BENİMSENEN MODEL: BAŞKANLIK SİSTEMİ

Gündoğdu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği memleketi Gümüşhane’de, AK Parti İl Başkanlığı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yeni bir anayasa çalışmaların hızla sürdüğünü, benimsenen modelin başkanlık sistemi olduğunu belirten Gündoğdu, “Mevcut anayasanın başlangıç ruhu ideolojik bir yaklaşımdır. Biz, laikliğin kötüye kullanılmasına pasveren eğreti yaklaşımlar yerine, özgürlükçü ve insan haklarını teminat altına alacak bir başlangıç bölümü hazırlıyoruz” dedi.

Laiklik Sopa Olarak Kullanıldı

İnsanların doğuştan gelen hakları olduğunu vurgulayan Gündoğdu, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Yeni anayasada insanımızın dini, ırkı, cinsi ne olursa olsun onların, mal, can ve din emniyetini koruma altına alacak, bu hakların tartışılmasına müsaade etmeyecek bir başlangıç bölümü olacak. Milliyetçi Hareket Partisi ile uzlaşamadığımız vatandaşlık tanımında Türkiyelik boyutu da olabilir. Millet tanımından bizim bir rahatsızlığımız yok. Başlangıç kısmında değiştirilemez maddelerle bir sorunumuz yok. Sadece bu maddelerin içerisinde başlangıç bölümünde vurgu yapılan laikliğin tanımsızlığıdır. Bu zamana kadar dindarı dövmenin, dini aşağılanmanın sopası olarak kullanıldı, işte biz ona müsaade etmeyeceğiz.”

Darbe Kurumları Anayasadan Çıkarılacak

Gündoğdu, 1961 anayasasına konulan darbe kurumlarının anayasal kurum olmaktan çıkaracaklarını ifade ederek, “Türk Tarih Kurumu ile YÖK bile anayasal bir kurum. Bunların anayasal kurum olması gerekmiyor. Bir İngiliz anayasası yok ama bütün İngilizlerin hem fikir olduğu yazılıymış gibi kabul ettiği İngiliz anayasası var. Görünürlüğü vatandaşını onuruyla birlikte koruyan bir anayasa taslağımız var. Bu anayasayı nasıl bir cümleyle tanımlarız dersek, mevcut anayasanın darbe dönemlerinde eklenen geçici ve kalıcı maddeleriyle vatandaş ve millet devletin mülkü haline gelmişti. Biz, devletin mülkünü milletin mülkü haline getirerek, milleti yaşatarak devleti yaşatacağız” dedi.

Parlamenter Sistem Bitmiştir

Gündoğdu, 7 Haziran’da yaşanan sıkıntının başkanlık sisteminin gerekliliğini ortaya koyduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Anayasa değişikliliği ile getirdiğimiz sistem başkanlık sistemidir. Bu olmazsa geçici bir formül olarak anayasanın 101. Maddesinde ifade edilen ‘Cumhurbaşkanlığına seçilenlerin parti kimliği varsa partiyle ilişkisi kesilir’ ifadesini kesilmeze dönüştürmek. 104. Maddedeki yürütme kavramını da ekleyerek devletin başı ve yürütmeyi orada tanımlayacağız. Başkanlık sistemine geçinceye kadar var olan fiili durumun adını koyabiliriz. Zaten halk doğrudan cumhurbaşkanını seçtiği günden beri başkanlık sistemine geçilmiştir.  Parlamenter sistem esasen bitmiştir.”

Davanın Lideri Ayaktadır

AK Parti’nin 2001 yılında kurulduğunu ve ardından 2002 yılında yapılan seçimle birlikte iktidara geldiğini anımsatan Gündoğdu, “Bu partinin lideri bugünkü cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dı. Biz, bu liderle birlikte iktidara geldik. O sadece partinin değil davanın da lideridir.  O, 2007’de ‘Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül kardeşim’ dedi. Bülent Arınç ya da ya da herhangi bir arkadaşımızın adını deseydi itirazı olan var mıydı, hayır. Dünyada ayağına cumhurbaşkanlığı gelip de ‘Reis’ten başka tepen bir lider var mı, yok.  Reis, 2014’de milletimiz tarafından cumhurbaşkanı seçildikten sonra  ‘Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’ dedi, Binali Yıldırım deseydi yine itiraz eden olmayacaktı. Öyleyse davanın lideri ayaktadır. Partinin değil davanın lideri, parti araçtır. Bunu bir takım gibi düşünün, dava Allah’ın davasıdır, milletin davasıdır, ümmetin davasıdır ve bu davanın teknik direktörü Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.

Kongre Kararı Aldık

Cumhuriyet Halk Partisi’nin kongre yapmasına rağmen kaynadığını, yüzde 10’luk parti durumuna gelen Milliyetçi Hareket Partisi’ne kayyum atandığını ve parçalandığını, PKK’ya sırtını dayayan HDP’nin Allah Belasını verdiğini ifade eden Gündoğdu, daha sonra şunları söyledi:

“Bize ne oluyor da kongre kararı aldık? Takım kaptanı Ahmet Davutoğlu’ydu. Davutoğlu, davasını nefsinin üstünde tutarak feragat etti. Arkasından ‘Cumhurbaşkanımın onuru, onurumdur. Ailesi ailemdir. Cumhurbaşkanımla, partimle, teşkilatımla gönül coğrafyamızla, ülkemle, hukukumu nefesimin sonuna kadar koruyacağım’ dedi. Bunun ertesi gününde Cumhurbaşkanımız ‘Sayın Davutoğlu’nun kendi kararıdır’ dedi. Biz 22 Mayıs’ta bir şölen halinde sizlerin de katılımıyla yeni değerimizi, yeni takım kaptanımızı seçeceğiz. Teşkilatlarla istişare ediliyor, elbette tavsiyeler olacak. Siz de öneride bulunabilirsiniz ben de öneride bulunacağım. Ben yüzde 90 kanaatimi biraz önce arkadaşlarımla paylaştım. Değerli arkadaşlar bize düşen ter akıtmaktır. Allah Davutoğlu’ndan razı olsun. 21 ay bizi mahcup edecek hiçbir olumsuz çıkışı olmamıştır.”