından ücretsiz olarak temin edilir. Hasta ve yakınlarına gerekli destek dispanserler aracılığıyla sağlanır. Uygun tedavi ile tümüyle şifa elde edilebilir.
Yirminci yüzyılın başlarında bir numaralı ölüm sebebi veremken, verem savaşı alanında yürütülen yoğun çabalar sonucunda bu durum değişmiştir. Tüberküloz artık önemli bir ölüm nedeni değildir. Yine de Verem dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.
Bugün, dünya nüfusunun üçte biri (yaklaşık 2 milyar kişi) vücudunda verem mikrobunu taşımaktadır. Bu kişiler bulaştırıcı veya hasta olmamalarına rağmen bağışıklık sistemlerinin zayıfladığı durumlarda hasta olma riski taşırlar. Dünyada her yıl yaklaşık 10 milyon yeni verem hastası ortaya çıkmakta,1,5 milyon insan veremden ölmektedir. Ülkemizdeyse 10-12 milyon kişinin taşıyıcı olduğu düşünülmektedir. 2015 yılında 12.772 hasta verem tedavisi almıştır.
Verem vakası sayısı hala ciddiyetini koruduğu için toplumun verem hastalığı ve hastalıkla mücadele konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayarak devam eden hafta içerisinde Verem Eğitim ve Propaganda Haftası düzenlenmektedir. Bu yıl da Gümüşhane Halk Sağlığı Müdürlüğü 01-07- Ocak 70.Verem Eğitim ve Propaganda Haftası çerçevesinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.
VEREM MİKROBUNUN ÖZELLİKLERİ
Mikrobun özellikleri atalarımızın söylediği “Güneş girmeyen ebe doktor girer.” sözünün ne kadar doğru olduğunu bize gösterir. Çünkü verem mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabilir. Güneşten gelen ışınlar verem mikrobunu kısa sürede öldürür. Mikrop en sık akciğerleri olmak üzere tüm organları tutabilir (Lenf bezleri, kemik, böbrek, beyin vb.).
VEREM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Hepimizin eski Yeşilçam filmlerinde gördüğü başrol oyuncusunun beyaz mendiline kanlı balgam çıkarması hastalığın ancak ileri aşamalarında karşılaşılan bir durumdur. Verem hastalığının erken ve sık belirtileri;
- 2-3 haftadan uzun süren öksürük
- Ateş
- Gece terlemesi
- İştahsızlık, kilo kaybı
- Yorgunluk, halsizlik
- Balgam çıkarma
- Kan tükürme
- Nefes darlığı
- Göğüs ve sırt ağrısı şeklindedir.
VEREM NASIL BULAŞIR?
Uygun ve düzenli tedavi alan bir verem hastası birkaç hafta sonra artık bulaştırıcı değildir.
Tedavi almayan veya henüz tanısı konmamış hastaların öksürme ve hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları verem mikroplarının sağlam kişiler tarafından solunması ile hastalık bulaşır. Verem mikrobu güneş görmeyen ve iyi havalanmayan yerlerde saatlerce havada asılı kalabilir. Bu sebeple bululan her ortamda yaz-kış demeden havalandırmaya özen gösterilmelidir.
Tedavi olmayan bir verem hastası her yıl yaklaşık 10-15 kişiyi enfekte eder. Enfekte olanların büyük bir çoğunluğunda hastalık gelişmez, bu kişilerin bağışıklık sistemi mikrobu hapseder. Enfekte olanların %5'i 1-2 yıl içinde aktif verem hastası olurken, enfekte olanların %5'inde ise verem mikrobu vücutta sessiz olarak bekler ve vücut direncinin düştüğü durumlarda (kanser, şeker hastalığı, HIV/AIDS, steroid kullanımı, aşırı kilo kaybı) çoğalarak verem hastalığına yol açar.
Verem ayrıca hayvanlar yoluyla da bulaşabilmektedir. Evinde beslediği inek vs gibi hayvanında verem olan bir kişiye solunum yoluyla veya kesim esnasında bulaşabilmektedir. Bu nedenle hayvanında verem şüphesi olanlar kesinlikle en erken sürede bir veterinere durumu haber vermelidirler.
HANGİ DURUMLARDA VEREM HASTALIĞINA YAKALANMA RİSKİ ARTAR?
•Tedavi görmeyen verem hastası ile birlikte aynı evde yaşamak
• Kalabalık, havalanması iyi olmayan ev koşulları
• Yoksulluk, kötü beslenme
• HIV/AIDS hastalığı
• Şeker hastalığı
• Vücut direncini azaltan diğer hastalıklar
•Sigara içenler, ilaç bağımlılığı olanlar ya da alkol kullananlar
• Beş yaşın altıda çocuklarda
•Yaşlılar
•Bağışıklığı baskılayan tedavi alan kişiler
•Silikoz, diabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği, lösemi, lenfoma ya da baş-boyun kanseri, akciğer kanseri olanlar.
VEREMDE TANI VE TEDAVİ
Hastalığın seyrini belirleyen en önemli etken tüm hastalıklarda olduğu gibi erken tanıdır. Hasta ne kadar erken tanı alır ve tedavisine başlarsa tedavi başarısı o kadar artar. Yakınmalar genellikle hafif başlar ve yavaş ilerler. Bu nedenle, birçok hasta doktora başvurmakta gecikir. Bazıları da yakınmalarını sigara ya da başka bir nedene bağlar. Doktora başvuru gecikince, hastalık akciğerleri ya da tutulan diğer organları tahrip eder. Yanlış teşhis ve yanlış tedaviler de hastalığın ilerlemesine neden olur; aynı zamanda çevresine mikrop saçmayı sürdürmesine yol açar. Bu sebeple özellikle 2-3 haftadan uzun süren öksürük ve diğer şikayetleri bulunan herkes Verem Savaşı Dispanseri veya diğer bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Tanıda, fizik muayenenin yanında balgamın mikroskopla incelenmesi, balgam kültürü ve akciğer grafisi kullanılır. Tanı alan hastanın yakınları verem açısından taranır.
Verem tanısı alan hastanın bilgileri kesinlikle gizli tutulur. Üçüncü kişilerle bu bilgiler hastanın rızası olmadan paylaşılmaz.
Tüberkülozun tedavisinde çok güçlü ilaçlar vardır. Bu ilaçları, ülkemizde Verem Savaşı Dispanserleri ücretsiz verir. Verem mikrobu, diğer mikroplara göre çok daha yavaş çoğaldığından, ilaçları uzun süre kullanmak gerekir. Tedavi süresi en az altı aydır. Bazı özel durumlarda ilaçları kullanma süresi uzatılabilir. Tedavide en önemli basamak ilaçları bir gün bile aksatmadan düzenli olarak kullanmaktır. İlaçların düzenli kullanılmadığı durumlarda hastalığın seyri kötüleşir yada mikrop ilaçlara direnç kazanabilir. Bu durum hem hastanın tedavi olma şansını çok düşürür hem de bulaştırıcılığını çok artırarak çevresindeki insanları büyük risk altına sokar. Bu durumun önüne geçmek için “Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT)" uygulanmaktadır. DGT’de amaç hastanın bir gözetmen eşliğinde her gün ilaçlarını düzenli aldığından emin olmaktır. Gözetmen dispanser çalışanı olabildiği gibi, dispanserin görevlendirdiği başka bir sağlık çalışanı hatta hastanın kendi yakını da olabilir.
VEREM HASTALARININ YAKINLARI NE YAPMALIDIR?
Hastanın yakınları, özellikle de aynı evde ya da yurtta birlikte yaşayanlar mutlaka verem birimlerine (verem savaşı dispanserleri) başvurarak muayene olmalıdır. Hasta yakınlarının taramaları dispanserlerde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenler tedavi edilir. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu tedavi verilir.
VEREM HASTALIĞINDAN NASIL KORUNABİLİRİZ?
Bir toplumun veremden korunmasının en etkili yolu verem hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir. Bu aşı sağlık kuruluşlarında ücretsiz olarak yaptırılabilir. Ülkemizde doğumdan sonra 2 ayını dolduran bebeklere bu aşı yapılmaktadır.
Ayrıca hasta ile aynı evdekiler, özellikle çocuklar için koruyucu tedavi verilir. Koruyucu tedavide tek ilaç (İzoniyazid) kullanılır. Koruyucu tedavi süresi genellikle 6 aydır.
VEREM HASTALARI ÇEVLERERİNDEKİ İNSANLARI NASIL KORUYABİLİR
Damlacık ve solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklarda olduğu gibi veremde de hastalar, hapşırırken, öksürürken mutlaka ağızlarını mendille veya kollarıyla kapatmalıdır. Öksürük ve aksırık sonrasında eller yıkanmalıdır.
Bulaştırıcı dönemdeki verem hastaları kapalı ortamlarda, başka insanlarla birlikteyken maske kullanmalıdır.
Ortam sık sık havalandırılmalıdır.
İlaçlarını düzenli ve eksiksiz olarak kullanmalıdır.
Kurumuz düzenli olarak halkı bilinçlendirmek için eğitim faaliyetleri düzenler. Risk grubu taşıyan ve toplu yaşanan yerlerdeki kişileri taramakta ve tespit edilen vakalar tedavi edilir. Verem olduğu tespit edilen hastanın tedavisini en düzgün şekilde alması sağlanır, ilaçlar ücretsiz olarak hastaya verilir. Hastanın bilgileri kesinlikle gizli tutulur. Gerektiğinde çeşitli makamlarla iletişimi geçerek maddi, psikolojik, sosyal yardım alması sağlanır. Verem tanısı alan hastanın yakınları taranır ve gerektiğinde koruma tedavisi başlanır.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim