AKADEMİSYENLERDEN TERÖRE TEPKİ, DEVLETE DESTEK !
Milli Akademisyenler harekete geçti
turkiyeicinakademisyenler.com, terorekarsiakademisyenler.org ve terorekarsiyiz.blogspot.com.tr internet siteleri üzerinden bildiri yayınlayan 'Milli' akademisyenler, PKK yanlısı bildiriye imza atanlara sert tepki gösterdi. 1100'ün üzerinde akademisyenin PKK propagandası metnine karşılık, devletin ve milletin yanında olduklarını duyuran akademisyenler yeni bir bildiriyi imzaya açtı.
“Devletimizin ve Milletimizin Yanındayız”
Devletin PKK'ya karşı yürüttüğü operasyonları 'katliam' olarak niteleyen bildiriyi imzalayan akademisyenlere karşı "Bu Ülkenin Akademisyenleri Olarak Devletimizin ve Milletimizin Yanındayız!" bağlığı ile karşı bir kampanya başlatılan bildiride, teröre karşı olunduğunun mesajı verildi. Akademisyenlerin Türkiye’nin terörle mücadelesine destek verdiği bildiride “Bazı kürsü işgalcilerinin “bildiri” adı altında yaptıkları terör propagandasına cevabımızdır” başlığıyla açıklama yapıldı. Gümüşhane Üniversitesi akademisyenlerinden de bu bildirilere destek geldi.
Gümüşhane Üniversitesi’nden de Teröre Lanet
Gümüşhane Üniversitesi Rektörü İhsan Günaydın, teröre destek vererek Türkiye Cumhuriyeti Devletini suçlayan akademisyenlerin bildirisi ile ilgili, “Gümüşhane Üniversitesi olarak vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden, huzur ve güvenini sarsan, ülke olarak geleceğimizi karartma amacında olan terörü lanetliyoruz” dedi.
“Karanlıkların sözcülüğünü yapanları şiddetle reddediyoruz”
Günaydın yaptığı yazılı açıklamada, “Yaklaşık 40 yıldır onbinlerce sivil vatandaşımızı katleden, asker ve polisimizi şehit eden, özellikle belirli bir bölgede yoğunlaşan ve bölge insanını temsil ettiği iddiasında bulunan, terör baronlarının maşası durumundaki örgüt ve yandaşlarının sonunun yakın olduğuna inanıyoruz. İnsan hakları, demokrasi ve özgürlük gibi evrensel değerlerin arkasına saklanıp, “bilim insanı” maskesi takıp gerçekte karanlıkların sözcülüğünü yapanları şiddetle reddediyoruz. Tarihinde birçok kez ihanete uğramış olan bu milletin hiç kimse gücünü kıramayacak ve geleceğini karartamayacaktır” ifadelerini kullandı.
Pkk'yı Övüp, Devleti Eleştirmişlerdi
1100 akademisyen 'Bu suça ortak olmayacağız' başlıklı bir bildiri yayınlayarak, PKK terör örgütünün propagandasını yaparak, devletin yaptığı operasyonları eleştirmişti.
Erdoğan Ve Yök Tepki Gösterdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK'ya karşı yapılan operasyonların durması için bildiri yayınlayan akademisyenler için "Bu devletin ekmeğini yiyip de bu ülkeye ihanet eden herkes en kısa sürede hak ettiği cezaya çarptırılmalıdır" dedi. Yükseköğretim Kurulu da (YÖK) bildiriye imza atan 1100'den fazla akademisyen hakkında hukuki yaptırımda bulunulacağını açıklamıştı.
“Teröre Karşı Akademisyenler” başlığıyla yayınlanan bildiri şöyle:
“Bazı kürsü işgalcilerinin “bildiri” adı altında yaptıkları terör propagandasına cevabımızdır: Türkiye'de 152 bin akademisyen bulunmaktadır. Bunların bir kısmı dün yayınladıkları bildiri ile başta insanlık onuruna daha sonra da Türkiye'de insanların ortak yaşama duygusuna kasteden bir açıklama yapmışlardır. Akademisyen unvanına sahip olmalarına rağmen bir tane dahi akademik cümlenin yer almadığı açıklamada: ''bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye'nin kendi hukukunun ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir. Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini,..." denilmiştir. Tarihi gerçeklikle bağdaşmayan ve asırlarca dünyaya şefkat, merhamet ve insaniyeti öğretmiş olan Türk Milletinin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni "katil” olmakla, “kıyım” yapmakla suçlayan bu açıklamanın sahipleri; terör örgütünün sıradan bir sempatizanı ve söz konusu metin de onların kaleminden çıkmış bir terör manifestosu niteliğindedir. Her kelimesi ihanet içeren ve sözde Uluslararası hukuka atıf yapılan açıklamada; operasyonların, uluslararası hukukun terörist kabul ettiği bir örgüte karşı gerçekleştirildiğine dair en ufak bir kayıt söz konusu değildir. Bilimselliğin temel unsuru olan neden-sonuç ilişkisini göz ardı eden, halkı iç çatışmaya sürükleyen, devletin hukuki mücadelesini yıpratmak isteyen, terör örgütüne "nefes" aldırmayı amaçlayan bu bildiriyi yayınlayan sözde akademisyenleri nefretle kınıyor, aşağıda adı ve imzası bulunan bizler de Devletin, terör örgütüne karşı gerçekleştirdiği operasyonların yanında yer aldığımızı, bütün unsurlarıyla Türk Milleti'nin birlik ve beraberlik içinde yaşaması için bilimin gücüyle mücadele edeceğimizi beyan ve taahhüt ederiz.
Turkiyeicinakademisyenler sitesinden açılan kampanyadaki bildiride ise şu ifadelere yer verildi:
“Herkesin bildiği üzere üniversiteler, toplumsal değişimin öncülüğünü yapan örgütlerin başında gelmekte; ekonomi, teknoloji ve sosyal alanlardaki çalışmalarıyla toplumu etkilemektedir. Bundan dolayıdır ki üniversitelerin ve akademisyenlerin özerk, bağımsız ve tarafsız olması önemlidir. Ancak söz konusu olan Türk Devleti'nin ve Türk Milleti'nin bekâsı ise bu ülkenin imkânları ile yetişen bir akademisyenin tarafsız olması elbette düşünülemez. Bu şartlarda bir akademisyenin taraf olabileceği tek yer Anayasa'mızda tarifi yapılan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Son zamanlarda buldukları her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti'ni karalamak ve aşağılamak için hiç çekinmeden iftiralar atan, yalan söyleyen ve kendilerini akademisyen olarak nitelendiren bir güruh, devletimizi işkence ve katliam yapmakla suçlamaktadır. Buna karşın aynı güruh, hak ve özgürlük bahanesiyle terör örgütü tarafından katledilen masum bebeklerden, öksüz ve yetim kalmış çocuklardan, şehit edilen ya da yaralanan polis ve askerlerden; yakılan, yok edilen millî, dinî ve tarihî servetten hiç bahsetmemektedir. Ağızlarından demokrasi ve barış sözlerini hiç düşürmeyenler, bu cinayetlerin asıl müsebbibi olan terör örgütünün adını nedense hiç anmamaktadır. Kırk yıla yakın bir süredir kalleş ve alçak PKK terörünü yaşayan ülkemiz, maalesef sadece bu menfur örgütün kurşunlarına maruz kalmamış, bu ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişmesine katkıda bulunması amacıyla kendi bağrında yetiştirdiği sözde akademisyenler tarafından da saldırıya uğramıştır. Onların şu anki tavır ve ifadeleri, dağdaki eşkıyanın kurşunlarından daha tehlikeli ve daha alçakçadır. Bu güruhun Türkiye Cumhuriyeti'nden talep ettikleri sözde barışın arkasında yatan hendek siyasetinin tek bir amacının olduğunu akıl ve vicdan sahibi herkes gibi biz de biliyoruz. İnanıyoruz ki, akademik ve insani her türlü hassasiyet ve gerçekten mahrum olan bu bildirinin tek bir amacı vardır: Terörle mücadeleyi akamete uğratmak ve güvenlik güçlerimizin moralini bozmak. Sonuç olarak, bu kasıtlı ve akademik çehreli cahilane bildiriye reddiye olmak üzere ve Türk Milleti'nin gerçek duygu ve düşüncelerini temsil ve ifade arzusuyla hazırladığımız bu bildiriye imza atan bizler, bilinsin istiyoruz ki şu anda Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde yapılan operasyonlara destek veriyoruz. Milletimizin huzuru için orada dikkat, samimiyet ve cesaretle çarpışan ve bu uğurda kendi çocuklarını yetim bırakan polis ve askerlerimizin sonuna kadar yanında olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz. Çanakkale'de düşmana karşı savaşmak için öğrencileriyle birlikte cepheye giden öğretmen ve öğretim elemanları gibi, ülkemize karşı yapılan bu menfur saldırılara kalemimiz ve yüreğimizle karşı koyacağımızı, operasyonlara sonuna kadar destek vereceğimizi, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin belirlediği esaslar çerçevesinde barışı sağlamak için üzerimize düşen her türlü görevi yerine getireceğimizi taahhüt ve ilan ediyoruz. Bizim gibi düşünen Türkiye sevdalısı tüm akademisyenleri imzalarıyla destek vermeye davet ediyoruz.”
“Akademisyenler teröre karşı” kampanyasında da şu ifadeler yer aldı:
“Bu ülkenin akademisyenleri olarak terörün birlikte yaşamı ortadan kaldırmasına karşı çıkıyoruz! Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde artarak devam eden terör olaylarından akademisyenler olarak rahatsızlık duymaktayız. Daha önceki süreçler gibi çözüm sürecini de akamete uğratan, hukuk ve kardeşlik ortamını bozan, uluslararası destekçileri olan terör örgütü, kamu düzenini ortadan kaldırarak silahlı çatışmaya geri dönmüştür. Silah zoruyla Türkiye’nin belirli bir bölgesini kontrol etme amaçlı yapılan terör eylemlerinden dolayı sivil vatandaşlarımızın, güvenlik görevlilerimizin şehit haberlerini almak hepimizi derin bir üzüntüye sevk etmektedir. “Barış” söylemini dillendirerek bölgeye ve ülkemize tamamen düşmanlık tohumları eken, ahlaken son derece sorunlu; temel insan haklarını yok sayarak bölgede yaşayan tüm halkı baskı, tehdit yoluyla sindiren terör guruplarına karşı yürütülen huzur operasyonlarına sahip çıkmakta; bu operasyonların bölgede yaşayan masum insanlarımızı yakın bir gelecekte huzura kavuşturacağına inanmaktayız. Temel hak ve özgürlükleri ve kişi güvenliğini yok sayan, bunları şiddet ve tehditle ortadan kaldırmaya çalışan terör örgütüne karşı yürütülen operasyonların, vatandaşlarımızın mağduriyetinin giderildiği tarihe kadar devam ettirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Masum halkın yaşam, eğitim, sağlık, ifade hürriyeti gibi temel haklarına kasteden, mallarına zorla el koyan, insanımızı yerinden ve yurdundan eden, halkı yoksullaştıran, iş imkânlarını bitiren, demokratikleşmeyi, barışı ve kalkınmayı engelleyen terörün, ülke huzuru adına bir an önce bitirilmesini ümit etmekteyiz. Belli bir kesimin “özyönetim” haklarını savunma iddiasına yönelik gayrimeşru eylemlerle ortaya çıkan ve terör yöntemini kullanan gruplara karşı halkımızın, barış, güven, birlik ve beraberlik içinde hiç bir korku ve endişe hissetmeden yaşamlarını sürdürebilmeleri gerektiğini düşünmekteyiz. Devletimizin hukuk çerçevesinde yürüttüğü terörle mücadele devam ederken, bölge insanımızın demokratikleşme ile eş zamanlı olarak ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaların hızlandırılmasının gerektiğine inanmaktayız. Bu bildiriye imza atan akademisyenler olarak üzerimize düşen her türlü çalışmayı üstlenmeye hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz.”
İbrahim Özdemir-Figen Tok
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim