Bu Yazıyı Okuyan Kazanacak

Girdiğim bir markette iki kişi konuşuyorlar ve onlara istemeden kulak misafiri oluyorum. Biri diğerine düzenli olarak Kızılay'a kan bağışında bulunduğundan bahsediyor ve bunun faydalarını anlatıyor. Diğeri de artık kan bağışında bulunmaya karar veriyor. Lafa giriyorum artık bir de gönüllü organ bağışı birimimiz var, kan bağışı ve organ bağışı candan cana sadakadır, diyorum. İçimden ne iyi niyetli ve gönlü zengin insanımız var diye geçiyor. Hiç Gümüşhane insanının iyi özellikleri saymakla biter mi?

Mesela Gümüşhane insanı vefalıdır. Gördük geçtiğimiz günlerde şehidimize nasıl sahip çıktığımızı. Gösterdik herkese. Yediden yetmişe elimizde bayrağımızla meydanlara koştuk. Biz buradayız. Bu vatanı böldürmeyeceğiz dedik.

Gümüşhane insanı ilgili, alakalı, misafirperver ve saygılıdır. Gelmeyedursun bir yabancı bürokrat ya da ünlü bir kişi hemen hoş geldine gider, pervane oluruz etrafında. Öyle ki bir zaman sonra bu kişiler şehri terk etmek istemez. Bu şehirde doğdum ve büyüdüm o yüzden iyi hatırlarım ne zaman bir etkinlik olsa gelen sanatçıyı sevsek de sevmesek de izlemeye giderdik. 

Sadece bu kadar mı tabii ki değil. Mesela ne zaman uzakta ikamet eden bir akrabanın şehre misafirliğe geldiğini hatırlasam hep en güzel yerlerde en güzel şekilde ağırlanmaya çalışıldığını görerek büyüdüm. Gümüşhane' ye gelip misafirperverliğini görmeyen yoktur. Bu yazıyı okuyan kazanıyor diyorum çünkü Gümüşhane insanının ne kadar anlayışlı ve ne kadar iyi huylu olduğunu görüyor. Peki, bu yazıyı okuyan başka ne kazanıyor?

Geçtiğimiz yıl özellikle Ramazan ayından sonra çeşitli gazeteler ve yayın organlarındaki köşe yazarları olarak farklı zamanlarda aynı konuyu işledik. Okunma oranları yazılarımızın fazlaca dikkat çektiğini de ifade ediyor. Ortak sıkıntımızı en çok Avukat Didem Dilan Ay "Kaldırımlar Kimin?" başlıklı yazısı ile dile getirmişti.

Bu kadar zaman sonra aynı konuya dönüyorum. Bunun sebebi ise Torul Kaymakamlığı’nın sosyal medyada paylaştığı bir video. Biz anlattık ancak görülüyor ki dilimiz dönmemiş, derdimizi yeterince anlatamamışız. Bu videoyu izleyince bizim anlattığımızdan daha etkili bir şekilde derdimizi anlayacaksınız. Başta Berkay kardeşimiz ve ailesi olmak üzere videoyu kayda alan ve bize ulaştıran herkese teşekkür ediyorum. Videoda Berkay kardeşimizin gözünden Torul'u izliyoruz. Neden Berkay kardeşimizin gözünden? Çünkü o engelli bir kardeşimiz. Onun için farkında olmadan hayatı ne kadar zorlaştırdığımızı görüyoruz. Berkay kardeşimizin hem okul hayatında hem de sosyal hayatında bizden bazı istekleri var. Gelin ona ve çevremizi paylaştığımız engelli kardeşlerimize kulak verelim. İzlediğimiz videoda kaldırımlara satış ürünleri ve kahvehane masaları atarak kardeşimizin yaşam kalitesini ne kadar azalttığımızı görüyoruz. Bu durum sadece onun için değil ki herkes için sorun oluyor. Yoldan yürümek zorunda kalıyoruz. Biliyorum Gümüşhane insanı saygılıdır ve bu durumun farkında olsa yapmaz. 3 kuruş fazla kazanmak başkalarına saygısız davranma hakkını vermemeli. Hayal edin hepimiz engelli olabiliriz. Yarın bir kaza geçirip kolunuzdan, ayağınızdan veya herhangi bir organınızdan mahrum kalabilirsiniz. Ayrıca kaldırımlardaki masalar sokakta yürümeye çalışan kadınlarımız ve kızlarımız için de çok rahatsız edici. Havalar ısınacak yine o masalar kaldırımları hatta yolları işgal edecek. Lütfen bu konuda hassasiyet gösterip o masalara oturmayın. 

Bazen şehrin genel yapısı da bizi zora sokuyor. Çıkıp sokaklara Berkay gibi yürüyen birinin ne tür zorluklarla karşılaşacağını hayal etmeyi deneyin. Zorlanabilirsiniz, çünkü ben bugüne kadar çarşımızda tekerlekli sandalyeli birini pek görmedim. Göremeyiz çünkü kaldırımlarımızdaki rampalar kullanılamaz durumda. Örneğin geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Çarşısı’nda herkesin kural ihlali yapmayı alışkanlık haline getirdiği bir yerde öğrencime bir minibüsün çarptığını öğrendim. Adam çarptığının farkında bile olmamış ki sonrasında beklemeden gitmiş. Suçlamıyorum. Bir salı günü gelip Toplum Sağlığı Merkezi’nin önündeki keşmekeşi gözlerinizle görün. Sağda ve solda kaldırımlar satıcılar tarafından işgal edilmiş durumda. Üstüne bir de ters yöne girip kural ihlali yapan bir araç ile doğru yönde ilerleyen başka bir araç yan yana gelince insanlara yürüyecek yer kalmıyor. Burada bırakın engelli kişileri sağlıklı bir vatandaşı bile zora sokan bir keşmekeş var. Bu konularda da yapabileceğimiz şey yetkililere sesimizi duyurmaktır. İnanıyorum fark ederlerse gereğini yapacaklardır. 

Bu yazıyı okuyanlar Berkay kardeşimizin videosunu da izlerlerse biliyorum ki bir daha kaldırımları işgal etmeyecek ve etrafımızda engelli bireylerin de olduğunu bilerek yaşayacaklar. Bu yazıyı okuyanlar daha iyi bir insan olmanın huzuru ile yaşayacaklar, biliyorum. Bu yazıyı okuyanlar kazanacaklar...