BU BİR GÖNÜL MAGAZASI

Birliğin Gümüşhane Şubesi Başkanı Aynur Çubukçu, birlik olarak yardım çalışmalarına 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara depreminde başladıklarını belirterek, “Tüm ülkemizi üzen bu depremde şube olarak topladığımız yardımları deprem bölgesine gönderdik” dedi.

Yardım etmenin çok güzel bir duygu olduğunu belirten Çubukçu, Gümüşhane'de de yardıma muhtaç insanların olduğu düşüncesiyle hareket ettiklerini anlatarak, “Arkadaşlarımızla konuşarak bu yardımları ilimiz genelinde de yapmaya karar verdik. Dönemin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, bize 17 yıl önce Özel İdare İş Hanında bir yer verdi. Bu yerimizin adını da 'Sevgi Yumağı Mağazası' koyduk. Daha sonra gelen valilerimiz bize desteklerini sürdürüyor, bizler de bu çalışmamızı ara vermeden devam ettiriyoruz” diye konuştu.

Yeni Belediye Binası

Çubukçu, yeni belediye binasının yapımının tamamlanmasından sonra Belediye Başkanlığı tarafından kendilerine bir oda verildiğini belirterek, “Özel İdare İş Hanından bize verilen yeni yerimize taşındıktan sonra da yardımlarımızı sürdürdük” dedi.

“Cuma Günleri Açık”

Sevgi Yumağı Mağazasını Cuma Günleri açtıklarını kaydeden Çubukçu, “Ancak bugün dışında bazı zamanlarda öğrenci grupları geliyor. Geldikleri günlerde açarak yardımlarımızı yapıyoruz.  Ayakkabıdan mantoya, paltoya kadar her çeşit giysi veriyoruz. Giyecekleri biz parayla almıyoruz. Vatandaşlarımız kendi vücutlarına küçülen ya da giymedikleri giysileri bize getiriyorlar. Bizler de değerlendiriyoruz. Kullanılabilecek türden olanlar raflarımıza ve askılara yerleştiriyoruz” açıklamasında bulundu.

“Mağazada Yok Yok”

Aynur, Sevgi Yumağı Mağazası’nda her türlü giyecek bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Bebek giysisinden çocuk giysisine kadar her türlü giyecek malzemelerimiz var. Ayakkabı, çorap, palto, manto, kazak, gömlek gibi ihtiyaç duyulan her türlü giyecek var. Her şey var, yok yok. Bu güne kadar 50 bine yakın vatandaşımıza giyecek yardımı yapıldı. Yardım yapılan tüm vatandaşlarımızın adı hiçbir zaman teşhir edilmedi. Gelen ihtiyaçlı vatandaşlarımızın adını kaydederek, neye ihtiyaçları varsa beğendiği giyecekleri kendilerine veriyoruz. Hem onlar mutlu oluyor hem biz mutlu oluyoruz. Yaptığımız çalışma ile insanlarımızın yardımseverliğini ön planda tutuyoruz.” 

“Kimin Getirdiğini de Bilmiyoruz”

Çubukçu, yardım yapan vatandaşların bazen telefon açtıklarını bazen de yardım malzemelerini kapıya bıraktıklarını anlatarak, “Biz ofisimize geldiğimizde kapıya bırakılmış kolilerle zaman zaman karşılaşıyoruz. Bizler de arkadaşlarımla birlikte alarak değerlendiriyoruz” dedi.

“Talep Edilen Mevcut Değilse”

Vatandaşların bazen talep ettikleri giysilerin ellerinde olmaması halinde tanıdıklara telefon açarak istekte bulunduklarını belirterek, “Özellikle spor malzemesi isteyen öğrenciler oluyor. Bunlar elimizde zaman zaman olmuyor. Tanıdıklara telefon ediyor, temin ettikten sonra da talepte bulunan öğrencilerimize veriyoruz. Bu şekilde temin edemezsek, bizler kendi aramızda temin ediyoruz.  Zaman zaman yiyecek yardım talebiyle de karşılaşıyoruz. Böyle aileleri tespit edip kendilerine yiyecek yardımında da bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

“Muhtarlar da Talepte Bulunuyor”

Köy muhtarlarının da kendilerine başvurarak köylerindeki fakir vatandaşlar için giysi talebinde toplu talepte bulunduklarını da kaydeden Çubukçu, “Köy muhtarının talep ettiklerini bir koli haline getirerek kendilerine teslim ediyoruz. Onlarda ihtiyaçlı vatandaşlarımıza köylerinde teslim ediyor” diye konuştu.

“Sağ Elin Verdiğini Sol El Görmüyor”

Kendilerinin 17 yıldır bir sevgi yumağı oluşturduklarını sözlerine ekleyen Çubukçu, “Kimin hangi yardımı yaptığını, kimin hangi yardımı aldığını toplumla paylaşmıyoruz. Sadece adları bizde kayıtlıdır. Sağ elin verdiğini sol el görmüyor. Maddi durumu iyi olanlar bağışlıyor, maddi durumu iyi olmayanlar da alıyorlar. Bu yardımları sürdürebilmemiz vatandaşların bağışlarına bağlı. Evlerinde kullanmadıkları giysileri olan vatandaşlarımızın bağışlarını bekliyoruz. İhtiyaçlı olan vatandaşlarımız da çekinmeden mağazamıza gelebilirler” açıklamasında bulundu.

İbrahim Özdemir-Figen Tok