AHMED ZİYAÜDDİN GÜMÜŞHANEVİ’NİN HAYATI
Ticaretle uğraşan bir ailede ilme merak saran Gümüşhanevi’nin 10 yaşına kadar Gümüşhane’de kaldığı ve Şeyh Salim, Şeyh Ömer el- Bağdadi ve Şeyh Ali el-Vefai gibi zevatin yanında kuranı kerimi hatmettikten sonra Kasaid, Delail-i hayrat ve Hizb-i a’zam’ı da hatmedip icazet aldığı ifade edilir. Ailesinin 1822’de Trabzon’a göç etmesinden sonra bir taraftan ticaret işlerinde ailesine yardım eden Gümüşhanevi’nin ilim tahsiline ara vermediği Şeyh Osman efendi ve Şeyh Halid es-Saidi’den sarf, mahim ve fıkıh dersleri aldığından bahsedilir. 1247-1831 yılında amcası ile İstanbul’a geldikten sonra geri dönmeyen Gümüşhanevi, orada Beyazıd Medresesinde kalarak tahsiline devam etmiş bilahare Mahmud Paşa medresesinde Şehri Hafız Muhammed Emir el-İstanbuli ile Kürd Hoca diye meşhur olan Abdurrahman el-Harputi’nin yanında ders okumuştur.
İstanbul’da 13 yıl devam eden tahsil hayatının ardından ilim icazeti alan Gümüşhanevi Bayezid Medresesi ile Mahmud Paşa Medresesinde müderris oalrak göreve başlamıştır. 1264-1848 yılında Halidi halifelerinden Ahmed B. Süleyman el- Ervadi’den tarikat icazeti alan Gümüşhanevi, ömrünün sonuna kadar ilim ve irşadla meşgul olmuştur. 1311-1893 tarihinde vefat etmiş ve Süleymaniye Camii avlusunda bulunan Kanuni Sultan Süleyman türbesinin kıble tarafına defnedilmiştir.
İlim Şahsiyeti
Gümüşhanevi’nin çocukluğundan itibaren ilme ve medreseye karşı duyduğu iştiyak onu İstanbul’da buluna ilim çevrelerine sevk etmiştir. İçinde padişah ve saray hocalarının da bulunduğu dönemin tanınmış şahsiyetlerinden aldığı dersler şahsi gayret ve yeteneğiyle birleşince Gümüşhanevi, genç yaşta akranlarının çok fevkinde bir ilmi birikim ve donanıma sahip olmuştur.
Halidi tasavvuf geleneğinin bir özelliği olan ilim ve tedrisata önem ve öncelik verme hususu Gümüşhanevi’de çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Hayatının sonuna kadar ilim ve te’lifatla uğraşması bütün eserlerini Arapça yazması ve Mısır’da bulunduğu süre içerisinde derslerini Arapça takrir etmesi onun Arapça’ya vukufiyeti kadar ilmi kudretine delalet eden kafi bir delil olarak değerlendirilir. 1268/1848, 1292/1875 yılları arasında telif ettiği eserlerle velüd bir alim olduğunu ortaya koyan Gümüşhanevi fıkıh, hadis, tevsir, tasavvuf ve ahlak ile diğer muhtelif eserlerden toplam 64 kişiye ilim icazeti vermiştir. Hadis ilmine ayrı bir ehemmiyet veren Gümüşhanevi’nin yazdığı Ramuzu’l-Ehadis adlı eseri Gümüşhanevi Dergahı’nın adıyla özdeşmiştir.
Osmanlı’nın son döneminde ilmiye sınıfına mensup çok sayıda zevat Gümüşhanevi’den hadis dersi almış ve bazıları aldıkları icazetle bu eğitimlerini taçlandırmıştır. Azdavaylı Mehmet Celaleddin Efendi, İstanbul’lu Mehmed Nuri Efendi Süleymaniye Medresesi müderrislerinden Seyyid Ali Efendi’nin oğlu Mehmet Efendi bu şahsiyetlerden bazılarıdır.
Gümüşhanevi bir talebesine verdiği icazette, “Bu aciz kula cenab-ı Hak ikramlarda bulunmuş, onu itaatlerin en üstünü ile meşgul etmiş ve ibadetlerin en büyüğünde çalıştırmış ki o da şerefli ilmi talep etme işidir. Zira insan Allah Teala’nın rızasını istemekte, ihlas sahibi olduğu, çirkin olan “gösteriş” ve “desinler” den uzak bulunduğu zaman mükellef olanlar arasında temayüz eder ve şeref kazanır. Aksi halde ilim, sahibine vebal olur” diyerek alimlerin sahip oldukları ilmin gereğini yerine getirmediklerinde bundan sorumlu olacaklarını ifade etmiştir.
Kaynak: 1 Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhaenevi Sempozyumu
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim