CAN CANIN SADAKASIDIR
Aksu, gazetemize yaptığı açıklamada, organ bağışı ile Cuma günü merkezi sistemle camilerde organ bağışının önemini ve dinimizce organ bağışının herhangi bir sakıncası olmadığını hutbesinde anlattığını belirtti.
Bugün, insanların ihtiyaç duyduğu hususlardan birinin organ nakli olduğunu ifade eden Aksu, “Atalarımız ‘bugün sana yarın bana’ diyerek yardımlaşmanın önemine vurgu yapmaktadır. Bütün insanlığa karşı sorumluluğumuz vardır. Kur’an-ı Kerim’de ‘iyilik ve takvada yardımlaşın’ buyruluyor. Peygamberimiz ’Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerini acımada ve birbirlerini korumada bir vücut gibidirler, kim, Mümin kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir, kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarından birinden kurtarır’ buyurmuşlardır” dedi.
Kaybetmeden Önce Kıymet Bilinmeli
Her türlü nimette olduğu gibi sağlığın da kıymetinin kaybedilince bilindiğini ifade eden Aksu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İnsan organ alıcısı durumuna düştüğünde daha iyi anlıyor. Hastanelerde yaklaşık yirmi beş bin civarında vatandaşımız organ nakli bekliyor. Diyanet İşleri Başkanımız, insanlarımızın organ bağışının dini yönü hakkında bilinçlendirilmesi gerektiğini ve organ bağışının candan cana yapılmış en büyük sadaka olduğunu ifade etti. . “Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde, organ ve doku nakli konusunda sarih bir hüküm bulunmamaktadır. İlk İslam alimleri de kendi devirlerinde böyle bir mesele söz konusu olmadığı için, bu bağışın hükmüne temas etmemişlerdir. Ancak dinimizde, kitap ve sünnetin delaletlerinden çıkarılmış genel hükümler ve kaidelerde vardır. Kitap ve sünnette açık hükmü bulunmayan ve her devirde karşılaşılan yeni meselelerin hükümleri, fakihler tarafından bu genel kaideler ile hükmü bilinen benzer meselelere kıyas edilerek çıkarılmıştır. Organ ve doku nakli konusundaki hükmün tayininde de aynı yola başvurulması uygun olacaktır.”
İnsan Aziz Bir Varlıktır
İnsanın aziz bir varlık olduğunu, yaratıklar içinde Allah’ın insanı mümtaz kıldığını dile getiren Aksu, “ Bu itibarla, normal durumlarda ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması, insanın saygınlık ve kerametine aykırı olduğu için, caiz görülmemiştir. Ancak zaruret durumunda, zaruretin mahiyet ve miktarına göre bu hüküm değişmektedir. İslam alimleri, karnında canlı halde bulunan çocuğun kurtarılması için ölü annenin karnının yarılmasına, başka yoldan tedavileri mümkün olmayan kimselerin kırılmış kemiklerinin yerine başka kemiklerin nakline, bilinmeyen hastalıkların teşhis tedavilerinin sağlanabilmesi için, yakınlarının rızası alınmak suretiyle, ölüler üzerinde otopsi yapılmasının caiz olacağına fetva vermişler. Canlı bir kimseyi kurtarmak için, ölünün bir parçasını itlaf etmeyi caiz görmüşlerdir” dedi.
“Her kim bir hayatı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur”
Aksu, açıklamasında daha sonra şu ifadeleri kullandı:
“Aynı şekilde açlık ve susuzluk gibi, hastalığı da haramı mubah kılan bir zaruret saymışlar, başka yoldan tedavileri mümkün olmayan hastaların haram ilaç ve maddelerle tedavilerini caiz görmüşlerdir. Günümüzde kan, doku ve organ nakli, tedavi yolları arasına girmiş bulunmaktadır. O halde, bazı şartlara uyulmak kaydıyla, hayatı veya hayatî bir uzvu kurtarmak için başka çare olmadığında, bazı şartlara uyularak kan, doku ve organ nakli yolu ile de tedavinin caiz olması gerekir. “Her kim bir hayatı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.” ayeti de buna ışık tutmaktadır” dedi.
Bu bağlamda, aşağıdaki hususlara dikkat edilmek kaydıyla, organ nakli caiz olacağını da ekleyen Aksu, “Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen uzman doktorlar tarafından tespit edilmesi.Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine zann-ı galibinin bulunması.Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması; eğer organ canlı bir insandan alınacaksa, bu organın, alınan kişide (donör) temel bir hayatî fonksiyonu devre dışı bırakmaması.Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması.Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması. Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir” diye ekledi. İslam konferansına bağlı, uluslararası bir fetva kuruluşu olan Mecmeu’l-Fıkhi’l-İslâmî de bu istikamette karar aldığını belirten Aksu, “Organ bağışı konusunda duyarlılık ve sorumluluğumuzu daha yüksek bir noktaya taşımalıyız. ‘Bir bağış bir hayat’ ‘Bağışlanan organ filizlenen candır’ sözlerini unut mamalıyız” dedi.
Alime Çelik-Mert Zımba
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim