8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
''İnsan, yaratılmışların en üstünüdür. Yüce Allah da yeryüzündeki bütün nimetleri insanoğluna bahşetmiştir. Her yaratılmışta olduğu gibi insanları da erkek ve kadın olarak yaratmıştır. Birbirleri üzerinde hak ve hukuku gözetmelerini, onurlu ve iffetli olmalarını emretmiş ve cennetin annelerin ayağı altında olduğu bildirmiştir. İyi insan olmanın şartı olarak da; kendisine, ailesine ve topluma yararlı olmayı buyurmuştur. İyi insanların yetiştirilmesinde, güçlü ve müreffeh bir toplum oluşturulmasında şüphesiz kadınların rolü büyüktür. Çünkü toplumun en küçük parçası olan ailenin en önemli unsuru annedir ve eğitimli, görgülü ve haysiyetli bireylerin yetiştirilmesinde anneler en ağır yükleri taşımakta, gerektiğinde her türlü fedakarlığa katlanmaktadırlar.
Ne yazık ki ülkemizde kadının önemi yeteri kadar anlaşılamamıştır. Her geçen gün aile ve kadın dramları gündemi teşkil etmekte ve yukarıda bahsettiğimiz değerlerin bir bir çürüdüğü, yıkıldığı anlaşılmaktadır. Ailelerin bozulduğu bir ortamda da bütün toplum bu sarsıntıdan etkilenmektedir.
İnsan haklarının, hukukun ve evrensel değerlerin bir arada, iyi anlaşılması ve hayatımıza uyarlanması kaçınılmaz bir durumdur. Ahlaki, milli ve dini değerlerin, eşitlik ve sosyal dengelerin insanlara sunulduğu bir ortam istenen manada bu değerlere ulaşmanın tek yoludur.
1800’lü yıllarda Avrupa’da gelişen sanayi devrimi ile kadınlar sanayi işkollarında çalışmaya başlamış; hak ihlalleri ve sömürü düzeni ile tanışmışlardır. Bununla birlikte, çok hazin ve hüzünlü aile dramları yaşanmıştır. Bu sıkıntılı ve hukuk dışı ortam, kadınların bir araya gelmelerine, organize olmalarına, hak ve hukuklarını aramalarına zemin hazırlamıştır. Mücadeleleri sonucu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak tarihe geçmiştir.
1400 yıl önce yüce dinimiz bu hususta kadına, anneye eşitlik tanımasına rağmen, gerek dünyada gerekse Müslüman ülkelerde bu husus yeteri kadar anlaşılamamıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk, Avrupa’dan ve diğer dünya ülkelerinden daha önce kadınlara eğitim ve öğretim, seçme ve seçilme, meslek sahibi olabilme vb. gibi çok büyük adımlar atarak Müslüman-Türk kadınının yüzyıllar boyunca kaybolmaya yüz tutmuş medeni vasfını ve kabiliyetini, medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğdurmuştur.
Ne yazık ki, günümüzde hala karanlıklarda debelenen kadın erkek birçok yurttaşımız bulunmaktadır. Cinayetler, tecavüzler ve hak mahrumiyetleri bizleri her geçen gün biraz daha derinden yaralamaktadır. Oysa, bugünlere, bağımsız ve onurlu bir yaşama kavuşabilmek için emperyalistlere, sömürgecilere ve işgalcilere karşı Müslüman Türk kadını erkeklerle yan yana, omuz omuza fedakarca savaşmış, azmi ve kararlılığını bütün dünyaya göstermiştir. Halide Edip Adıvarlar, Nene Hatunlar, Kara Fatmalar ve daha niceleri…
Bugün bizler, Türk kadınları, cahilliğe, geri kalmışlığa ve yoksulluğa karşı daha da yoğun bir şekilde mücadele etmeliyiz. Aydınlık bir geleceğe ulaşabilmek için güçlü aile yapılarına ulaşmak, kula kulluk etmeyerek, dik duracak, aydın insanlar, gençler yetiştirmek zorundayız. Atamızın dediği gibi Türk kadını yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde, göklerde yükselmeye layıktır. İşte bu şuurla biz kadınlar daima daha yüksek hedefler belirlemeli ve kendi becerilerimizin farkında olarak, kararlılıkla yolumuza devam etmeliyiz. Bu vesile ile önce hemşerilerimin, sonra ülkemin ve bütün dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nü kutlarım.'' dedi.
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim